Coğrafya kaderdir

Benim babam 3 ay çalışıp ev almış.
Tabii, güzel günlerdi o zamanlar. 2 saatlik maaşımla altıma araba çekmiştim mis gibi...

Yerimizden ayrılmayacaktık. (Türkleri kastediyorum)
Sibirya ormanları da çok soğuktur şimdi.

Coğrafya kader midir? %95 için öyledir ama %95'ten çok daha fazla çalışıp hedeflerini doğru seçmiş kişiler için değildir. Siz de %5 içinde olmaya çalışın, olabilecek en iyi eğitimi alın, kendinizi %5 içinde tutacak şekilde geliştirin sonra da istediğiniz yurt dışı kapısına yönelin. Hatta dövizle kazanıp burada kalmayı da tercih edebilirsiniz.
 
Tabii, güzel günlerdi o zamanlar. 2 saatlik maaşımla altıma araba çekmiştim mis gibi...


Sibirya ormanları da çok soğuktur şimdi.

Coğrafya kader midir? %95 için öyledir ama %95'ten çok daha fazla çalışıp hedeflerini doğru seçmiş kişiler için değildir. Siz de %5 içinde olmaya çalışın, olabilecek en iyi eğitimi alın, kendinizi %5 içinde tutacak şekilde geliştirin sonra da istediğiniz yurt dışı kapısına yönelin. Hatta dövizle kazanıp burada kalmayı da tercih edebilirsiniz.
Haklısınız hocam, ama %5 içinde olmaya imkanı yetmeyenleri ne yapalım? Ailesi asgari ücretle çalışan, düzgünce okuyamayan, ders çalışamayan, fırsatı olmayan insanları ne yapalım? "Onlar ömür boyu sefalete mahkum, biz kendi yolumuzda ilerleyelim" tarzı mottolarla mı yaşayalım?
 
%5 içinde olmaya imkanı yetmeyenleri ne yapalım?
Evden kovulduktan sonra benim de yoktu. Lise, liseden sonraki 2 yılki mesleki gelişim dönemim, sonraki 5 yıllık üniversite dönemimin günlük raporunu buraya yazayım:

Lise: Sabah 7:30'da kalk ve hazırlan, 8:00'da ofisi aç (ofiste yattım 2 yıl), diğer çalışanlar geldiğinde 8:30 dersine okula git, 17:00 civarlarından okuldan çıkış, 18:00'da şirkette ol, gece 2-3 gibi uzak masaüstü servis taleplerini kapat ve teknik servisteki işleri bitir, birkaç saat uyu sonra yine kalk. Bazen sabah 3-4 gibi organize bölgede fabrikalardan birinden geliyordum. Fırsat bulduğun boşlukta ders çalış, ödev yapmaya zaten vakit hiç olmuyor.

Lise sonrası: Sabah 08:00'da iş başı yap, akşam 18:00'da şirketten çık, 19:00'daki yaklaşık 2 yıl süren Microsoft+Cisco eğitimlerine git, 23:00'da eğitimden çık ve 23:30'da şirkette ol, sonra yine ne kadar teknik servis ve uzak teknik destek talebi varsa kapat.

Üniversite: Haftanın 5 günü 08:30-09:00'da okul başlar ve Salı hariç 16:00-17:00 arası okul biter, yurt odasına dönüp üstünü değiştir, 18:30 gibi İvedik Organize'de çalıştığın şirkete git, gece bekçi köpekleri eşliğinden çalış, 2-3 gibi odana dön, uyuyup ertesi güne devam et. Şansın varsa ve odana 10-11 gibi dönebiliyorsan ders çalış, sınavlara hazırlan...

Hacettepe'de tıp okuyup tamamen kendi geçimini barda çalışarak sağlayan arkadaşım da vardı, onun işi üniversite döneminde benimkinden de zordu. Bu dediklerimde abartı olan 1 kelime bile yok. İsteyen yapıyor; gerekirse uykusuz kalıyor, gerekirse her gün 4-5 şirketin kapısını aşındırıyor, gerekirse reddedilen 1 başvurudan sonra 60+ başvuru yapıyor, bu sürede dil de öğreniyor, eğitimini de bitiriyor.

Tutturmuşsunuz imkan yok, imkan verilmiyor... O zaman diğerlerinden farkınızı ve hırsınızı göstererek imkanlarınızı kendiniz yaratın, girişken olun olmayan fırsatları bile zorlayın. Teknik servisteki üçlü koltukta 2 yıl geçirip, duş almak ve çamaşır yıkamak için bir fırsat kollarken bana imkanlar mı verildi? Şu bahane bulma huyundan vazgeçseniz her şeyin yapılabildiğini göreceksiniz.
 
Son düzenleme:
Evden kovulduktan sonra benim de yoktu. Lise, liseden sonraki 2 yılki mesleki gelişim dönemim, sonraki 5 yıllık üniversite dönemimin günlük raporunu buraya yazayım:

Lise: Sabah 7:30'da kalk ve hazırlan, 8:00'da ofisi aç (ofiste yattım 2 yıl), diğer çalışanlar geldiğinde 8:30 dersine okula git, 17:00 civarlarından okuldan çıkış, 18:00'da şirkette ol, gece 2-3 gibi uzak masaüstü servis taleplerini kapat ve teknik servisteki işleri bitir, birkaç saat uyu sonra yine kalk. Bazen sabah 3-4 gibi organize bölgede fabrikalardan birinden geliyordum. Fırsat bulduğun boşlukta ders çalış, ödev yapmaya zaten vakit hiç olmuyor.

Lise sonrası: Sabah 08:00'da iş başı yap, akşam 18:00'da şirketten çık, 19:00'daki yaklaşık 2 yıl süren Microsoft+Cisco eğitimlerine git, 23:00'da eğitimden çık ve 23:30'da şirkette ol, sonra yine ne kadar teknik servis ve uzak teknik destek talebi varsa kapat.

Üniversite: Haftanın 5 günü 08:30-09:00'da okul başlar ve Salı hariç 16:00-17:00 arası okul biter, yurt odasına dönüp üstünü değiştir, 18:30 gibi İvedik Organize'de çalıştığın şirkete git, gece bekçi köpekleri eşliğinden çalış, 2-3 gibi odana dön, uyuyup ertesi güne devam et. Şansın varsa ve odana 10-11 gibi dönebiliyorsan ders çalış, sınavlara hazırlan...

Hacettepe'de tıp okuyup tamamen kendi geçimini barda çalışarak sağlayan arkadaşım da vardı, onun işi üniversite döneminde benimkinden de zordu. Bu dediklerimde abartı olan 1 kelime bile yok. İsteyen yapıyor; gerekirse uykusuz kalıyor, gerekirse her gün 4-5 şirketin kapısını aşındırıyor, gerekirse reddedilen 1 başvurudan sonra 60+ başvuru yapıyor, bu sürede dil de öğreniyor, eğitimini de bitiriyor.

Tutturmuşsunuz imkan yok, imkan verilmiyor... O zaman diğerlerinden farkınızı ve hırsınızı göstererek imkanlarınızı kendiniz yaratın, girişken olun olmayan fırsatları bile zorlayın. Teknik servisteki üçlü koltukta 2 yıl geçirip, duş almak ve çamaşır yıkamak için bir fırsat kollarken bana imkanlar mı verildi? Sadece sizler benim gibi insanların hayata karşı gösterdiği direnişi gösteremiyorsunuz, zor geldiği için bahane arıyorsunuz. Şu bahane bulma huyundan vazgeçseniz her şeyin yapılabildiğini göreceksiniz.
Bu tür fikirler kulağa hoş gelebilir lakin pratikte uygulanamaz sadece anlık adrenalin etkisiyile ilerlendiği düşünülür. Barda çalışarak geçim sağlanıyorsa KYK mağdurları ne diye var, şu an herhangi bir yerde işe girmek istesem günde 12 saat asgari ücretle çalıştıracaklar. Şartların zorlaştığını, zamanın sürekli daraldığını görmezden gelemeyiz. Eskiden tahsille, liyakatla bir yerlere varılıyordu ama artık tamamen yaşam kalitesi Babadan oğula geçer bir hale dönüştü. Baya baya kast sistemi var. KPSS 1.'leri mülakatla eleniyor, öğretmenler atanamıyor. İstenildiği kadar çok çalışılsın mutlaka bir yerde sınırlar belirlenecek, bir yerde problemle, tıkanıklıkla karşılaşılacak.
 
Bu tür fikirler kulağa hoş gelebilir lakin pratikte uygulanamaz.
Gayet uygulayabilen binlerce kişi var. Mardin'in bir köyünde hiç eğitim almamış bir ailede doğup, kitap okuduğu için dayak yediği halde bilim insanı olanlar da var. Hiçbir imkanı olmadığı halde gece gündüz çalışarak bir şeyler başaranlar da var. Yokluktan gelip Nobel kazananlar ya da başarılı olan girişimciler de var. Uygulanamıyorsa bu kadar kişi nasıl yapıyor? Uygulanamaz mı yoksa gece gündüz çalışmamak için direnip bir şeyler başarmak için her şeyini feda etmeyi reddedenler mi uygulayamıyor?

Barda çalışarak geçim sağlanıyorsa KYK mağdurları ne diye var? Şu an herhangi bir yerde işe girmek istesem günde 12 saat asgari ücretle çalıştıracaklar.
Hem tıp okuyup hem de barda çalışıp geçimini sağlamaya maçası yiyecek kaç kişi var? Kredi çekip borca girmek kolaylarına geldiği için mağdur olan milyonlarca kişi var, birkaç yıl zorluk çekip çalışan bir mağdur yok onların arasında. Buna ben de dahilim.

Şartların zorlaştığını, zamanın sürekli daraldığını görmezden gelemeyiz. Eskiden tahsille, liyakatla bir yerlere varılıyordu ama artık tamamen yaşam kalitesi Babadan oğula geçer bir hale dönüştü.
Yaşım 72 değil, daha yakın zamanda yapılmış şeyler bunlar. Bazen gerçekten anlayamıyorum, bahane bularak bir şey başaran tek bir kişi bile yokken hâlâ bir sürü örneğe rağmen neden bahane üretmeye devam ediyorsunuz? Neredeyse hiçbir ülkede tahsille, liyakatla birilerinin koltuğuna geçemezsin çünkü o koltuğun sahibi çok önceden bellidir. Başka koltuğu ya da o mevkiyi kendin yaratırsın. Bunu da anlayamamışsınız bu kadar yıldır.

Bahaneler bahaneler... Coğrafya gerçek anlamda çalışmaktan kaçmayan, gece gündüz bir şeyler için emek veren insanlar için bir kader değildir.
 
Son düzenleme:

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı