Ders Çalışma İsteğim Yok

Jira dedi:

Çalışma. Herkes okuyacak, herkes çalışacak diye bir şey yok.

Bu ülkenin kuaföre, kasaba, terziye de ihtiyacı var.

Genişletmek için tıkla...

Şaka mı yaptın, anlamadım?

Bakıyorum da herkes arkadaşımızı girişimci, esnaf yapma çabalarına girmiş. Türkiye şartlarında, yarın ne olacağın belli olmayan bir ülkede sadece ders çalışmaktan sıkılıyorum diyen bir çocuğa bu cümleleri kurmak ne kadar mantıklı düşünmek gerek. Bunları çok kolay şeyler sanıyorsunuz sanırım ve ya hiç esnaf tanıdığınız var mı şüpheliyim. Dostum 3 saat çalışma o zaman direkt 90 dakika ile başla her gün 5 dakika eklemeye çalış, he çok mu sıkıldın zaten o zaman verim alamazsın çalıştığından ekleme mola ver kafanı dağıtmaya çalış. Gün içinde çok fazla bilgisayar ile vakit geçirme ders çalışmaya odaklanmanı engelleyebilir. Hedefine konsantre ol ve kendine güven, önemli olan günde 5-10 saat çalışmak değil verimli çalışmak, senin için en verimli stil neyse onu bul öyle çalış. Ama çalışırken saat sınırı koyma kendine gün içinde şu kadar konu çalışmalıyım ve ya şu kadar test çözerim dersen senin için daha mantıklı olur, böylece bütün güne yayabilirsin.

Daha yılın başındasınız, henüz yeni yeni konulara başladınız. 2 saat çalışmanıza gerek yok eğer kapasiteniz yeterliyse.

İki sene önce ben de LGS adayıydım.

Okul ilk başladığında ortalama günde 100 soru kadar çözüyordum, bir de sürekli konuları tekrar ediyordum. Ayrıca dersi derste dinleyerek anlamadığım konuları hemen o anda öğretmenlerime soruyordum.

İlk dönemin ortalarında deneme sınavlarına başladım, ilk aşamada haftalık 1 deneme ile ilerliyordum. Sınav yaklaştıkça kademe kademe arttıratak günde kimi zaman 2 denemeyi buluyordum. Ayrıca soru sayısı olarak da sınavlar yaklaştıkça günde 200-250 soruyu bulduğum da oluyordu.

Destekleme ve yetiştirme kurslarında hem test çözüyorduk hem de anlamadığımız konuları hocamıza sorarak öğrendiklerimizi daha da pekiştiriyorduk.

Sosyal hayatımdan taviz vermedim. Yani okul dışı kurslarım ve aktivitelerim vardı. Ayrıca hafta içi de bilgisayar, telefon kullanabilme iznim vardı.

O sene LGS'ye hazırlıksız yakalandığımız için -benim açımdan- sıkı çalışmıştım ve sonuç olarak 426 puan aldım ve %0,93 genel yüzdelik dilime girdim.

Silinen üye dedi:

Valla tüm eğitim hayatım boyunca toplasan 2-3 gün çalışmışımdır. Üniversiteyi de burslu kazanmıştım. Dert etme sabah yarım saat bak akşam da 1 saat bak yeter öğlen full oyun oyna.

Genişletmek için tıkla...

Umarım ironidir diyeceğim ama ironi olmadığı besbelli.

Herkesin kapasitesi aynı değildir. Burada bir gelecek söz konusu. Sizin bu şekilde başarılı olmanız karşı tarafın da başarılı olacağı anlamına gelmiyor. Başarılı olup olmadığınız da belirsiz.

Kanka bende LGS'ye gireceğim sana önerim şu 1 saat konu tekrarı yap eğer sonraki gün yeni bir konuya geçeceksen 30 dakika o konuya çalış 1.5-2 saatte test çöz yeter. Ben İnkilapmış, İngilizceymiş almadım onları internetten çözeceğim. Yani o 1.5-2 saati Matematik-Fen ve Türkçe'ye ayırırsan verimini daha çok görürsün. Saatleri biraz az tuttum çünkü belli bir süre sonra sıkıyor hemde çok sıkıyor. Bizim bu zamanda sıkkın değil daha moralli olmamız lazım. Eğer ailelerimiz ders çalış, soru çöz gibi şeyler derse baskılı bir durumda oluruz ve test çözme/ders çalışma isteğimiz azalır. Yani günde 4-4.5 saatini (ödevler dahil) okula ayırsan çok iyi olur. Geriye bi 4.5 saat falan daha kalıyor. Onda da bilgisayar oynarsın istediğini yaparsın.

Ben de aynı durumdan muzdaribim. Çalışmasam da notlarım kötü değil, ama çalışmak istiyorum ve çalışamıyorum.

Gün içerisine spor da ekle. Hem kafan rahatlar hem de daha dinç olursun.

Kendine hedef belirle 7.sınıf ile 8.sınıf arasında büyük fark var.
Lütfen kendini ikna etmeye çalış hedefini Galatasaray veya Kabataş yap en iyi eğitimler burda bizzat kendim gördüm. 3 saat çalışmana gerek yok 2 saat çalış verimli çalış. Şunuda bil 1 hata hayatının kaymasına neden olur. 1 hata yüzünden Kabataş ve Galatasaray'a giremeyen çok kişi tanıdım.

Jira dedi:

Çalışma. Herkes okuyacak, herkes çalışacak diye bir şey yok.

Bu ülkenin kuaföre, kasaba, terziye de ihtiyacı var.

Genişletmek için tıkla...

Ülke? Sabah 06.00 kalkıp iş yerini açıp saat 23.00'de kapatmak siz buna hayat dermisiniz. Ben buna hayat demem iş yerinden çıkamayanlar var adam hayatını iş yerinde çürütüyor sırf 1 tl için. Artık böyle esnafi işleri sağolsun milletin işine posta koyan A101, Bim, Şok var.
Çalışıp kendimizi kurtarmamız lazım. Ülkenin durumuna bakınca üzülüyorum.

Canım iskender çekti ya dedi:

Şaka mı yaptın, anlamadım?

Genişletmek için tıkla...

Şaka yapmadım, şaka yapmışa mı benziyorum?

Her üniversite bitirenin bu ülkede iş bulduğunu mu sanıyorsunuz? Çok çok iyi yerlerden, çok çok iyi bölümlerden mezun olan adamlara bile TR sartlarında teklif ettikleri maas 3K gibi. Yıllarca okuyup, didinmenin karşılığı başlangıç olarak 3K. Bundan daha alt seviye adamlar is bile bulamıyor, 1000 TL alayim yeter ki deneyim kazanayim diyor. Cunku ise alınmıyorlar, en kotu sirket bile senden deneyim istiyor.

Bugün bir kuaförün, terzinin ne kadar kazandığını biliyor musun sen? Hayal dünyanızda yaşayın siz. Böyle çalışmayı sevmeyen adamlar üniversite okuyor, işsizlik ordusuna katılıyor. Değişen bir şey yok.

Çoğunuz iş hayatına atılmamış, hatta üniversite mezunu bile değilsiniz. Dediklerimi çok anlayacağınızı sanmamakla birlikte kendinizi kurtarma niyetiniz varsa cok calismayı sevmelisiniz. Bu is sevilmeden, istek olmadan sekilden yapılmıyor.

Yapacak bir şey kalmadığında bana göre tek seçenek herhangi bir sanat dalında yeteneğini keşfedip onun üzerine yoğunlaşmaktır. Tabii bu verilmesi çok güç bir karar. Öncelikli olarak derslerde şansını deneyebilirsin, sana kalmış. Ben üniversiteyi yurt dışına çıkabilmek ve mavi diploma almak için okuyorum. Yurt dışı imkanı olmasaydı belki bırakmayı bile düşünürdüm.

Sizden ricam sanat dallarını unutmayın. Genelde yorumlara baktığımda ders veya esnaf seçenekleri sunuluyor her zaman. Belki bu arkadaşın sesi ona hayatını kazandıracak? Müzik, tiyatro... Belki bir spor dalı. Kim bilebilir.

Bu ülkenin gerçek, yol gösterici sanatçılara da ihtiyacı var. Yalaka olanlara değil.

Önünde 2 yol var, ya okuyup adam gibi maaşlı ve konforlu bir meslek yapacaksın. Yada asgari ücrete it gibi çalışacaksın, sosyal hayatın ve kişisel hayatın olmayacak. Her istediğini alamayacaksın. Bu kadar basit, 2 yol var ve bu senin seçimin. Okuyunca da bir halt olmuyor artık yani kafana fazla takma, dersleri sal demiyorum ama kafaya takma akışına bırak.