Beyin ve temel duyuların irtibatı

Evet cevap yok ama soruyu benim ifademden daha anlaşılır ve geniş şekilde yazmışlar ondan atmıştım, @BERWAR sağolsun. Cevap ise şu bilgi birikimimizle yorumlardan öte olamayacaktır ve ucu açık bir mevzu.
 
Ölçüden kast ettiğiniz nedir? Dincilerin bize karşı tartışmalarda kazanamamasının sebebi kanıt sunamayışıdır. Bilim varken kitaplardaki kanıtları olmayan saçma yazılara mı inanmamızı bekliyorsunuz? Ayrıca biz mi aynı şeyleri yoksa siz mi aynı şeyleri geveleyip duruyorsunuz burası tartışılır.
 
Son düzenleme:

Ölçü nedir?
 

Kimse de yok bu.

Bilimde bu problemin ustesinden gelmek icin bilimsel metod kullaniliyor, herkes taraflidir. Bilerek ya da bilmeyerek seni hakli cikaracak delilleri bulmak daha kolay gelir.

Senin yaptigin bu olcu tanimina gore, bir dindar kafadan olcu kavramini silerek hayatina basliyor. Her dine esit sans vermedigi icin.

( Cognitive Bias deniliyor senin olcu dedigin kavrama, her insanda olan bir sey. Bilimsel metodu guzel kilan da bu zaten. Cognitive bias - Wikipedia )
 
Dışardakine duyduğum şüpheyi kendi içimde duymasam dini terk etmezdim. Ayrıca herkes kendine daha toleranslıdır ben kendime o kadar toleranslı değilim diyen birini gösterir misiniz? Her insan kendi çıkarında bir şeyler yapar. Doğru ve yanlışlar konusu ise kişiseldir sana yanlış gelen bir şey başkasına o kadar da yanlış gelmeyebilir o yüzden ben sizin kullandığınız bu ölçü'nün çok doğru sonuçlandığını düşünmüyorum. Siz acaba inandığınız şeylere ne kadar şüphe duyuyorsunuz ya da korkudan duyabiliyor musunuz?
 
Senin yaptigin bu olcu tanimina gore, bir dindar kafadan olcu kavramini silerek hayatina basliyor. Her dine esit sans vermedigi icin.
Bu da o kişinin algısından ötürüdür. Çünkü emin olunacak tek şey Tanrı dır. Herhangi bir kararından emin isen bu karara etken olan yorumlardan dolayı Tanrı'ya hesap vereceksindir. Kendinden emin isen kötülüğe ya da başkasının hakkının gaspına sebep olman gayet olasıdır.

Her insan kendi çıkarında bir şeyler yapar. Doğru ve yanlışlar konusu ise kişiseldir sana yanlış gelen bir şey başkasına o kadar da yanlış gelmeyebilir

Bireysel bakışın doğruluğunu savunursanız, herkesi kapsayan yasalardan bahsedemezsiniz ve doğal olarak toplumdan bahsedemezsiniz. Zorla bir arada tutulan ve ufak bir sorunla aradaki incecik bağları kopan bölük parça gruplar hasıl olur. Bencilliği düstur edinen insanlar birlik olamazlar. Çünkü elbet çıkarları kesişecektir.
 
Yasa dediğiniz şey ile Ahlak ve Etik kavramları birbirinden çok farklıdır. Dinlere göre evlenmeden cinsel birliktelik yaşamak ahlak ve kural dışı olsa da dinlere inanmayan birisi için ahlaksızlık ve kural dışı değildir.
 
Olası sonuçlar ne peki. Evlilik anlaşması olduğu vakit, doğan çocuklar üzerinde yasal sorumluluk oluşur. Ortada bir anlaşma olmadığında muhtemel çocuk varlığında sorumluluktan kaçan bireye kim hesap sorabilecektir.
 
Öyle bir yıkar ki, 160 yıldır din vr yaratılışçıları yerin dibine soktu bu evrim. Hiç kendinizi kandırmayın, reddetmek bir şey değiştirmiyor, evrim geçerliliğini koruyor, korumaya da devam edecek.
Yeni bir kanıtlanmış olgu çıktığı zaman, biz (Müslümanlar) için ayet hükmüne geçiyor zaten. Bakın dediğimi iyi anlayın. Kur'an'da bundan öncesinde (Geoit Dünya kanıtlanmadan) herkes Düz Dünya'ya inanıyordu. Çünkü Kur'an'da öyle yazıyordu. Fakat kanıtlanmış bir olgu olduğundan dolayı, Müslümanlar buna inandı. (Geoit Dünya'ya.) Bu geçiş sürecini harbiden merak ediyorum bu arada. Fakat, Evrim'in olup, olmaması bizim algımızı yıkmıyor. Müslümanların neden bu kadar gerici olduğunu maalesef anlamıyorum. ‘el hamdü lillahi Rabbil alemîn’ diyoruz, fakat Alemlerin ne olduğunu bilmiyoruz! Neyse, demek istediğim; Evrim'in ya da bir başka kanıtlanmış olgu'nun, dinimize karşı gelmediği. Ben bu Evrime'de inanmıyorum. Fakat inanan Müslümanlar'da bir sıkıntı yok.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…