Allah'ın hikmeti işte, Allah öyle yaratmış.
Olaylara bu şekilde yaklaşan birinin böyle bir soru sorması ilginç olmuş. Bu sorulara cevap aramak istiyorsanız en başından bu düşüncelerden kurtulmuş olmanız gerek. Ol dedi oldu kafasının araştıracağı konular değil bunlar.
Kur'an-ı Kerim'de birçok yerde geçen "ol dedi ve oluverdi" mealindeki "kun fe ye kun (كُنْ فَيَكُونُ) fiili, hem geçmiş zaman için, hem şimdiki zaman için, hemde gelecek zaman için kullanılabilen bir fiildir. Yani bu fiil oldu, oluyor ve olacak anlamında kullanılabilir. Bunu anlamak için Arapça bilmeye gerek yok, bilmeyenlerde bunu rahatlıkla anlayabilirler. Kur'an-ı Kerim'de evrenin altı evrede yaratıldığı buyrulmaktadır. [1] Altı süreçte yaratıldığı buyrulan bu evren içinde "ol dedi ve oluverdi" fiili kullanılmıştır. [2] Hz. Meryem'in 9 aylık hamilelik süreci için de aynı fiil kullanılmaktadır. [3]
Kur'an'ın yazarı bu fiili süreçler halinde olanlar için kullandığı çok açık. Mantıklı bir düşünceyle baktığımızda Allah'ın "ol" dediği şey 1 milyar yıl sonra bile olsa onu değiştirecek Allah'tan başka bir güç olmadığı için o mutlak surette olacaktır, dolayısıyla oldu ile olacak arasında Allah nezdinde bir fark yoktur. Sonuç olarak söz konusu fiil tek zamanlı kullanılmamaktadır.
Her şeyden öte bir Müslüman için Bilim, Allah’ın yaratma sanatının adıdır. Evrenin yöneticisinin koyduğu kanunlarıdır. Dini literatürde buna Sünnetullah denir. Bütün maddeler evrende bulunan bu kanunlara uyar ve bu prensiple evren dolayısıyla bütün canlılar yaşamına devam ettirmektedir.
Peki neden bir Müslüman kendisi için kutsal olan bu konuları araştırmasın? İlk ayeti "OKU" olan İlahi bir Kitaba ittiba edenler bilakis kainat kitabını ve o kitabın yazarını tanımaya yönlenmesi kadar doğal bir şey var mıdır? İslam dininin müntesiplerine, "Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?" "İlim Çin'de de olsa talep ediniz" buyruklarından daha öte bir teşvik mi vardır? [4-5]
________________________________________
1.Kâf Suresi 38. Ayet
2.Bakara Suresi 117. Ayet
3.Âl-i İmrân Suresi 47. Ayet
4.Zümer Sûresi 9. Ayet
5.
Beyhaki, Şuabu’l-İman, Beyrut, II. 254
Mealleri değiştirip bize bir kanıt sunma ihtiyacınız da sizin eksikliğiniz. Biz neyse onu diyoruz siz bir mealden binlerce anlam çıkartıyorsunuz, yok o öyle değil şöyle yok onun kelime anlamı aslında öyle değil.
Eski mealleri günümüze uyarlayın sonra çıkın deyin yok valla öyle demiyor aslında başka açıklaması var onun siz kimi kandırıyorsunuz, senin karşında okumayan, araştırmayan kişiler yok her kılıf uydurmana inanalım. Kimin evrimden ve dinden bi haber olduğu apaçık ortada.
Zaten bir eleştiriye verilen cevap Arapça üzerinde olduğunda ateistler genelde devamına bakmaksızın dalga geçip; cevabı itibarsızlaştırıyorlar. Birçok mecrada söylediklerine bakılacak olursa ayetleri kurtarmak için kıvırdığı hep söylenmekte.
Bu konuda hazırlanmış şu muazzam videoyu izlemenizi tavsiye ediyorum.