Türkler neden yabancılar gibi film yapamıyor?

İsteseler kaliteli filmler yaparlar. Ama neden yapsınlar? İzleyici kitlesi belli, nelerden hoşlandıkları belli, RTÜK sansürlerinden sektörün nasıl ağzına edildiği belli. Örnek olarak Kurtlar Vadisi'nin ilk bölümlerinde kumarhane sahnesini hatırlayın. Gerçekten AK ile taramışlardı mekanı. RTÜK yüzünden artık ne kan gösterilebiliyor, ne cinsellik sahneleri yansıtılabiliyor. Her şey blurlu. Böyle bir ortamda gerçeğe yakın dizi, film yapmak imkansız. Bu yüzden yüksek bütçe harcamalarına gerek duymamaları normal.

RTÜK'ün yanı sıra millete dayayacaksın Karadeniz yöresi, doğunun aşiretleri, aile içi şiddet, dram konulu filmleri. Bunlar yetiyor zaten. Yapımcıların da canına minnet. Kafa olarak gelişmemiş bir topluma sahibiz. Yeni konular işlemeye çalışan diziler de tutmuyor mesela dikkat ederseniz.

Olay dediğim gibi yapamamaları değil. Ota b.ka sansür koyulmadan özgür bırakılsalar, toplumun kafası gelişmiş olsa çokta güzel yaparlar. Ayrıca tipik "Elalem ne der?" çekincesinden yaratıcılıklarını ortaya koyamıyorlar. Malum bizim toplum sinek kıçından tartışma çıkartır.
 
İsteseler kaliteli filmler yaparlar. Ama neden yapsınlar? İzleyici kitlesi belli, nelerden hoşlandıkları belli, RTÜK sansürlerinden sektörün nasıl ağzına edildiği belli. Örnek olarak Kurtlar Vadisi'nin ilk bölümlerinde kumarhane sahnesini hatırlayın. Gerçekten AK ile taramışlardı mekanı. RTÜK yüzünden artık ne kan gösterilebiliyor, ne cinsellik sahneleri yansıtılabiliyor. Her şey blurlu. Böyle bir ortamda gerçeğe yakın dizi, film yapmak imkansız. Bu yüzden yüksek bütçe harcamalarına gerek duymamaları normal.

RTÜK'ün yanı sıra millete dayayacaksın Karadeniz yöresi, doğunun aşiretleri, aile içi şiddet, dram konulu filmleri. Bunlar yetiyor zaten. Yapımcıların da canına minnet. Kafa olarak gelişmemiş bir topluma sahibiz. Yeni konular işlemeye çalışan diziler de tutmuyor mesela dikkat ederseniz.

Olay dediğim gibi yapamamaları değil. Ota b.ka sansür koyulmadan özgür bırakılsalar, toplumun kafası gelişmiş olsa çokta güzel yaparlar. Ayrıca tipik "Elalem ne der?" çekincesinden yaratıcılıklarını ortaya koyamıyorlar. Malum bizim toplum sinek kıçından tartışma çıkartır.
Ağzına sağlık çok doğru bir yazı olmuş. Hak veriyorum.
 
Evimdeki televizyonun Netflix için çalışıyor. Son iki-üç senedir televizyon Netflix harici hiçbir şey için kullanılmadı. Birçok kişinin de öyledir. Nedenini tahmin etmek zor değil; Birbirini tekrarlayan, üzerine düşünülmemiş diziler ve filmler.
 
İlk öncelikle cümleten selamün aleyküm.
Daha önce de oyuncu olmak için yetenek gerekir mi diye konu açmıştım ve bu konuda oyuncu olmak istediğimi belirtmiştim ve aklıma bir şey takıldı. Neden Türklerde yabancılar gibi guzel filmler yok?
Türkler; toplumunun kendilerine aşıladıkları, Statü, para, güzel kızlar, güç peşinde koşmaktan sanatsal yeterliliklerinin fazla gelişmiş olduğunu düşünmüyorum.
 
Bütçe yetersiz, sinema eğitimleri yetersiz, yönetmenler ve oyuncular vizyonsuz ve yeteneksiz, senaristlerin hayal gücü yok.

Buraya yazılanların hiçbiri değil.
İzleyici.
İzleyici cahil, fazla derin düşünmeyen ve kendisini de fazla düşündürtmeyecek yapıt arayan ayrıntıları umursamayan bir kitle.
Adam uçak alıyor ve çekim sırasında gerçek bir kaza sahnesi çekiyor, sence Türk halkının geneli bundan etkilenir mi?
Türk halkı yasaklı cinsellik hayatı ve aile içi entrikadan etkileniyor. Sen neyi hangi açıyla çekmişsin, çekmek için nereye gitmişsin, ne kadar vakit ve emek harcamışsın umurlarında değil. Ha bak komedi çekiyorsan da kilit nokta küfür nedense, acayip dehşet verici.
Haliyle de tabii hep aynı konular ve odaklarla kendi kendini tekrar eden bir sinema ortaya çıkıyor.
Aslında çıkamıyor da, doğum sancısı çekip düşük yapıyor türk sineması bence.

Yerli yapımcılar kültürsüz ve cahil fakat bütün suçu onlara atmamak lazım. Genel olarak ülkede her şeyin kalitesi kötü. Paranın değeri neden düşükse, binalar depremlere karşı neden dayanıksızsa o yüzden. Dolayısıyla yerli filmler de kötü. Diziler daha da kötü.

Kötü olan bir konuda bile kötüyüz. Örneğin Amerikan Mafyası´na bakarsan suçlu insanların hayatları da film gibi. Suçu övmek ya da yanlış anlaşılmak istemem ama öyle. Burada ise tespih sallayan kekolar ve soytarılar var suçlu olarak. Aradaki farkı görmek için The Godfather, Goodfellas ve Donnie Brasco gibi filmleri ya da Amerikan Mafyasının İç Yüzü gibi belgeselleri izleyebilirsin. Ardından bir bölüm Kurtlar Vadisi ya da Çukur izle. Farkı daha iyi anlarsın.

İsteseler kaliteli filmler yaparlar. Ama neden yapsınlar? İzleyici kitlesi belli, nelerden hoşlandıkları belli, RTÜK sansürlerinden sektörün nasıl ağzına edildiği belli. Örnek olarak Kurtlar Vadisi'nin ilk bölümlerinde kumarhane sahnesini hatırlayın. Gerçekten AK ile taramışlardı mekanı. RTÜK yüzünden artık ne kan gösterilebiliyor, ne cinsellik sahneleri yansıtılabiliyor. Her şey blurlu. Böyle bir ortamda gerçeğe yakın dizi, film yapmak imkansız. Bu yüzden yüksek bütçe harcamalarına gerek duymamaları normal.

RTÜK'ün yanı sıra millete dayayacaksın Karadeniz yöresi, doğunun aşiretleri, aile içi şiddet, dram konulu filmleri. Bunlar yetiyor zaten. Yapımcıların da canına minnet. Kafa olarak gelişmemiş bir topluma sahibiz. Yeni konular işlemeye çalışan diziler de tutmuyor mesela dikkat ederseniz.

Olay dediğim gibi yapamamaları değil. Ota b.ka sansür koyulmadan özgür bırakılsalar, toplumun kafası gelişmiş olsa çokta güzel yaparlar. Ayrıca tipik "Elalem ne der?" çekincesinden yaratıcılıklarını ortaya koyamıyorlar. Malum bizim toplum sinek kıçından tartışma çıkartır.

Türkler; toplumunun kendilerine aşıladıkları, Statü, para, güzel kızlar, güç peşinde koşmaktan sanatsal yeterliliklerinin fazla gelişmiş olduğunu düşünmüyorum.

Bu yorumların hepsi.
 
Arz, talep ilişkisi halk içinde mantıklı bir fikir olan filmi izlemez ya gülecek ya da aldatmayla ilgili bir film olacak.
Cevap biraz geç oldu ama neden yenilmezler gibi filmler yapamiyor?
Onlar için de çok büyük animatörler , yazarlar gerekir ve hepsi için bolca para.
 
Cevap biraz geç oldu ama neden yenilmezler gibi filmler yapamiyor?
Yenilmezler gibi film yapılması çok zor Türkiye'de. Endgame için 356 milyon dolar harcandı ve bu 3 milyar TL'ye yakın bir para. Yenilmezler gibi film yapmak istiyorsak en 1 milyar TL'yi elden çıkartmamız lazım ve insanların neleri izlediğini bildiğimiz için muhtemelen izlemeyeceklerdir.
 
Buraya yazılanların hiçbiri değil.
İzleyici.
İzleyici cahil, fazla derin düşünmeyen ve kendisini de fazla düşündürtmeyecek yapıt arayan ayrıntıları umursamayan bir kitle.
Adam uçak alıyor ve çekim sırasında gerçek bir kaza sahnesi çekiyor, sence Türk halkının geneli bundan etkilenir mi?
Türk halkı yasaklı cinsellik hayatı ve aile içi entrikadan etkileniyor. Sen neyi hangi açıyla çekmişsin, çekmek için nereye gitmişsin, ne kadar vakit ve emek harcamışsın umurlarında değil. Ha bak komedi çekiyorsan da kilit nokta küfür nedense, acayip dehşet verici.
Haliyle de tabii hep aynı konular ve odaklarla kendi kendini tekrar eden bir sinema ortaya çıkıyor.
Aslında çıkamıyor da, doğum sancısı çekip düşük yapıyor türk sineması bence.
Ben buna katılmıyorum. İzleyici cahil mi değil mi ona bu şekilde karar veremezsin. Ne sen ne de bir başkası. İzleyiciye bu sunulduğu için izleyici tüketmek durumunda kalıyor. Türkiye'de takip ediyor olsaydın bilirdin ki birbirinden başarılı gayet güzel bağımsız filmler yapılıyor. "Madem yapılıyor neden hiçbirinin adını duymuyoruz?" diyebilirsin haklı olarak, sebebi şu;

"Film distribution" yani film dağıtımı dediğimiz bir olay var sinemada. Dağıtım dediğimiz konuya en temelde bir filmin seyirciye ulaşması diyebiliriz. Bizim ülkemizde bu dağıtım şirketlerinden biri olan Mars Dağıtım sektörün yarısından fazlasına sahip. Dolayısıyla bu herifler senin neyi izleyip neyi izleyemeyeceğine karar veriyorlar. Konuyla ilgili yapılmış çok güzel bir belgesel var, merak edenler olursa onu da paylaşabilirim.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı