Sürprizbozan Çin'in sansürlediği fight club sonunun aslında orijinal son olması

Bu konuda spoiler olduğundan sürprizbozan olarak işaretlenmiştir. Spoiler olmadığını düşünüyorsanız konuyu rapor edebilirsiniz.

Karındeşen

Hectopat
Katılım
17 Ağustos 2020
Mesajlar
3.167
Makaleler
3
Çözümler
1
Yer
4.Levent
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Biliyorsunuz Çin fight Club'ın sonunu değiştirmişti, değiştirdiği sonra hiçbir şey patlamıyor ve durden tedaviye götürülüyor, aslında romanda buna çok benzer şekilde bitiyor.

Çin'in koyduğu son.

1648320344031.png



burada tylerin ipuçlarının takip edilerek patlayıcıların imha edildiği söyleniyor, ve tyler 2012 yılında akıl hastanesinden çıkıyor.
"Tyler'ın ipuçlarını takip eden polis planın farkına varmakta gecikmedi, tüm suçluları tutukladı, bombaların patlamasını başarılı bir şekilde engelledi. Mahkemenin ardından tyler akıl hastanesine gönderilerek psikolojik tedavi gördü. 2012'de hastaneden taburcu edildi.”


kitapta geçen repliğe bakalım; dövüş kulubü #25
Gökyüzünde polis helikopterlerinin vup vup vup diye yaklaşan sesi duyuluyor.
Gidin, diye bağırıyorum. Gidin buradan. Bu bina havaya uçacak.
"Biliyoruz," diye bağırıyor marla.
Benim için bayağı bayağı bir ilahi tecelli anı bu.
Ben kendimi öldürmüyorum, diye bağırıyorum. Tyler'ı öldürüyorum.
Ben Joe'nun sabit diskiyim.
Her şeyi hatırlıyorum.
"Aşık falan olduğumdan değil," diye bağırıyor marla, "ama sanırım ben de senden hoşlanıyorum."
Marla Tyler'dan hoşlanıyor.
"Hayır, senden," diye bağırıyor marla. "aradaki farkı biliyorum."
sonra, hiçbir şey.
hiçbir şey patlamıyor.
Silahın namlusu sağlam yanağımın içinde, tyler, diyorum, Nitro'yu parafinle karıştırdın, öyle değil mi?

parafin asla işe yaramaz.
Bunu yapmak zorundayım.
Polis helikopterleri.
Ve tetiği çekiyorum.
Tanrı babamın evinde pek çok konak var. Tetiği çektiğimde, tabii ki öldüm ben. Yalancı. Ve tyler da öldü. Polis helikopterleri uğultuyla bize doğru yaklaşırken, marla ve kendilerini kurtarmaktan aciz bütün o insanlar oraya toplanmışken, hepsi beni kurtarmaya çalışırken, ben o tetiği çekmek zorundaydım. Gerçek hayattan daha iyiydi bu. Ve hayattaki tek kusursuz anınız sonsuza kadar sürmeyecektir. Cennette her şey beyaz üstüne beyaz. Uydurukçu. Cennette sadece lastik tabanlı, ses çıkarmayan pabuçlar var. Cennette uyuyabilirim. Cennette insanlar bana mektup yazıyor, unutulmadığımı söylüyorlar kahramanları olduğumu söylüyorlar. İyileşecekmişim, öyle diyorlar. Buradaki melekler eski Ahit'ten çıkmışa benziyor. Vardiyalı çalışan sayısız melekten ibaret bir cennet personeli. Gündüz vardiyası akşam vardiyası, gece vardiyası. Yemeklerinizi bir tepsiyle önünüze getiriyorlar. Yemeğin yanında, küçük kâğıt kaplara konmuş ilaçlar oluyor. Oyuncak bebek dünyasının oyuncak eşyaları. Ceviz çalışma masasının karşı tarafında oturup tanrı'yla bir görüşme yaptım. Arkasındaki duvarda diplomaları asılıydı. Tanrı bana dedi ki: "neden?" neden bu kadar çok acıya sebep oldun? Her birinizin kutsal, eşsiz bir kar tanesi olduğunu anlayamadın mı? Eşi bulunmaz eşsizlikte, eşsizin de eşsizi bir kar tanesi olduğunu göremedin mi? Hepinizin sevginin tezahürleri olduğunu anlamıyor musun? Karşımda oturmuş, bir not defterine bir şeyler karalayan tanrı'ya baktım. Ama tanrı bu meselede tamamen yanılmaktaydı. Bizler eşsiz değiliz. Süprüntü ya da pislik de değiliz.
Biz sadece biziz. Biz sadece biziz ve hayatta başımıza gelenlerin bir nedeni yok. Tanrı diyor ki: "hayır, bu doğru değil." peki. Öyle olsun. Neyse ne. Tanrı'ya akıl öğretmek bana kalmadı ya. Tanrı bana ne hatırladığımı soruyor. Her şeyi hatırlıyorum. Tyler'ın silahından fırlayan, öbür yanağımı delip geçerek suratıma bir kulağımdan öbür kulağıma kadar uzanan kertikli bir gülümseme konduran kurşunu hatırlıyorum. Evet, tıpkı öfkeli bir cadılar günü balkabağı gibi. Japon iblisi. Hırs ve açgözlülük canavarı. Marla yeryüzünde kaldı. Oradan bana mektuplar yazıyor. Bir gün beni geri götürecekler miş, öyle diyor. eğer cennette telefon olsaydı, cennetten Marla'ya telefon eder ve "alo," dediği anda telefonu kapamazdım. "merhaba," derdim, "ne var ne yok? Her şeyi anlat bana." ama ben geri dönmek istemiyorum. Daha değil. Neden derseniz, istemiyorum işte. Çünkü zaman zaman, bir gözü morarmış ya da alnına dikişler atılmış birileri bana yemek tepsimle ilaçlarımı getiriyor ve diyor ki: "sizi özlüyoruz, mr. Durden." veya kırık burunlu biri elindeki paspası sürüyerek yanımdan geçip giderken bana fısıldıyor: "her şey planladığımız gibi yürüyor." fısıldıyor: "medeniyeti altüst edeceğiz. Dünyayı daha iyi bir yere çevireceğiz." fısıldıyor: "aramıza geri dönmenizi dört gözle bekliyoruz."

sonuç;

romana daha yakın bir son fakat aynısı değil, ben 2 sonuda seviyorum aslında, patlamaması daha trajik, ama patladığı son gerçekten havalıydı.

Sizin düşünceleriniz nedir?
 
Yok boynundan değil çeneye yakın bir yerden çıkıyor.

Hayır o gerçek filmde, tylerin kafasından vurulması akli.

Filmdeki çoğu karakter anlatıcının kafasında kurulma. Marla'da dahil. O sahnede de silahla ateş edip kendi aklındaki Tyler'ı öldürüp Marla'yı benimsiyor. Silah sadece temsili bir araç aslında.
 
Marlanın gerçekliği sorgulanmıyor, romana göre hareket edebilirz ayrıca gerçek olmadığı gösteren bir sürü güçlü kanıta 2-3 adet daha güçlü anti kanıt sunabiliriz.

1- marlanın siparişi alınıyor, 2- kıyamet timi marlayı görebiliyor ve parker morrisin çatısında getiriliyor kolundan tutularak, 3- Roman'a göre gerçek, çocukları da oluyor, 4 - jack filmin başlarında uykusuzken her şey gerçek değilmiş gibi geliyor ayırt edemiyorsunuz diyor, marlanın yansımasının görünmediği sahnede olayı jack anlatıyor jack şizofreni ve gerçeği ayırt edemediği için yansıması görülmüyor, ayrıca tyler angel Face'in yüzünü dağıttığında o karakter gerçek olmasaydı ototmatik olarak jackin de yüzü morarırdı, ve Bob'un beyni dağılıp getirildiğinde bob olmasaydı diğer karakterler tylerla konuşamazdı ve tyler da ölürdü, hem yol ortasında tartışırken insanlar ikisine de bakıyor, dayanışma gruplarında da öyle. Tyler hariç diğer karakterler gerçek, fakat jack uykusuz kaldığı için gerçekle hayali bazen karıştırabiliyor.

Ayrıca tylerin gertçekliğinin doğrudan sorgulandığı sahne var ama marla için yok, marla olmazsa tamamen hiçbir şey yaşanmamış olur ve roman alıntısı bir film tamamen romana ters olur.
He ayrıca ilk görünen daha zayıf erkeksi kişiliği ile tylerlık arasında gitti, yani marla kişilik olsaydı gene normal kişiliğinden daha baskın olurdu, bunu da gördük.
 
Marlanın gerçekliği sorgulanmıyor, romana göre hareket edebilirz ayrıca gerçek olmadığı gösteren bir sürü güçlü kanıta 2-3 adet daha güçlü anti kanıt sunabiliriz.

1- marlanın siparişi alınıyor, 2- kıyamet timi marlayı görebiliyor ve parker morrisin çatısında getiriliyor kolundan tutularak, 3- Roman'a göre gerçek, çocukları da oluyor, 4 - jack filmin başlarında uykusuzken her şey gerçek değilmiş gibi geliyor ayırt edemiyorsunuz diyor, marlanın yansımasının görünmediği sahnede olayı jack anlatıyor jack şizofreni ve gerçeği ayırt edemediği için yansıması görülmüyor, ayrıca tyler angel Face'in yüzünü dağıttığında o karakter gerçek olmasaydı ototmatik olarak jackin de yüzü morarırdı, ve Bob'un beyni dağılıp getirildiğinde bob olmasaydı diğer karakterler tylerla konuşamazdı ve tyler da ölürdü, hem yol ortasında tartışırken insanlar ikisine de bakıyor, dayanışma gruplarında da öyle. Tyler hariç diğer karakterler gerçek, fakat jack uykusuz kaldığı için gerçekle hayali bazen karıştırabiliyor.

Ayrıca tylerin gertçekliğinin doğrudan sorgulandığı sahne var ama marla için yok, marla olmazsa tamamen hiçbir şey yaşanmamış olur ve roman alıntısı bir film tamamen romana ters olur.
Benim düşüncem anlatıcı dışında hiç bir karakterin gerçek olmadığı.
 
Bu ayrıca sorgulananmadığı için kesin yorum yapılmaz fakat uyarlama ve 2-3 anti kanıt ile aslında sadece onları hayal sanıp olayların olduğunu anlayabilen kısım var, bunu kabul ediyorum.
 

Geri
Yukarı