Benim kanaatimde alfabe konusunda sorun yaşamayız. Gökbey ULUÇ'un çalışmalarını biraz inceleme fırsatım oldu. Geçmemiz için olası tüm engelleri kaldırmak için canla başla çalıştığı ortada, lakin geçiş tam anlamıyla gerçekleşemez. Şayet yabancı kelimelerden tamamen arınmadan -ki bunun ne kadar saçma olduğundan bahsetmeye gerek yok- ve internet aleminin sürekli geliştiği düşünülürse geçiş bizi bırakın 100 yılı, 200 yıl geriye götürür. Ben geçişe karşı değilim, tam aksine destekliyorum. Her millete böyle bir lüks, bu denli bir nimet nasip olmaz. Ama çağın gereksinimleri açık ve net: Latin alfabesini bilmek gelişmeyi hedefleyen ve modern standartları belirlemek isteyen toplumlar için şarttır.
Latin alfabesi ile beraber öz alfabemizi de kullanmalıyız. Gazetelerde, dükkanlarda ve kitaplarda bu alfabe yer almalı. Çocukların öğrenme kapasitesini asla hafife almamalıyız şayet sadece maruz kalarak evde anneden farklı, babadan farklı ve dışarıdaki toplumdan farklı dil öğrenebiliyoruz. Üzerine düşülmüş, iyi hazırlanmış bir müfredat ile bırakın iki alfabeyi, yanına iki tane de yabancı dil eklemek mümkün, tercihen İngilizce ve Almanca. Latin alfabesini ise turistik yerlerde, internette ve diğer milletlerle etkileşimde bulunabileceğimiz ortamlarda tercih etmeliyiz. Henüz Ğ İ Ü Ç Ş ve Ö harflerini bile internette her yerde kullanamazken tüm alfabeyi değiştirmek bir hayalden öteye geçemez.
Geçiş elbet olacak. Geçmişimizden daha ne kadar kaçacağız? Türk olduğumuzu, en kadim milletlerden olduğumuzu daha ne kadar inkar edeceğiz? Eninde sonunda özümüze döneceğiz lakin bunu biz göremeyiz. Şimdilik bize düşen şey Türk alfabesini öğrenmek, olabildiğince çevremize, çocuklarımıza aktarmak, mümkün olduğunca gelecek nesillere ışık tutmaktır. Sorun bu geçişin nasıl, ne zaman ve ne denli yapılacağında yatıyor.
Evet, Çin, Japonya ve Rusya gibi devletler kendi alfabelerini kullanıyor ama unutmayın onların nüfusu bizi aşıyor ve ekonomik güçleri göz ardı edilemez. Onlara dünyada özel olarak anlayış göstermeleri anlaşılır. Bizim Türk milletleri olarak yakın zamanda mümkün olmadığını düşündüğüm birleşmemiz gerçekleşmediği sürece temelli geçemeyiz. Ama bu uğurda adım atmaktan bizi alıkoyan kimse yok. Ayrıca Türk olduğumuzdan bahsetmeme gerek yoktur sanırım. "Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur. Bizi bu alfabeye geçmekten alıkoymak için ellerinden geleni yapacaklar" şeklinde düşünen insana kişisel olarak inanmam. Fakat uzak değil, muhtemel bir ihtimali dile getirdiğini kabul ederim.
Özetle geçişi biz göremeyiz ama temelini atabiliriz, geçiş iki adımdan oluşmalı: yarım geçiş ve birleşme sonrası tam geçiş. Bunlar şimdi uzak ihtimaller ama bunu okuyan her Türk gencinden ricam sizin için, sizin diliniz için, sizin törenize uygun bu alfabeyi öğrenmemeniz yalnızca size utanma nedeni olacaktır. Tekrardan beni bu konuda umutla doldurduğu için Gökbey ULUÇ'a teşekkür eder, çalışmalarının devamını dilerim. Umalım da bu yazım bir insanı Öğrenmeye itsin, kitabı alıp hevesle okuduğu zaman içinin gururla dolmasına vesile olayım. Okuduğunuz için teşekkürler.