Bize Uzaylı olarak gösterilenler

Kardeş dini kitabımızda en gelişmiş canlılar insandır yazıyordu. Buna göre bunlar olası değil. Kısacası evrim geçiremezler. Belki onlardan üstünüz. Bu kadar zeki varlıklar bir uzay gemisini kullanamayacak kadar beceriksiz mi? Yakıtlarının ne kadar yeteceğini hesaplayamadılar mı? Bu bunun kanıtı. Arkadaş çok iyi söylemiş. Gerçekten zeki bir şey nasıl bir uzay gemisini kullanamasın. Yani böyle şeylere inanmak çok saçma. Biz dini kitabımıza sahip çıkalım. En gelişmiş biziz. İnsanları gözlemliyor olsalar bile biz bunların zekasına ,gücüne, becerisine nasıl sahip olabiliriz diye düşünüyordur. Yani affedersiniz ama bence onlarda zeka diye bir şey yok. Kısacası biz en iyisiyiz. Bizden akıllı olamaz ama Allah hariç.
 
Sizin gibilere acilen bilimsel düşünce stilinin empoze edilmesi gerek. Herkes sizin gibi olsa sorgulamayan, araştırmayan, 'Allah yaptı oldu' diyen insanlardan geçilmez ve ne tıpta, ne bilimde, ne teknolojide bir adım ileriye gidilmez. Biz en iyisi falan da değiliz, bazen sadece hayvan olmak istediğim zamanları o kadar çok yaşıyorum ki... Koskoca evrenin sadece bizim için var olduğunu düşünecek kadar ve bizim 'en iyi' mahlukat olduğumuzu düşünecek kadar bencil misin?
 
@ShadYaqz ın söyledikleri doğru kardeşim. Onun anlatıkların işin yüzeysel kısımları olsada doğru kısımları. Bizler yaratılanların en üstünüyüz bu doğru. Ancak ne var ki artık insanlar yeni yeni öğrenmeye başladılar uzaylı diye bize yutturdukları varlıkların cinler ile de ilgisi var. Daha derine inecek olursak işin içinde illüminati ve ifritler var. Kısa bi not gördüğünüz uzay gemilerini üreten şirketin adı da BMW. Havada uçan kaçan dönen daireler amerikanın 51. bölgesinde namı diyar yasak bölgede üretiliyor.
 
Son düzenleme:
Arkadaşlar uçuk kaçık paronayakça düşüncelerinizi gülerek okudum. Biri diyor BMW uzay gemisi üretiyor, öbürü diyor kuranda bu yazıyor o zaman böyledir size tek söyleyeceğim Azıcık Mantıklı Konuşun. Dünya dışı yaşamla ilgili olarak da, ben de bu evrende yalnız olmadığımızı düşünenlerdenim. Uzaylıları bulacağımıza ilişkin NASA nın iddialı açıklamaları var. Ama gelin görün ki uzaylı tabir ettiğimiz küçük yeşil adamlar değil arkadaşlar. Uzaylılardan kasıt mikroorganizmalar. Düşündüğünüz gibi bizden zeki uzaylıların olması fikri bana çok ütopik geliyor. Hadi ola ki bizden zeki uzaylılar var, bizimle ilgileneceklerini hiç mi hiç düşünmüyorum.
 
güldünüz hee İnanmak size kalmış arkadaşlar ben doğruyu söyledim.

Kaldı ki bazı ülkeler uzaylıları bayıltıp üzerinde araştırma yaptıklarını söylüyorlardı (rusya) merak ediyorum uzaylıları nasıl bayılttılar lokal anestezi mi yoksa genel anestezi mi uyguladılar elektriklemi bayılttılar narkozlar mı kaldı ki uzaylıların damar yolundan mı girdiler ve neye nasıl tepki verdiklerini nasıl bildiler ki bayıltıp araştırma yaptıklarını söylediler. Nasıl bayıltınız yav damar yolundan narkoz mu verdiniz ( damarı varmıydı ki) sonuç olarak ben bunların var olduğuna inanmıyorum.

bu resim ilginiz çekebilir belki
 
Son düzenleme:
Öncelikle kafalardaki bazı soruları temizlemek gerekiyor. Gördüğüm belli başlı sorular var. Elbette söyleyeceklerim kesin cevaplar değil ama kafanızda çözüm oluşturacak, yollar gösterecektir. Yolu bulmak size kalmış.

1 - Uzaylı nedir? Yenir mi?


Uzaylı tabiri güzel Türkçemizin genişliğinden kaynaklı bir anlam sorunsalı ortaya çıkartıyor olabilir. Elin gavuru buna "Alien" demiş. Tabiri caiz ise Alien yabancı, farklı, sıradışı anlamlarda da kullanılmaktadır. 90'lı yıllar ile beraber Extraterrestrial daha sık kullanılmaya başlanır.

Bu kelime aslında tam anlamıyla uzaylıyı açıklamaktadır. Dünya gezegeni dışında bulunan, yaşam formlarına Extraterrestrial denilmekte. Peki bu kafada düşünürsek (Yani Uzaylı = Extraterrestrial) bu tanımı kimler için kullanılırız?

Dünya dışı yaşam denildiğinde illa bize benzeyen (Humanoid), iri gözlü, gri renk tenli, koca kafalı, sıska bedenli yaratıklar düşünmemek gerekiyor. Bu sporlar ile üreyen bir uzay mantarı olabilir. Belki de uçan bir geyiğe benziyordur. Bizden daha da zeki olmak zorunda değiller. Konu hakkında "vay arkadaaaaş" şeklinde aydınlanma yaşayabileceğiniz 2005 yapımı Alien Planet belgeseline bakabilirsiniz.

2 - E hani uzaylı nerede?



Von Daniken tadındaki uzaylı komplo teorilerini bir kenara bırakalım. Piramitlerin inşaatı, Atlantis'in yıkılışı vs. Eğer gerçekten dışarıda bir dünya dışı yaşam var ise ve dünyaya gelmişlerse, kalkıp da piramit yaptıklarını pek sanmıyorum. Bu öncelikle insan ırkına yapılmış bir hakaret gibi.

İşin ilahi boyutunu düşünmeyelim Ne kadar muhteşem ve bir o kadar iğrenç anatomiye sahip olduğunuzu düşünün. Şu yazıyı okurken gözleriniz sağa sola hareket ediyor. Beyninizden çıkan sinyaller, omurganızın içerisindeki sinir sisteminin yardımı ile parmaklarınıza ulaşıyor ve fare yardımı ile sayfayı kaydırıyorsunuz. Bunu söylememle birlikte artık hareketlerinizin farkına vardınız. Nefes aldığınızı fark ediyorsunuz. Göğüs kafesiniz iniyor ve yükseliyor. Kafanızı sağa sola çevirin. Et yığını altındaki boyun eklemleriniz, kaslarınız sayesinde hareket ediyor.

Bunların hepsi biyolojik yapımız sayesinde gerçekleşiyor. Sandalyeden kalksanız ve parende atarsanız, vücudunuzun yapabileceklerini ortaya koyuyorsunuz. Bunların hepsini basit fizik problemleriyle de aktarabilirsiniz. Fizikten aldığınız yardım ile bunu matematiksel işlemlere koyabilir ve daha sonra birebir kopyanızı 0 ve 1'lerden oluşmuş bir yazılım ile bilgisayara aktarıp, oyun haline getirebilirsiniz. Muhteşem değil mi?

İnsanoğlu bu evrim sürecine ulaşmak için bin yılları geride bıraktı. Dünya gezegeni sağ olsun bu şekilde evrimleştik. Eğer yaşam Mars gezegeninde başlamış olsaydı farklı bir süreç yalanacaktı. Evrim ağacında yaşanabilecek ufak bir değişiklik sayesinde belki de çatal dilli olacaktık. Belki de sırtımızda hörgüç olacaktı. İhtimaller her zaman düşünülebilir. Ama şunu biliyoruz ki, bedenlerimiz bu gezegene göre uygun hale getirildi.

O yüzden yapabileceklerimiz bu gezegen içerisindeyken sınırsız. Yani uzak evrenin, uzak köşelerine gitmek ise sınırlarımızı aşmak demek olacak. Buna sahibiz, çünkü piramitleri inşa edip, yeryüzünün en derin okyanus çatlaklarına sondalar indirebiliyoruz. Peki ne zaman gerçekten o uzay gemilerine binip, uzay galaksilere yelken açacağız?

Unutmayın yukarıda muhteşem bir anatomiye sahip olduğumuzu söyledim. Ama iğrençlikte bunun altında yatıyor. Aptallığımız devam ettiği sürece ne dışarı çıkabileceğiz ne de bizi fark edebilecekler. Bu da sıradaki sorumuzu cevaplıyor.

3 - Uzaylılar da bizi görecek mi?



Eski Sovyetlerden Kardaşev'in bir uygarlık cetveli vardır. İnsanoğlunun durduğu konumu ve gelmesi gereken konumu gösterir. Tip I, II, III diye sınıflandırır. Carl Sagan bunu bir adım daha ileriye götürerek sayılar ve harflerle detaylandırmıştır.

Sagan'ın Kozmik Bağlantı (E Yayınları) romanında, konu hakkında güzel bir örnek var. A harfi, en ilkel uygarlıktır. Bu noktada E harfi, antik Yunan dönemine denk gelmektedir. Biz henüz H harfinde bulunuyor. Yani henüz çok ilerleyebilmiş değiliz. Sagan'a göre Kardaşev'in tipleme cetvelinde Tip I bile değilizdir. Tip 0.7-H olarak tanımlar bizi.

Yörüngeye uydu gönderiyoruz iyi güzel de, neden daha fazlası için mücadele vermiyoruz. Bizden sakladıkları bir şey mi var? Şöyle düşünelim. Dışarıda bir uygarlık ile irtibata geçildi ve insanlara bu durum anlatılmıyor. Bu uygarlığın bize gelmiş olması lazım yani en azından Tip II olmalıdır. E arkadaşım, o zaman sen Tip II sınıfın, diğer dünya insanlarıyla iletişime geçmeyeceği konusunda nasıl emin olabilirsin. Seni ikiye katlamış bir teknolojiye sahip.



"Anlaşma yapmışlardır onlar" diyorsan da çok safsın derim. Anlaşma varsa o zaman Warp motorlarımız nerede? Işık hızına çıkan gemiler nerede? Ya hepsini geçtim şu nükleer füzyon işine el atıp, temiz olanı nasıl yapılıyormuş onu gösterselerdi bari.

Sagan bu konuyu güzel bir şekilde kapatıyor. Evrenin uzak köşelerinde kimsecikler yok. Varsa bile henüz tipleme cetveline bile giriş yapamamıştır. Yani dört ayağı üzerinde koşturan bir hayvan ya da fotosentez yapan bir domatesten bahsediyorum. Evrenin 13.6 ila 15 milyar yıl yaşında olduğu düşünülüyor. Birçok bilim insanına göre evren çok genç. Hatta çocuk yaşta.

Bizler, evrende emeklemeyi öğrenen ilk ırkız. Kendimizden sonra geleceklere yol yordam öğreteceğiz. O bilim kurgu filmlerindeki ilk temas olayını bize yapmayacaklar. Biz onlara yapacağız.

Elbette bu son söylediklerim ters çıkabilir. Evrene gerektiğinden fazla mesaj yayınlıyoruz. Voyager-1 çoktan Güneş Sistemi'nin sınırlarını geçti. Kız kardeşi Voyager-2 de onun peşinden yoluna devam ediyor. İki sondanın üzerinde de gezegenimizin açık adresini yazmışız. Kaldı ki, çeşitli topluluklar uzaya farklı mesajlar gönderiyorlar. Stephen Hawking'in demesine göre oralarda birileri varsa ve belki de iyi niyetli değillerdir.

Edit: Cümle düşüklüğü ve imla düzenlemesi.
 
Son düzenleme:
Baya ayaküstü oldu yazdığım bakma ya. Gece gece bilgi kusacak yer aramışım. Bir de karşımda Cosmos belgeseli açık olunca dayanamadım =)

Konu hakkında detaylı bilgi almak isteyenler Carl Sagan'ın her bir kitabını didik didik okuyabilirler. Ayrıca bol bol bilimkurgu okumanın da faydası oluyor.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…