Arkadaşlar merhaba, yazıma başlamadan önce birkaç şey belirtmek istiyorum: Foruma Tarih kategorisi açılmış, forum için hayırlı olsun diyorum ve bu kategoride benim de katkımın olmasını isterim. Bugünkü konumuzda 5816 sayılı kanunun ne olduğunu ve bu kanunun hangi hükümet tarafından yapıldığını anlatmaya çalışacağım. Bazı yerlerde o kadar yanlış bilgi geziyor ki doğrusunu anlatma gereği duydum. Bu yanlış bilginin bazıları da şu ki "Atatürk kendisini garantiye almak adına 5816 sayılı kanunu çıkardı, Atatürk'ü eleştiren herkes hapse giriyor, bu kanunu İsmet İnönü, Atatürk'ü garantiye almak adına yaptı" tarzında birçok yanlış bilgi var. Bunların hepsini dilim döndüğünce anlatmak istiyorum ve konunun en alt kısmında da yararlandığım kaynakları belirteceğim. İsterseniz kaynaklara sizler de bakabilirsiniz. Her neyse yazımıza başlayalım:

5816 sayılı kanun nedir?

Atatürk'ün yapmış olduğu birçok yenilik, inkilâp ve devrim vardır. Bu yapılan inkilâp ve yenilikler bazı kesimler tarafından hoş karşılanmamakla birlikte, Atatürk düşmanlığı yapan kişilerin, Atatürk'ün anısını ve hatırasını yaşatmak için yapılmış olan büst ve heykellerin bazılarına saldırı gerçekleştirilmiştir ki 2023 Türkiye'sinde bile hâlâ saldırı haberlerini görebiliyoruz. Atatürk'ün heykellerinin dikilmesi de halkın belli bir kesimi tarafından hoş karşılanmamıştır. Atatürk, hilafeti, saltanatı kaldırdığı ve Cumhuriyeti ilan ettiği için hâlâ günümüzde belli bir kesim tarafından eleştirilmektedir. Bu kanun da Atatürk aleyhine işlenen suçlar hakkında kanun ya da Atatürk'ü koruma kanunu olarak geçmektedir.

5816 sayılı kanunu çıkaran kimdir? 5816 sayılı kanunu Atatürk mü çıkardı? 5816 sayılı kanun ne zaman çıkarıldı?

Öncelikle bu kanun 25 Temmuz 1951'de kabul edildi yani Atatürk, hayata gözlerini yumduktan 13 yıl sonra kabul edildi. Kanunu Atatürk kabul etti ya da kanunu Atatürk yaptı gibi bilgilerin tamamıyla asılsız olduğunu söyleyebiliriz. 5816 sayılı kanun, Atatürk'ün vefatından 13 yıl sonra kabul ediliyor ve 1951'de Demokrat Parti'nin iktidar olduğu zamanlarda Atatürk'ün heykel ve büstlerine yapılan saldırıların artması sonucunda Demokrat Parti tarafından yapılmış kanundur.
TBMM'de bu kanunun tasarısı tartışmalara sebep olmuştur. Tasarıya karşı çıkan kişiler, söz hakkı alıp kişilerin yasalar karşısında eşitliğinin olduğunu, tek bir ferde imtiyaz tanıyan tasarının anayasa ihlalinin olacağını belirtmişlerdir ki tasarı lehinde söz hakkı alanlar da Atatürk'ün millete ve Türkiye Cumhuriyetine karşı yapmış olduğu hizmetleri dile getirmişlerdir ve böyle bir kanuna gerek duyulduğunu belirtmişlerdir. Ayrıca Atatürk'ün heykel ve inkilâplarının kanunla korumak zorunda kalınmasının acı, üzücü ve siyasi bir hata olduğunu belirtmelerinin yanı sıra milletin temsilcisi olan devlet başkanları için kanunlar çıkarıldığını belirtmişlerdir ve ebedi hayata göçtüğü için kendi eserlerini ve inkilâplarını koruyamayacağını ve eserlerinin, inkilâplarının kanunla korunması gerektiğini belirtmişlerdir ki gerçekten de acı ve üzücü durum. Hayatını Türkiye Cumhuriyetine ve milletine adamış birisine saygı, hayranlık ve minnet duymamız gerekiyor; fakat vefatından 85 sene geçmesine rağmen hâlâ anılarının ve hatıralarının belli bir kesim tarafından saldırıya uğruyor olması da kabul edilebilecek durum değildir ve utanç tablosudur. Atatürk'ün yapmış olduğu inkilâp ve devrimler olmasaydı İran'dan, Pakistan'dan bir farkımız kalmazdı.

5816 sayılı kanunun 23 ile 24 Temmuz 1951'de müzakeresi ve görüşmeleri yapılmış, müzakereleri ve görüşmeleri yapıldıktan sonra oylamaya sunulmuştur ve oylamaya sunulan tasarı da 15 Temmuz 1951 tarihli kanunun, 50 red oya karşın 232 oyla kabul edilmiştir ve 5816 sayılı kanun olarak kabul edilmiştir.

5816 sayılı kanunun maddeleri nelerdir?

2391
Atatürk ALEYHİNE İŞLENEN SUÇLAR
HAKKINDA KANUN
Kanun Numarası: 5816.
Kabul Tarihi: 25/7/1951.
Yayımlandığı R. Gazete: Tarih: 31/7/1951 Sayı: 7872
Yayımlandığı Düstur: Tertip: 3 Cilt: 32 Sayfa: 1842

Madde 1 – Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Atatürk'ü temsil eden heykel, büst ve abideleri veyahut Atatürk'ün kabrini tahrip eden, kıran, bozan veya kirleten kimseye bir yıldan beş yıla kadar ağır hapis cezası verilir.

Yukarki fıkralarda yazılı suçları işlemeye başkalarını teşvik eden kimse asıl fail gibi cezalandırılır.

Madde 2 – Birinci maddede yazılı suçlar; iki veya daha fazla kimseler tarafından toplu olarak veya umumi veya umuma açık mahallerde yahut basın vasıtasiyle işlenirse hükmolunacak ceza yarı nispetinde artırılır.

Birinci maddenin ikinci fıkrasında yazılı suçlar zor kullanılarak işlenir veya bu suretle işlenmesine teşebbüs olunursa verilecek ceza bir misli artırılır.

Madde 3 – Bu kanunda yazılı suçlardan dolayı Cumhuriyet savcılıklarınca re'sen takibat yapılır.
Madde 4 – Bu kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Madde 5 – Bu kanunu Adalet Bakanı yürütür

5816 sayılı kanun hakkında genel sonuç, yanlış bilgilerin düzeltilmesi

Arkadaşlar, özetle Atatürk tarafından çıkarılmış kanun değil. Kanunda da "Madde 1 – Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." diye belirtilmiş. Atatürk'ün hatırasına ve anısına hakaret etmek, sövmek yasak ve cezası da hapis cezasıdır. Hiç kimsenin Atatürk'ü eleştirdiği için ceza alacağını sanmam ki kanunda da Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret eden veya söven kimse şeklinde belirtilmiş. 1951'li yıllarda Atatürk heykellerine ve büstlerine artan saldırılar sonucunda Demokrat Parti iktidarında meclise sunulmuş ve 232 milletvekilinin "EVET" oyunu alarak meclisten geçmiş kanundur yani Atatürk'ün kendisini garanti altına almak adına yapmış olduğu kanun değil ve bu kanun Atatürk, hayata gözlerini yumduktan 13 yıl sonra yapılıyor ve meclise sunuluyor ki Atatürk'ün vefatından 85 sene geçmesine rağmen hâlâ Atatürk büstlerine saldırı yapılabiliyor ki o senelerde bu olayların daha baskın olduğunu düşünüyorum. İş, meclise taşındığına göre demek ki kanun gerekli görülmüş ve meclise sunulmuş. Atatürk Türklerin babasıdır ve insan, babasını ne olursa olsun korur; hatıralarını, anılarını da yaşatır. Hayatını ülkeye adamış liderimiz hakkında ayrı kanun yapılması kadar doğal bir şey yoktur. Mustafa Kemal Atatürk'ten bahsediyoruz. Yaptığı yenilikleri ve devrimleri anlatmaya kalksak sayfalara sığmaz. Buraya kadar okuduğunuz için teşekkür ederim. Ne olursa olsun Atatürk'ü unutturamayacaklar, insan babasını unutmaz ve Atatürk de Türklerin babasıdır.

