Hocam ben anlattığınız hikayeden sadece o kadar dehşetin arasında muhteşeminde var olabileceğini anladım adamın değer yanılgıya düşmesi pek bir şey ifade etmedi benim için daha detaylı açıklar mısınız?
Oradaki kasıt o dehşetli virane olan bu musibetli hayatın bir sahibi olduğu. Sol yol bu kainatın sahibi yok diyenlerin yolu mânasını taşıyor. Ateizm bakış açısıyla yaşanmasının mümkün olmadığını ancak kendini kandırıp ölümü unutturmasıyla yola geldiğini anlatıyor. Dehşetin içinde mükemmelik varken, sen o mükemmellikten o dehşet varken faydalanamazsın. Bak şöyle düşün, bir restoranttasın ve yanında adamın biri silahını doğrultmuş;
"Sen hamburgerini ye, ben bi ara kafana sıkacağım." diyor. Sen bu dehşetli halde o hamburgeri rahat rahat yiyebilir misin? Yiyemezsin. Aynı şekilde öleceğimizi bile bile o ecel dediğimiz aslan kuyunun ağzında bizi beklerken, o kuyunun dibindeki kabre gireceğimizi bile bile "Ya yaratıcıyı ne düşünücem, ne gerek var? Ben hayatımda kendimi geliştirip mutlu olacağım" diyemezsin.
Yani demek istediğim aslında bütün hikaye "beşerin ölümü unutma hikayesidir".
Bunu anlatmamın sebebi neden yaratıcıyı araştırmamız gerektiğidir. Ölümün ardında ne olduğunu bilmeden nasıl yaşayabilirsin? Sana yan odada bir tane köpek var ve her an kapıyı kırabilir dersem sen o oda da nasıl rahatça hayatını sürdürebilirsin? Aynı şekilde öldükten sonra ne olacağını bilmeden bu hayat nasıl geçip gidecek? Hikayede şuan ki insanların ölümü unutup hiçbir şey yokmuş gibi hayattaki gayeleriyle mutlu olmaya çalışmaları. Bende diyorum ki, o kapının ardındaki köpek her türlü o kapıyı kıracak ve seni o kabre sokacak. Ölümü inkar edemeyiz. Madem ölüm var yaratıcıyı araştır ki o köpeğin aslını astarını öğren. Bu hayatını da mutlu yaşa. Yukarıda anlattığım bıçak mevzusunu hatırla. O bıçağın bir katilin değil, sana rahmet etmek isteyen bir doktorun elinde olduğunu anla.
Kırmızı Asa videolarını izle, sonra konuşalım. Olur mu? Çünkü sana getirdiğim argümanlar sana çok yabancı ve bakış açınla uyuşmuyor. Bu videoları izle, sonra dediklerim mantık çerçevene teker teker oturmaya başlayacak.
Anlattığım hikaye burada varmış;