Merhaba arkadaşlar.
Yaklaşık 2 haftadır telefonu kullanıyorum, öznel olarak telefon ile ilgili yaşadığım deneyimleri aktaracağım. Öncelikle kendi kullanım amacımı anlatayım. Telefonda oyun oynamam. Genel olarak çoğu kişi gibi sosyal medya, web, iş ve gündelik uygulamaları kullanırım. Profesyonel kamera gibi bir kriterim yok ama fotoğraf çektiğimde de bu olmamış hissini yaşamayı sevmem. Bu özellikleri değerlendirdiğimde iOS bana büyük bir göz kırptı. Tabii ki bu işlemleri Android'de de yıllarca yaptım ancak benim amacım teknoloji seçerken farklı sistemleri deneyimlemektir.
iOS:
Öncelikle işletim sistemiyle başlayayım. Gayet sade ve kullanımı karışık gibi olsa da alıştıktan sonra çok konforlu gelen bir dizaynı var. Bazı çok basit şeyleri kısıtlasa da (örneğin uygulamaları hep yan yana dizmek zorundasınız) bunları kafaya takmayınca gündelik kullanıcı için gayet akıcı.
Ekran:
Bu parayı verdikten sonra 60 Hz ekran kullanmak beni sinirlendirse de, kesinlikle Android'in 60 Hz'siyle bir alakası yok. Öğrendiğime göre iOS akıcılığı sayesinde 60 Hz'yi 90 Hz gibi hissettirmeyi başarabiliyorlar. Yine de bu bir bahane değil, bu bütçede 120 Hz sunmaları gerekirdi. Ama bunu yaparlarsa Pro vs. satmak içinde ellerinde koz kalmayacak. Ekran kalitesi ve parlaklığı güzel, renkler keyifli. Video izlerken tatmin ediyor.
Batarya:
Batarya performansı benim için yeterli oldu zira hafta içi çalışırken yoğun bir telefon kullanımı yapmıyorum. Örneğin bugün 92 şarjla evden sabah 06.00'da çıktım, 16.00 gibi geldiğimde şarjım 65 seviyelerindeydi. saat 22.00 civarında 45 seviyelerinde. Bu da demek oluyor ki 20'ye kadar 1-2 saat yoğun kullanımı kaldıracak seviyede hakkım var. Hafta sonu daha yoğun kullandığımda da 20 altına düşmeden günü tamamlayabiliyorum.
Kamera:
Çok şey demeyeceğim. iPhone'un iyi olduğu konulardan birisi. Düşük ışıkta da, güneş ışığında da çektiğim fotoğraftan tatmin oldum. Benim için yeterli. Sonuç olarak vlogger ya da fenomen olmadığım için abartı bir beklentim yok zaten.
Dynamic Island:
Klasik iPhone çentiğine göre (eski serilerdeki, adını bilmiyorum) bence daha hoş olmuş bu, çoğu uygulama için animasyon da geliştirmişler. Günlük kullanımda uygulamadan uygulamaya geçerken, şarkıyı kontrol ederken, bazı işlemlerde hemen ekranın üstünde bilgi sağlarken kullanması keyifli ve rahat oluyor.
Hoparlör:
Kaliteli, gömecek bir şey bulamadım.
Performans:
Ağır oyunu bırak, satranç dışında hiçbir oyun oynamadığım için bir şey diyemeyeceğim. Gündelik işlemlerde kasmadı hiç, e kasmasın bir zahmet
Ekosistem:
Ekosistem tamamen para üzerine kurulu. Sistem sizi Apple kullanmaya itiyor birçok konuda çünkü kendi cihazlar arasındaki uyum doğal olarak müthiş. Bilerek ya da istemeyerek Android gibi çoğu özgürlüğü de kısıtladıkları ya da yapmak istemedikleri için bir farklı marka saati Android'deki kadar efektif kullanamıyorsunuz. Ya da ne bileyim en basitinden bir dosya aktarmak bile çile olabiliyor ekosisteme karşı çıktığınız zaman.
Genel Değerlendirme:
Android'den iOS'a geçişte pişman olmadım, abartıldığı kadar yabancılık da çekmedim. Uzun süre rahat rahat gitmesi için de 256 GB tercih ettim. 5-6 yıl büyük bir teknoloji devrimi olmadığı sürece de kullanırım herhalde. Her yıl telefon değiştirecek kadar hızlı bir teknoloji akışı yok zaten, bunu yapanların parasına acıyorum ama yapacak bir şey yok, herkesin kendi hayatı ve parası.
Benim için tek eksisi şu an 60 Hz olması. Dediğim gibi göze batmıyor ama 120 Hz iPhone 13 Pro ile kıyaslayınca dandik kaldığı da göze çarpıyor Yine de 60 Hz Android'den geçtiğim için çok takılmıyorum.
Yaklaşık 2 haftadır telefonu kullanıyorum, öznel olarak telefon ile ilgili yaşadığım deneyimleri aktaracağım. Öncelikle kendi kullanım amacımı anlatayım. Telefonda oyun oynamam. Genel olarak çoğu kişi gibi sosyal medya, web, iş ve gündelik uygulamaları kullanırım. Profesyonel kamera gibi bir kriterim yok ama fotoğraf çektiğimde de bu olmamış hissini yaşamayı sevmem. Bu özellikleri değerlendirdiğimde iOS bana büyük bir göz kırptı. Tabii ki bu işlemleri Android'de de yıllarca yaptım ancak benim amacım teknoloji seçerken farklı sistemleri deneyimlemektir.
iOS:
Öncelikle işletim sistemiyle başlayayım. Gayet sade ve kullanımı karışık gibi olsa da alıştıktan sonra çok konforlu gelen bir dizaynı var. Bazı çok basit şeyleri kısıtlasa da (örneğin uygulamaları hep yan yana dizmek zorundasınız) bunları kafaya takmayınca gündelik kullanıcı için gayet akıcı.
Ekran:
Bu parayı verdikten sonra 60 Hz ekran kullanmak beni sinirlendirse de, kesinlikle Android'in 60 Hz'siyle bir alakası yok. Öğrendiğime göre iOS akıcılığı sayesinde 60 Hz'yi 90 Hz gibi hissettirmeyi başarabiliyorlar. Yine de bu bir bahane değil, bu bütçede 120 Hz sunmaları gerekirdi. Ama bunu yaparlarsa Pro vs. satmak içinde ellerinde koz kalmayacak. Ekran kalitesi ve parlaklığı güzel, renkler keyifli. Video izlerken tatmin ediyor.
Batarya:
Batarya performansı benim için yeterli oldu zira hafta içi çalışırken yoğun bir telefon kullanımı yapmıyorum. Örneğin bugün 92 şarjla evden sabah 06.00'da çıktım, 16.00 gibi geldiğimde şarjım 65 seviyelerindeydi. saat 22.00 civarında 45 seviyelerinde. Bu da demek oluyor ki 20'ye kadar 1-2 saat yoğun kullanımı kaldıracak seviyede hakkım var. Hafta sonu daha yoğun kullandığımda da 20 altına düşmeden günü tamamlayabiliyorum.
Kamera:
Çok şey demeyeceğim. iPhone'un iyi olduğu konulardan birisi. Düşük ışıkta da, güneş ışığında da çektiğim fotoğraftan tatmin oldum. Benim için yeterli. Sonuç olarak vlogger ya da fenomen olmadığım için abartı bir beklentim yok zaten.
Dynamic Island:
Klasik iPhone çentiğine göre (eski serilerdeki, adını bilmiyorum) bence daha hoş olmuş bu, çoğu uygulama için animasyon da geliştirmişler. Günlük kullanımda uygulamadan uygulamaya geçerken, şarkıyı kontrol ederken, bazı işlemlerde hemen ekranın üstünde bilgi sağlarken kullanması keyifli ve rahat oluyor.
Hoparlör:
Kaliteli, gömecek bir şey bulamadım.
Performans:
Ağır oyunu bırak, satranç dışında hiçbir oyun oynamadığım için bir şey diyemeyeceğim. Gündelik işlemlerde kasmadı hiç, e kasmasın bir zahmet
Ekosistem:
Ekosistem tamamen para üzerine kurulu. Sistem sizi Apple kullanmaya itiyor birçok konuda çünkü kendi cihazlar arasındaki uyum doğal olarak müthiş. Bilerek ya da istemeyerek Android gibi çoğu özgürlüğü de kısıtladıkları ya da yapmak istemedikleri için bir farklı marka saati Android'deki kadar efektif kullanamıyorsunuz. Ya da ne bileyim en basitinden bir dosya aktarmak bile çile olabiliyor ekosisteme karşı çıktığınız zaman.
Genel Değerlendirme:
Android'den iOS'a geçişte pişman olmadım, abartıldığı kadar yabancılık da çekmedim. Uzun süre rahat rahat gitmesi için de 256 GB tercih ettim. 5-6 yıl büyük bir teknoloji devrimi olmadığı sürece de kullanırım herhalde. Her yıl telefon değiştirecek kadar hızlı bir teknoloji akışı yok zaten, bunu yapanların parasına acıyorum ama yapacak bir şey yok, herkesin kendi hayatı ve parası.
Benim için tek eksisi şu an 60 Hz olması. Dediğim gibi göze batmıyor ama 120 Hz iPhone 13 Pro ile kıyaslayınca dandik kaldığı da göze çarpıyor
Yine de 60 Hz Android'den geçtiğim için çok takılmıyorum.
Öyle bir şey yok.