Konuyu ilgisinin çekeceğini düşündüğüm birkaç kişiyi etiketlemek istiyorum: @Recep Baltaş, @Emre C, @Ella Freya, @Jasoelys, @Görkem Say.

300px-Cumhuriyet_Gazetesi_24_Temmuz_1951.bmp.png


300px-Milliyet_Gazetesi_26_Temmuz_1951.bmp.png


450px-Ulus_Gazetesi_26_Temmuz_1951.bmp.png





Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.










 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bence Atatürk'e küfür edelibelir ama küfür eden kişiye Atatürk adı altında dava açılmasına karşıyım.
İşte burada yanılıyorsunuz. Atatürk elbette bir bireydir, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşıdır ancak bu isme normal bir vatandaş muamelesi yapılamaz. Milyonlarca mazlumun üstünde hakkı var. Objektif olan budur.
Ben pek de borçlu olduğumu düşünmüyorum, kurduğu devlette yaşamayı da ben seçmedim. Kimse bana da sormadı ki. Kaderim de bu topraklarda doğmak vardı ve doğarken kabullendik. Bunun özel bir anlamı yok. Ülkeyi ileri götürmende sakınca görmüyorum bende isterim ama tek başına da olmuyor.
Biz de seçmedik, ancak bu ülkede bir şekilde yaşıyorsak sorumluluklarımız oluyor. Siz şu yaşınızda doğduğunuz evde "Anne ben doğmayı seçmedim, sifonu çekmiyorum." diyebilir misiniz? Diyemezsiniz. Aynı şekilde o evde yaşarken maddi sıkıntıya düşseniz, çalışmayıp evde yatsanız ne olur? Sonuçta siz seçmediniz, anneniz babanız sizi yapmaya karar verdi. "Tek başına olmuyor. " demek hakkında da ulu önderin çok güzel bir sözü vardır, bilmiyorsanız uzun uzun Atatürk okuyun görürsünüz. Sorumsuz bir cümle, üşengeç ve umursamaz bir cümle. Özel bir anlam yüklemek zorunda değilsiniz, ancak bu ülkede bir şekilde yaşıyorsanız sorumluluklarınız var. Bunlardan bu cümlelerle kaçamazsınız.
Bu arada marjinallik iyidir, radikal düşünmek iyidir. Bir şeylerden farklı olabilmeye çalışmak güzeldir. Çünkü bir bireyiz, farklı düşünür farklı hareket ederiz. Hepimiz aynı düşünsek hepimiz aynı davranışları sergilersek hiçbir şeyin anlamı kalmaz. Koyundan farkımız kalmaz yani.
Marjinallik elbette iyidir, ancak kırmızıya yeşil diyerek marjinal değil, kör olunur. Ben şahsen çoğu konuda radikal ve marjinal bir bireyim, ancak asla karşısında değişik bir durum var diye kırmızı bir duruma yeşil demem. Sorumluluklarımdan kaçmam. Yanlış gördüğüm yerden uzaklaşırım.

Sizi marjinal olmaya davet ediyorum, siz maalesef körsünüz.
 
Saygısızlık da yapılabilir. Kimse bir şeye veya kişiye saygı duymak zorunda değil.

Fiziksel saldırı başka, ona tabii ki müdahale edilecek.

Ama olmalıdır. Birkaç kişinin ettiği küfürle kimsenin değeri küçülmez. Böyle gereksiz şeylerle vakit kaybetmenin anlamı yok. Günün sonunda sinirlendiğinizle kalırsınız.

