Bir zihnin labirentinde

Cey25

Centipat
Katılım
20 Ağustos 2024
Mesajlar
3
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Son birkaç yıldır, içimdeki fırtınalarla yaşamaya çalışıyorum. Hayat, bazen sanki benimle hiç ilgisi yokmuş gibi akıp gidiyor, ve ben bu akışa ayak uydurmakta zorlanıyorum. Her adımımda bir hata, her cümlemde bir pişmanlık buluyorum. Bir zamanlar güçlü ve kararlı olduğumu düşündüğüm tüm değerlerim, şu an kırılgan ve belirsiz görünüyor.

Zihnimde sürekli dönen geçmiş, bana peşimi bırakmayan bir gölge gibi eşlik ediyor. Yapmamam gereken şeyleri yaptım, söylememem gereken sözleri söyledim. Her şeyin çok daha farklı olabileceğini düşündüğüm anlar, içimde derin bir pişmanlık bırakıyor. Hayatımdan çıkan ya da uzaklaşan insanları düşündükçe, onları kaybetmemin kendi hatalarımın bir sonucu olduğunu görmek daha da ağır geliyor.

İlişkilerimle ilgili en büyük ders, sessizliğin ve düşüncenin gücünü fark edememek oldu. Duygusal yoğunluğumu yanlış yönlendirdim, acele ettim, sabırsızdım. En derin hislerimi ifade etmekte zorlandım, ve bu da kaçınılmaz olarak, yanlış anlaşılmaların doğmasına neden oldu. Özellikle bir kişiye karşı, duygularımın ağırlığını taşımakta zorlandım. O kişiyi belki de en çok sevmem gereken zamanda, en çok kırdım.

Biliyorum ki geçmişi değiştiremem. Ama her gün aynı döngüyü yaşamak, bu pişmanlıkların içinde boğulmak, beni daha da dibe çekiyor. Bazen tek istediğim, zihnimi susturmak ve içimdeki sessizliği dinlemek. O sessizlikte belki de kendimi bulurum, belki de yıllardır aradığım huzuru.

Kendimle yüzleşmek zor, ama gerekli. Yavaş yavaş, adım adım, bu labirentin çıkışını bulmaya çalışıyorum. Yaptığım her hatayı kabul ediyor, ama kendimi bu hatalarla cezalandırmaktan vazgeçmeye çalışıyorum. İçimde bir yerlerde hâlâ o güçlü insanın var olduğuna inanmak istiyorum. Belki de, en büyük zorluk, bu inancı yeniden kazanmak.
 
Son birkaç yıldır, içimdeki fırtınalarla yaşamaya çalışıyorum. Hayat, bazen sanki benimle hiç ilgisi yokmuş gibi akıp gidiyor, ve ben bu akışa ayak uydurmakta zorlanıyorum. Her adımımda bir hata, her cümlemde bir pişmanlık buluyorum. Bir zamanlar güçlü ve kararlı olduğumu düşündüğüm tüm değerlerim, şu an kırılgan ve belirsiz görünüyor.

Zihnimde sürekli dönen geçmiş, bana peşimi bırakmayan bir gölge gibi eşlik ediyor. Yapmamam gereken şeyleri yaptım, söylememem gereken sözleri söyledim. Her şeyin çok daha farklı olabileceğini düşündüğüm anlar, içimde derin bir pişmanlık bırakıyor. Hayatımdan çıkan ya da uzaklaşan insanları düşündükçe, onları kaybetmemin kendi hatalarımın bir sonucu olduğunu görmek daha da ağır geliyor.

İlişkilerimle ilgili en büyük ders, sessizliğin ve düşüncenin gücünü fark edememek oldu. Duygusal yoğunluğumu yanlış yönlendirdim, acele ettim, sabırsızdım. En derin hislerimi ifade etmekte zorlandım, ve bu da kaçınılmaz olarak, yanlış anlaşılmaların doğmasına neden oldu. Özellikle bir kişiye karşı, duygularımın ağırlığını taşımakta zorlandım. O kişiyi belki de en çok sevmem gereken zamanda, en çok kırdım.

Biliyorum ki geçmişi değiştiremem. Ama her gün aynı döngüyü yaşamak, bu pişmanlıkların içinde boğulmak, beni daha da dibe çekiyor. Bazen tek istediğim, zihnimi susturmak ve içimdeki sessizliği dinlemek. O sessizlikte belki de kendimi bulurum, belki de yıllardır aradığım huzuru.

Kendimle yüzleşmek zor, ama gerekli. Yavaş yavaş, adım adım, bu labirentin çıkışını bulmaya çalışıyorum. Yaptığım her hatayı kabul ediyor, ama kendimi bu hatalarla cezalandırmaktan vazgeçmeye çalışıyorum. İçimde bir yerlerde hâlâ o güçlü insanın var olduğuna inanmak istiyorum. Belki de, en büyük zorluk, bu inancı yeniden kazanmak.
Konuyla alakasız ama konunun başlığını kitap ismi sanan ben miyim tek?
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı