Bir İngilizce öğretmeni olarak bana göre bu işin büyük bir yüzdesinin kelime bilgisi ile alakası olduğunu düşünüyorum. Her öğrencinin kendine özel bir çalışma stili bir öğrenme tarzı olur. Benim lise yıllarımda bir arkadaşım vardı Skyrim oynayarak öğrenmişti. Ben de bu şekilde öğrenmeye çalıştım, filmler izledim İngilizce alt yazılı, oyunlar oynadım. Faydasını gördüm ancak eksikti. Onun için bir kelime defteri oluşturup günlük 15-20-25 (fazlası olmaz iki üç gün sonra unutursun) kelime şeklinde ezberliyordum. Haftada bir ya da senin belirleyeceğin bir süre içerisinde kendimi test ediyordum (bunun için çeşitli siteler vardı, quizlet gibi). Böylece kelimelerin kalıcığını sağlıyordum yoksa unutuyordum. Bu gelişmeden sonra izlediğim dizinin, oynadığım oyunun daha anlamlı olduğunu fark ettim.
Ancak İngilizce öğrenmek sadece dil bilgisi ve kelime bilgisinden ibaret değil. En eğlenceli ve çetrefilli kısmı konuşma kısmı. Bunun için de Discord sunucuları var. Sizin gibi ikinci dil olarak İngilizce öğrenen kişilerle konuştuğunuzda hem çeşitli dialectleri öğrenmiş olursunuz hem de güzel arkadaşlıklar edinirsiniz. Zorlanacaksınız, belki de günlerce konuşmaktan çekiniceksiniz bu çok normal sonrasında her şey halloluyor.