Anılarınızı anlatın

Ege Üniversitesi hastahanesinin önünden yürürken biri yanıma gelip Ege Üniversitesinde okuduğunu ve gezdirmek istediğini söylemişti. Neyse, girdik hastahaneye geziyoruz işte en üst kata çıktık. Orada sedyeler vardı bu da üstüne çıktı ve sür dedi. Ben şaşırdım ama daha çocuktum ondan pek mantık aramadan market arabası gibi sürmeye başladım. Bir süre sonra güvenlikler gelip ''yine mi sen?" deyip bağırdılar. Ardından kaçmamız gerektiğini söyledi ve birkaç bina değiştirip izimizi atlatıp farklı yönlere doğru gittik.
 
Discord'da arkadaşımla konuşurken yazmıştım, tekrar yazmaya üşendim. Kopyalayıp atıyorum.

Kanka şimdi bu matematik hocası 7. sınıfın ilk dönemin de bizim sınıfa geldi, geldikten sonra buna biraz kanım ısındı benim. Sonra benim matematik kötü olunca da bundan bana bir çalışma programı hazırlamasını istedim. Sonra bana hazırladı, buraya kadar tamam. Bundan sonrası iyice karmaşıklaşıyor.

Kanka bu ders programını hazırladıktan sonra benim matematik biraz yükselişe geçti, ben de bunları aileme anlatıyorum. Bak bu hoca bana bunu bunu yapmış, matematiğim yükselmiş, onlar da haliyle takdir ettiler ve bu matematik hocasını kendi gözlerinde kraliçe etmeye başladılar.

Sonra benim ayağım kırıldı, matematik gene düşüşe geçti. Ben de bu sefer program hazırlamasını istemedim, sonra bu benim en küçük hatam da annemi arıyor. Hatta bir ara gözlüğümün camını sildim diye bana bağırıp sınıfın ortasında rencide edip annemi aramıştı. Annem beni savunmaya çalışınca da bırakmıyordu, annem konuşsun sonra annem de ne diyeceğini unutup tamam hocam siz haklısınız deyip telefonu kapatıyordu. Sonra ben eve gelince annemde bana kızıyordu, sonra babama anlatınca babam da bana kızıyordu. O günüm mahvoluyordu benim. Sonra bu matematik hocası benim annemi çok aramaya başladı, haftanın 5 günü annemi arayıp beni şikayet ediyor ve her şekilde kendini haklı çıkarıyordu.

Bu böyle 7. sınıfın 2. dönemine kadar devam etti. Sonra annem bir ara onu arayıp demiş, hocam onunla ilgilenmeyi bırakın demiş. Hoca da anneme bağırıp çağırıp telefonu kapatıyormuş. Babama anlatınca da bir şey olmaz diyormuş, yani hoca babamın gözünde hala bir şey. Yani ondan sonra hoca bana bağırmaya başladıktan 3 gün sonra buna kin beslemeye başladım. Yazılı haftası gelince notuma yüksek veriyordu fakat yüksek verince de bağırarak neden bunu yapamadın geri zekalı vs. hakaretler edip hem beni sinirlendiriyordu ama notumu hep 60 üzeri giriyordu. Sözlülerimi de yüksek girdiği için annemler de bana yükleniyorlardı. Ondan sonra işte dönem içinde bu bana artık daha fazla bağırmaya çağırmaya devam etti ve bunu daha da artırdı.

İşte 7. sınıfta zaten ben bunun dersinden hep kaçıyordum, derslerinde falan hep yokum. Bana bağıracağını bildiğimden dolayı yoktum derslerinde. Sonra bu benim annemi değil babamı aramış bu sefer. Bak, bu derslerden kaçıyor, oğlunuza sahip çıkın dedi. Emri vaki bir ses tonuyla, hem de konuşmaya devam ettikçe de ses tonunu yükseltiyordu. Babam da bayan olduğu için tamam hocam haklısınız vb. tarzı şeyler söylüyordu, haliyle ilahe bana kalıyordu. Sonra 7. sınıfta artık bu daha da boyunu aştı, böyle gitti. Bu annemler 7. sınıfta matematik hocasına hak verdiler, böyle gitti olay.

8. sınıfa geçtim, aynı şekilde olay devam etti. Sonra fesih adında bir çocuk 6. sınıfta çıkan bir kız meselesi oldu.

Kız meselesinde de olay şöyle: Ben bu anlatacağım kıza aşık olmuştum ve kendim gidip ona çıkma teklifi ettim. Sonra bu olay sınıfa yayıldı, 2-3 gün dalga geçtiler. Sonrasında unutuldu gitti. Bu fesih 8. sınıfa geldiğimde de kızın kuzenine, kızın kuzeni de belalı bir tip, lise 2'de alkol içip kafa bulan tiplerden, sonra bu fesih benim arkadaşım bir şirin var, fesih gitmiş ona demiş ben kızın kuzenine demişim, gelsin onu dövsün, Şirin de geldi bana dedi. Dedi bak, onur böyle bir şey eğer olay büyürse benden duymadın. Ben de dedim tamam, zaten okula geldim, ilk 2 ders bedendi. İndim aşağı, bunu biraz dövdüm. Hatta biraz değil bayağı dövdüm. Bu olay yaşanmadan 4-5 gün önce de bu Fesih bizim siteye bisikletle geldi. Bizim sitenin içinde okul var, kardeşi oraya gidiyor. Ben bunu görmedim, bisikletle geldi yanıma, dedi onur ne yapıyorsun, iyisin işte. Birbirimizi sorduk. Ben de o gelmeden önce yerde jilet bulmuştum, berberde sakal almak için kullanılan jiletlerden. Çıkardım, ona gösterdim. O da aldı eline, inceledi, baktı, geri verdi. Sonra selamlaştık, gitti. Kız meselesine gelince, şirin bana bu olayı anlattıktan sonra ben geldim eve. Direk kıza anlattım WhatsApp'tan, kıza dedim bak böyle böyle bir şey var haberin olsun. Dedim kuzenin okula gelirse seni çağıracağım, o da tamam dedi.

İşte bu kız benim anlattıklarımı yanlış anlamış, annesine anlatmış olayı. Demiş bak, şirin bana iftira atmış. Halbuki yanlış anlamış olayı. Ortalığı çorba eden fesih. Bu gitmiş annesine demiş, anne şirin bana iftira atmış sonra bu kızın annesi Siri'nin annesini aramış telefonda birbirlerine küfür falan etmişler işte. O günün akşamı kimin annesi aradıysa matematik hocasını aramış, benim 6. sınıfta yaşadığım olayı nereden, kimden öğrenmişse o kıza çıkma teklifi ettiğimi öğrenmiş. Sonra bu matematik hocası anneme mesaj attı, dedi sizi yarın 8.30'da rehberliğe bekliyorum. Benim annem okula erken gitmiş biraz, kimse yokmuş geldiğinde. Sonra kızın annesi gelmiş, annemin anlattığına göre kadın Siri'nin annesine öyle bir dolmuş. Suratı kıpkırmızı olmuş. Annem onu biraz sakinleştirmeye çalışmış, kadın sakinleşmiş derken matematik hocası gelmiş, anneme kızmış. Annem de edebinden sesini etmemiş. Sonra Siri'nin annesi gelmiş, Fesih'in annesi gelmiş. Sonra bu kızın annesiyle Siri'nin annesi birbirlerine laf atmışlar. Sonra kızın annesi Siri'nin annesine şemsiye vurmuş, birbirlerine girmişler. Sonra bizim Türkçe hocası araya girmeye çalışmış, ayıramayınca da benim annem araya girmiş. Ayırmışlar. Tabii hepsinin başları açılmış falan, neyse.

Bunları dışarı almışlar, herkes evine gitmiş. Herkes evine gittikten sonra bizim matematik hocası geldi tabii, benim ailelerin ne kavga ettiklerinden haberim var. Ne de bir şeyin kuzenimle birbirimize kağıt atıyoruz falan. Kağıt benim ağzımın içine girdi, gülüştük falan. Tam gülüştüğümüz esnada hoca girdi içeriye, dedi seni parçalayacağım. Sonra bir şeyler daha dedi, ben, şirin, Fesih'i rehberliğe götürdü. Sonra ben olanları anlattım, tabii gizem hoca kızın tarafında kız mağdur psikolojisi, gidik, ayağına yatıp hocanın gözünde haklı taraf o. Halbuki iftiraya uğrayan benimle o kızız ama bende suçlu çıktım hoca yüzünden. Bırakmadı konuşayım, konuşamayınca ben de sinirlendim. Stresten dizlerimi titretmeye başladı, sonra bu matematik hocası bana diyor, senin o ayağını parçalarım dedi. Sonra sınıf değişikliği kararı aldılar.

Neyse, sınıfı değişene kadar bu gene bana karışıyor akıllanmıyor. Sonra cuma günü müydü tam aklıma gelmiyor, 10 Kasım töreni için aşağı indik. Hava soğuk olduğu için kapüşonumu kafama çektim, ellerim cebimde duruyorum. Sonra arkadan başka bir hoca doğal olarak kızdı bana, sonra matematik hocası gitti yanına, dedi, bu çocuk terbiyesiz, sınıfı değişecek dedi. Sonra bunu duydum, ben ailem okula gelip hocayı şikayet edecektiler zaten ama o kadar da önemsemediler.

En son sınıf değişti falan, ben kuzenimi alıp aşağı inecektim. Bu matematik hocası çıktı sınıftan, beni gördü. Geldi yanıma, boyu kısa, bana tavana bakar gibi bakıyor (boyum 1.82 :D) dedi seni bir daha bu sınıfta görürsem sonra dedikodu çıkardığını duyarsam seni öldürürüm, parçalarını denize atarım dedi. Sonra bağırarak devam etti öyle, ben de sesimi yükselttim, dedim hocam tamam yaparsınız. Gitti sonra, ben daha dedim yeter, bu karı çok oldu. Gittim aileme anlattım, aileme anlatana kadar kadın zaten beni yerin dibine sokmuş. Annemler hocayı kendi gözünde o zamana kadar kraliçe etmişler.

Neyse, benimle babamla okula geldik. Tabii benim stresten kekemeliğim artı konuşamama derecesine geldim. Babam ilk önce başka yaptığı şeyleri de anlattı, ben de bana en son dediklerini anlattım hocam beni tehdit etti. Bildiğiniz diye sonra çıktık. Eve geliyoruz, biz çıktığımız gibi müdür yardımcısı matematik hocasını aramış. Kızmış mı artık ne yapmış bilmiyorum, müdür yardımcısının konuşması bittikten sonra benim annemi aramış matematik hocası. Telefon o esna da kardeşimdeymiş, kardeşim telefonu açtı. Dedi abimler evde değiller. Sonra bu matematik hocası demiş abin mi sana söyletiyor bunları, o esnada eve girdik biz. Babam telefonu aldı, babam ona zaten öyle bir sinir olmuş yani karşısında görse bayıltıp ayıltacak dereceye gelmiş işte. Aldı babam konuşmaya başladı, bu matematik hocası sesini yükseltip üslubunu bozuna babam bağırarak kapat telefonu "ne dinleyeceğim seni geveze" dedi, ben o esnada odamdaydım. Ne olduğunu anlamadım, geldim içeri dedim ne oldu baba, annem dedi baban hocaya bağırdı.

Ben kekemem için dil terapisine gidiyorum, bu olanları, her şeyi anlattım terapistime. Neredeyse 30 dk falan oldu konuşalı, sonra dedi ben okula geleceğim, konuşayım onunla derdi ne diye. Sonraki gün sağ olsun terapistim geldi, hocayla konuşmuşlar. Benim ona anlattıklarımı teker teker anlatmış, sonra beni rehberliğe çağırdılar. Benim canım sıkkın, dersten bir şey anlamıyorum. Rehberliğe gittim, terapistimi gördüm, içimden dedim (hocanın ismi gizem) dedim gizem, sen şimdi bittin sonra bu gizem bana döndü. Hemen ben olan her şeyi tek tek anlattım, dedim hocam en son sınıf kapısının önünde beni tehdit ettiniz. Sonra dedi yok öyle bir şey, ben kabul etmiyorum.

Sonra dedim hocam törendeyken başka bir hoca gelip beni uyardı, sonra siz gidip yanına dediniz bu çocuk terbiyesiz, sınıfı değişecek dediniz. Sonra ben böyle bir şeyi kabul etmiyorum. Ağlamaya başladı, sonra dedi sana emek verdim, sonra ben lafını kestim, dedim hoca, hocam da demedim, dedim hoca, sen benim kendimi ifade etmeme izin vermedin, şimdi konuşma sırası bende dedim.

Emek meselesine gelince, siz emek verdiniz eyvallah ama sonra bu emeğinizin karşılığını istediğiniz gibi alamayınca da intikam almaya çalıştınız ve 1.5 seneden beri bana etmediğinizi bırakmadınız. Sonra diğer yaptıklarını anlattım, anlatmaya devam ettikçe ağlamanın sesini artırıyor. Tüm hocalar da bir bana bakıyor, bir hocaya bakıyor. Sonra içimden dedim, geber dedim. Sonra hocaya konuşmaya devam ettim, dedim hocam nasıl ki ben ağladım, umurunuz da değildi, sizin ağlamanız da benim umurumda değil dedim.

Dedi ben seni hep koruma içerisindeydim. Tutanak falan da tuttu dedi, fesih ile şirin'e tuttum, sana tutmadım. Sonra bizim rehberlik hocası çekmeden 3 tane kağıt çıkardı. Birisinde şirin, birinde fesih, birinde ben varım. Hepsine gizem hocanın imzası falan her şeyi var.

Kısacası hoca burada tırt oldu, koruma meselesine gelince, dedim hoca, siz beni koruma içerisindeydinizse neden her fırsatta beni tehdit ediyordunuz dedim. Sonra hocalar da baktı ben konuşmaya devam edeceğim, beni yolladılar sınıfa. Benim de içim rahat bir şekilde eve döndüm.
 
Son düzenleyen: Moderatör:

Geri
Yukarı