karakarga70
Kilopat
- Katılım
- 5 Ağustos 2016
- Mesajlar
- 206
- Çözümler
- 1
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
Herkeze merhaba,
Muhtemelen büyük bir çoğunluk 2012 filmini seyretmiştir. Ben de şahsen Radyo, TV, Sinema bölümü mezunu olarak bir kıyamet senaryosu yazmak için birşeyler düşüneyim dedim.
Bu filimde dünyanın manyetik kutbu değiştiği için, kuzey güneye, güney kuzeye hareket ediyor. Yani dünya tepeteklak oluyor ve güneş filimde dile getirilmese dahi, batıdan doğmuş oluyor.
Diyelim ki, gerçekten Kanada tarafından Rusya'ya doğru bu manyetik alan hareket edip, Ural dağlarının ortalarına kadar gelse. O aşamada büyük bir güneş patlaması gerçekleşse. Ural dağlarında bol miktarda demir cevheri mevcut, bu yapay mıknatış gibi, koca dağı manyetik bir bobin haline getirse. Tam altına gelmiş olan manyetik alanı ya itecek, yada çekecek. Aynı kutuplar birbirini iter, farlı kutuplar çeker.
Hadi diyelim ki itse ve manyetik alanlar birbirini itip, dünya'yı tepetaklak etse. Ama bu böyle biter mi? Benim düşündüğüm senaryo'ya göre, bu hızlı bir şekilde olursa, dünya denizleri, bu hareketin ardından, yerinde durmaz, sarsılan su sürahisi nasıl bir o yana, bir bu yana hareket ederse, denizler korkunç dalgalar yapıp bir o yana, bir bu yana hele birde merkezkaç kuvveti'nin etkisi ile ben deyim 3 siz deyin 5 kilometre dalgalar üretse.
İşte dünyanın sonu o zaman gelir. Tarihte bu manyetik kutbun daha önce de değiştiği söyleniyor. Uzayda bir gezegen üzerinde bu tip korkunç dalgalar olursa, aceba o gezegenin eksen eğikliği o yüzden oluşur mu? Dünyanın eksen eğikliği 23 küsur derece, o zamanlar dünya kutup çağlarında idi, buzullar falan, likit olarak belki şimdikinden daha az su vardı ve eksen o yüzden 23 küsur oldu. Ya bu durum diyelim 22. yüzyılda olsa, küresel ısınma falan bütün buzullar da erimiş olsa. Sizce dünyanın ekseni bu sefer ne kadar eğilir? 40? 50?
Tabi bu kadar korkunç bir felakette, ne Avrupa kalır, nede biz kalırız. Eğer Wikipedia'ya erişilmezlik kutbu diye yazarsanız size bir harita gösterir. Bu haritada Uygur özerk Türk cumhuriyetini denize en uzak yer olarak görürsünüz. Hatta baş kentleri olan Urumçi dünyada denize en uzak noktada, bütün denizlere uzaklığı 2000 kilometre.
Ancak bu bölge gibi denize uzak bölgeler kurtulabilir bu faciadan. Biz eğer kafamıza esip orta Asya'dan gelmesek daha iyi olabilir miydi dersiniz? Malum Göktürkler için Uzay'dan indikleri için Gök Türk denmiş. Zamanın Fırt dergisinde böyle bir uzay gemisinden inişimiz üzerine güzel bir karikatür sezonu okumuştum.
Diyelim ki, gerçekten uzaydan geldik. O zaman dünya boş sayılır, bizi istedikleri yere indirebilirlerdi, havası suyu daha iyi olan, mesela ekvartor civarı. Neden tutup orta Asya'ya konduk dersiniz? Bir uzay gemisinden aynen Uzay Yolu dizilerinde olduğu gibi, o gezegen'in başına ne geleceğini görür, eğer bir kafile indiriyor iseniz, güvenli bir bölgeye indirirsiniz. Aceba biz yaptığımız en büyük hatayı mı yaptık?
Ben senaryo gereği, bu bölge dışında her yeri iptal ettim. Neden? Çünki 22. yüz yılda nükleer santraller artacak, böyle bir durumda, Fukuşima gibi deniz kenarı ağırlıklı olan her yerlerdeki santraller patlayacak. Bunun üstüne nükleer füze üslerindeki, uzun menzilli rampalardaki füzelerin de bir kısmının patlama imkanını ekleyin. Bu durumda denizin yükseldiği her yer radyasyon sebebi ile oturulamaz, ekilip biçilemez hale gelir.
Yani nükleer silahların ve santrallerin tehlikesine dikkat çekmek için bu ihtimale evrildim. Birde şu geldi aklıma. Hani Ergenekon'dan çıkış hikayemiz vardır. O hikaye'de Ergenekon'dan demir dağları eriterek çıktığımız anlatılır.
Geldik senaryo'nun heyecanlı yerine. Diyelim ki, Ergenekon geride değil, önümüzde. Uygur bölgesinde kalan Türkler (bu arada nüfus olarak Çinli nüfusu %90 Türk nüfusu %10 civarı gibi şu an) bu bölgede hayatta kalabilmiş olsa. Kaçak gidecek neresi var? Tabi uzay. Yani bu durumda oradan kaçabilmek için bir uzay gemisi yapmak gerek hemde çok büyük ve hızlı.
Uzay gemisi nasıl yapılacak? Demirden, ne kadar demir? Uzay gemisi ne kadar büyükse, o kadar çok demir gerekir. Mesela dağlar kadar demir mi eritmek gerekir?
Demir dağları mı eritmek, yoksa dağlar kadar demiri mi eritmek. Kinaye bu ya!
Benim senaryo'da dağlar kadar demiri eritip, uzay gemisi yaparak, radyasyona boğulmuş dünya'dan kaçılıyor!
Nasıl buldunuz? Yanlız ben eğer asker olsam, 3. dünya savaşında Çin ile savaşılacak olsa, Kore'ye asker gönderdiğimiz gibi, ben olsam Uygur sınırına, o bölgeyi Çinlilerden almak için asker gönderirim. Malum, yoksa Ergenekon'dan Çinliler çıkar.
Buda aslında senaryo'ya dahil olabilir ama o taraflara film icabı pek girmek istemiyorum....
Muhtemelen büyük bir çoğunluk 2012 filmini seyretmiştir. Ben de şahsen Radyo, TV, Sinema bölümü mezunu olarak bir kıyamet senaryosu yazmak için birşeyler düşüneyim dedim.
Bu filimde dünyanın manyetik kutbu değiştiği için, kuzey güneye, güney kuzeye hareket ediyor. Yani dünya tepeteklak oluyor ve güneş filimde dile getirilmese dahi, batıdan doğmuş oluyor.
Diyelim ki, gerçekten Kanada tarafından Rusya'ya doğru bu manyetik alan hareket edip, Ural dağlarının ortalarına kadar gelse. O aşamada büyük bir güneş patlaması gerçekleşse. Ural dağlarında bol miktarda demir cevheri mevcut, bu yapay mıknatış gibi, koca dağı manyetik bir bobin haline getirse. Tam altına gelmiş olan manyetik alanı ya itecek, yada çekecek. Aynı kutuplar birbirini iter, farlı kutuplar çeker.
Hadi diyelim ki itse ve manyetik alanlar birbirini itip, dünya'yı tepetaklak etse. Ama bu böyle biter mi? Benim düşündüğüm senaryo'ya göre, bu hızlı bir şekilde olursa, dünya denizleri, bu hareketin ardından, yerinde durmaz, sarsılan su sürahisi nasıl bir o yana, bir bu yana hareket ederse, denizler korkunç dalgalar yapıp bir o yana, bir bu yana hele birde merkezkaç kuvveti'nin etkisi ile ben deyim 3 siz deyin 5 kilometre dalgalar üretse.
İşte dünyanın sonu o zaman gelir. Tarihte bu manyetik kutbun daha önce de değiştiği söyleniyor. Uzayda bir gezegen üzerinde bu tip korkunç dalgalar olursa, aceba o gezegenin eksen eğikliği o yüzden oluşur mu? Dünyanın eksen eğikliği 23 küsur derece, o zamanlar dünya kutup çağlarında idi, buzullar falan, likit olarak belki şimdikinden daha az su vardı ve eksen o yüzden 23 küsur oldu. Ya bu durum diyelim 22. yüzyılda olsa, küresel ısınma falan bütün buzullar da erimiş olsa. Sizce dünyanın ekseni bu sefer ne kadar eğilir? 40? 50?
Tabi bu kadar korkunç bir felakette, ne Avrupa kalır, nede biz kalırız. Eğer Wikipedia'ya erişilmezlik kutbu diye yazarsanız size bir harita gösterir. Bu haritada Uygur özerk Türk cumhuriyetini denize en uzak yer olarak görürsünüz. Hatta baş kentleri olan Urumçi dünyada denize en uzak noktada, bütün denizlere uzaklığı 2000 kilometre.
Ancak bu bölge gibi denize uzak bölgeler kurtulabilir bu faciadan. Biz eğer kafamıza esip orta Asya'dan gelmesek daha iyi olabilir miydi dersiniz? Malum Göktürkler için Uzay'dan indikleri için Gök Türk denmiş. Zamanın Fırt dergisinde böyle bir uzay gemisinden inişimiz üzerine güzel bir karikatür sezonu okumuştum.
Diyelim ki, gerçekten uzaydan geldik. O zaman dünya boş sayılır, bizi istedikleri yere indirebilirlerdi, havası suyu daha iyi olan, mesela ekvartor civarı. Neden tutup orta Asya'ya konduk dersiniz? Bir uzay gemisinden aynen Uzay Yolu dizilerinde olduğu gibi, o gezegen'in başına ne geleceğini görür, eğer bir kafile indiriyor iseniz, güvenli bir bölgeye indirirsiniz. Aceba biz yaptığımız en büyük hatayı mı yaptık?
Ben senaryo gereği, bu bölge dışında her yeri iptal ettim. Neden? Çünki 22. yüz yılda nükleer santraller artacak, böyle bir durumda, Fukuşima gibi deniz kenarı ağırlıklı olan her yerlerdeki santraller patlayacak. Bunun üstüne nükleer füze üslerindeki, uzun menzilli rampalardaki füzelerin de bir kısmının patlama imkanını ekleyin. Bu durumda denizin yükseldiği her yer radyasyon sebebi ile oturulamaz, ekilip biçilemez hale gelir.
Yani nükleer silahların ve santrallerin tehlikesine dikkat çekmek için bu ihtimale evrildim. Birde şu geldi aklıma. Hani Ergenekon'dan çıkış hikayemiz vardır. O hikaye'de Ergenekon'dan demir dağları eriterek çıktığımız anlatılır.
Geldik senaryo'nun heyecanlı yerine. Diyelim ki, Ergenekon geride değil, önümüzde. Uygur bölgesinde kalan Türkler (bu arada nüfus olarak Çinli nüfusu %90 Türk nüfusu %10 civarı gibi şu an) bu bölgede hayatta kalabilmiş olsa. Kaçak gidecek neresi var? Tabi uzay. Yani bu durumda oradan kaçabilmek için bir uzay gemisi yapmak gerek hemde çok büyük ve hızlı.
Uzay gemisi nasıl yapılacak? Demirden, ne kadar demir? Uzay gemisi ne kadar büyükse, o kadar çok demir gerekir. Mesela dağlar kadar demir mi eritmek gerekir?
Demir dağları mı eritmek, yoksa dağlar kadar demiri mi eritmek. Kinaye bu ya!
Benim senaryo'da dağlar kadar demiri eritip, uzay gemisi yaparak, radyasyona boğulmuş dünya'dan kaçılıyor!
Nasıl buldunuz? Yanlız ben eğer asker olsam, 3. dünya savaşında Çin ile savaşılacak olsa, Kore'ye asker gönderdiğimiz gibi, ben olsam Uygur sınırına, o bölgeyi Çinlilerden almak için asker gönderirim. Malum, yoksa Ergenekon'dan Çinliler çıkar.
Buda aslında senaryo'ya dahil olabilir ama o taraflara film icabı pek girmek istemiyorum....
Son düzenleme: