Sürprizbozan Breaking Bad "Fly" Bölümü

Bu konuda spoiler olduğundan sürprizbozan olarak işaretlenmiştir. Spoiler olmadığını düşünüyorsanız konuyu rapor edebilirsiniz.

297689

Hectopat
Katılım
17 Ocak 2020
Mesajlar
1.702
Makaleler
1
Çözümler
7
Bu diziye iki gün önce başladım ve bayağı sardı. Şimdiden 3. sezonun 10. bölümünü izledim. 3. sezon 10. bölümünün adı "Fly" ("Sinek"). Diziyi hiç izlememiş ve izlemeyi düşünen arkadaşlar için spoiler uyarısı vereyim. Ha, ben de diziyi daha ilk defa izliyorum ve yakında bitireceğim. Bu yüzden "sadece" 3. sezon 10. bölüm hakkında konuşursak sevinirim. Daha ilerisine atlamayın lütfen.

İnternette bu bölüm ile ilgili biraz araştırma yaptığımda Breaking Bad'in en düşük IMDb puanına sahip olduğunu öğrendim. Çoğu (neredeyse tüm) izleyiciler tarafından beğenilmemiş. Ama bence dizideki en anlamlı bölümdü. Biraz beyin fırtınası yapalım istiyorum.

Açıkçası bu bölümde çok fazla güldüm ve düşündüm. Güldüğüm kısımlar, Walt ve Jesse'nin sineği öldürmeye çalışırken yaşadıklarıydı. Walt'un yüzüne konan sinek için "Üçe kadar sayacağım. Üç dediğimde vur." dedikten sonra Jesse'nin "bir" der demez vurması beni kahkahaya boğdu. Walt'tan intikamını iyi almıştı. :D Bu gibi kısımlar oldukça eğlenceliydi. Lakin bir de düşündüren kısımlar var ki... Evet, oldukça ilginç ve duygusaldı.

Jane'nin öldüğü bölümde Walt, Jane'i rahatlıkla kurtarabilirdi. Jane'nin kendi kusmuğunda boğulmasını engelleyip hayatını kurtarabilirdi ama yapmadı. Dürüst olacağım, Jane'e üzülmedim. Bence bunu hak etti. Tabii benim gibi düşünmeyebilirsiniz. Bu konuyu bu yüzden açtım zaten.
Walt, Jesse'nin verdiği hapların etkisindeyken söylediği şeyler tüylerimi diken diken etti ve hatta duygulanıp gözlerimin yaşarmasına sebep oldu. Walt, koltuğunda o fil belgeselini izlerken ölmesi gerektiğini düşünüyordu. Çünkü eğer ölseydi, ardından ölen diğer yüzlerce insan belki de yaşayacaktı.

Düşünsenize? Walt o koltukta ölmüş olsaydı ya da Jane'i kurtarsaydı, babası depresyona girip yaptığı işi berbat etmezdi. Uçaklar çarpışmazdı, yüzlerce insan havada can vermezdi, bu olaydan sonra Jane'in babası intihar etmek istemezdi ve evrendeki bu şeyler daha farklı olabilirdi. Walt, hapları aldıktan sonra daha çok evrendeki olasılıklara değiniyor. Gerçekleşmesinin imkansız ya da imkansıza yakın olduğunu düşündüğümüz olaylar gerçekleştiğinde beyin devrelerimiz alev alıyor sanki. "Bu nasıl oldu? Neden bu, neden burada, neden şimdi, nasıl..." gibi sorular soruyoruz.

Aslında biraz bunun üzerine kafa patlatınca bunların aldatmacadan ibaret olduğunu düşündüm. Çünkü bu; olasılık, matematik, kimya, fen gibi kavramlar yine insan ürünü. Yani bunları biz yarattık. Bu "bilgileri" daha iyi kavrayabilmek ve birbirimize rahat aktarabilmek adına biz yaptık. Gerçekleşen olaylar, öyle ya da böyle gerçekleşecek. Belki de gerçekleşmeyecek. Bence tüm bunlar, bizim beynimizle alakalı. Nasıl ki Walt, kendini öldürmek için kullandığı arabayı salıp kocaman bir aracın önüne atladığında yaşam içgüdüsüne yenik düşüp kendi hayatını kurtardıysa bu da öyle. Kendi kendimizi kandırıyoruz. Her şey olacağına varıyor.

Daha söylenecek çok şey var bence. Bu bölümün maddi yetersizlikler nedeniyle böyle olduğuna dair iddia varmış. İddia doğru mudur yanlış mıdır bilmem ama bu bölüm, beni çok düşündürdü. Sizde de böyle oldu mu? Bölümü beğendiniz mi? En başta bunu sormalıydım. Çoğu izleyici bu bölümde sıkılsa da ben doya doya izledim hatta bitmesin istedim. Sanırım, Breaking Bad'i Breaking Bad yapan şey bu: Felsefi derinliğinin oluşu. Nolan üçlemesindeki Batman kadar bu diziden de zevk alıyorum. Zevk almasam iki günde 3. sezonun sonlarına gelmezdim zaten. :)
 

Geri
Yukarı