İstanbul Üniversitesi Tarih bölümü hakkındaki düşüncelerim

madmrfrosty

Hectopat
Katılım
25 Ağustos 2019
Mesajlar
453
Her şeyden önce bu başlığı açmam konusunda fikir veren ve seçecek diğer arkadaşlara yardımcı olacak olan @Aslan Mert e teşekkür ederim.

Üniversiteyi geçen sene kazandım, bu sene 2. sınıf olacağım. Ve ilk sene izlenimimin çok iyi olduğunu söylemeliyim. Başta üniversite ortamı garip geldi, sonuçta her ilden farklı kişilikte insanların geldiği bir ortam. Ayrıca İÜ'nün karmaşık ve siyasi ortamını da biliyorsunuzdur. O yüzden başta çekingendim ama insanlarla konuşup tanıştıkça açıldım ve çok iyi arkadaşlıklar edindim. Hatta Polonya'dan Erasmus'la gelen bir arkadaşım bile oldu. (İngilizce öğrenin, getireceği artılara siz bile inanamazsınız + Seneye Erasmus'a da gideceğim ama ona ileride değineceğim.) Bu arada genel olarak İÜ kampüsü değil de Edebiyat Fakültesi ortamı nasıl diyeniniz olursa gerçekten harika derim. Ancak bu kadar isteyebilirdim yani. Ana kampüs ile Edebiyat'ın ortamı o kadar farklı ki anca giderseniz anlayabilirsiniz. Ona vallahi bir şey yazamadım: D

Neyse sosyal ortamdan hocalara ve derslere geçelim. İşte İÜ'nün parladığı alan bence burası. Birkaç hoca dışında diğer hocalar ilk sınıflara karşı aşırı yardımcı ve mütevazılar. Sınavları kolay yapan hoca da var ilk seneden alışın diye zor yapanda. İki dönemde de çok sevip sayacağım hocam oldu. Onlardan çok şey öğrendim ve sanırım ileriki senelerde de onlardan yararlanacağım.

Hocalar dışında dersler konusu var ve işte burada sıkıntı var. Girdiğim sene 6 kredili zorunlu Osmanlıca dersi konulmuştu ve açık söylüyorum hocam iyi biri olmasaydı kesinlikle Osmanlıcadan kalırdım ve alttan almam gerekirdi. Ve eminim benim gibi olan çok fazla kişi varmış ki bu 6 kredi olayını bizden sonrakiler için 4 + 2 kredi yapmışlar. Yani ilk sene zorunlu 4 ve 2. sene zorunlu 2 olarak. Yine saçma ama geleneksel okul arkadaşlar, değişmez uzun bir süre. Bunun dışında İngilizce eğitim olmadığını biliyosunuzdur ki bence bu da büyük bir eksi. Başka da yok sanırım. (Tarih metoduna dikkat edin diyeyim de)

Derslerden sonra benim büyük ihtimalle hayatımın dönüm noktası olacak Erasmus'u anlatayım kısaca.
Erasmus 1 yıl ya da bir dönemlik yapabileceğiniz öğrenci değişim programı gibi bir şey. Oraya bir dönem ya da bir yıl gidiyorsunuz geliyorsunuz olay bu. (Kalıcı kalma var ama onun hakkında bilgim şu an yok.) Erasmus'u ilk yıl yapamıyorsunuz. Kayıt yaptırmadan önce ilk dönem okumuş ve notunuzun olması gerekiyor. Bu notla beraber nisan ayı gibi bir sınava giriyorsunuz ve çıkan sonucun %50'si ve notun %50 sinin ortalamasıyla sonucunuz çıkıyor ve ona göre seçim yapıyorsunuz. Bana ilk tercihim olan Pavia Üniversitesi geldi. Amacım Latin dilini geliştirebileceğim ve Arkeoloji alanında iyi olan bir üniversiteydi. Oraya giden arkadaşım da iyi olduğunu söylemişti zaten. Neyse işte, heh şunu sormadan söyleyeyim. 2. Yıldan tercih ettim çünkü Türkiyedeyiz. Aslında mantıklı olan 2 yıl üniversite okuyup 3. yıl gitmek ve çoğu arkadaşım da öyle yapacaktı ama ben bu ekonomi ve ülkenin hali hal değil diyerek 2. seneden gidip tadıyla yaşamak istedim ve iyi bir tercih yaptığımı düşünüyorum. 2. Seneden gitmek başta ağır gelecek çünkü tek başınıza hiç bilmediğiniz bir ülkeye gidiyorsunuz. Koymayacakta ne olacak :D.

Bunlar dışında aklıma gelen bir şey yok. Seçeceklere tavsiyem şu: Tarihi hakikaten seviyorsanız gelin. Sevmekten kasıtım da şu (bende hocaları tanıdıkça fark ettim): Bu mesleğe hayatınızı vereceksiniz. Saatlerce süren araştırma ve çalışmalar, bunun için gereken okuma ve öğrenme isteği, he bir de arada gelen lan ben gelecekte nolucam hissini yenme falan. Bu son dediğim şey çok önemli çünkü tarih bölümünde olabileceğiniz tek şey öğretmen ve akademisyen. Belki asistan ama olanlar çok bilinmeden gidiyorlar. Bunlar dışında ÇAP ile belki seçtiğiniz bölümden bir meslek sahibi olabilirsiniz (ben öyle yapmayı hedefliyorum.) Mesela en basitinden siyasal ÇAP ile tarih okumak. Ampul partide bedava mv olursunuz yani.

Düşündüğümden bayağı uzun yazmışım: D: D Umarım faydalı olmuştur.
 
Her şeyden önce bu başlığı açmam konusunda fikir veren ve seçecek diğer arkadaşlara yardımcı olacak olan @Aslan Mert e teşekkür ederim.

Üniversiteyi geçen sene kazandım, bu sene 2. sınıf olacağım. Ve ilk sene izlenimimin çok iyi olduğunu söylemeliyim. Başta üniversite ortamı garip geldi, sonuçta her ilden farklı kişilikte insanların geldiği bir ortam. Ayrıca iü'nün karmaşık ve siyasi ortamını da biliyorsunuzdur. O yüzden başta çekingendim ama insanlarla konuşup tanıştıkça açıldım ve çok iyi arkadaşlıklar edindim. Hatta Polonya'dan Erasmus'la gelen bir arkadaşım bile oldu. (İngilizce öğrenin, getireceği artılara siz bile inanamazsınız + seneye Erasmus'a da gideceğim ama ona ileride değineceğim.) Bu arada genel olarak iü kampüsü değil de edebiyat fakültesi ortamı nasıl diyeniniz olursa gerçekten harika derim. Ancak bu kadar isteyebilirdim yani. Ana kampüs ile Edebiyat'ın ortamı o kadar farklı ki anca giderseniz anlayabilirsiniz. Ona vallahi bir şey yazamadım: D

Neyse sosyal ortamdan hocalara ve derslere geçelim. İşte iü'nün parladığı alan bence burası. Birkaç hoca dışında diğer hocalar ilk sınıflara karşı aşırı yardımcı ve mütevazılar. Sınavları kolay yapan hoca da var ilk seneden alışın diye zor yapanda. İki dönemde de çok sevip sayacağım hocam oldu. Onlardan çok şey öğrendim ve sanırım ileriki senelerde de onlardan yararlanacağım.

Hocalar dışında dersler konusu var ve işte burada sıkıntı var. Girdiğim sene 6 kredili zorunlu osmanlıca dersi konulmuştu ve açık söylüyorum hocam iyi biri olmasaydı kesinlikle osmanlıcadan kalırdım ve alttan almam gerekirdi. Ve eminim benim gibi olan çok fazla kişi varmış ki bu 6 kredi olayını bizden sonrakiler için 4 + 2 kredi yapmışlar. Yani ilk sene zorunlu 4 ve 2. sene zorunlu 2 olarak. Yine saçma ama geleneksel okul arkadaşlar, değişmez uzun bir süre. Bunun dışında İngilizce eğitim olmadığını biliyosunuzdur ki bence bu da büyük bir eksi. Başka da yok sanırım. (tarih metoduna dikkat edin diyeyim de)

Derslerden sonra benim büyük ihtimalle hayatımın dönüm noktası olacak Erasmus'u anlatayım kısaca.
Erasmus 1 yıl ya da bir dönemlik yapabileceğiniz öğrenci değişim programı gibi bir şey. Oraya bir dönem ya da bir yıl gidiyorsunuz geliyorsunuz olay bu. (kalıcı kalma var ama onun hakkında bilgim şu an yok.) Erasmus'u ilk yıl yapamıyorsunuz. Kayıt yaptırmadan önce ilk dönem okumuş ve notunuzun olması gerekiyor. Bu notla beraber nisan ayı gibi bir sınava giriyorsunuz ve çıkan sonucun %50'si ve notun %50 sinin ortalamasıyla sonucunuz çıkıyor ve ona göre seçim yapıyorsunuz. Bana ilk tercihim olan pavia üniversitesi geldi. Amacım Latin dilini geliştirebileceğim ve arkeoloji alanında iyi olan bir üniversiteydi. Oraya giden arkadaşım da iyi olduğunu söylemişti zaten. Neyse işte, heh şunu sormadan söyleyeyim. 2. yıldan tercih ettim çünkü türkiyedeyiz. Aslında mantıklı olan 2 yıl üniversite okuyup 3. yıl gitmek ve çoğu arkadaşım da öyle yapacaktı ama ben bu ekonomi ve ülkenin hali hal değil diyerek 2. seneden gidip tadıyla yaşamak istedim ve iyi bir tercih yaptığımı düşünüyorum. 2. seneden gitmek başta ağır gelecek çünkü tek başınıza hiç bilmediğiniz bir ülkeye gidiyorsunuz. Koymayacakta ne olacak :D.

Bunlar dışında aklıma gelen bir şey yok. Seçeceklere tavsiyem şu: Tarihi hakikaten seviyorsanız gelin. Sevmekten kasıtım da şu (bende hocaları tanıdıkça fark ettim): Bu mesleğe hayatınızı vereceksiniz. Saatlerce süren araştırma ve çalışmalar, bunun için gereken okuma ve öğrenme isteği, he bir de arada gelen lan ben gelecekte nolucam hissini yenme falan. Bu son dediğim şey çok önemli çünkü tarih bölümünde olabileceğiniz tek şey öğretmen ve akademisyen. Belki asistan ama olanlar çok bilinmeden gidiyorlar. Bunlar dışında çap ile belki seçtiğiniz bölümden bir meslek sahibi olabilirsiniz (ben öyle yapmayı hedefliyorum.) Mesela en basitinden siyasal çap ile tarih okumak. Ampul partide bedava mv olursunuz yani.

Düşündüğümden bayağı uzun yazmışım: D: D umarım faydalı olmuştur.

Vallahi darısı bizim başımıza.

Bende İstanbul Gelişim Üniversitesi'ni istiyorum iyi midir bilmem sadece bu ilden çıkıp biraz öğrenci evini yaşamak istiyorum 🥲
 
Son düzenleme:
Her şeyden önce bu başlığı açmam konusunda fikir veren ve seçecek diğer arkadaşlara yardımcı olacak olan @Aslan Mert e teşekkür ederim.

Üniversiteyi geçen sene kazandım, bu sene 2. sınıf olacağım. Ve ilk sene izlenimimin çok iyi olduğunu söylemeliyim. Başta üniversite ortamı garip geldi, sonuçta her ilden farklı kişilikte insanların geldiği bir ortam. Ayrıca iü'nün karmaşık ve siyasi ortamını da biliyorsunuzdur. O yüzden başta çekingendim ama insanlarla konuşup tanıştıkça açıldım ve çok iyi arkadaşlıklar edindim. Hatta Polonya'dan Erasmus'la gelen bir arkadaşım bile oldu. (İngilizce öğrenin, getireceği artılara siz bile inanamazsınız + seneye Erasmus'a da gideceğim ama ona ileride değineceğim.) Bu arada genel olarak iü kampüsü değil de edebiyat fakültesi ortamı nasıl diyeniniz olursa gerçekten harika derim. Ancak bu kadar isteyebilirdim yani. Ana kampüs ile Edebiyat'ın ortamı o kadar farklı ki anca giderseniz anlayabilirsiniz. Ona vallahi bir şey yazamadım: D

Neyse sosyal ortamdan hocalara ve derslere geçelim. İşte iü'nün parladığı alan bence burası. Birkaç hoca dışında diğer hocalar ilk sınıflara karşı aşırı yardımcı ve mütevazılar. Sınavları kolay yapan hoca da var ilk seneden alışın diye zor yapanda. İki dönemde de çok sevip sayacağım hocam oldu. Onlardan çok şey öğrendim ve sanırım ileriki senelerde de onlardan yararlanacağım.

Hocalar dışında dersler konusu var ve işte burada sıkıntı var. Girdiğim sene 6 kredili zorunlu osmanlıca dersi konulmuştu ve açık söylüyorum hocam iyi biri olmasaydı kesinlikle osmanlıcadan kalırdım ve alttan almam gerekirdi. Ve eminim benim gibi olan çok fazla kişi varmış ki bu 6 kredi olayını bizden sonrakiler için 4 + 2 kredi yapmışlar. Yani ilk sene zorunlu 4 ve 2. sene zorunlu 2 olarak. Yine saçma ama geleneksel okul arkadaşlar, değişmez uzun bir süre. Bunun dışında İngilizce eğitim olmadığını biliyosunuzdur ki bence bu da büyük bir eksi. Başka da yok sanırım. (tarih metoduna dikkat edin diyeyim de)

Derslerden sonra benim büyük ihtimalle hayatımın dönüm noktası olacak Erasmus'u anlatayım kısaca.
Erasmus 1 yıl ya da bir dönemlik yapabileceğiniz öğrenci değişim programı gibi bir şey. Oraya bir dönem ya da bir yıl gidiyorsunuz geliyorsunuz olay bu. (kalıcı kalma var ama onun hakkında bilgim şu an yok.) Erasmus'u ilk yıl yapamıyorsunuz. Kayıt yaptırmadan önce ilk dönem okumuş ve notunuzun olması gerekiyor. Bu notla beraber nisan ayı gibi bir sınava giriyorsunuz ve çıkan sonucun %50'si ve notun %50 sinin ortalamasıyla sonucunuz çıkıyor ve ona göre seçim yapıyorsunuz. Bana ilk tercihim olan pavia üniversitesi geldi. Amacım Latin dilini geliştirebileceğim ve arkeoloji alanında iyi olan bir üniversiteydi. Oraya giden arkadaşım da iyi olduğunu söylemişti zaten. Neyse işte, heh şunu sormadan söyleyeyim. 2. yıldan tercih ettim çünkü türkiyedeyiz. Aslında mantıklı olan 2 yıl üniversite okuyup 3. yıl gitmek ve çoğu arkadaşım da öyle yapacaktı ama ben bu ekonomi ve ülkenin hali hal değil diyerek 2. seneden gidip tadıyla yaşamak istedim ve iyi bir tercih yaptığımı düşünüyorum. 2. seneden gitmek başta ağır gelecek çünkü tek başınıza hiç bilmediğiniz bir ülkeye gidiyorsunuz. Koymayacakta ne olacak :D.

Bunlar dışında aklıma gelen bir şey yok. Seçeceklere tavsiyem şu: Tarihi hakikaten seviyorsanız gelin. Sevmekten kasıtım da şu (bende hocaları tanıdıkça fark ettim): Bu mesleğe hayatınızı vereceksiniz. Saatlerce süren araştırma ve çalışmalar, bunun için gereken okuma ve öğrenme isteği, he bir de arada gelen lan ben gelecekte nolucam hissini yenme falan. Bu son dediğim şey çok önemli çünkü tarih bölümünde olabileceğiniz tek şey öğretmen ve akademisyen. Belki asistan ama olanlar çok bilinmeden gidiyorlar. Bunlar dışında çap ile belki seçtiğiniz bölümden bir meslek sahibi olabilirsiniz (ben öyle yapmayı hedefliyorum.) Mesela en basitinden siyasal çap ile tarih okumak. Ampul partide bedava mv olursunuz yani.

Düşündüğümden bayağı uzun yazmışım: D: D umarım faydalı olmuştur.

Güzel yazı hocam elinize sağlık.
 

Geri
Yukarı