Dediklerinize katılıyorum hocam, estağfurullah siz kusura bakmayınız.Ben genel, Osmanlı için konuşuyorum hocam; sonuçta bir ailenin aldığı kararlar ama o kısım konuya uymamış, haklısınız; sabah sabah pek dikkat etmedim, kusura bakmayın.
Evet, örnek: Matbaaya gavur icadı diyen halk.
Osmanlı kendi çapında yenilikçi idi, batılaşmak için 2. Mahmut fes getirdi, 2. Abdülhamid kara çarşafı yasakladı vb. yenilikler yapılmaya çalışıyordu ama sınırlı.
Amaç hikaye yazmak zaten? Alternatif tarih.Nenemin bıyığı olsa ne olurdu? Bunu tartışmak kadar saçma bir şey bu. Ne olacağı kişilerin hayaline kalmış. Bence bu konuya yorum yapmak hikaye yazmak gibi.
Hocam ama kaynaklarda da yazıyor abdulhamidin 1.dünya savaşına girmek istemediği. Sanmıyorum hocam kaybedeceğini, o topraklarla kalırdık.
Öncelikle güzel konu yalnız tarihte belli çıkarımlar yapmak için; o dönemin şartlarını ve koşullarını değerlendirerek düşünmeliyiz. Şimdiki veya bundan 20 yıl önceki şartlar, pek de alakalı değil.Efendiler yorumlarınız için çok teşekkür ederim. 10 Tane yorum görünce yüzümde tebessüm oluştu. Fakat düşündüğüm şey şu Osmanlı yıkılmak yerine devam ettirilseydi ne olurdu ? Çünkü Osmanlı parası çok değerliydi. 500 Yıllık imparatorluk sonuçta.
Ama hocam galiba meclisin yanlış kararlar vermesi nedeniyle kapatıldı. Sonradan tekrar açıldı zaten.
Hocam ama kaynaklarda da yazıyor Abdulhamidin 1.Dünya savaşına girmek istemediği. Sanmıyorum hocam kaybedeceğini, o topraklarla kalırdık.
Doğru söylüyorsunuz aslında hocam da insan bir üzülüyor be 500 yıllık İmparatorluk yıkılıyor. Şartlar bunu gerektiriyordu yapacak bir şey yok ama geçmişe değil de geleceğe yatılı şekilde yaşamak lazım.Öncelikle güzel konu yalnız tarihte belli çıkarımlar yapmak için; o dönemin şartlarını ve koşullarını değerlendirerek düşünmeliyiz. Şimdiki veya bundan 20 yıl önceki şartlar, pek de alakalı değil.
I. Dünya savaşına Osmanlı her halükarda girmek "zorundaydı". Bunu sadece çıkarlar, anlaşmalar, denge vs. gibi konular adına düşünmeyin. Arkasında koskoca bir sosyal zorunluluk yatıyor. Aynı zorunluluk; bizim boğazlardaki haklarımızı geri almamızı, İstanbul'un tekrar militarize edilmesini, Hatay sorununu kapsar. Ve bir o kadar önemli; yıllar sonra Rusya'nın Avrupa ülkelerine: "Türkiye'nin boğazlar konusunda tam yetkili olması tanınmalı. Aksi bir durumda Türkiye'nin savaş açması halinde Rusya Türkiye'nin yanında yer alır." açıklaması bizlere o dönemdeki konjüktörün, aslında kaçınılmaz sonuçlarını gösteriyor.
Bir de demokrasi, cumhuriyet, toplumsal devrim; bunların hiçbiri durup dururken veya bizim atalarımız tarafından keşfedilmedi. Hepsi hem bireysel hem de toplumsal ihtiyaçların, hukukun, kültürlerin gelişimleri adına yapıldı. Bu nedenle; değil 500 yıllık imparatorluk, 1500 yıllık imparatorluklar bile yıkıldı.
Sürekli ilerleyen ve gelişen insanın; geçmişteki kült yapılarda takılması, bağlı kalması pek mümkün değil.
Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk sıfatında bir karakter sadece tarih değil: Hepimizin içinden an gelir bir Atatürk çıkacak potansiyelimiz vardır. Damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur.
Saygılar.
Osmanlı yine yıkılırdı.
I. Dünya savaşı'na girmeme gibi bir durum yoktu. Buna zaten bizim konumumuz engel. Sonrasındaki senaryoyu biliyoruz zaten.
Iı. Abdulhamid, bana göre yapabileceğini yaptı. Her şey toprak değildir. Ona çökmüş bir imparatorluk kaldı. Millet fazla toprak aldığı için Kanuni'yi de çok iyi padişah sanıyor.
Iı. Abdulhamid'in kardeşi v. Murad, II. Abdulhamid'den daha iyi bir eğitim almıştı. Fransızca biliyor, piyano çalıyordu. Delilik olayları, onun için büyük talihsizlik. Özellikle törenler tam bir rezaletti.
2 ölüm haberi de alınca, delirdiği söylenir. Destekçileri, sağlığının yerinde olduğunu savunuyordu. Iı. Abdulhamid ise tedavisinin imkansız olduğunu anlatan bir heyet raporu almıştı.