Bu konuda yapılan ideoloji kavgalarını daha lisedeyken yapıyorduk, sonra bir gün fark ettim ki şucu ya da bucu olmak bir şey ifade etmiyor. Hiçbir ideolojinin/sistemin insanlara istediği şeyleri karşılıksız vermediğini fark ettim. Sistemin kararlarını ben veremiyorum, benim kontrolümde olmayan şeyler var. Sistem benden neler istiyor, neler karşılığında ne vaat ediyor? Benim isteklerime karşı sistemin benden neler istediğine kafayı yordum.
Sonuç olarak bir şeyleri değiştirmek için kendimi feda etmektense ya da reddettiğim sistem dinamikleriyle hayatımı yoklukla geçireceğime, içinde olduğum sistemin çarklarıyla kendi isteklerim arasında bir denge kurmanın yolunu buldum. Şimdi kafam rahat.
Farazi ideoloji tartışmalarının neye ne kadar faydası olduğu da ayrıca tartışma konusu.