cevabınız için teşekkürler. Uluslararası ticaretten birçok alana her türlü hukuki işlere bakılıp danışmanlık yapılıyor şirket devir işlemleri gibi, ya da milyonluk bir ticaret anlaşması bunların maddelerinin hazırlanması vs. Ben de bu nedenle hani hem sadece İngilizce olmaz diye düşünüyorum bu nedenle 5 dil öğrenme hedefim var bazı dillere ilgim var mesela Japonca veya Çince, aynı zamanda Almanca ve Fransızca hukukta önemli yerlere sahip olduğu için bunlardan en az birini öğreneceğim. Dedikleriniz çok mantıklı Arapça mutlaka getirisi olabilecek bir dil olabilir gelecek yıllar için ben bunlara ek olarak hukuk için kesinleşmiş Almanca , İngilizce gibi dillere ek olarak Japonca bildiğimde Japon şirketlerle yapılan anlaşmalarda ekstra bir getirisi olabilir mi onları merak ediyorum yani bu dili iş hayatında kullanır mıyım. Umarım derdimi anlatabiliyorumdur. (Yoksa hangi dil öğrenilirse öğrenilirsin farklı kültür farklı bakış, açısı, hayat algısı, disiplin, perspektif kazanılır. Bunlar ise bir insanı mutlaka geliştirir diye düşünüyorum.
Hocam yukarıdaki arkadaş zor demiş ama Çince bu amaç için çok işe yarar bence. Onun harici dediğim gibi Arapça düşünebilirsiniz. Yine ticaret açısından baktığımda Almanca kesinlikle olabilir. Rusça olabilir, İtalyanca olabilir. Türk lehçeleri olabilir bir de en kötü(diğer diller kadar etkili olur mu bilmem ama mesela Azeri Türkçesini çok rahat 1-2 ayda öğrenirsiniz bence hiç yoktan iyidir).
Almanya ve İtalya ihracatımızın en çok olduğu iki ülke, Rusya ve Çin ise ithalatımızın. İngilizce bildiğinizi söylediğiniz için Abd ve İngiltere'yi yazmadım. Dediğim gibi Arapça da önemli olabilir yine. Çünkü ülke bazında az gibi olsa da koca bir coğrafyayı düşününce dikkate alınmalı gibi geliyor bana.
Edit: Fakat bir şey daha söyleyeceğim hocam. Bu rakamlar halihazırda zaten var olan ticaretle alakalı şeyler. Nasıl desem hukuki işlemlerde zaten dil engeli bir şekilde aşılmış. 5 dil hedefinden bir ikisi riske atılıp çok daha spesifik bir dil de öğrenilebilir. Çünkü zaten bu dillere ihtiyaç olsa ticaret gelişemezdi. Belki dil engeli yüzünden ticaret geliştirilemeyen ülkeler de vardır. Bilemiyorum. Mesela Hintçe olabilir gibi bence.
Aslında Dünya'nın kutuplaşmaya gittiği zamanlarda köprü olmaya en müsait ülke Türkiye. Hatta şöyle söyleyeyim, bir taraf olmak istesek bile Dünya buna izin vermeyecektir. Çünkü bütün ülkeler birbirine stratejik kaynaklar açısından bağımlılar. Demek istediğim şu, sadece Batı dillerine yoğunlaşmak değil de Doğu ile birlikte harmanlamak daha mantıklı olabilir bence.
Onun dışında konudan bağımsız ama ben olaya nasıl yaklaşırdım onu aktarayım. Ben şirketime bir avukat alacak olsam ya da bir büroyla çalışacak olsam ilk bakacağım şey, hukuki bilgisi olur açıkçası. Dil problemini aşmanın yolları var artık. Dil mevzusunu bir hukukçudan çok bir tercümandan halletmesini beklerim, hukukçudan ise iki ülkenin de hukukunu çok iyi bilmesini ileride başımın derde girmemesini garanti etmesini beklerim. Haliyle 5 dil bilenden çok vaktini hukuk öğrenmeye harcamış birisi benim için daha değerli olacaktır. Hatta fantastik olacak ama avukatımın güncel hukuku takip edip beni bilgilendirmesini dahi isterim. Mesela Abd'de yakın zamanda esrar yasallaştı. Bu bir tüccar olarak belki bana fırsat yaratacak(torbacı falan değilim, yeni bir sektör açıldı diye değindim buna). Haliyle bu gibi hukuki kararı benimle paylaşacak bir avukatı tercih ederim elbette. Ya da mesela Orta Doğu'daki şeriat hukukundan kaynaklı seks oyuncaklarının satışı yasak, bu bilgiyi bana iletecek avukatı dinleyip Arap turistlerin yoğun olduğu bir bölgede seks shop açmak gibi bir fırsatı kaçırmazdım. Böyle bir avukatım olsa şirkete ortak ederim.
Tabi örnekler çok spesifik de demek istediğimi anlatabilmişimdir umarım. Ha hem vaktini hukuka harcamış hem de dil biliyorsa da önüne tomar tomar para da koyarım açıkçası. Çünkü avukatımın başka iş almakla uğraşıp benim işimi aksatmasını istemem. Haliyle de rahat edebileceği ve başka işe ihtiyaç duymayacağı parayı harcamaktan çekinmem.