Gösteriş, riya, kibir ve böbürlenmenin mânâsı nedir ki?

Semih Demir

Kilopat
Katılım
29 Kasım 2015
Mesajlar
799
Makaleler
7
Yer
İzmir
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Meslek
Öğrenci
Gösteriş, günümüz dünyasının insanlar için en önemli parçası. Beraberinde israfı da getirmektedir. İhtiyacımızın fazlasını bu israf ve gösteriş ikilisinde harcıyoruz ve dünyayı daha beter bir hal almaya başlıyor.

Sosyal medya platformlarından bahsetmek gerekirse, özellikle "Instagram" gibi uygulamaların sadece ülkemiz için değil de tüm dünya da artık "bir fotoğraf paylaşma servisi" değil de, kendimizi tatmin etmek, gösteriş yapmaktan başka bir amacı yok gibi.

Çünkü birbirimize küstük. Birbirimize kırıldık. Kardeş kardeşine güvenmez oldu, sokakta yürürken bir "Merhaba! İyi günler, nasılsınız?" demeyi unuttuk. Aradığımız yapmacık ve samimiyetsiz ilgiyi böyle platformlarda aramaya başladık. Genel konuşmamakla birlikte, azınlık olarakta bu uygulamaları sade bir şekilde kullanan kullanıcılar da vardır elbette.

Fakat ben sadece gördüklerimden bahsetmek istiyorum. Yemek yiyoruz fotoğraf çekiliyor, arabaya biniyoruz aracın fotoğrafı çekiliyor, bir yere oturmaya gidiyoruz anında fotoğraf çekiliyor, kitap okumuyoruz kahve ve kitap alıp ikisinin fotoğrafı çekiliyor, tiyatroya sinemaya gitmiyoruz fakat gösteriş olacak diye bir tane de onunla ilgili fotoğraf çekiliyor, yurt dışına çıkıyoruz sadece bilinen şehirlerin popüler kültürünün fotoğrafı çekiliyor.

Nedir bu gösteriş merakı peki?
Nereye kadar devam edecek?
Birileri arabaya binebilsin diye neden diğerleri çıplak ayakla yürümek zorundadır?
Birileri daha fazla yemek yesin diye neden diğerleri çöpten yemek toplamak zorundadır?
"Dünyanın kuralı bu, biri yer biri aç gezer!" değil maalesef... Sistem bize bunu dayattı, ve bizde bunu kabullendik. Böyle bir şey yok aslında.

Gösteriş merakımız günden güne büyüyor. Rahatlığa alışıyoruz, daha fazlasını istiyoruz fakat daha fazlası için çalışmıyoruz. Her şeye sahip olmak istiyoruz fakat sahip olduklarımızın kıymetini bilmiyoruz. Acımasız ve fütursuzca çevremizdeki insanlardan bu merakımız ve isteklerimiz yüzünden uzaklaşıyoruz. Mutlu değiliz, mutlu gibi gözüküyoruz. Aza kanaat edemiyoruz, aza kanaat eden gördüğümüzde "fakirin kendini avutması işte" deyip geçiyoruz.

Bu sosyal mecraların insanlarda açtığı en büyük yara bu. Beni diğer toplumların aksine Türk toplumu ve halkı ilgilendirmektedir. Genç arkadaşlarımız için üzülmekteyim çünkü biz herkesten daha fazla kapılmışız bu yalancı bahara.

Neden aşağılıyoruz ki birbirimizi ve insanları?
Neden her şeyin fazlasını istiyor ve olmayınca sanki hiç bir şeyimiz yokmuş gibi üzülüyoruz?
Neden? Ne için?
Gelin hep beraber bu soruyu kendimize soralım nasıl olur?
Çünkü cevabın oldukça uzun olacağından eminim...

Esenlikler,
Saygılarımı sunarım, sevgilerimle...
 
Bu konuda sonuna kadar haklısın @Semih Demir... Instagram, Facebook ve Twitter gibi ortamlar, maalesef kişilerin kendilerini sanal yoldan tatmin ettikleri, sosyal (?) bir platforma dönmüş durumda.

Yanındakinin suratına gülmez, ama ekran gördü mü ondan mutlusu yoktur. o_O

Zaten Instagram'ı da, Facebook'u da bu dünyayı nasıl insanlarla paylaşıyorum diye görmek için kullanıyorum. Ne doğru dürüst bir paylaşımım var, ne de tek bir fotoğraf atmışlığım var.

Ama hepsi en saçma ve alakasız durumlarda bile, adeta kölesi olmuş oldukları beğeniler uğruna kendilerini herkese sergiliyorlar. Buradan bayanlara yönelik bir laf ettiğim çıkarımını yapmayınız. Adamın kolu kırık, yüzü dağılmış "Bugün de ölmedik şükür" "Bizimle derdi olan alır cevabını" gibi saçma sapan (benimkiler daha saçma oldu ya, neyse... :D) yorumlarla kendi acınası hallerini herkese sergiliyorlar. :rolleyes:

Yazacak dediğin gibi çok şey var aslında. Ama uykulu olduğumdan şu an daha fazla yazamıyorum. Kusura bakma. :uyku:
 
Gelişen teknolojinin sağladığı rahatlık insanlarda rehavete yol açıyor. Popüler trendi anında hayatımıza sokmaya dayalı bir dünya düzeni var ve bizde bu çarkın işlemesine bilerek ya da bilmeyerek alet olmaktayız. Birileri kapalı kapılar ardında değişen dünya düzenine insanları iyi kanalize ediyor. Sırf bu yüzden istihbarat servisleri olsun toplum mühendisleri olsun sürekli bir arayış içerisinde insanları daha fazla sosyal trendler içerisinde tutmak için yoğun caba sarfetmekteler ve sayıları günden güne artmaktadır. Teknolojiden mahrum insan 3 gün bir yerde tatil yapamıyor hale gelmişse işlerini gayet iyi yapıyorlar demektir.
 
Sayenizde sorduğumuz sorunun cevabını artık aldığımızı düşünüyorum.

Maalesef, keşke her şeyi amacına uygun olarak kullanabilsek ve buna dikkat etsek. Ama biz özellikle de biz, çünkü bunda kendimi de dahil etmem şarttır suçlamaları bile kabul edemiyoruz herkes kendince masum sözde...

Mardin'de 13 yaşındaki kıza 26 kişi tecavüz edebildiğinde, Dünya'nın veyahut Türkiye'nin nasıl bir yer olduğuna karar verdim. Insanlar zaten bozulmuşken bu soruları kendimize sormamız bir şey değiştirmiyor.
Ne garip değil mi? Buna rağmen yine de sonumuz tükenmiyor, soyumuzu tüketecek ileride şimdiki yeni nesile belki de ne yeşillik bıraktık ne de dünyanın bize sunduğu güzellikleri. Hırs ve rant uğruna hepsi...

Bizden sonraki nesil bize çok sövecek ve kızacak. Maalesef ki haklılar.

“Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar; evvela haysiyetlerini, sonra hürriyetlerini daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”

Mustafa Kemal Atatürk

Çok güzel demiş. Durumumuzu özetleyen bir söz.
 
Uyarı! Bu konu 9 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı