Dream Theater'dan parça önerisi

"Leprous" İyi bir ayrıntı. Dream Theater ile aynı kulvarda sayılmaz ama mesela "The Price" şarkısına bakarsan; aksak bir ritimle başlayıp o tekniğe biz de sahibiz ve bak nasıl duygu yüklüyoruz sana gösterelim, şeklinde.
Bir kaç doz "Leprous" alınabilir. Özellikle "Coal" ve "Tall Poppy Sendrome" albümleri. Duygu ve tekniğin harmanını dengeli yapmaları bakımından.
 
"Leprous" İyi bir ayrıntı. Dream Theater ile aynı kulvarda sayılmaz ama mesela "The Price" şarkısına bakarsan; aksak bir ritimle başlayıp o tekniğe biz de sahibiz ve bak nasıl duygu yüklüyoruz sana gösterelim, şeklinde.

"The Price" için dediğiniz geçerli ki kendisi biraz daha genele hitap edebilecek bir çalışma. Misal "Contaminate Me" hem ifadenizde dikkat çekmek istediğinize, hem de Dream Theater'ın türüne daha yakın olabilir. Bu arada ifade etmem gerekir ki teknik bilgi hususunda bilginiz benden çok daha üst düzeyde, benimki dinleyici değerlendirmesi.
 
Bu grubu sevemedim ve sevemiyorum.
Sanırım tüm üyelerinin ciddi derecede Berklee, G. I. T vb. müzik akademisi okumuş olmaları ile ilgili bir sorun.

Müziklerini dinlediğimde kulağıma çok fazla teknik ayrıntı ve matematik geliyor.
"Bir phrygian altyapı oluşturalım, 1 - b2 - b3 - 4 - 5 - b6 - b7min, min7, min7b9, 7sus4, mb6
Sonra armonize edelim, geçiş bölümünde modülasyon 1,5 ton çıksın, sonra tonun major kökte Ionian moduna dönelim, klavye pentatonik solo atsın" şeklinde planlanarak ortaya çıkarılan işler.

Bumblefoot adında bir gitarist var. 50 albüme sahip, yaptığı müzik tamamiyle bu matematik ve armonik unsurlar ile. Oturalım bir modda akorları arka arkaya dizelim. Geçişleri oluşturalım üstüne aynı mod varyasyonlarında basalım soloyu şeklinde bir egzersiz yapıyorsanız, yaptıklarınızı kaydedin. Siz de o sayıda albüme sahip olabilirsiniz. E tabii biraz da yetenekli olacaksınız ki yaptıklarınız dinlensin.

Evet müzik belli armonik temellere sahiptir ama esasında doğaçlama ve hissiyat meselesi. Siz ne kadar tekniğe ve teoriye girerseniz o kadar hissizleşmeye başlıyor. Çok fazla teknik üzerinde yoğunlaştığınızda da, duygudan ve doğaçlamadan uzaklaşmaya başlıyorsunuz. Klasik müzik virtüözlerinin doğaçlama çalamıyor olması da bu sebepledir.

Bilinen şekilde müzik üretmek öncelikle bir riff bulmak, ona sonraki aşamalarda hissettiğin şekilde bir gidişat çizmek ile ilgili. LED Zeppelin, Stairway to Heaven'ı bestelerken bunları düşünmedi.

Siz anlattıkça daha çok ilgimi çekti.

Hocam o zaman temellerden başlayayım.
Images and Words (en gazları).
Awake (gaz ile tekniğin ortası).
Six Degrees of Inner Turbulence (diğerlerine göre çok daha teknik).
Systematic Chaos (en en en tekniği).
Dinlerken piyanolara dikkat et.
Parçalar birer şaheser ve her notası incelenmelik (senin tabirinle.) Ama bazen ruh gidiyor ve hayvaniyet kalıyor.
Dream Theater progresif grupları arasında o şeyini çıkarmadan çalan gruplardan.

Dream Theater dışında progresif olarak Fates Warning'den Parralels, FWX (herkes sevmez) ve Long Day Good Night (bu sene çıktı) (her yere attığım albüm) güzeldir.

İlla duyarsın araştırırsan, Queensryche diye bir grup vardır.
Grup iyi hoş ama açıkçası bir progresif grubundan beklentimi vermiyor.
Fakat bir albümleri var, adı Operation Mindcrime. Mutlaka dinlemelisin.
Gezegenin en iyi senaryosuna sahip albüm.

Önce Dream Theater'dan nasibimi alayım da ondan sonra oburlerine bakarım hocam.
Bu grubu sevemedim ve sevemiyorum.
Sanırım tüm üyelerinin ciddi derecede Berklee, G. I. T vb. müzik akademisi okumuş olmaları ile ilgili bir sorun.

Müziklerini dinlediğimde kulağıma çok fazla teknik ayrıntı ve matematik geliyor.
"Bir phrygian altyapı oluşturalım, 1 - b2 - b3 - 4 - 5 - b6 - b7min, min7, min7b9, 7sus4, mb6
Sonra armonize edelim, geçiş bölümünde modülasyon 1,5 ton çıksın, sonra tonun major kökte Ionian moduna dönelim, klavye pentatonik solo atsın" şeklinde planlanarak ortaya çıkarılan işler.

Bumblefoot adında bir gitarist var. 50 albüme sahip, yaptığı müzik tamamiyle bu matematik ve armonik unsurlar ile. Oturalım bir modda akorları arka arkaya dizelim. Geçişleri oluşturalım üstüne aynı mod varyasyonlarında basalım soloyu şeklinde bir egzersiz yapıyorsanız, yaptıklarınızı kaydedin. Siz de o sayıda albüme sahip olabilirsiniz. E tabii biraz da yetenekli olacaksınız ki yaptıklarınız dinlensin.

Evet müzik belli armonik temellere sahiptir ama esasında doğaçlama ve hissiyat meselesi. Siz ne kadar tekniğe ve teoriye girerseniz o kadar hissizleşmeye başlıyor. Çok fazla teknik üzerinde yoğunlaştığınızda da, duygudan ve doğaçlamadan uzaklaşmaya başlıyorsunuz. Klasik müzik virtüözlerinin doğaçlama çalamıyor olması da bu sebepledir.

Bilinen şekilde müzik üretmek öncelikle bir riff bulmak, ona sonraki aşamalarda hissettiğin şekilde bir gidişat çizmek ile ilgili. Led Zeppelin, Stairway to Heaven'ı bestelerken bunları düşünmedi.
Artik gozume daha çekici ve daha güzel geliyor grup sayenizde :D .
 
Gozler yasli.. Dream Theater dinlemeyeli 15-20 yil olmus. Guzel geldi hatirlatma! O zaman, Pull me Under ile gune baslayalim hadi bakalim!
 
Siz anlattıkça daha çok ilgimi çekti.



Önce Dream Theater'dan nasibimi alayım da ondan sonra oburlerine bakarım hocam.

Artik gozume daha çekici ve daha güzel geliyor grup sayenizde :D .
Hocam fizik okumayı düşündünüz mü (!).
Bunca teknik bilgi sizi daha da heveslendirdiyse direkt Six Degrees of Inner Turbulence’den başlayın.
 
Artik gozume daha çekici ve daha güzel geliyor grup sayenizde :D .

Hocam fizik okumayı düşündünüz mü (!).
Bunca teknik bilgi sizi daha da heveslendirdiyse direkt Six Degrees of Inner Turbulence’den başlayın.

Armoniyi ve sistemi kullanarak eser üretmek hem çok kolay hem de çok zordur.
Aslında herkes yapabilir ama herkesin yaptığı da dinlenmez :)

Mozart'tan Bach'a, Beethoven'a kadar klasik müzik bestecileri hep bu şekilde çalıştılar. Sadece bir kağıt ve kalem kullandılar.

