Berkay4154
Kilopat
- Katılım
- 29 Ekim 2015
- Mesajlar
- 3.203
- Çözümler
- 18
Bize edindirilen doktrin öyle. Zira yüksek öğrenimin çıkış amacı "kurtulmak" ya da "kurtarmak" değil. Sermaye sahiplerinin beşeri sermaye ihtiyacını gidermek için çıkardığı bir öğreti sisteminden ibaret ki maalesef günümüzde akademide tıkanmaya başladı. Neyse orası ayrı bir mülahaza. Yalnız okumayı, öğrenim görmeyi, ihtisas yapmayı birbirlerine karıştırmamak lazım. Zira okumak her okuma-yazma bilen ve fiziki (yahut zihni) engeli bulunmayan herkes içindir. Zaten okudukça statü yahut para odaklı çalışmanın da yanlış bir doktrinden (tabi bu körü körüne idealist biri olmak iyidir demek de değil. Çünkü dünya idealist olunacak bir yer değil, hele TR hiç değil) ibaret olduğunu, üniversite kazanmaya atfedilen yükünse beşeri sermaye ihtiyacının pik yaptığı 20.yüzyılın bir ürünü olduğunu anlarsınız. Çok uzattım son bir ekleme anekdot: Fakirin tek çaresi çalışmak derler ama çalışınca da hakkını yerler. O yüzden tek çare birlik olabilmekte de o toplum bilinci dünyada da bizde de pek uyanacağa benzemiyor. (Sanırım içimdeki sosyalist uyandı)Haklısınız hocam. Hangi mesleğin önemi kaldı ki şu devirde. Her şey zorlaştı. Okumakta, atanmakta, iş bulmakta. Gelecek kaygısı zaten bitmiyor. İnsanoğlu işte üniversite kazanınca kurtuldum sanıyor. Ama elden ne gelir. Varlıksız insanın tek çaresidir okumak.