İlk paramı ilkokulda kazanmıştım, 95 falan galiba.
Köyde evimiz bir tepenin zirvesinde. Tepenin kuzey bölgesi komple üzüm bağları.
Bir komşu köy dışında çalıştığı için bağını çapalayamıyordu. Bu muhabbeti büyüklerin sohbetinden duyuyorum. (Köy olunca her şeyin muhabbeti oluyor.
) Samimi arkadaşıma dedim biz yapalım mı? Arkadaşım dedi yapamayız ki. Çapalama işi 3 futbol sahası genişliğinde üzüm bağını 20-30 cm derinliğinde her santimini çapalamak. Arkadaşımı ikna ettim, sıra geldi büyükleri ikna etmeye. Biz yaparız desek de çok da yapabileceğimiz bir şey değildi hani. İş ciddi kötü yaparsan adam pekmezini yapamayacak şarabını yapamayacak.
Bir gün Salim abiyle bağın yakınında karşılaştık. Zaten sürekli bağın çevresinde elimde sapanla pusudayım, ekmekçi forvet gibi yatıyorum. Salim abi dedim Memetle bu bağı ben çapalayalım mı? Adam bir bağa baktı bir bana baktı. Nasıl yapacaksınız ki dedi umutsuz. Oturdu kesesini çıkardı tütünü doladı içiyor ben hala yanındayım. Adamın işini halledecek kimse yok bize de güvenmiyor. Herhalde düşündü bizde yapmassak hiç yapılmayacak hiç yoktan iyidir deyip tamam bu bağı bir haftada çabalayın size beşer milyon dedi. Tamam abi dedim Memedin yanına uçtum dedim böyle böyle. Eve geldim aileme dedim böyle böyle. Sonra başladık ama bin pişmanız. Vazgeçemiyoruz tüm köy biliyor işe başladığımızı. Bıraksan gırgırı dalgası bitmeyecek. İlk gün bitti eve gittim yorgunluktan yemeği yiyemiyorum. Annem çay verdi bardağı tutamıyorum avuç içi parmaklar su toplamış. İkinci gün o su toplamış yerlerde patladı hep ama nasıl yanıyor. Neyse güç bela bitti.
Sıra geldi paramızı almaya. Bekle bekle adam yok. Bir ay geçti üzerinden adam köye gelmedi. Bir yandan tedirginiz, işi düzgün yapamamışız. Normalde düzgün yaptığında bağda yabani otlar büyümez üzümler güzel güzel yağmur suyunu alır. Mevsim bahar yağmur yağıyor bizim bağda otlar çıkmaya başladı adam görürse para mara vermez. Köyden amca dayı konu komşu görmüş zaten sizin iş yatar deyip dalga geçiyorlar. Alacağımız beş milyon çektiğimiz stres...
Yağmur yağıyor otlar büyüyor Salim abi gelmiyor bizim de ümitler tükeniyor.
Sonra köy kahvesinin yakınında karşılaştık. Selam verdim. Selamı aldı tırıs geçti. Ben öyle kaldım saksağan kuşu gibi. O an bir yutkunuşum var sanki boğazımda yumruk var geçmiyor yumruk. İçimden bağırıp çağırıp ortalığı yıkasım var gıkım çıkmıyor resmen darboğazdayım.
Adam fazla yürümedi 30-40 metre ileride durdu bir şey hatırlar gibi oldu döndü beni çağırdı. ( Lan ben kaç aydır bununla yatıp kalkıyorum adam sonradan hatırlıyor) Ama nasıl koşuyorum sanırsın yeni OC olmuşum.
Cebinde çıkardı 10 milyon verdi.
Verdi ama bunu bozdurmak lazım bilen bilir köyde en zor işlerden biridir para bozdurmak. Her zaman herkeste para olmazki. O değerde her şeyi bulursun süt yumurta meyve sebze ama iki beşlik bulamassın. Babama gitmiyorum paraya el koyar kayberdersin deyip alır. Bakkala gittim yok. İmama gittim yok. Kahveye gidemiyorum babam orda. Artık önüme gelene soruyorum yolda ama kimsede yok. Para da herhalde şimdinin parasıyla en fazla 200 lira falandır. Memette peşime takıldı ara tara bulamadık. Artık herkesin de haberi oldu zaten. Yolda ne yapalım diye düşünürken babam geliyor karşıdan. Duymuş zaten. Elim titreyerek verdim parayı. Cüzdanı çıkardı Memede parasını verdi o uçtu gitti. Benimki merkez bankasında repoya mı yattı tahvil mi aldık anlamadım gitti. O beş milyonu elime alamadan kuruş kuruş harcadım galiba.
Birinin bu soruyu bana sormasını bekliyormuşum resmen.
Yazdım rahatladım.