Geçmişte de vardı böyle psikopatlar, Paganini teknik virtüözlük derecesinin sınırlarını zorladı. Eserleri hep çok teknik olmuştur. Kimine göre bu yüzden ruhsuz, kimine göre dahiyane kaldı.

Sergei Rachmaninoff saplantısı ve ona ulaşabilme takıntısı çağımızın önemli piyanistlerinden biri olacakken David Helfgott'a kafayı sıyırttı. (Shine filmini seyredin.)
 
Armoniyi ve sistemi kullanarak eser üretmek hem çok kolay, hem de çok zordur.
Aslında herkes yapabilir, ama herkesin yaptığı da dinlenmez :)

Mozart tan Bach a , bethoveen a kada Klasik müzik bestecileri hep bu şekilde çalıştılar. Sadece bir kağıt ve kalem kullandılar.

Geçmişte de vardı böyle psikopatlar, Paganini teknik virtiözlük derecesinin sınırlarını zorladı. Eserleri hep çok teknik kimine göre bu yüzden ruhsuz kimine göre dahiyane kaldı.
Sergei Rachmaninoff saplantısı ve ona ulaşabilme takıntısı çağımızın önemli piyanistlerin biri olacakken David Helfgott' a kafayı sıyırttı. ( Shine filmini seyredin )
O film yarım kalmıştı bende, seyredeceğim.
Açıkcası ben dahiyane bulanlardanım ve Dream Theater’ın şarkılarının da bana göre bir ruhu var. (Systematic Chaos sadece denklem orası ayrı).
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu adamlar manyak.
 
O film yarım kalmıştı bende, seyredeceğim.
Açıkcası ben dahiyane bulanlardanım ve Dream Theater'ın şarkılarının da bana göre bir ruhu var. (Systematic Chaos sadece denklem orası ayrı).
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Bu adamlar manyak.

Katılıyorum. Ağır tempolu giden, çok bayık ve zorlayıcı bir film.
Tek seferde izleyen olduğunu sanmıyorum lakin be de ilk seyrettiğimde yarıda bırakıp, birkaç yıl sonra tekrar izlemiştim. Tekrar izler miyim? Asla.

Müziğe ilginiz varsa ne tarz müzikten hoşlandığınız fark etmez. Mutlaka seyredilmesi gereken bir film. Biz okulda blok flüt üflemeyi müzik eğitimi zannederken her iki evden birinde piyano olan kültürler var. Öyle bir yobazlık düşünün ki; baba çocuğuna Rachmaninoff çalacaksın diye baskı yapıyor.

"The Dark Eternal Night" Yukarıda bahsettiğim tüm unsurları içeriyor. Aksak, suffle, modülasyon mod geçişi, ezgisel moitfler, duble tempo, var, var oğlu var. Şarkı yapalım içinde öğrendiğimiz her şey olsun demişler. Ders mahiyetinde.
 
Katılıyorum. Ağır tempolu giden, çok bayık ve zorlayıcı bir film.
Tek seferde izleyen olduğunu sanmıyorum lakin be de ilk seyrettiğimde yarıda bırakıp, birkaç yıl sonra tekrar izlemiştim. Tekrar izler miyim? Asla.

Müziğe ilginiz varsa ne tarz müzikten hoşlandığınız fark etmez. Mutlaka seyredilmesi gereken bir film. Biz okulda blok flüt üflemeyi müzik eğitimi zannederken her iki evden birinde piyano olan kültürler var. Öyle bir yobazlık düşünün ki; baba çocuğuna Rachmaninoff çalacaksın diye baskı yapıyor.

"The Dark Eternal Night" Yukarıda bahsettiğim tüm unsurları içeriyor. Aksak, suffle, modülasyon mod geçişi, ezgisel moitfler, duble tempo, var, var oğlu var. Şarkı yapalım içinde öğrendiğimiz her şey olsun demişler. Ders mahiyetinde.
Filmi yarın bırakma sebebim filmi izlemeye okulda başlamış olmamdı, sonra da izlemeye üşendim :D
Dark Eternal Night cidden gövde gösterisi gibi bir parça. İçinde yok yok.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı