delininyıldızı
Hectopat
Herkese iyi forumlar, malum Epic Games 130 TL'lik harika bir kupon ve indirim ile biz oyuncuları sevindirdi. Ben de ilgimi çeken ve oynamak istediğim oyunları alma fırsatı yakalamış oldum. Bunlardan biri de "Kena Bridge of Spirits" oldu. Forumda gördüğüm kadarıyla herhangi bir incelemesi yapılmamış. Yapıldıysa da gözümden kaçmış olabilir. Oyunu ortalama olarak 10 saat sonunda bitirdim ve incelemesini de yapmak istedim. Olabildiğince detaylı fakat sıkıcı olmayan bir inceleme yapmaya çalışacağım. Ayrıca kendi çekmiş olduğum kareleri de ekleyeceğim yazıya. Başlık başlık gideceğim, şimdiden iyi okumalar. 
Not: İnceleme Spoiler içerebilir, okumadan önce bunu bilerek okursanız sevinirim.
1. Kena
Oyunun ana karakteri tatlı mı tatlı Kena'mız. Kendisi bir "Spirit Guide (Ruh Rehberi)". Pixar animasyonlarından fırlamışçasına bir tasarıma, tatlı yüz hatlarına ve çok güzel bir karaktere sahip Kena. Oyun boyunca mimiklerine, duyguyu yansıtış biçimlerine ve hareketlerine bolca düşüyorsunuz, şimdiden söyleyeyim. Oyuna girdiğiniz andan itibaren karakter tasarımı ile direkt kalbinizde yer ediyor. Ruh Rehberi dedik, peki nedir bu Ruh Rehberi? Amacımız adından da anlaşılacağı üzere acı çeken ve huzura kavuşmayı bekleyen ruhlara rehberlik etmek, onları huzura kavuşturmak. Bu yolculukta onların dertlerini öğreniyor, yaşadıkları zorluklara tanıklık edip ruhlarını acıdan kurtarıyoruz. Ruhların dünyasındaki tüm dengesizlikleri ve sorunları ortadan kaldırmak Kena'mızın başlıca amacı.
2. Yan Karakterler
Oyun aslında ana karakter (Kena) ve genel hikaye bakımından çok başarılı bir yapım olabilecekken bu fırsatı tepmiş gibi. Oyunda belirli bir yan karakterimiz yok. Hikaye doğrultusunda ayaküstü konuşup yardım ettiğimiz birkaç karakter mevcut sadece. Oyun bu anlamda çok yetersiz. Evet gidişata uygun şekilde birden fazla karakter ile iletişim kuruyoruz fakat çok yavan bir tat bırakıyor ağızda. Birilerine yardım ediyoruz, birilerinden bilgi alıyoruz ama sanki ayaküstü konuşuyormuşuz hissi yaratıyor. Konuştuğumuz yan karakterler Kena ile kurduğumuz o tatlı bağın yanından geçmiyor bile. Oyun boyunca toplamda 3-4 farklı yan karakter karşımıza çıkıyor. Fakat bu karakterler sadece hikaye ilerlesin, benim sıram geçsin ve sıradaki karakter gelsin gibi bir izlenim yaratıyor. Hepsinin bir görevi var ve o görev bitince bizim de onlarla işimiz bitiyor. Hiçbir bağ kuramıyorsunuz. Hikayeyi en çok yavan gösteren ve hiç hoşuma gitmeyen bir unsur bu. Hikaye kısmında daha detaylı anlatacağım fakat yan karakter konusunda çok yetersiz bir oyun olmuş diyebilirim.
Yan karakter mi yoksa oynanış dinamiği mi demeliyiz bilmiyorum ama en az Kena kadar tatlı yol arkadaşlarımız var oyunda. ROTS-ROT (Küfçük) isimli canlılar oyun boyunca bizim elimiz, ayağımız, arkadaşımız ve savaştaki sırtımızı dayayabileceğimiz küçük arkadaşlarımız diyebilirim.
Rotsların oyundaki varlığı çok önemli. Oyun başında az sayıda olan bu arkadaşlarımız gitgide çoğalıyor ve görüntüleri ile içinizi ısıtıyor. Bakmayın tatlı olduklarına, oyundaki görevleri ve hikayedeki yerleri kuvvetli. Hatta Kena ile beraber tüm oyun bu Rotslar üzerine desem abartmamış olurum.
Rotslardan hikaye ve savaş mekanikleri kısmında daha çok bahsedeceğim.
3. Gelelim Hikayemize. Bir Ruh Rehberi'nin Yolculuğu
En kısa şekilde Kena, babasından devraldığı misyon ile bir Ruh Rehberi ve hikaye boyunca da karşılaştığı acı çeken ruhları kurtarmaya çalışan bir karakter. Bir patlama sonucu kötülük ve acı ile dolan fantastik bir dünyada geçiyor oyunumuz. Bu dünyada da bizden yardım isteyen insanlar ve ruhlara yardım ediyoruz. Oyun ilk başlarda hikaye sunumunu çok güzel yapıyor, ilk karşılaştığınız yan karakterler sizde merak uyandırıyor ve içine çekiyor. Fakat oyunun orta ve son kısımlarında hikaye vasatlaşıyor. Aslında Kena'nın elinde oldukça klişe ama etkileyici bir hikaye var. Tek yapmaları gereken bunu sağlam yan karakterler ve biraz daha iyi bir sunumla güzel bir hale getirmekmiş. Giriş ve orta kısımda olanları pek anlayamayabiliyorsunuz fakat oyunun sonuna yaklaştıkça "aaaa demek bu yüzden böyle olmuş" dediğiniz birkaç nadir an oluyor. Ayrıca oyunun başlarında değinilen ama sonlara doğru aslında Kena için önemli olan "baba" konusunu da şahsen sevdim diyebilirim. Özetlemem gerekirse iyi düşünülmüş fakat iyi işlenememiş bir hikaye sunuyor bize oyun. Yetersiz yan karakterler, oyuncuyu içine çekemeyen hikaye sunumu ve giriş kısmı hariç aceleye getirilmiş olay örgüleri. Yine de bu kadar olumsuzluğa rağmen kendini oynattırıyor.
Rotlardan bahsetmiştik, nedir bu rotların hikayeye olan katkısı? Rotlar savaş mekaniklerinin temellerinden birini oluşturduğu gibi oyunun sonunda da gördüğümüz üzere hikayenin alt yapısında önemli bir yere sahip. Tabii oyun bunu size hemen söylemiyor, oyunun sonlarını beklemeniz gerekiyor. Oyun boyunca yanımızda bulunuyorlar ve Kena'ya yol arkadaşlığı yapıyorlar. Görünümleri itibari ile oldukça şirin ve Kena'dan eksik kalır yanları yok. Hikaye açısından her ne kadar önemli bir yere sahip olsalar da yine sunum açısından maalesef yetersiz kalmışlar. Oyunun bütün problemi dış hatlarının çok güzel olup detaylarda boğulması galiba.
4. Savaş Mekanikleri
Vuruş hissi, vuruş stilleri, diğer tüm aksiyon ve savaş mekanikleri konusunda sınırlı bir yapım. Oyun kendi çapına ve iddiasına göre gayet yeterli savaş mekanikleri içeriyor. Ne sizi onlarca skill arasında boğuyor ne de bir sürü item arasında seçim yapmanızı istiyor.
Yakın dövüş ve menzilli olarak 2'ye ayrılıyor savaş biçimimiz. Oyun temel olarak birkaç ayrı savaş mekaniği içeriyor. Rotlar, elimizdeki baston, yay ve kalkan mekaniği. Bakmayın bu kadar saydığıma, bunların 2'si (Rot ve Yay) elimizdeki bastona bağlı çalışıyor. Bu baston sayesinde basit ve güçlü ataklar yapabiliyoruz. Ayrıca Kena'nın gücü sayesinde bu bastonu yay olarak da kullanabiliyoruz. Bahsettiğim bu mekanikleri Rotlar sayesinde daha fazla hasar veren halleri ile kullanabiliyoruz. Yani en genel itibariyle tek saldırı silahımız değneğimiz. Tüm bunların dışında bir de kalkan yeteneğimiz var. Bu yetenek gelen saldırıları blokluyor ve karşı saldırı yapmamıza olanak sağlıyor. Her bir saldırı biçiminin ortalama 3-4 adet geliştirmesi bulunuyor ve bunlar çok basit yetenekler. Kombo mantığı vasat. Havaya zıpla güçlü saldırı yap, koşarken basit atak vur, basit veya güçlü saldırıya basılı tutup vur gibi çok temel geliştirmelerden ibaret. Fakat bu sizi yanıltmasın oyun boyunca sıkılmıyorsunuz bu durumdan. Özellikle Rotlar ile yaptığınız saldırılar oldukça eğlenceli. Rotlar demişken, bu canlılar savaşa girdiğiniz anda hemen sizin yanınızda katılmıyorlar. Düşman ile biraz çatıştıktan sonra kendilerine güven geliyor ve siz de bundan sonra komut verebiliyorsunuz. Düşmanlarınıza yapışıyorlar ve ataklarınızı kuvvetlendiriyorlar. Oyunun ilerleyen saatlerinde son olarak yine Kena'nın güçleri sayesinde "bomba" yeteneğimize kavuşuyoruz. Aynı şekilde bu yetenek de Rotlar ile kullanılabiliyor ve doğru kullanıldığı taktirde güzel işler çıkarıyor. Özel olarak Kena basit ama eğlenceli bir savaş sistemi sunuyor bize. Seçenekler arasında boğmaktansa basit ama zevkli birkaç geliştirme ile güzel bir deneyim yaşatıyor.
5. Oynanış Mekanikleri
Kena, içinde platform, bulmaca, aksiyon gibi ögeler barındıran bir aksiyon macera oyunu. Platform ögeleri oldukça geniş. İlk başlarda sadece koş ve zıpla gibi sekanslar varken oyun ortasında ve sonunda oldukça karışık ve eğlenceli platform ögeleri var. Belki de yaptığı en güzel şeylerden biri de bu platform kısımları olmuş. Oyunun başından sonuna kadar oldukça güzel yapılmış bu durum. Zıplama animasyonu bazen beni zora soksa da alışınca unuttum diyebilirim.
Bulmaca kısmı ise hoşuma giden bir diğer taraf. Bulmacalar oyun boyunca çok kafa yormayan cinsten ama hemen buldum da diyemiyorsunuz. Oyunun başlarında basit tutulan bu bulmacalar ilerleyen zamanlarda tatlı bir zorlukla sizi karşılıyor. Toplamda 2 veya 3 kez duraksayıp bu bulmacalarda takıldığım oldu fakat genel olarak zorluk seviyesi ortalama ve yerinde olmuş. Tek eleştirim artık oyunun sonunda tüm içeriği deneyimlemiş olduğunuz için tekrara düşüyorsunuz ve ezbere hareket ettiğiniz yer çok oluyor. Genel olarak iyi ama basit bir oynanış sunmuş oyun bize.
6. En Can Alıcı Nokta. Grafikler!
Oyunun grafikleri tek kelime ile muazzam! Kullanmış olduğu renk skalası ve tasarımlar harika. Aslında hikaye ve oynanış olarak bu kadar basit ama zevkli olmasının nedeni de bir bakıma grafikler diyebilirim. Yumuşak dokular, renkleri, yeşil tonları, efektleri, parçacık efektleri, uzak mesafelerdeki görüntüler... Her şeyi ile hayran bırakıyor kendine. Oyunu ilk oynamaya başladığınız andan itibaren sizi içine çekiyor. Bu grafikler nedir böyle diyorsunuz oynarken. Yapabileceğim çok bir eleştiri yok. Son zamanlarda oynarken grafik bakımından beni en çok tatmin eden oyun oldu kendisi. Birkaç kare bırakayım, siz de bu şaheserden mahrum kalmayın.
