2009 ya da 2010 yılında daha üniversitedeyken 3 çift olarak (3 erkek 3 kız) Ankara şehir merkezine indik. Güzelce eğlendik, geri dönmek için Kızılay'ın orada taksilerin olduğu yere doğru yürürken 8 tane barzo kızlara sözlü tacizde bulundular. Benim aklımdan geçenler ise şu oldu; hazır çakırkeyf durumundayız, çok fazla bir şey hissetmeyiz. Susup gidersek daha sonra hiçbir şey yapmamış olmanın verdiği sinirle kendi kendimi yerim, diğer 2 arkadaşım da aynı şeyleri düşünmüş olacaklar ki birlikte kızlara siz taksiye binip eve gidin diyerek taksiye bindirdik. Tabii kızlar beyin olarak bizlerden daha çabuk olgunlaştıkları için (testosteron belaları yok) mantıklı olarak saçmalamayın birkaç barzonun lafını takmayın dediler.
Biz yine de kızları taksiye bindirdik, şoföre gidecekleri yer için parayı uzatıp gönderdik, sonra 3 tane yarı sarhoş salak olarak bu 8 kişiye hiçbir şey belli etmeden uçarak daldık. İlk birkaç saniye afalladıkları için altımıza aldıklarımızı iptal ettik ama sonra fark ettik ki sarhoşluk seviyemiz yiyeceğimiz dayağın acısını hissettirmeyecek kadar değilmiş.
Sonuç olarak geri kalan 5 kişi, biz altımızdaki 3 kişiyi döverken bizi haşat ettiler. Kaburgası ve köprücük kemiği kırılan oldu, burnu kırılan oldu, benim bir yerim kırılmadı kavga ve darbelere 4-5 yaşından beri alışkın olduğumdan ama suratım dağıldı tabii. Diğer 2 arkadaşım rapor alıp derslere gitmediler o hafta ama bende çok kötü bir durum yok diye gittim. Kız arkadaşım ve diğer arkadaşlarım bu yaptığımıza kızmışlardı ama yine de yaralı bir unicorn (
) gibi göründüğümüz için çok yüklenmediler. Sadece kız arkadaşım dağılan suratıma bakıp "şimdi bir şeye benzemişsin" diyerek epey bir düşüncelere dalmama neden olmuştu.
O kız arkadaşımla da 2016 yılına kadar birlikteydik, sonra ne yazık ki yollarımız ayrıldı. O Milano'ya yerleşti ama ben gitmeyi istemedim. Diğer 5 kişinin hepsiyle de hâlâ iletişimim var.