Mıllet he deyip geçmeyi bilmiyor ki.

Kanka çok fazla batı özentisisin galiba öyle batıda düşündüğün gibi herkese küfür edebilme gibi bir şey yok onu kafandan çıkar hele ki bu Türkiye'nin kurucusu atatürkse imkanı yok kimse küfür edemez. Senin dediğin şey Amerika'da bile yok sosyal medyadan batı özgürlüğünü yanlış öğrenmişsin. Ayrıca bir de saygısızlıkta yapılabilir demişsin kahvaltıda ne yiyiyorsun söyle yemeyelim.
 
Milyonlarca mazlumun üstünde hakkı var. Objektif olan budur.
Başka bir açıyla da bakarsan insan da katletmiştir. Ölümde insan ayrımı olmaz.

Biz de seçmedik, ancak bu ülkede bir şekilde yaşıyorsak sorumluluklarımız oluyor. Siz şu yaşınızda doğduğunuz evde "Anne ben doğmayı seçmedim, sifonu çekmiyorum." diyebilir misiniz? Diyemezsiniz. Aynı şekilde o evde yaşarken maddi sıkıntıya düşseniz, çalışmayıp evde yatsanız ne olur? Sonuçta siz seçmediniz, anneniz babanız sizi yapmaya karar verdi. "Tek başına olmuyor. "
Böyle saçma argümanları bi islamcilar bi siz veriyorsunuz. Bu arada anneme diyorum, doğarken bize sormadılar ki. Niye doğurdun demişliğim de var. Aile ile devlet ilişkisi çok farklı şeyler. Aile farkındaysan 3-5 kişi, kolayca yönetilebilir ve kişi az sayısı olduğu için ortak nokta bulunmada sıkıntı çekilmez. Devlet ise çok bambaşka bir dünya.

Maddi sıkıntıya düşsem tabii çalışırım aç kalmamak adına da bunun Atatürk'e saygı ile alakasını kavrayamadım. Türkiye'de doğduysam Atatürk'e karşı illa büyük sevgiler mi beslemem gerekiyor? Ya adam akıllı açıklayın ya da hiç açıklamayın, ikimiz de baş ağrısı olmaz.

Kanka çok fazla batı özentisisin galiba öyle batıda düşündüğün gibi herkese küfür edebilme gibi bir şey yok onu kafandan çıkar hele ki bu Türkiye'nin kurucusu atatürkse imkanı yok kimse küfür edemez. Senin dediğin şey Amerika'da bile yok sosyal medyadan batı özgürlüğünü yanlış öğrenmişsin. Ayrıca bir de saygısızlıkta yapılabilir demişsin kahvaltıda ne yiyiyorsun söyle yemeyelim.
Batı umrumda bile değil. Biz sadece aslında olması gerekeni söylüyoruz bu kadar.

ancak bu ülkede bir şekilde yaşıyorsanız sorumluluklarınız var. Bunlardan bu cümlelerle kaçamazsınız.
Bir şekilde yaşıyorsam sorumluluklarım var, kendimden sorumluyum. Kaçmaya da çalışmıyorum sadece dayatma hakkınız yok diyorum.

Siz diyorsunuz ki Türkiye'de doğdun kaderin böyle Atatürk'ü sayıp seveceksin kollayacaksın Atatürk gibi düşüneceksin konuşacaksın. Niye bir birey olamıyorum? Sanki Türkiye'de doğarken sözleşme imzalıyorum böyle böyle hareket edeceksin böyle konuşacaksın.

Aile örneği verdiniz, Atatürk bir aile değil ki. Beni büyütüp bakmadı bana sevgi vermedi, değer vermedi. Aile de iç güdüsel bir bağlılık var. Atatürk'e karşı o bağlılığım yok ve olamıyor da. Şu an Yunanistan'da yunan bir çocuk olarak büyütülseydim gene aynı şekil ailemi düşünürdüm daha çok. Çünkü devletler geçicidir, yıkılır kurulur sınırlar değişir.

siz maalesef körsünüz.
Bu kadar Atatürkçülük fazla, biraz perspektif açıyla bakmaya çalışın. Hayatınıza daha çok değer verin, eminim daha huzurlu ve daha mutlu hayatınız olur. Kişiler, ideolojiler hepsi birer zırvadır. Önemli olan hayatın.
 
Son düzenleme:
Komik.
Sadece 5816 ile sahip çıkmıyoruz, eylemlerimizle de çıkıyoruz siz hiç merak etmeyin. Sadece 5816'yı savunarak iş yaptığımı da nereden çıkardınız? :D
5816 önemli bir değer, saldırı yapmak savunmaktan daha anlamsız. Savunma sebebimiz de sizin gibiler. Günde 2 ekmek ve 1 bardak suya şükredenlerden farkınız kalmıyor maalesef. Profil mesajlarınızın kendinizi yansıttığına emin misiniz? Ya da konunun 5816 olması ve burada onu savunmaktan daha doğal bir şey olamayacağını?

Ben bu cumhuriyete layık olabilmek için genç bir birey olarak yapabileceğim her şeyi yapmaya çalışıyorum zaten.
5816'nın zerre değeri yok gözümde. İnsanların da aynı şekilde düşünüp eğer bir şeye sahip çıkacaksa bunu eylemde yapmasını isterim, umut ederim. Eğer "eylemde de bulunuyorum" diyorsan ne âlâ. Gerisi görüş ayrılığı olur, sen yasaya değer verirsin ben vermem vs.

Burada oluşturmaya çalıştığım farkındalık bireylerin eyleme geçebilmesi. Olur da belki bir faydamız dokunur diye uğraşmak yani kısaca. Gerisi hiç umurumda değil. İster 5816 maddelerine okuyup üfle, yanında yat; ister zerre değer verme. Önemsiz.
Örnek 5816 konusunda sizin gibi olayı çocuk tacizine çekecek kadar konuyu saptıranlara karşı kanunu savunmak xD. Kaç tane tarikat tacizcisini ihbar ettiğimi bilmezsiniz tabii normal.
Başına gelenler nedir ne değildir bilemiyorum, geçmis olsun demekle yetinirim sadece.
Oralarda büyütülmeye çalışmış bir bireye yazıyorsunuz ondan da haberiniz olsun. Babamın da savunulacak bir yanı yoktur :D. Konu açın teker teker yazayım hepsini ne olmuş ne olmamış. Bunun yeri burası değil.
Gerçekten babanızı kastetmediğimi tahmin ediyorsunuzdur herhalde. Neyse, tekrar geçmiş olsun.
Marjinallik taslıyorsunuz işte kardeşim. Amaç değişik ve farklı düşünüyor olabilmek. Kitap okuyun kitap. Foruma yazmakla olmaz bu iş.
Okuyorum, elimin altında forum ve 3-5 kişiye ulaşabileceğim bir ortam var. Bildiklerimi ve bilhassa diğerlerinin bilmediğini düşündüğüm bilgileri boş vaktimde yazıyorum.
 
Kanka çok fazla batı özentisisin galiba öyle batıda düşündüğün gibi herkese küfür edebilme gibi bir şey yok onu kafandan çıkar hele.

Batı falan değil olay. Ben bana göre olması gerekeni söylüyorum. Katılıyorsundur veya katılmıyorsundur, bu kadar.

Tabii size öğretilenden farklı düşünen herkes özentidir. Etiketi yapıştır gitsin. Biraz da laf salatası yapayım, millet bir şey bildiğimi zannetsin. Bu sözüm sadece size değil tabii.

Hele ki bu Türkiye'nin kurucusu Atatürkse imkanı yok kimse küfür edemez.

Dayatmalar ve sınırlamalar insanlığa hiçbir zaman iyilik getirmedi. Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler.

Sizin değerlerinizle örtüşmeyen insanlardan bile öğrenebileceğiniz şeyler vardır. Kafanızı tamamen kapatıp insanlara böyle saçmalıklar dayatmaya devam ettiğiniz sürece gelişemezsiniz.
 
Türklüğü sevmemek değil ki olay. Türk olmaya fazla anlam yüklemiyorum, hepsi bu.

Ama ben demiyorum ki Atatürk'e hakaretler yağdırılsın falan, tabii ki hayır.

Atatürk'e veya herhangi bir kişiye küfür eden adama ben de aynı şekilde karşılık verebiliyorsam bu ifade özgürlüğüdür. Benim savunduğum bu. Aksini söyleyenlere da saygı duyuyorum zira bunun Türkiye'de çalışmayacağı aşikar. Ben ideal bir düzende bana göre olması gerekeni söylüyorum.
Empati+sempati kavramlarını öğretmediler mi sana? Birilerine ettiğin hakaret birilerini incitebilir, sinirlendirebilir de. He deyip geçmeyle alakası yok bunun. Birisine "kilo ver *** şişkosu" dediğin zaman üzülebilir, birisinin annesine küfür ettiğinde sinirlenebilir. Burada küfür edilen değil küfür eden suçludur. İnsanlara "sen de alınma" diyemezsin. İnsanların kafasında kurduklarına karışamazsın. İnsanların neyi kafasına takacağına karışamazsın. Bir de küfür yasak olmamalı diyorsun sanki adamakıllı bir gerekçen varmışçasına, sanki topluma etkisi yokmuş gibi.
 
Empati+sempati kavramlarını öğretmediler mi sana? Birilerine ettiğin hakaret birilerini incitebilir, sinirlendirebilir de. He deyip geçmeyle alakası yok bunun. Birisine "kilo ver *** şişkosu" dediğin zaman üzülebilir, birisinin annesine küfür ettiğinde sinirlenebilir. Burada küfür edilen değil küfür eden suçludur. İnsanlara "sen de alınma" diyemezsin. İnsanların kafasında kurduklarına karışamazsın. İnsanların neyi kafasına takacağına karışamazsın. Bir de küfür yasak olmamalı diyorsun sanki adamakıllı bir gerekçen varmışçasına, sanki topluma etkisi yokmuş gibi.
Bunlarda ruh yok. Ölelim gidelim havasında, her şeyin suçlusu onların karşısındakiler. Anlatamazsın kardeşim. Karşısında anasına sövsek elhamdülillah der bunlar.
 
Dayatmalar ve sınırlamalar insanlığa hiçbir zaman iyilik getirmedi. Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler.

Sizin değerlerinizle örtüşmeyen insanlardan bile öğrenebileceğiniz şeyler vardır. Kafanızı tamamen kapatıp insanlara böyle saçmalıklar dayatmaya devam ettiğiniz sürece gelişemezsiniz.
Birisine küfür etmemekle kafayı tamamen kapatmanın bir alakası yok, sınırlama veya dayatma da değil, birisine küfür etmiyorsun diye ülkenin yükselişini de engelleyecek değilsin. Aksine, ahlak düzgünlük ve refah vs. getirir.

Olayı kişisel bir tartışmaya dökmenin anlamı yok. Dediğim gibi milliyetçi değilim. Herhangi bir ırktan olmanın benim için özel bir anlamı yok. Bu beni Atatürk karşıtı veya Türk düşmanı yapmaz.

Sizler, fikirlerinizle uyuşmayan kişileri insandan saymadığınız sürece düzgün bir tartışma ortamının oluşması imkansız. Oluşmasına da gerek yok, orası ayrı konu. Neticede kimse herhangi bir fikir veya kişiye saygı duymak zorunda değil.
Milliyetçilik kavramının sadece ırkı yüceltmek temelinde olduğunu düşünüyorsunuz sanırım ama böyle değil. Milliyetçi olunca "Türk uludur, Türk yücedir, en büyükler Türklerdir" gibi şeyleri benimsemenize gerek yok. Milliyetçi olarak ulusun değerlerini, kültürünü, ahlakını korursunuz. Yani milliyetçi değilim diyen birisi araplığı da benimseyebilir, bir süre sonra araplar gibi yaşamaya başlar, afganları benimseyebilir, bir süre sonra afganlaşmaya başlar. Bu rezil bir şey bence.

Küfür ve iftirayı birbirinden ayrı tutarak söyledim. Birine küfür etmek sorun değil ancak "terörist" "tacizci" gibi kanıtlanmadan söylenen şeyler suç sayılmalı diyorum.

Suç kanıtlandıktan sonra bu dediklerim de söylenebilir tabii.

Sizin verdiğiniz örnek de duruma göre iftira sayılabilir ancak çok yaygın ve ucu açık bir ifadenin iftira sayılması için epey irdelemek lazım. Ayrıca her küfür için geçerli değil bu.

Her halükarda ucu açık bir konu, ülkeye entegre etmesi zor.
Niye ki? Kişi özgür olduktan sonra terör ideallerini benimsemişse sana ne? İstediğime terörist de diyebilirim. Tacizci de derim. Bana ne isteyen kanıtlasın.

Bu kanun senelerdir kullanılıyor aynı lozan gibi. Birileri tam çıkacak bir şeyleri ispat edecek ama işte 5816 izin vermiyor ne yazık ki. Hep böyledir, şöyle yürekli birisi de çıkıp bütün doğruları dökeyim birkaç sene yatsam da olur demiyor. Oysa ahlaksızlık yapmadığın sürece ve kanıtların varken bu kanun seni ilgilendirmiyor bile.
 
Son düzenleme:
Bu kanun senelerdir kullanılıyor aynı lozan gibi. Birileri tam çıkacak bir şeyleri ispat edecek ama işte 5816 izin vermiyor ne yazık ki. Hep böyledir, şöyle yürekli birisi de çıkıp bütün doğruları dökeyim birkaç sene yatsam da olur demiyor. Oysa ahlaksızlık yapmadığın sürece ve kanıtların varken bu kanun seni ilgilendirmiyor bile.
Alakası yok. Mesnetsiz bir argüman. Lozan ile kıyaslanması da komik olmuş.

5816 olmadan da rahatça eleştirisi yapılabilir bir kişilik Atatürk ki halihazırda yapılıyor. Her Atatürk eleştiren de Kadir Mısıroğlu falan olmuyor bu arada, ufkunuzu da biraz açın.

Yani yankı odanız epey küçük olduğu için sevgili Musa, etrafınızda olanlardan pek haberdar olamıyorsunuz. Atatürk büyük adam, müthiş saygım vardır ama Allah da değildir. Hataları vardır. Bu hatalar da on yıllardır dile getiriliyor.
 
Alakası yok. Mesnetsiz bir argüman. Lozan ile kıyaslanması da komik olmuş.

5816 olmadan da rahatça eleştirisi yapılabilir bir kişilik Atatürk ki halihazırda yapılıyor. Her Atatürk eleştiren de Kadir Mısıroğlu falan olmuyor bu arada, ufkunuzu da biraz açın.

Yani yankı odanız epey küçük olduğu için sevgili Musa, etrafınızda olanlardan pek haberdar olamıyorsunuz. Atatürk büyük adam, müthiş saygım vardır ama Allah da değildir. Hataları vardır. Bu hatalar da on yıllardır dile getiriliyor.
Musa kim?

Lozan ile kıyaslamadım, lozan gibi kullanıldığını söyledim. Yani hiçbir dayanak olmadan kullanılmasından bahsettim.

Eleştiri zaten yapılıyor ama birileri büyük bir şeyler söyleyecekken bu kanunun var olduğunu, başına bir şeyler geleceğini îma ederek büyük sözler söyleyemiyor. Kanun da eleştiri yapılmasını engellemiyor zaten.

Kimseye eleştiri yapmasın demedim, son cümleyi tekrar okuyabilirsin.

Alaya alınmayı hak ediyorsun ama seni senin yaptığın gibi alaya almayacağım. Her cümlemi açıklattırmayı bırakabilirsin sadece.
 

Geri
Yukarı