"Akıllı" saat almaya gerek yok!

technolojiseven

Attopat
Katılım
27 Haziran 2024
Mesajlar
37
Makaleler
1
Selamün aleyküm değerli forum üyeleri, kıymetli dostlarım... Bugün sizlerle paylaşmak istediğim bir konu var. Öyle bir konu ki, belki de hepimizin zihnini kurcalıyor, ama dile getirmeye çekiniyoruz. Bilirsiniz, teknoloji dünyası hızla ilerliyor, öyle ki bazen nefes almaya bile vakit bulamıyoruz. Her gün yeni bir "akıllı" cihaz piyasaya sürülüyor, reklamlar bombardımanına tutuluyoruz. Ama acaba, gerçekten akıllı olan kim? Biz mi, yoksa bu cihazları bize pazarlayanlar mı?

Gelin, şu meşhur akıllı saatleri ele alalım. Hani şu bileklerimizdeki minyatür bilgisayarları... Bu küçücük cihazlar neler yapabiliyor bir düşünelim.

Bildirimlerimizi gösteriyor, kalp atışımızı ölçüyor, adımlarımızı sayıyor. Uyku düzenimizi takip ediyor, stres seviyemizi ölçüyor. Müzik dinleyebiliyoruz, mesajlarımızı okuyabiliyoruz. Hatta bazıları suya dayanıklı, yüzerken bile kullanabiliyoruz. Ne kadar da harika, değil mi? Peki ya fiyatları? 800-900 euro civarında dolaşıyor bu saatler. Yani neredeyse bir telefon fiyatına, hatta bazen daha da fazlasına...

Şimdi, aramızda kalsın ama, bu kadar parayı vermek için gerçekten mantıklı bir sebep var mı? Yoksa sadece "bak bende de var" demek için mi alınıyor bu saatler? Bilirsiniz, insanoğlu garip bir yaratık. Bazen ihtiyacımız olmayan şeylere sahip olmak için can atarız. Peki neden? Belki de içimizdeki o "eksiklik" duygusunu bastırmak için...

Düşünsenize, şöyle bir saat olsa: Kamerası son model telefonlarınki kadar kaliteli olsa, zoom yapabilse, gece çekimi yapabilse... Ama bildiğim kadarıyla böyle bir saat henüz yok. Neden acaba? Teknoloji bu kadar ilerledi, ama hala saatlere düzgün bir kamera koyamadılar mı? Yoksa bilerek mi yapmıyorlar? Belki de telefonlarımızı atmamızı istemiyorlardır, kim bilir?

Ya da mesela, şarjı bir hafta gitse... Şu an piyasadaki saatlerin çoğu günlük şarj istiyor. Her gün şarj etmek zorunda kalmak can sıkıcı değil mi? Sanki bizi prize bağımlı hale getiriyorlar gibi... Acaba bu da bir strateji mi?

Peki ya sağlık özellikleri? Sadece nabız ve adım saymakla kalmasa... Mesela anlık kan şekeri ölçümü yapabilse, tansiyon ölçebilse, hatta vücuttaki vitamin eksikliklerini tespit edebilse... Hayal gibi geliyor kulağa, değil mi? Ama bu kadar para veriyorsak, neden olmasın? Yoksa sağlık sektörü buna izin vermiyor mu? Düşündürücü...

Bir de şu var: Bu saatler genellikle telefonlarla senkronize çalışıyor. Yani telefon olmadan çoğu özelliği kullanamıyorsunuz. E o zaman niye telefon yerine saat alıyoruz ki? Bağımsız çalışan, kendi başına bir cihaz olsa daha mantıklı olmaz mıydı? Yoksa bizi daha fazla cihaz almaya mı zorluyorlar?

Ve tabii ki dayanıklılık meselesi... Bu kadar pahalı bir cihazı kolunuza takıp geziyorsunuz. Bir yere çarptınız, düşürdünüz... Ne olacak? Ekranı çizilecek mi, kırılacak mı? Tamir masrafı ne kadar tutacak? Yoksa bizi sürekli yeni model almaya mı teşvik ediyorlar?

Şimdi diyeceksiniz ki, "Bu adam niye bu kadar kuşkucu?" Yanlış anlamayın, teknolojinin gelişmesine karşı değilim. Sadece, verdiğimiz paranın karşılığını tam olarak alıyor muyuz, onu sorguluyorum. Bu saatler gerçekten hayatımızı kolaylaştırıyor mu, yoksa bizi daha fazla tüketime mi itiyor?

Belki de asıl mesele şu: Biz insanlar olarak hep daha fazlasını istiyoruz. Daha hızlı, daha güçlü, daha çok özellikli... Ama bazen unutuyoruz ki, basit bir kol saati de zamanı göstermek için yeterli. Acaba bu kadar çok özelliğe gerçekten ihtiyacımız var mı? Yoksa sadece pazarlama stratejilerinin kurbanı mı oluyoruz?

Bir de şu var: Bu saatler bizi daha bağımlı hale getiriyor olabilir mi? Sürekli bildirimler, mesajlar, e-postalar... Her an ulaşılabilir olmak zorunda mıyız gerçekten? Belki de bu saatler, modern hayatın stresini daha da artırıyor. Sanki dijital bir tasma takıyormuşuz gibi...

Peki ya mahremiyet? Bu saatler sürekli veri topluyor. Nabzımız, adımlarımız, uyku düzenimiz... Tüm bu bilgiler nereye gidiyor? Kim bunları kullanıyor? Veri güvenliği konusunda ne kadar eminiz? Yoksa biz farkında olmadan büyük şirketlere hayatımızı mı satıyoruz?

Bir de şu perspektiften bakalım: Bu saatler, lüks tüketimin bir parçası mı oldu? İnsanlar gerçekten ihtiyaç duydukları için mi alıyor, yoksa statü göstergesi olarak mı kullanıyor? Belki de bazıları için sadece bir moda aksesuarı... Ama ne pahalı bir aksesuar, değil mi?

Tabii ki her şeyin bir artısı bir eksisi var. Bu saatlerin de elbette faydaları var. Sağlık takibi yapması, acil durumlarda yardımcı olabilmesi gibi... Ama yine de sormadan edemiyorum: Bu kadar para vermeye değer mi? Yoksa bizi sadece daha fazla para harcamaya mı teşvik ediyorlar?

Belki de asıl soru şu: Teknoloji bize hizmet mi ediyor, yoksa biz mi teknolojiye hizmet ediyoruz? Bu saatler hayatımızı gerçekten kolaylaştırıyor mu, yoksa bizi daha mı karmaşık bir yaşama itiyor? Sanki her geçen gün daha fazla cihaza bağımlı hale geliyoruz gibi...

Ve son olarak, bu kadar pahalı bir cihazı almak yerine, o parayı başka bir şeye harcamak daha mantıklı olmaz mıydı? Mesela bir tatil, ya da bir hobi için kullanmak... Veya belki de yardıma ihtiyacı olan birine destek olmak... Ama tabii ki, herkes kendi parasını istediği gibi harcar. Sadece düşündürücü, değil mi?

İşte tüm bu düşünceler kafamda dönüp duruyor. Bazen kendimi sorguluyorum, acaba ben mi çok eleştirel bakıyorum diye. Ama sonra etrafıma bakıyorum ve herkesin kolunda bu saatlerden görüyorum. Sanki herkes bir yarışın içinde gibi... Ama neyin yarışı bu? En son teknolojiyi takip etme yarışı mı, yoksa en çok para harcama yarışı mı?

Belki de asıl sorun, bu cihazların bizi birbirimizden uzaklaştırması... Eskiden insanlar bir araya gelip sohbet ederdi. Şimdi herkes kendi dünyasına çekilmiş durumda. Belki de bu saatler, bizi gerçek dünyadan koparıp sanal bir dünyaya hapsediyor. Ne dersiniz?

Peki ya çocuklarımız? Onlar bu teknolojiyle büyüyorlar. Acaba gelecekte nasıl bir dünya onları bekliyor? Her şeyin dijitalleştiği, insanların birbirleriyle yüz yüze iletişim kurmayı unuttuğu bir dünya mı? Düşünmesi bile ürkütücü...

Ve son bir düşünce daha: Bu saatler, belki de bizi daha fazla tüketmeye teşvik eden bir tuzak... Düşünsenize, her yıl yeni bir model çıkıyor. Ve her yeni model, bir öncekinden "daha iyi" özelliklere sahip. Peki, gerçekten ihtiyacımız var mı bu yeni özelliklere? Yoksa sadece pazarlama stratejilerinin bir parçası mı bu?

Sizler ne düşünüyorsunuz değerli arkadaşlarım, kıymetli dostlarım? Bu konuda fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim. Belki de sizin bakış açınız, benim göremediğim bir noktayı aydınlatacak. Belki de hep beraber, bu teknoloji çılgınlığının içinde kaybolmadan, akıllıca kararlar vermenin bir yolunu bulabiliriz.

Hoşçakalın, sağlıcakla kalın. Görüşlerinizi sabırsızlıkla bekliyorum. Ve bir sonraki "akıllı" cihazı almadan önce, gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını bir kez daha düşünün. Belki de en akıllıca hareket, bazen "hayır" diyebilmektir. Kim bilir?
 
Kesinlikle yazınıza saygısızlık yapmıyorum yanlış anlamayın ama hepsini okumadım sadece birkaç paragrafını okuyarak bile hak verdim. Bana da saçmalıktan ibaret geliyor.
 
Selamünaleyküm değerli forum üyeleri, kıymetli dostlarım... Bugün sizlerle paylaşmak istediğim bir konu var. Öyle bir konu ki, belki de hepimizin zihnini kurcalıyor, ama dile getirmeye çekiniyoruz. Bilirsiniz, teknoloji dünyası hızla ilerliyor, öyle ki bazen nefes almaya bile vakit bulamıyoruz. Her gün yeni bir "akıllı" cihaz piyasaya sürülüyor, reklamlar bombardımanına tutuluyoruz. Ama acaba, gerçekten akıllı olan kim? Biz mi, yoksa bu cihazları bize pazarlayanlar mı?

Gelin, şu meşhur akıllı saatleri ele alalım. Hani şu bileklerimizdeki minyatür bilgisayarları... Bu küçücük cihazlar neler yapabiliyor bir düşünelim.

Bildirimlerimizi gösteriyor, kalp atışımızı ölçüyor, adımlarımızı sayıyor. Uyku düzenimizi takip ediyor, stres seviyemizi ölçüyor. Müzik dinleyebiliyoruz, mesajlarımızı okuyabiliyoruz. Hatta bazıları suya dayanıklı, yüzerken bile kullanabiliyoruz. Ne kadar da harika, değil mi? Peki ya fiyatları? 800-900 euro civarında dolaşıyor bu saatler. Yani neredeyse bir telefon fiyatına, hatta bazen daha da fazlasına...

Şimdi, aramızda kalsın ama, bu kadar parayı vermek için gerçekten mantıklı bir sebep var mı? Yoksa sadece "bak bende de var" demek için mi alınıyor bu saatler? Bilirsiniz, insanoğlu garip bir yaratık. Bazen ihtiyacımız olmayan şeylere sahip olmak için can atarız. Peki neden? Belki de içimizdeki o "eksiklik" duygusunu bastırmak için...

Düşünsenize, şöyle bir saat olsa: Kamerası son model telefonlarınki kadar kaliteli olsa, Zoom yapabilse, gece çekimi yapabilse... Ama bildiğim kadarıyla böyle bir saat henüz yok. Neden acaba? Teknoloji bu kadar ilerledi, ama hala saatlere düzgün bir kamera koyamadılar mı? Yoksa bilerek mi yapmıyorlar? Belki de telefonlarımızı atmamızı istemiyorlardır, kim bilir?

Ya da mesela, şarjı bir hafta gitse... Şu an piyasadaki saatlerin çoğu günlük şarj istiyor. Her gün şarj etmek zorunda kalmak can sıkıcı değil mi? Sanki bizi prize bağımlı hale getiriyorlar gibi... Acaba bu da bir strateji mi?

Peki ya sağlık özellikleri? Sadece nabız ve adım saymakla kalmasa... Mesela anlık kan şekeri ölçümü yapabilse, tansiyon ölçebilse, hatta vücuttaki vitamin eksikliklerini tespit edebilse... Hayal gibi geliyor kulağa, değil mi? Ama bu kadar para veriyorsak, neden olmasın? Yoksa sağlık sektörü buna izin vermiyor mu? Düşündürücü...

Bir de şu var: Bu saatler genellikle telefonlarla senkronize çalışıyor. Yani telefon olmadan çoğu özelliği kullanamıyorsunuz. E o zaman niye telefon yerine saat alıyoruz ki? Bağımsız çalışan, kendi başına bir cihaz olsa daha mantıklı olmaz mıydı? Yoksa bizi daha fazla cihaz almaya mı zorluyorlar?

Ve tabii ki dayanıklılık meselesi... Bu kadar pahalı bir cihazı kolunuza takıp geziyorsunuz. Bir yere çarptınız, düşürdünüz... Ne olacak? Ekranı çizilecek mi, kırılacak mı? Tamir masrafı ne kadar tutacak? Yoksa bizi sürekli yeni model almaya mı teşvik ediyorlar?

Şimdi diyeceksiniz ki, "Bu adam niye bu kadar kuşkucu?" yanlış anlamayın, teknolojinin gelişmesine karşı değilim. Sadece, verdiğimiz paranın karşılığını tam olarak alıyor muyuz, onu sorguluyorum. Bu saatler gerçekten hayatımızı kolaylaştırıyor mu, yoksa bizi daha fazla tüketime mi itiyor?

Belki de asıl mesele şu: Biz insanlar olarak hep daha fazlasını istiyoruz. Daha hızlı, daha güçlü, daha çok özellikli... Ama bazen unutuyoruz ki, basit bir kol saati de zamanı göstermek için yeterli. Acaba bu kadar çok özelliğe gerçekten ihtiyacımız var mı? Yoksa sadece pazarlama stratejilerinin kurbanı mı oluyoruz?

Bir de şu var: Bu saatler bizi daha bağımlı hale getiriyor olabilir mi? Sürekli bildirimler, mesajlar, e-postalar... Her an ulaşılabilir olmak zorunda mıyız gerçekten? Belki de bu saatler, modern hayatın stresini daha da artırıyor. Sanki dijital bir tasma takıyormuşuz gibi...

Peki ya mahremiyet? Bu saatler sürekli veri topluyor. Nabzımız, adımlarımız, uyku düzenimiz... Tüm bu bilgiler nereye gidiyor? Kim bunları kullanıyor? Veri güvenliği konusunda ne kadar eminiz? Yoksa biz farkında olmadan büyük şirketlere hayatımızı mı satıyoruz?

Bir de şu perspektiften bakalım: Bu saatler, lüks tüketimin bir parçası mı oldu? İnsanlar gerçekten ihtiyaç duydukları için mi alıyor, yoksa statü göstergesi olarak mı kullanıyor? Belki de bazıları için sadece bir moda aksesuarı... Ama ne pahalı bir aksesuar, değil mi?

Tabii ki her şeyin bir artısı bir eksisi var. Bu saatlerin de elbette faydaları var. Sağlık takibi yapması, acil durumlarda yardımcı olabilmesi gibi... Ama yine de sormadan edemiyorum: Bu kadar para vermeye değer mi? Yoksa bizi sadece daha fazla para harcamaya mı teşvik ediyorlar?

Belki de asıl soru şu: Teknoloji bize hizmet mi ediyor, yoksa biz mi teknolojiye hizmet ediyoruz? Bu saatler hayatımızı gerçekten kolaylaştırıyor mu, yoksa bizi daha mı karmaşık bir yaşama itiyor? Sanki her geçen gün daha fazla cihaza bağımlı hale geliyoruz gibi...

Ve son olarak, bu kadar pahalı bir cihazı almak yerine, o parayı başka bir şeye harcamak daha mantıklı olmaz mıydı? Mesela bir tatil, ya da bir hobi için kullanmak... Veya belki de yardıma ihtiyacı olan birine destek olmak... Ama tabii ki, herkes kendi parasını istediği gibi harcar. Sadece düşündürücü, değil mi?

İşte tüm bu düşünceler kafamda dönüp duruyor. Bazen kendimi sorguluyorum, acaba ben mi çok eleştirel bakıyorum diye. Ama sonra etrafıma bakıyorum ve herkesin kolunda bu saatlerden görüyorum. Sanki herkes bir yarışın içinde gibi... Ama neyin yarışı bu? En son teknolojiyi takip etme yarışı mı, yoksa en çok para harcama yarışı mı?

Belki de asıl sorun, bu cihazların bizi birbirimizden uzaklaştırması... Eskiden insanlar bir araya gelip sohbet ederdi. Şimdi herkes kendi dünyasına çekilmiş durumda. Belki de bu saatler, bizi gerçek dünyadan koparıp sanal bir dünyaya hapsediyor. Ne dersiniz?

Peki ya çocuklarımız? Onlar bu teknolojiyle büyüyorlar. Acaba gelecekte nasıl bir dünya onları bekliyor? Her şeyin dijitalleştiği, insanların birbirleriyle yüz yüze iletişim kurmayı unuttuğu bir dünya mı? Düşünmesi bile ürkütücü...

Ve son bir düşünce daha: Bu saatler, belki de bizi daha fazla tüketmeye teşvik eden bir tuzak... Düşünsenize, her yıl yeni bir model çıkıyor. Ve her yeni model, bir öncekinden "daha iyi" özelliklere sahip. Peki, gerçekten ihtiyacımız var mı bu yeni özelliklere? Yoksa sadece pazarlama stratejilerinin bir parçası mı bu?

Sizler ne düşünüyorsunuz değerli arkadaşlarım, kıymetli dostlarım? Bu konuda fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim. Belki de sizin bakış açınız, benim göremediğim bir noktayı aydınlatacak. Belki de hep beraber, bu teknoloji çılgınlığının içinde kaybolmadan, akıllıca kararlar vermenin bir yolunu bulabiliriz.

Hoşça kalın, sağlıcakla kalın. Görüşlerinizi sabırsızlıkla bekliyorum. Ve bir sonraki "akıllı" cihazı almadan önce, gerçekten ihtiyacınız olup olmadığını bir kez daha düşünün. Belki de en akıllıca hareket, bazen "hayır" diyebilmektir. Kim bilir?

Hocam 3 gün önce akılı saat aldım 2.500 TL'ye pişmanım parayı çöpe atmış gibi his ediyorum 2.500 TL küçük bir para gibi olabilir ama tek özeliği adım saymak kalp atış hızı ve telefona gelen mesajları bana göstermesi müzik falan bakma bir de konuşma zaten telefona bağlı telefondan da konuşabilirim iade etsem alırlar mı bilmiyorum büyük ihtimal ile almazlar
 
Gereksiz değil bence ama kişisel. Mesela telefon dükkanda sen dışarıda arabaya bakıyorsun -dosemecilik yani- telefon uzakta açabilirsin. Anneler için iyi cocugu emzirirken telefon uzaktadır sesi açıktır hemen telefondan kapatır yada açar. Tabi gereksiz ama bu tür durunlarda önem kazanıyor. (Tamamını okumadim)
 
Ben de saçma buluyorum ama çok para değil diye 2.el 1600 TL ye watch4 classic 46mm aldım. Dışarı çıkarken kıyafetime uygun kadranı ayarlayıp takıyorum. Gelen bildirimleri falan okuyorum. Dışardayken telefonu elime çok almıyorum. Yani akıllı saatler sporcular için daha kullanışlı olabilir.
 
Bir yere kadar okudum, kalanını okumayı düşünmüyorum. Adı üstünde bir saatten kan tahlili yapmasını istiyorsanız hayal dunyanizdan uzaklaşmanizi tavsiye ederim. Arz talep meselesi, kullanmasını bilen için gayet kullanışlı ürünler. Gerekliliği tartışılır fakat bir kere tam anlamıyla kullanıldığında gerçekten işe yarar olduğunu anlarsınız.

Koşu yaparken mesela kolunuza bakıp ne kadar mesafe gittiğinizi görebiliyorsunuz, bu bile işinizi pratiklestiriyor. Kaza yaptığınızda acil servisi arıyorlar, kısa ve net bir şekilde ne istiyorsunuz bu saatlerden? Vadettikleri özellikleri layığıyla yerine getiriyorlar zaten. Şikayet etmeye gerek yok.

Keşke televizyonun da ses komutları olsa değil mi? Açıl dedigimizde açılsa falan. Televizyondan görüntülü konuşsak mesela. Hayal bunlar, en azından şimdilik.
 
Hocam söylediğiniz fiyat eğer full paket alırsanız, ben son çıkanı 18.299 türk lirasına aldım. Bu da 490 euroya tekabül ediyor.

Kız arkadaşıma satın aldım. Aynı iş yerinde çalışıyoruz. Çalışırken telefonla ilgilenmemiz yasak. Bu yüzden akıllı saat çalışırken çok işine yarıyor. Özelliklerini tek tek yazmaya gerek yok zaten apple kendi sitesinde yazıyor ama en sevdiğim özelliği eve giderken saatinden konum açıyor ve eve vardığı zaman benim telefona otomatik bildirim geliyor. Özellikle spor yapanlar için çok faydalı bir ürün. Hele ki son seri bunu gerçekten kanıtladı.

Ben kendime alır mıyım? Orası muamma. İşyerinde çok işime yaramaz çünkü telefona vs. bakmasam da olur ama spor konusunda çok işime yarardı.

Kız arkadaşımın da aman aman ihtiyacı var mı derseniz aslında çok da yok ama hayatı kolaylaştırdığı bir gerçek. Birde bu kızlar arasında biraz nasıl desem statü göstergesi :)
 
Kişiden kişiye değişir. Ortalama 4 5bin bandında oyunlar indirilip vakit öldürülecek, şarkı dinlenecek, sağlık takibi yapılacak, video izleme, Google işlevlerini görecek, arama mesaj cevaplanabilecek, maps okarak kullanılıp telefon ile etkileşime girecek bir saat alınabiliyor. Veyahut kimi aileler çocuğuna kıytırık bir telefon ile bir akıllı saat ya da simli bir saat vererek onun telefon bağımlılığı olmadan iletişim kurmasını sağlıyor. Kesinlikle size ona değil ama kimisine önemli özellikler. Bu arada bunu 4 5bin bandı için söylüyorum. Tabii ki fazlası saçmalık. Özellikle Apple Watch saatler resmen bak bende var denilmek için var olan cihazlar bencede. Çünkü 20 25bin TL'ye saat alıp ne yapacaksın arkadaş. Beni 25bin TL saate verdirecek tek şey saatin yemek yapabiliyor olması.
Bir yere kadar katılıyorum size.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı