Çoğunluğun katılmayacağı bir düşünceniz var mı?

Bekaretini seninle evlenen ve senin kocan olacak kişiye verilmesi gerektiğini, karşındaki kişi kocan değilse ne ruhuna ne de bedenine dokundurtmaması gerektiğini, bekaret derken başka erkekler tarafından ruhuna ve bedenine dokunulmamış anlamında diyoruz, sizinle evlenecek ve sizin kocanız olacak ilk kişi size dokunmalı, fiziksel değil ruhsal olarak da yıpranmamak gerek. Başka erkekler tarafından dokunulmuş ve sahiplenilmiş kadını, başka bir erkek içgüdüsel olarak sahiplenemez ve bunu reddeder. Evleneceğiniz kişi çıkarsa bekaretinizi vermelisiniz, hem erkek hem kadın için bu geçerlidir.
Ben bu düşünceye şu şekilde katılmıyorum, kişi hayatını kendisi yaşıyor, kendi ruhunu orhanlığa sattıysa biz buna karışsak bile bu kötülük o kişinin kendi ruhuna saplanmıştır zaten. Bu herkesin uyması gereken bir şey olarak düşünseniz bile tamamen kişiden kişiye değişiyor.
 
Transformers filmlerinin en haklısı megatron.

Megatron kendi dünyası yok oldu die dünyayı yok etmeye çalışmıyor mu benmi yanlış biliyorum.
 
Neden annem ile babamla sınırlı kalayımki? Benim hiç acı çekmeyecek olmam diğer ki insanların veya canlıların açı çekmeyeceği anlamına gelmiyor. Bence tüm her şey bir hata, var oluşumuz bir hata. Ama yine de hiç var olmamak isterdim, yaşamanın bu kadar acı verici bir şey olduğunu bilmiyordum. Eğer Tanrı yaşamanın bu kadar acı verici olduğunu biliyorsa neden bizi yarattı?

Ama sadece tek bir dilek hakkım olsaydı oda hiçbir şeyin var olmaması olurdu.

Eğer tanrı gerçekten varsa ondan nefret ediyorum. Kendi eğlencesi için sabretmemi istiyormuş.

Tanrı var, ben biliyorum.

Bu dediğime inanmasanız bile Tanrı'nın olması ile olmaması her şekilde korkunç.
Biriniz Tanrı'nın varlığına inanıyor, diğerinizin ise şüphe içinde olduğu belli. Her iki durumda da, yani var olduğuna inanan için de veya bunu ihtimal olarak kabul eden için de: O'na karşı biraz fazla cesur değil misiniz?

Ben tanrının olduğunada inanmıyorum, dinler bence kandırma yöntemi.
Sizi ise tutarlı gördüm, evet inanmayan birinin böyle davranması tutarlı.
 
Biriniz Tanrı'nın varlığına inanıyor, diğerinizin ise şüphe içinde olduğu belli. Her iki durumda da, yani var olduğuna inanan için de veya bunu ihtimal olarak kabul eden için de: O'na karşı biraz fazla cesur değil misiniz?
Nefret ettiğim birisi hakkında kendimi iyi düşünmeye zorlayamam.
 
Nefret ettiğim birisi hakkında kendimi iyi düşünmeye zorlayamam.
Bunu anlıyorum. Ama O birisinin sıradan biri olmaması, sonrasında size vereceği karşılık vs; sizi endişelendirmiyor mu?

Dediğim gibi, inanmayan birisinin duygularını anlayabiliyorum. Ancak hem varlığına inanıp, hem de O'na karşı olumsuz yaklaşan birini anlamakta güçlük çekiyorum.
 
Neden sınıyor peki? Her şeyi bilmiyor mu?
Sinadi bitti zaten herseyi biliyor tabii ki ama sen de ozgur iradeye sahip olup kendi kararlarini verdin.

Bekaretini seninle evlenen ve senin kocan olacak kişiye verilmesi gerektiğini, karşındaki kişi kocan değilse ne ruhuna ne de bedenine dokundurtmaması gerektiğini, bekaret derken başka erkekler tarafından ruhuna ve bedenine dokunulmamış anlamında diyoruz, sizinle evlenecek ve sizin kocanız olacak ilk kişi size dokunmalı, fiziksel değil ruhsal olarak da yıpranmamak gerek. Başka erkekler tarafından dokunulmuş ve sahiplenilmiş kadını, başka bir erkek içgüdüsel olarak sahiplenemez ve bunu reddeder. Evleneceğiniz kişi çıkarsa bekaretinizi vermelisiniz, hem erkek hem kadın için bu geçerlidir.
Sizden hala kaldimi bu devirde ya?
 
Eski kafalar bunlar miyadi doldu, dunya oyle toz pembe bir yer degil. Oyle bir kadinla karsilasirsin ki tepetaklak olursun butun algin degisir o yuzden boş ver yani.
Eski kafa falan değil, olması gereken normal olanı söylüyorum. Kadın o kadar şey istiyorsa, sende bakire kadın isteyebilirsin. Korumacılığı kadına veriyorsun, paranı veriyorsun, evini, arabanı, vaktini ve zamanını kadına harcıyorsun, seviyorsun sen bunları yapıyorsan karşılığında senin bakire kadın isteme hakkın var, bunu istemekten çekinme.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı