Eğitimde fırsat eşitsizliği

Serbestlik, özgürlük olmadan bir şey olmaz. Batı en azından insan haklarına önem veriyor, Sovyetlerde insana değer verilmez. İşçi kamplarında kaç kişi ölmüştür, muhalifler hep öldürtülmüş. Tabi ki değil, Türkiye eskiye göre daha az olsada şuan bile devletçidir.
Batı'nın insan haklarına önem verdiğini düşünmüyorum, Sovyetlerin insanlara kendi halkına kötü davrandığı kısmına katılıyorum. Batı insan haklarına önem verseydi sömürdüğü Afrika'ya refah, huzur ve adalet getirirdi. Hem oranın kaynaklarıyla besleniyorlar hem de oranın insanına değer vermiyorlar. Tıpkı Sovyetlerin kendi halkına yaptığı gibi.
 
Serbestlik, özgürlük olmadan bir şey olmaz. Batı en azından insan haklarına önem veriyor, Sovyetlerde insana değer verilmez işçi kamplarında kaç kişi ölmüştür, muhalifler hep öldürtülmüş. Tabi ki değil, Türkiye eskiye göre daha az olsada şuan bile devletçidir.
Serbestlik özgürlük kavramınız sadece lafta. İş yerinizde patronunuzun sözünden çıkamazsınız. Sovyetler'de karşı devrimci ve Naziler kamplarda toplanmıştır. Bu söyledikleriniz için propaganda olmayan somut şeyler gerekiyor. İdam kararları evet bir noktaya kadar yanlıştır. İnsana değer verilmiyor diyorsun fakat dünyada ilk 8 saat çalışma süresi, barınma garantisi, doğum izni, ücretsiz çocuk kreşleri gibi şeyleri SSCB yapmıştır. Bunlar şu anki çoğu kapitalist ülkede hâla yok.
 
Serbestlik özgürlük kavramınız sadece lafta. İş yerinizde patronunuzun sözünden çıkamazsınız. Sovyetler'de karşı devrimci ve Naziler kamplarda toplanmıştır. Bu söyledikleriniz için propaganda olmayan somut şeyler gerekiyor. İdam kararları evet bir noktaya kadar yanlıştır. İnsana değer verilmiyor diyorsun fakat dünyada ilk 8 saat çalışma süresi, barınma garantisi, doğum izni, ücretsiz çocuk kreşleri gibi şeyleri SSCB yapmıştır. Bunlar şu anki çoğu kapitalist ülkede hâla yok.
İşyerinde seni zorlama tutuyorlar? Orada çalışman zorunlu değil ki gidersen başka bir iş bulursun Mao döneminde pirinç tarlalarında çalışma bakalım neler oluyor? "karşı devrimci" dediğin adamlar muhalif senin fikrinde olmayan adamlar bu adamların çalışma kamplarına gönderilmesi, öldürülmesi iyi bir şey mi? 8 saat çalışma olayı sendikaların kurulmasıyla başladı sendikaların kurulması SSCB döneminden çok daha önce. Batı'nın hepsi sosyal devlettir. Evet, insana değer verilmiyor Sovyetlerin yıkılması dünya açısından çok hayırlı olmuştur.
 
İşyerinde seni zorlama tutuyorlar? Orada çalışman zorunlu değil ki gidersen başka bir iş bulursun Mao döneminde pirinç tarlalarında çalışma bakalım neler oluyor? "karşı devrimci" dediğin adamlar muhalif senin fikrinde olmayan adamlar bu adamların çalışma kamplarına gönderilmesi, öldürülmesi iyi bir şey mi? 8 saat çalışma olayı sendikaların kurulmasıyla başladı sendikaların kurulması SSCB döneminden çok daha önce. Batı'nın hepsi sosyal devlettir. Evet, insana değer verilmiyor Sovyetlerin yıkılması dünya açısından çok hayırlı olmuştur.
SSCB döneminden önce komünist işçilerin yaptığı grev ve isyanlar sonucu kazanıldı o hak. 1 Mayıs'ın hikayesini okuyabilirsin. Uygulamaya ilk geçiren SSCB'dir. Mao revizyonistin tekidir. Çin'i benimsemiyorum. Sadece muhalif olduğu için öldükleri hakkında somut veri lazım. Bahsettiklerinin çoğu partideki karşı devrimcilerdir, birçoğu suçlarını da kabul etti. En basitinden Troçki 4. Enternasyonal'de Sovyetler Birliği'ne karşı ayaklanma çağrısı yaptı. Keza Nikolay Yejov Alman ajanı olduğunu itiraf ediyor. Bunun gibi onlarca örnek var. İşyerinde zorla mı tutuyorlar deyip buna özgürlük demek kusura bakma müthiş bir gevezeliktir. Çalışmamakta özgürsün ama çalışmazsan ölürsün demek ne özgürlük ama he. İşyeri farketmeksizin patronun sözünden çıkamazsın, bu sistem böyle işliyor. Batıda işçilerin grev ve isyanları sonucu kazanılan 3-5 sosyal hak da şu an iktidardaki sağ partiler tarafından baltalanmakla meşgul. Ki o imrendiğiniz ülkelerdeki işçi ölümleri ve yoksulluk oranı azımsanmayacak derecede fazla.
 
Şuan 12. ve 8. sınıflar hariç özel okul dahi olsa bile gitmiyor diye biliyorum en azından yüksek riskli illerde. Bence dediğiniz konu hakkında değinmediğiniz önemli bir nokta var. Aynı öğrenci aynı sınav sisteminde devlet okulunda başarılı olamazken dershanede başarılı ise çocuğun başarılı olmasına sağlayan fark nedir? Bence bu sorunun çözümünü uygulayabilirsek eğitimde çok daha başarılı olacağız.
 
İşte bu yüzden dershaneler o açığı az da olsa kapatıyor. Eğer gerçekten kendini geliştirmek istiyorsan bunu başarabilirsin. Hayat koskoca bir pazar alanı..
Konuda fırsat eşitsizliği deniliyor siz dershane diyorsunuz. Yokluk içinde yaşayan ve çalışan 15 yaşındaki bir genç dershaneye gidebilir mi? Bir takım insanlar yatarken, bir takım insanlar çalışıyor. Ama o yatanlar çalışanların kazandığı paralarla oynuyor. Gerçekten geliştirmek isteyen başarır, geliştirir ama işte bir insan sıcak evinde geliştirirken bir insan zorluklarla geliştirebiliyorsa işte burada fırsat eşitsizliği vardır. Türkiye'de ne kadar canlar hayatını bunun için hayatını feda etmiş olsa da hala bu fırsat eşitsizliği sürüyor.
 
Sovyetler Birliği refah konusunda ABD'den daha iyiydi. Aksini iddia edene kaynağı ile gösterebilirim. Küçük sosyalist ülkelerin zor durumda olmasının sebebi de ABD'nin ambargoları ve sosyalist hükümeti devirmek için milyonlar harcaması. Batının refahını bir de oranı neredeyse %20'ye dayanan Almanya'daki yoksullara sorun.

Bir de ek not düşeyim sosyalizm ile devletçilik aynı şey değildir.
Aynen kanka, refah vardı aynen. Akademik bir araştırman varsa çıkar göster. Çernobil patladığında halkı tahliye ettikten sonra sor bakalım kaç kişi açlıktan ve sefaletten kırılmış? Komite kendi çıkarlarını ''rejimin devamı'' için kullandıklarını, 10 sene boyunca ücret ve eşit çalışma ekonomisi yaptıklarını, sonra da işin içinden çıkamayıp bütün kurumları kendi bünyesinde topladığını aynı şekilde market raflarının ne durumda olduğunu tarih kitaplarına sorsana.
ABD' de 1980-1990 yıllarında TRUMP ESTATE yükseliş yaşarken SSCB' de ise hala köy yaşamı devam ediyordu. Aynen kanka SSCB, ABD' den refah konusunda iyiydi.
Tarihçi olmasam inanırdım.

Kafamı sizin gibiler yüzünden duvarlara vurasım geliyor. Akademik bir çalışmanız yok, bir lisansınız yok ama tarihçilik, refah seviyesi, ekonomik karşılaştırma yapıyorsunuz? Söylediklerinin hepsi hikaye. Hala sosyalist rejimi savunanları görünce gülme krizine giriyorum.
 
Aynen kanka, refah vardı aynen. Akademik bir araştırman varsa çıkar göster. Çernobil patladığında halkı tahliye ettikten sonra sor bakalım kaç kişi açlıktan ve sefaletten kırılmış? Komite kendi çıkarlarını ''rejimin devamı'' için kullandıklarını, 10 sene boyunca ücret ve eşit çalışma ekonomisi yaptıklarını, sonra da işin içinden çıkamayıp bütün kurumları kendi bünyesinde topladığını aynı şekilde market raflarının ne durumda olduğunu tarih kitaplarına sorsana.
ABD' de 1980-1990 yıllarında TRUMP ESTATE yükseliş yaşarken SSCB' de ise hala köy yaşamı devam ediyordu. Aynen kanka SSCB, ABD' den refah konusunda iyiydi.
Tarihçi olmasam inanırdım.

Kafamı sizin gibiler yüzünden duvarlara vurasım geliyor. Akademik bir çalışmanız yok, bir lisansınız yok ama tarihçilik, refah seviyesi, ekonomik karşılaştırma yapıyorsunuz? Söylediklerinin hepsi hikaye. Hala sosyalist rejimi savunanları görünce gülme krizine giriyorum.
ABD'de 124 milyon ton çelik üretildiği dönemde SSCB'de 150 milyon ton çelik üretilebilir hale gelinmiş ve SSCB dünyada bu alanda birincidir. Ayrıca demir üretiminde 144 milyon ton ile birinci, alüminyum üretiminde 2,3 milyon ton ile ikinci, otomobil üretiminde 1,6 milyon adet ile altıncı, pamuklu tekstil üretiminde 1,5 milyon ton ile birinci, sentetik tekstil üretiminde 0,5 milyon ton ile üçüncü, elektrik üretiminde 1200 milyar kilowatt/saat ile ikinci, buğday üretiminde 120 milyon ton ile birinci, yulaf üretiminde 18 milyon ton ile birinci, şekerpancarı üretiminde 93 milyon ton ile birinci, patates üretiminde 85 milyon ton ile birinciydi.
(Kaynak: Meydan Larousse Ansiklopedisi, ek cilt 21, s. 39 ve ek cilt 23 s. 783)

Sağlık hizmetlerinde, ABD'de 100 bin kişiye 972 hastane yatağı ve 282 doktorun düştüğü dönemde, bu rakamlar SSCB'de 100 bin kişiye 1210 hastane yatağı ve 347 doktordu.
(Kaynak: Memo Larousse Ansiklopedisi, 4. cilt, s. 993)

Eğitim alanında, ABD'de öğretmen başına 21 öğrencinin düştüğü dönemde, bu sayı SSCB'de öğretmen başına 15 öğrenciydi.
(Kaynak: Memo Larousse Ansiklopedisi, 2 cilt, s. 639)

Türkiye'de kişi başına alınan günlük kalori miktarının 2300 olduğu, ABD'de 3461 ve İngiltere'de 3249 olduğu dönemde, Bulgaristan'da kişi başına 3000, SSCB'de 3360, Polonya'da 3479 kaloriydi.
(Kaynak: Memo Larousse Ansiklopedisi, cilt 2, s. 638, ansiklopedinin yararlandığı kaynak: Documantation Francaise)

SSCB'de kişi başına düşen günlük 3360 kalorinin %38,4'ünü tahıllar, %6,3'ünü patates, %9,3'ünü et ve tavuk, %1,8'ini balık, %9,9'unu süt ve yumurta, %10,9'unu ise katı ve sıvı yağlar oluşturduğu görülüyor, aynı raporda adı geçen ve o dönemde sosyalist üretim ilişkilerinin hakim olduğu Polonya'da kişi başına günlük 3479 kalorinin %35,2'sini tahıllar, yüzde 6,8'ini patates, yüzde 10,4'ünü et ve tavuk, % 1'ini balık, %12,6'sını süt ve yumurta, % 13,9'unu katı ve sıvı yağlar oluşturuyor. Aynı tabloda ABD'de kişi başına günlük kalori miktarı 3641 iken %18,2'sini tahıllar, %2,9'unu patates, %20,6'sını et ve tavuk, %0,6'sını balık, %11,7'sini süt ve yumurta, %16,6'sını ise katı yağlar oluşturuyor. Aynı dönemde İngiltere'de kişi başına günlük kalori miktarı 3249 ve bunun yüzde 21,1'i tahıllardan, %6,3'ü patatesten, %15,8'i et ve tavuktan, %0,7'si balıktan, %12'si süt ve yumurtadan ve %18,1'i de katı ve sıvı yağlardan oluşuyor. Aynı dönemde, AET üyesi olan Portekiz'de kişi başına düşen kalori miktarı günlük 3204, bunun %39,3'ü tahıl, %6,1'i patates, %10,5'i et ve tavuk, %1,5'i balık, %4,3'ü süt ve yumurta, %15,5'i de sıvı yağlar olarak görülüyor.
(Kaynak: Memo Larousse Ansiklopedisi, cilt 2, s. 638, ansiklopedinin yararlandığı kaynak: Documantation Francaise)

Ek olarak da anti-komünist, batının desteklediği tek SSCB lideri Gorbachev'in dönemi üzerinden sosyalizm yorumlamak da ne kadar mantıklı bilemedim.

Kaynak: Büyük Sovyet Ansiklopedisi SB bölümü C. I, 1952
40 Jahre Sowjetmacht in Zahlen, s. VEB Deutscher Zentralverlag, Berlin 1958
K. Petrossyan, Die Sowjetische Methode der Industrialisierung, Berlin 1953.
IMG_20210330_231853_895.jpg
IMG_20210330_233849_532.jpg
IMG_20210330_233851_804.jpg
IMG_20210330_233854_160.jpg
IMG_20210330_233858_212.jpg
IMG_20210330_233903_535.jpg
IMG_20210330_233909_572.jpg
IMG_20210330_233912_623.jpg
IMG_20210330_233915_095.jpg
IMG_20210330_233918_203.jpg
 

Yeni konular

Geri
Yukarı