Hiç unutamadığınız mutlu küçüklük anınız nelerdir?

COD4 çıktığı zaman bilgisayarcıya gidip korsan CD almıştım o sıralar bilgisayarım çok iyi değildi eve gidene kadar oyunu açsın diye dua ediyordum, oyunu açtığı zaman ve oyunu bitirene kadar aşırı mutlu olmuştum 😀
 
COD4 çıktığı zaman bilgisayarcıya gidip korsan CD almıştım o sıralar bilgisayarım çok iyi değildi eve gidene kadar oyunu açsın diye dua ediyordum, oyunu açtığı zaman ve oyunu bitirene kadar aşırı mutlu olmuştum 😀
GTA 4'e kavuşana kadar uğraştım. Bizzat internet kafeciden aldım ama o da Episodes from Liberty City çıkıyordu. Nfs Carbon da zar zor sahip olduğum oyunlardan biri.
 
Benimki kötü bir anı galiba 2020 yılı bedava GTA 5 verilmişti o zaman Epic Games'i yeni tanıyordum kütüphane falan yok diye biliyordum GTA 5'in sistem gereksinimlerine baktım benim bilgisayar kaldırmıyor hemen Epic Games'i silip çıkmıştım kütüphaneyede ekleyemedim en pişman olduğum anı buydu, not: Epic tekrar bedava GTA 5 ver!
Ama küçüklük anısı değil hatırladığım küçüklük anım yok bir tek rüyalar :(
 
Hiç unutmadığım hatırlayınca çok mutlu olduğum bir küçüklük anım var. Komşudayız 3 arkadaş anasınıfına gidiyordum yaşımı hatırlamıyorum ama öyle söyleyeyim sonra biz yatağa benzer içine sığdığımız bir şey var ona kilitleyip nefes almama challenge yapıyoruz. Arkadaşlarım yaptı sıra bendeydi bir baktım açmıyorlar yok bir de sırıtıyorlar yani onlarda yaşadı bilerek açmıyorlar. Boğuluyordum en son annem kek yaptım diyerek girmişti salona öyle görünce zaten açtı hemen. Ama o sıra bayağı şey yapmıştık hatırlamıyorum yani anlatılmaz yaşanırdı o an.

Bende bir benzerini yaşamıştım, anaokulundayken biz buz dolabı değiştik, apartmanın yönetici odası çocuklara açıktı, yusufa dedimki"babam diyor ki sakın içine girmeyin nefes alamazsınız diyor" falan dedim, hadi LAN dedi gir bakalım dedi, dedim ben girmem madem nefes alırsın sen gir ben buradayım dedim, ileride bağırıp dolaba vurdu hemen açtım, harbi doğruymuş dedi çok güzel falan yaptı, böyle birkaç tur sıra sıra oynadık, sonra ben içeri girdim yine Yusuf dışarıda bekliyor onlar zeminin bir üst katında oturuyordu, Erzurumlular bir de annesi çağırdı yusuuf diye bağırdı, anne az sonra gelirim dedi, yusuuf hadi diye bağırdı annesi, 2 dk bekle dedi gitti gelmiyor, ölecek gibi hissediyorum vuruyorum falan:) sonra ben tam bayılıcakken anne bırak beni dedi annesi bağırdı falan bilaaaaaaaal diye koşmaya başladı (Bilal benim) dolabı açtı, ben pili bitmiş bebek gibiyim duruyom öyle, ufakken çok sinirliydim kendime geldim bir temiz dövdüm fiziksel olarak bana göre çok zayıftı ama o yaşına rağmen hiç annesine gitmeyecek onurda bir insandır, gitmiş evine, ben bahçeye inerken 3 saat sonra çağırdım tabii çocukluk unutmuşuz geçmiş bile, annesi dedi Bilal sen mi bir şey yaptın dedi, Yusuf yok falan yapıyor eliyle, sen sükut dur dedi annesi, yok dedim bende ama yık gibi böyle ince ve korku dolu sesle dedim, sonra tabii anlaşıldı bu, bizim eve geldi Aynur teyze eşini de alıp mahkemeye çevirdiler bizim evi benim anam babam evde, Aynur teyze dedi, babam direk dedi ben hallederim şimdi dedi, neden dövdün dedi, beni dolaba kapayıp gitti dedi, bizim babalarımız hiç dövmez annelerimiz çok sert döverdi, onun annesi niye dolapta bırakıp geliyon diye ona, benim annem o dolaba girilmeyecek demedimmi diye bana dalmaya başladı. Çok güldüğüm bir anı.
Bir tane daha anlatayım, ben ortaokuldayken çok stresli bir yaşamım ve dolayısıyla unutkanlık vardı, sürekli montumu unuturdum, ve neden bilmem kışın 3-4 derecede kısa kollu okul kıyafeti ile gider gram üşümezdim, 2 durumda hala devam ediyor unutkanlık stresle azaldı, soğuk hala hissetmiyorum, neyse konuya dönelim. Annem zorla mont giydirirdi, bende sürekli unuturdum, bizim ortaokulda aşırı çeteleşme vardı, 2 çete vardı ama 150 kişinin 130'u çetelerden birindeydi, bende bizim çetede iyi dövüşenlerdenim, bizden ya da herhangi bir çeteden olmayan yoluna bakmak isteyen çocuklardan birine bir şey oldu mu cinim tepeme çıkar, ki o günde öyle oldu, kavga oldu, onlar bize biz onlara bir temiz kavga ettik, sonra ben eve geçtim, bunlar takip etmişler 2 tanesi, ama cılız 2 tane ayaklı diye göndermişler ben onları sağlam dövüp eve kaçtım, burası demişler birbirlerine, aşağıda bekliyorlar annem bana diyor ki bak millet nasıl montunu giyiyor, soğuktandamı fark etmiyorsun olmadığını falan diyor doğrudur diyom deme deme gel bak diyor "arkam yemiyor" doğrudur falan diyorum, desem ben bunlardan ikisini dövdüm 40 kişi beni bekliyorlar desem annem beni döver bu fix, hem de nefesimi kesene kadar döver, onu da söyleyemiyorum kaldım öyle. Yaklaşık 3 saat beklediler Bu da böyle bir anı, harbi yemedi tamponu bakmaya.
 
Son düzenleme:
Koydeki açik bir Trafo vardi. Bende yanina vardim. (tabi o zamanlar tam bir veletim) Gitdim dokunayim dedim. Benden 3 metre uzakdaki yaşli komşum dur diye bagirdi. O benim kahramanim olmuştu.
 
6 yaşındayken 9. sınıflar ile maç yapmıştık. Hepsine bacak arası geçirip gol atmıştım. Öyle bir şey yoktu abi.

Bacaklarına tekmeleyerek oyun kazanmak. Biz de kapının önünde oynardık hep küçük bir alanı yapardık. O zamanlar da Kaptan Tsubasa vardı yumurcak TV'de. Sonra oradaki bitmek bilmeyen spor sahasına özenip üç metre saha yaptırmıştım.
Gimsa'nın arka deposuna bakan yolun gidişatında mercan 1 internet Cafe vardı (esnafını selamlıyorum) çok sevdiğim bir adamdı. Oraya gider selam verir her zamanki 9 numara ve 6 numaraya geçerdim. 9 numarayı açar NFS Carbon oynardım. O günlerde Carbon'u ilk defa oynuyordum. Oyuna bir hayran oldum ki aynısını evde de oynamak istiyordum. Daha küçükken 6 numara da yama yapılmış GTA San Andreas vardı hiç görmediğim arabalar var diye hep oraya geçerdim. Hani şu 2006'ların Skoda Octavia'sı mavi. Sarı wolksvagen van vardı, sonra bir traktör alırdım traktör sürtmekten adamakıllı gitmezdi. Trene biner kullanmasını bilmediğimden treni darmadağın ederdim. Biri de tanker hilesi yazmıştı kullanıyordum sonra ne oldu? Tankeri vadiden denize uçurdum. Tabii tanker dağıldı sonra.
 
Son düzenleme:
Annem söz verdiği için Bakugan oyuncakları almaya gitmiştik. Ben de sabahın köründe kalkıp hazırlanmıştım hatta 😀 Annem kızmıştı bu saatte ne uyandırdın beni diye. Yolda giderken bu anı hiç unutmayacağım diye kendi kendime söz vermiştim. Adeta ekran fotoğrafı çekmek gibi o günden bazı kareleri halen kendime arada bir hatırlatırım unutmamak için.
 
Başlığı düşününce şöyle geçmişime baktım da hiç mutlu küçüklük anım yok. Sanırım bu ailemden kaynaklanan bir durum. Genelde evde hep kavga gürültü olurdu. Şimdi de değişen fazla bir şey yok. Annem 14 yaşımdayken vefat ettikten sonra babam bu sefer de bizimle kavga etmeye başladı. Duysanız saçma salak konular yüzünden. Babam hiçbir zaman beni haklı bulmadı. Ona göre dışardaki insanlar elin çocukları haklı ve benden her zaman iyiydi. Ne diyeyim? Çocukluğumu çalmışlar ben çocuk olduğumun farkına varmazken...
 

Yeni konular

Geri
Yukarı