2002 Türkiye ekonomik krizi nedir?

Yazını editlemişsin. Akp'ye kadar sabit kur vardı demiştin. En azından bilginin hatalı olduğunu fark edip düzeltmişsin.
1980'e kadar sabit kur vardı. Dövize çokta ihtiyaç yoktu çünkü çoğu üründe kendi kendine yetebilen bir ülkeydik. (İhtiyaç yoktu demiyorum, bu zamanki kadar ihtiyaç yoktu)
1980'den sonra dalgalı kur'a geçildi ama merkez bankası tarafından yönlendirildi.
Serbest olarak 2001 krizinden sonra geçildi dalgalı kura yönlendirme olmadan DSP hükümeti tarafından.
Müdahale edilen/baskılanan fiyatı piyasaca belirlenen fiyatla karşılaştırıyorsunuz. Hatalı olduğum yeri söyler misiniz? Kura Akp'ye kadar hükümetler tarafından müdahale edildiğini söyledim(Akp değil Dsp imiş, hata olarak bunu kabul ederim), havada kalmasın diye de kaynak linkiyle editledim sadece.
 
Müdahale edilen/baskılanan fiyatı piyasaca belirlenen fiyatla karşılaştırıyorsunuz. Hatalı olduğum yeri söyler misiniz? Kura Akp'ye kadar hükümetler tarafından müdahale edildiğini söyledim(Akp değil Dsp imiş, hata olarak bunu kabul ederim), havada kalmasın diye de kaynak linkiyle editledim sadece.

Zaten editinden önce yazdığın şey de akp'ye kadar dalgalı kur yoktu idi. Bende akp' ye kadar değil dsp hükümeti zamanında dedim. Başka neyi kabul edeceksin ki? Başkasıyla mı karıştırdın?
 
2001 yılının şubat ayında başlayıp 2002 yılına kadar süren bir ekonomik krizdir. Dönemin başbakanı Bülent Ecevitdir. Dolar kuru bir gece de 50 kuruş artarak bütün eleştiriler iktidara çevrilmiştir. İşsizlik oranı yüksek bir sayıya ulaşmış ve bir çok dükkan kepenk indirmiştir.
 
Öncelikle 2002 değil 2001 krizi muhtemelen bahsettiğiniz. Kısaca olanları özetleyeyim.
19 Şubat 2001'de normal geçmesi beklenen bir Milli Güvenlik Kurulu(MGK) toplantısı oldu. Bu toplantının başkanlığını cumhurbaşkanı yapar. Dönemin cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer, dönemin başbakanı DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'ti.
Toplantıda Başbakan Bülent Ecevit ve yardımcıları Mesut Yılmaz, Devlet Bahçeli ve Hüsamettin Özkan vardı. Cumhurbaşkanı Sezer Ecevit'e "Devlet Denetleme Kurulu ile ilgili sözlerinizi üzüntüyle karşıladım." der. Bu kurum Cumhurbaşkanlığına bağlı bir kurumdu ve Sezer hükümete bağlı olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nu denetlemek istemişti. Ecevit buna "Denetimin denetimi mi olur?" şeklinde cevap vermişti. Toplantıda Ecevit Sezer'e "Yetkimize müdahele ediyorsunuz." şeklinde bir cevap verdi. Sezer de önündeki anayasa kitapçığını Ecevit'e doğru itti ve "Ya bu anayasayı okumuyorsunuz ya da okuduğunuzu anlamıyorsunuz." dedi. Buna tepki Ecevit'ten değil Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan'dan geldi. Özkan "Sizi halk değil üç lider cumhurbaşkanı seçti. Başbakan ile bu şekilde konuşamazsınız." diyerek Ecevit'in önündeki anayasa kitapçığını Sezer'e doğru fırlattı.
Başbakan Ecevit bu şartlarda daha fazla çalışamayacağını söyleyerek toplantıyı terk etti.
Ecevit Başbakanlıkta bir basın açıklaması yaptı:
"Bugün son derece üzücü bir olay oldu. Toplantıda sayın cumhurbaşkanı söz alarak son derece de terbiye dışı bir üslupla bana ağır ithamlarda bulundu. Devlet geleneklerimizde yeri olmayan ithamlarda bulundu. Ya ona aynı dille karşılık verecektim ya da toplantıyı terk edecektim. O yüzden toplantıyı terk ettim."
Ecevit bu olayı ciddi bir kriz olarak nitelendirdi ve bu da zaten alev alev olan Türk ekonomisine benzin döktü. Borsa İstanbul %14,6 değer kaybetti ve çöktü. Gecelik faizler %6000'i aştı. 7,6 milyar dolar değerindeki yatırımcılar ülkeyi terk etti. Bu kriz sebebiyle enflasyon %150'ye fırladı, 800.000 kişi işsiz kaldı, ülke ekonomisi %10 küçüldü. İnsanlar sokaklarda "Hükümet İstifa" sloganları atmaya başladı. Meşhur yazar kasa olayı da bu krizden sonra gerçekleşti.
Ecevit çare olarak gençliğinden tanıyıp güvendiği, dönemin Dünya Bankası Başkan Yardımcısı Kemal Derviş'i ülkeye çağırdı. Sonucunda ise Kemal Derviş Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı oldu. Derviş'in geçirdiği yasalar sayesinde ekonomi toparlandı. Şimdi Ecevit büyüyen Türkiye ekonomisinin kaymağını yiyece-
Bahçeli 3 Kasım 2002'de erken seçim istediğini açıkladı. Ecevit ve Yılmaz Bahçeli'yi ikna etmeye çalıştıysa da başaramadılar ve TBMM'de erken seçim kararı alındı. Bu karar o dönem koalisyonundaki ANAP, DSP ve MHP için siyasi bir intihardan ibaretti.
Sonuç olarak 3 Kasım 2002'de yapılan seçimlerde AKP %34 oy ile 360 küsür milletvekili çıkararak tek başına iktidar oldu. ANAP ve MHP baraj altı kaldı, ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz siyaseti bıraktı. DSP'nin oyu %22'den %1,5'a düştü. 2002 Genel Seçimlerinde verilen oyların %40'ından fazlası %10'luk seçim barajı nedeniyle Meclis'te temsil edilemedi. CHP -Kemal Derviş'in CHP'ye katılmasının etkisiyle olduğunu düşünüyorum- %19,5 oy ile "tek başına muhalefet" oldu. Kemal Derviş'in düzelttiği ekonominin kaymağını birkaç yıl AKP yedi.
Daha detaylı olarak aşağıdaki videolara bakabilirsiniz.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 

Geri
Yukarı