Bisiklet anılarınız

Bizim bu taraflarda ölüm yokuşu var Ankara'da olan bilir belki. Esertepe Vadi yokuşu. Oradan son sürat aşağı inerken frenin patlamştı. Mecburen ayağımla yere sürte sürte durdurmaya çalışmıştım ve durdurmuştum da. Ama sonradan farkettim ki ayakkabımın altı tamamen yırtılmıştı :D Bildiğiniz çoraplarım falan gözüküyordu :D
 
Hayatımda hiç bisiklete binmedim. Bir defa bindim onda da zaten 1-2 gün takılıp bırakıp. Dışarıda bisiklet hiç sürmedim demek daha doğru olur.
 
Ortaokulda falan, bisikletten düşüp bacağımı kırmıştım. 5 seneden falan fazla oldu. 2-3 sene öncesine kadar soğukta vs. kırılan yer garip hissettiriyordu.
 
İstanbul İstinye'de şimdilerde lüzumsuz 2-3 katlı villalarla donattıkları vaktiyle Borsa'ya ait boğaz manzaralı bir arazi vardı. Çimenlik derdik, top oynamaya da oraya, yeşillikli tepelerden altımızda kartonla kaymaya da oraya, bisiklet sürmeye de oraya giderdik. Tabi o yaşlarda dağ bisikleti falan hak getire. BMX'lerle vites mites olmadan aletlerin canını alırcasına günlerce bisiklete bindiğimiz olurdu. Yine o günlerden bir gün 3-4 kişi en üst sokaktan girip tüm tepenin en alt noktasına kadar hoplaya zıplaya iniyoruz. Daha bayırın yarısında bisikletin göbek tarafından abuk subuk bir ses gelmeye başladı. Aslında korktum. Ama yarışıyoruz ya, geride kalmayayım, gruptan kopmayayım diyerekten frenleye frenleye en aşağı yusuf yusuf modunda da olsa çok yavaşlamadan indim. En aşağı indikten sonra bisikletten indiğim anda ön göbek dağıldı, çatal düştü ve ön tekerlekle beraber 1-2 mt öne gidip kendini yere saldı. Hayatım boyunca sahip olduğum tüm şansı oradan aşağı inerken kafa göz dağıtmamak için tüketmiş olabilirim. :D Ne zaman bi bmx görsem o gün tekrar gözümde canlanıyor.
 
Bir keresinde gaza gelip frenleri patlak olan bisikletimle yokuştan inerken ara sokaktan araba çıktı. Tabi ben onu görünce panikle yalpalamaya başladım. Adam o halimi görmüş olacak ki yola çıkmadan durdu yoksa 10 metre uçardım :D

Bir kere de suzuki carry ekmek arabaları olurdu. Kafadan ona çarptım bisiklete ve bana bir şey olmadı. Arabanın kaporta göçtü :D
 
Eskiden yokuşta düz tahta ile kayıyorlardı. Ben bisiklet ile frene basmadan yokuş aşağı son hızla gittim ama sondaki çukura takılıp feci şekilde yaralanmıştım. Hala bisikleti severek kullanıyorum.
 
Sene 2006 falan olması lazım dağ bisikletlerine çok merakım vardı o zamanlarda Türkiye de olmayan bir marka olan atala diye bir bisiklet almıştım İtalyan malıymış karbon fiber bir bisikletti bisiklet ile sitedeki merdivenlerden falan çıkıyordum çok güzel günlerdi.
 

Geri
Yukarı