İçindeki stoisti serbest bırak

365436

Hectopat
Katılım
9 Eylül 2020
Mesajlar
3.177
Makaleler
18
Çözümler
39
  • Kıbrıslı Zenon, tüm mallarını bir gemi kazası sonrasında kaybettikten sonra bu durum onu varlık ve getirileri üzerinde düşünmeye itmiştir.
  • Epiktetos dünyaya bir köle olarak gelmiştir, şu an ki Anadolunun ücra bir köşesinde kölelik yaparken sakatlanmıştır ve bu durum onu sabır ve dirayet üzerinde düşünmeye itmiştir.
  • Marcus Aurelius 19 senelik imparatorluk hayatı boyunca sürekli olarak Roma'yı daha iyi bir yer haline getirmeye çalışmış, olağanüstü bir gayret göstermiştir ve bu durum onu çaba ve bilgelik üzerinde yine düşünmeye itmiştir.
Stoacılık, tanımın dışarısında daha betimleyici bir anlatıma başvurmak gerekirse, elde olamayan şeylerin ayrımını yapmaktır. Bu ayrımı yapabilen bilgedir. Bilge olmak için akıllı olmak gerekir. Hayatın her anında kontrol edilemeyen şeyler olacaktır. Doğa her zaman hakimiyyetini insan üzerinde hissettirecektir, bunu kabul etmek erdemdir zira olaylar kontrol edilemez. Kontrol edilebilen tek şey duygulardır. Olaylara nasıl baktığımız, olaylardan ne derece etkilendiğimizi belirler.

Olaylar ile bizim bakış açımız arasında bir bağ yoktur. Bu insan aklının uydurduğu bir illüzyondur. Her ne hissedersek hissedelim, olacak olanlar, olmaya devam edecektir. Bu olaylar aslında bizi etkilemez ancak olaylara karşı takındığımız duygular bizi doğrudan etkilerler. İşte bu noktada ortaya çıkar ki; Kontrol edilebilecek olan şey, aslında bizi doğrudan etkileyebilecek olan duygularımız ve bakış açımızdır. Ölüm kendi başına korkunç değildir, ölüm hakkındaki fikirler korkutucudur, ölüm fikri korkutucudur. Bir şeyi düzeltmeye kudreti olan birey zaten istediğinde o şeyi düzeltebilir ya da sıfırdan yapabilir. Bu dert edilecek bir mesele değildir. Ancak bu şeye gücü yetmeyeceğini bildiği halde fikirleri ile kendi zihnini zehirlemek insan erdemlerine ters düşer.

Olaylardan ötürü başkalarını suçlamak cahillerin işidir, kendini suçlamak büyüklük göstergesidir, ne başkalarını, ne de kendini suçlamamak bilgeliktir. Stoacılara göre bu erdem edinilmesi gerekmektedir ki; İnsan kendi içerisindeki mutluluğu bulsun.

Nedir kendi içerisindeki mutluluk? Mutluluğun sırrı diye bir şey gerçekten var mı? İnsanı uzun vadeli olarak mutlu edebilmek mümkün mü? Evet. Başta verdiğim 3 örnek stoizm felsefesinin temellerini oluşturan olayların kahramanlarının hayatlarından birer kesittir. Bu kesitler onları Stoizm felsefesine itmiştir. Bir insanı ne mutlu eder? Dışarıda ya da içeride mutluluk ne anlama gelir? Kung Fu Panda'da da bahsedilen bu iç huzur ne anlama gelir?

Dışarıda aranan mutluluklara örnekler verelim; Bir hayat düşünün, şu an bunu okuyan herkesin sahip olmak için gece gündüz çalıştığı hayat. Süper egzotik bir spor arabanız, harika bir eşiniz, düzenli ve çok sağlıklı cinsel yaşantınız var. Bunlara sahip olmak insanı mutlu eder mi? Diyelim ki insan bunlara ulaştıktan sonra bile onlara olan ilgisini kaybetmeyecek kadar üstün bir karaktere sahip. (ki imkansızdır) Bu varlıklar onları gerçekten uzun vadeli olarak mutlu edebilir mi? Bir kazadan sonra otomobil, bir krizden dolayı paranız, bir problemden ötürü eşiniz, bir sağlık probleminden ötürü cinsel yaşantınız artık mükemmel olmaktan çıkabilir. Bu noktadan sonra bunlarla mutlu olan birisi artık mutlu olmak için neye dayanır? Dayanamaz, kişi mutsuz olur. Çünkü mutluluğunu bir sefer dışarı bağlamıştır. Arzularının onu baştan çıkarmasına izin vermiştir. Stozim arzuların körelmesine, aklın ön plana çıkmasına, aklın da bünyeye değil, bünyenin akla nüfuz etmesine inanır.

İçsel mutluluk nedir? Kişi hiçbir şeye sahip olmadan mutlu olabilir mi? Bu sorunun cevabı çevre ile kurduğunuz bağın kendisi ile alakalı. Kişi mutluluğunu ne kadar kendi içerisinde gömer ve arzularından ne kadar azade bir yaşam sürerse bu ona mutluluk olarak geri dönecektir zira olaylardan sadece bu şekilde etkilenmez. Olaylar onu bulduğunda ise olaylara olan bakış açısını kendini olayların inisiyatifine bırakmayacak şekilde ayarlayabilecektir.

Çok spor yapmak - Çok yemek - Çok içmek - Taktir edilme arzusu zayıf karakterin göstergesidir. Kişi nefsine sahip çıkmalıdır, bu sadece cesurların harcıdır. Problemlerle yüzleşmek ya da duygularına gem vurmak sadece cesaret ile olur. Sokrates'in ölümüne kadar olan dik duruşu bu cesaretin bir tezahürüdür. Hiçbir şey ölümün kendisi kadar gerçek ve fikri kadar korkunç değildir ancak buna rağmen insanın bunu umursamadan kendini savunabilmesi ve kaybetmemesi esas cesaretin bir ürünüdür.

İnsan ihtiyacı olan kudrete her zaman sahiptir, onu içerisinde takip etmesi ve bulması gerekir. Epiktetos kadar sabırlı, Aurelios kadar ısrarlı, Zenon kadar umutlu olmak bir Stoizm göstergesidir. Özetle; Gücü dahilinde olmayan şeylere kafa patlatmak ahmaklıktır. Olaylar insanı değil, olayların fikirleri insanı etkiler. Olaylara müdahil olunmaz ancak fikirlerine müdahil olunur. Fikrini değiştiren kendini değiştirir, kendini değiştiren mutlu olur, mutlu kişi dünyasını değiştirir. Dışarıdaki tüm mutluluklar geçicidir, kalıcı olan bunlara tamah etmemenin verdiği huzurdur. Arzulara insan hükmetmeli, düşüncelere de hükmetmeli. Düşünceler insanı değil, insan düşünceleri yönlendirmeli, bunu yaparken de erdemlerini göz önünde bulundurmalı.

Stoizm Erdemleri, farkındalık, bilgelik, sabırlı olmak, korkuya karşı gelebilme, zor zamanlarda sakin kalmak, sağduyulu olmak, aşırı olan her şeyden kaçmak ve zihni bu sayede zinde tutmak temellerine dayanır. Şehvetten arındırılmış bir zihin, kale kadar sağlamdır. Zihin, kendinden haberdar olma durumu ve tüm yaşantının üzerinden geçtiği bir köprüdür. Bu köprünün sağlam oluşu, üzerinden geçebilecek şeylerin sayısını artırır. Üzerinden geçebilen şeylerin artacak olması da yaşamdan alınan lezzetin artması demektir.
 

Yeni konular

Yeni mesajlar

Geri
Yukarı