Gelecekte ne durumda olacağını kestirmek gerçekten çok zor olduğundan, ne olmasını arzu ettiğimi söyleyebilirim sadece. İçimden geçen, RTX platformunun modasının geçip gitmesi fakat giderken de başka yenilikleri ve hızlı bir gelişim rüzgarını beraberinde getirmesi. Gerçekte ne olacağına ise büyük oranda Nvidia'nın rekabet ettiği taraf belirleyecektir.
Çünkü bu seride bize sundukları gerçek zamanlı ışın izleme prensibinin yaşadığı sorunları, yıllar önce ATI DDR serisindekilere benzetiyorum. DDR kartı ilk çıktığında piyasadaki en güçlü grafik işlemciye sahip bir karttı. PTA ve Charisma adını verdikleri iki büyük yenilik sayesinde ATI, pek çok dönüşüm hesaplamasını ilk defa grafik işlemciye çözdürüyordu. Bununla birlikte eksi yönleri de yok değildi. Sürücü sorunları, işlemci çekirdeğinin varsayılan saat hızına bile erişememesi, 16 bit renk ayarlarındaki uyumsuzluk sorunları bunlardan bazılarıydı.
Yine de, şayet rekabet ortamı bulamamış olsaydı daha uzun bir süre zirveden inmesi için pek bir sebep yoktu. Rekabeti yaratan ise, o dönemde artık eski gücünün çok gerisinde kalmış olan 3dfx firmasını satın alarak, yeni GeForce serisini çıkaran Nvidia idi. ATI'nin PTA teknolojisinin üstüne koyup daha da geliştirerek kendi Shader teknolojisini çıkarmış ve MSAA ile donatmış olan Nvidia, yeni GeForce kartlarıyla böylelikle zirveye yerleşmiş oldu.
Bugüne gelirsek, RTX serisi için de benzer bir kader içimden geçse de, AMD tarafındaki gelişmelerin yavaşlığı bu ihtimali çok düşürmüş gözüküyor. Bilinmez tabi, ufak dokunuşlarla ve yazılım güncellemeleriyle RTX sistemini bir efsanenin başlangıcı olarak da anabiliriz fakat ışın izlemenin pratikte yaşadığı sorunlar, onu bir devrim veya efsane olarak anmayı şu an için zorlaştırıyor.