Işınlanabilir miyiz?
- Konuyu başlatan mobius
- Başlangıç Tarihi
- Mesaj 21
- Görüntüleme 995
Mustafa773
Hectopat
- Katılım
- 12 Aralık 2021
- Mesajlar
- 1.810
- Çözümler
- 3
İnsanda ruh denen bir şey var ya hani. Heh sen atomlarına bölünüp bir şekilde birleştirilsen bile artık o olmaz. Beyaz ışığa doğru gidersin kardeşim.
Daha fazla
- Sistem Özellikleri
- İşlemci;
R5 5600 - 4.7 GHz OC
Fan;
ID-COOLING SE-224-XT White
Anakart:
Gigabyte B550M DS3H
Ekran Kartı;
PowerColor Red Devil RX 6900 XT
Bellek;
GSKILL RipjawsV 4x8GB Siyah 3200Mhz DDR4 CL16
Depolama SSD;
Patriot Burst 480GB 560/540 MB/s
Samsung 870 Evo 250GB 560/530 MB/s
Kioxia Exceria G2 1TB 2100/1700 MB/s
Kasa/Güç Kaynağı;
Revenge Beyaz Terranova
MSI MPG A750GF 750W 80+ Gold
- Cinsiyet
- Erkek
- Meslek
- Green Arrow
Dediğin şey şu dost; Işınlanırsak teknik olarak ışınlanmış oluyoruz.
Evet, ışınlanmış oluyoruz.
Evet, ışınlanmış oluyoruz.
Fonksiyonlar
Hectopat
- Katılım
- 25 Aralık 2019
- Mesajlar
- 894
- Makaleler
- 1
- Çözümler
- 1
Yoktan varederek bilinci transfer edemeyiz belki özel kanallar ve hatlar sayesinde bedeni ışık hızında transfer edebiliriz bu da kısmen ışınlanma olur.
FEDUK
Decapat
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
- Meslek
- Berber
Inanma öyle masallara kardeşim ışınlanamazsın inanma öyle şeylere.
- Katılım
- 9 Haziran 2016
- Mesajlar
- 1.543
- Makaleler
- 2
- Çözümler
- 42
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
Bu konuya fiziksel yorumlar yapılabilir. Ama ben size biraz da işin sonraki tarafından bahsedeyim. Varsayalım ki, bütün atomlarımızı eksiksiz kopyaladık. Halihazırda (ışınlanma öncesi) görev yapan biyomoleküllerin aktif konformasyonunu sağlamaları imkansızdır.
Çünkü vücuttaki olaylar [Sinyal -> İletim -> Tepki] şeklinde gerçekleşir. Işınlanma sırasında iletim (transduction) aşamasında bulunan biyomoleküllerin kopyalanması sonucu oluşan duplike biyomoleküllerin iletim görevine devam etmeleri mümkün değildir. Çünkü iletim aşaması da sinyal aşamasına bağımlıdır. Dolayısıyla duplike olduğunuzda vücudunuzdaki moleküllerin konformasyonunu sürdürebilmesi için bütün aşamaların birebir aynı şekilde tekrar edilmesi gerekmektedir.
Bu yolaklarda da geri dönüşüm tamamen olmadığı için maalesef birebir ışınlansanız bile hayatınızı sürdürebilmeniz pek mümkün görünmüyor.
Çünkü vücuttaki olaylar [Sinyal -> İletim -> Tepki] şeklinde gerçekleşir. Işınlanma sırasında iletim (transduction) aşamasında bulunan biyomoleküllerin kopyalanması sonucu oluşan duplike biyomoleküllerin iletim görevine devam etmeleri mümkün değildir. Çünkü iletim aşaması da sinyal aşamasına bağımlıdır. Dolayısıyla duplike olduğunuzda vücudunuzdaki moleküllerin konformasyonunu sürdürebilmesi için bütün aşamaların birebir aynı şekilde tekrar edilmesi gerekmektedir.
Bu yolaklarda da geri dönüşüm tamamen olmadığı için maalesef birebir ışınlansanız bile hayatınızı sürdürebilmeniz pek mümkün görünmüyor.
İdeolojiniz nedir bilmem ama bilimde bildiğiniz "Ruh" terimine karşılık bir mekanizma yok hocam. Biz sadece birer beyiniz ve tamamen şansa seçilim baskısı altında bu duruma evrimleşdik. Bu konuda bireylerin ne düşündüğü hiç fark etmez fakat önemli bir detaydır bu. (Teleport konusundan bağımsız.)
Evrimden sonrasını okumadım kusura bakma. Evrime karşılık kanıtlanabilir bir durumda yoktur. Adı üstünde 'teori'den öteye gidememiş bir uydurmadır. Sen enerji dersin ben ruh derim. Ama evrim yok haberin olsun. Bu yazıyı yazarken bile milyarlarca atomunu düzen içinde kullanbildiğin için yazabildin, 'şans' demek bu atomlara hakaret olur. Dışkısını kaşıklayan arkadaşı fazla izlememeniz dileği ile başarılar. Seçilim baskısını muhtemelen evrim ağacı gibi yerlerden öğrendin ama tek perspektiften bakıp sonra insanların dini inanışına laf söylemek, ama kendi inandığın şeyin kanıtlanamaz olması falan ironik durumlar. Keza insandan gelmeyi mantıksız bulup maymundan geldiğine inanmak gibi.
Cehaletin engellenmez olması yeni birşey değil fakat hâlâ alışamadım, insanlar birbirlerinin değerlerine hakaret etmeyi anormal seviyede çok seviyor. Sadece saçmalamışsınız hocam, rastgele bir cümle bütünü. Bilimi daha iyi araştırmanızı ve kendi ideolojinizi başka insanlara zorla dayatmamanızı öneririm, keza kimse başkasının ne düşündüğüne ne aktif olarak ne de psikolojik baskı yolu ile karışabilir. Dediğim gibi, sizin ne düşündüğünüz veya benim ne düşündüğüm bilim veya bu evrenin kuralları için hiçbir önem taşımıyor, dünya milyarlarca yaşında olan bir gezegen ve biz direkt olarak yaşamın en başlangıcından bile alsak bunun çok küçük bir kısımında var oluyorduk ki sonumuz da öyle çok uzak değil. Sonuç olarak ne düşündüğünüzden bağımsız kimseye belli bir ideolojiyi dayatma haddi size düşmez, lütfen bu konuda daha dikkatli olun hocam.