7. Düşman ve Boss Çeşitliliği
Oyunda beklemediğim derecede düşman var. Ha bu demek değil ki oyunun sonuna kadar farklı düşmanlar ile karşılaşıyoruz. Sadece beklentimin üzerinde bir çeşitlilikten bahsediyorum. İlk kısımlarda karşılaştığınız düşmanlar sınırlıyken ilerledikçe farklı düşman çeşitleri ile savaşıyoruz. Bu düşmanları da alt etmenin yolları farklı. Bazılarının savunmasını kırmanız gerekiyor, bazılarını bomba ile etkisiz hale getirmeniz gerekiyor bazılarını ise yetenekleriniz ile alt etmeniz gerekiyor.
Boss savaşı konusunda güzel bir iş çıkartmışlar. Oyun sonuna kadar birçok farklı Boss ile karşılaşıyoruz ve bunların sayısı tatmin edici. Hepsini alt etmenin yolu farklı diyebilirim ve zorlukları da aynı değil. Özet olarak düşman ve boss çeşitliliği olarak oldukça tatmin edici bir deneyim sunuyor.
8. Oyundaki Dünya
Oyunun dünyası grafiklerin de etkisi ile çok güzel görünüyor. Özellikle içinde dolaştığımız ormanlar, yeşillik alanlar ve sular çok iştah açıcı duruyor. Çoğu zaman oynamayı bırakıp dur şurayı da çekeyim dur buranın manzarasına da bakayım derken buldum kendimi. Hikaye gereği karanlık alanlara girdiğimizde bile atmosfer büyüleyici. Mağaralar ve mağara içi tasarımları da hoş. Uzak mesafedeki dağ görüntüleri, yüksek ağaçlar, karlık alanlar ve daha nicesi. Kesinlikle tecrübe edilmesi gerek.
9. Yan Görevler ve Görev Tasarımları
Yan görevler olarak oldukça basit ve bir açık dünya oyununda bulunan komplike adımlar içermiyor Kena. Gerçi Kena için açık dünya bir oyun da diyemeyiz. Yarı açık dünyalı desek yeridir. Sınırlı bir harita ve içerik barındırıyor. Tabii bu durumun olumsuz veya olumlu olması tamamen sizin zevkiniz ile alakalı. Ben açıkçası saçma sapan uzunlukta ve nitelikteki yan görevler yerine Kena'daki gibi amacı belli olan ve yormayan görevleri sevdim. Git şuradan şuradaki ruh bağını ya da parçasını bul, sahibine teslim et ve ruhu huzura kavuştur gibi net yan görevleri var oyunun ve bence gayet de yeterli. Görev tasarımları konusunda ise aynısını söyleyemeyeceğim. Oyun boyunca yaptığımız şey aynı. Kötü ruhu bul, ruhun acısına tanık ol, ruhu izle, düşen eşyayı al ve ruhu alt et. Tüm oyunda ana görev olarak yaptığımız şey bundan ibaret. Oynanış süresi görece çok uzun olmadığı için sorun teşkil edeceğini zannetmem ama biraz sıkılan bir kişiliğiniz var ise katlanmanız da zor olabilir.
10. Müzikler ve Sesler
Oyundaki ses ve müzik tasarımlar da en az grafikler kadar hoşuma gitti. Özellikle ormanda dolaşırken hem manzaranın ve grafiklerin tadını çıkarıyorsunuz hem de arkada çalan o eşsiz müzikler ile huzur doluyorsunuz. O kadar güzel ve dingin müzikler var ki oyunda, oynarken kendinizi kaptırıp, güzel bir manzarada durup saatlerce orayı seyredesiniz geliyor. Ses konusunda ise yine genel olarak dediğim gibi kendi klasmanına göre yeterli.
11. Optimizasyon
Oyunu oynarken yüzümün asılmasına sebep olacak tek problem, OPTİMİZASYON. Oyunu en yüksek ayarda oynayabilecek ve tavsiye edilen sistem gereksinimlerine sahip bir sistemde oynadım. Fakat ne var ki özellikle belli başlı yerlerde FPS 10-20 arasına kadar düştü. Haritanın bazı bölgelerinde optimizasyon zaten yok. Fotoğraf modundan çıktığınızda 3-5 saniyeleri bulan kasmalar, parçacık efektlerinin olduğu sahnelerdeki droplar, FPS düşmeleri ve daha neler neler. Oyun çıkalı çok oldu ama nedense bu sorunlar halledilmemiş. Bu sorun sadece bazı yerlerde olur dedim ama maalesef oyun boyunca birçok yerde bu FPS düşmeleri ile karşılaştım. Sorun bende mi diye oynayan insanlara bir göz attım ve çoğu da bu sorundan muzdaripti. Maalesef bu durum yüzünden birçok kez oyundan çıkıp girmedim. Bu konuda takıntılı iseniz canınızın sıkılmasına hazırlıklı olun.
Sonuç olarak;
Büyük bir iddiası olmayan ama beni oldukça şaşırtan bir yapım oldu benim için. Son zamanlardaki "Açık Dünya" furyasından sıkılan ve amacı net olan bir oyun oynamak isteyenler için iyi bir seçenek. Uzun zamandır bu tür oyunlar oynamıyordum fakat Kena beni çocukluğumda oynadığım platform oyunlarına götürdü sanki. Arthur ve Minimoylar oynardım küçükken ve bu oyun bana onu hatırlattı. Ne istediği ve yaptığı net olan, verdiği deneyim zevkli ve tatlı bir oyun olmuş. Yapısı gereği basit ama eğlenceli ve fakat görselliği, müzikleri ve ana karakterimizin tatlılığı ile bu basitliği görmezden gelebileceğimiz bir oyun Kena. Oyunda birçok hata ve eksik taraf var ama son yılların birçok açıdan en eğlenceli oyunlarından biri oldu benim için.
Genel olarak artıları ve eksilerinden bahsedecek olursam;
+Ana karakter tasarımı
+Harika grafikler
+Harika müzikler
+Oyuncuyu genel olarak sıkmayan akışı
+Dünyası ve sunumu
-Optimizasyon
-Savaş mekaniğinin sığlığı (Görece değişebilir)
-Görev tasarımları
-Hikayenin güzel olmasına rağmen doğru işlenilememesi
Okuduğunuz için teşekkürler. Sorunuz varsa etiketleyip sorabilirsiniz, yardımcı olmaya çalışırım.
Not: İnceleme Spoiler içerebilir, okumadan önce bunu bilerek okursanız sevinirim.
1. Kena
Oyunun ana karakteri tatlı mı tatlı Kena'mız. Kendisi bir "Spirit Guide (Ruh Rehberi)". Pixar animasyonlarından fırlamışçasına bir tasarıma, tatlı yüz hatlarına ve çok güzel bir karaktere sahip Kena. Oyun boyunca mimiklerine, duyguyu yansıtış biçimlerine ve hareketlerine bolca düşüyorsunuz, şimdiden söyleyeyim.
Oyuna girdiğiniz andan itibaren karakter tasarımı ile direkt kalbinizde yer ediyor. Ruh Rehberi dedik, peki nedir bu Ruh Rehberi? Amacımız adından da anlaşılacağı üzere acı çeken ve huzura kavuşmayı bekleyen ruhlara rehberlik etmek, onları huzura kavuşturmak. Bu yolculukta onların dertlerini öğreniyor, yaşadıkları zorluklara tanıklık edip ruhlarını acıdan kurtarıyoruz. Ruhların dünyasındaki tüm dengesizlikleri ve sorunları ortadan kaldırmak Kena'mızın başlıca amacı.2. Yan Karakterler
Oyun aslında ana karakter (Kena) ve genel hikaye bakımından çok başarılı bir yapım olabilecekken bu fırsatı tepmiş gibi. Oyunda belirli bir yan karakterimiz yok. Hikaye doğrultusunda ayaküstü konuşup yardım ettiğimiz birkaç karakter mevcut sadece. Oyun bu anlamda çok yetersiz. Evet gidişata uygun şekilde birden fazla karakter ile iletişim kuruyoruz fakat çok yavan bir tat bırakıyor ağızda. Birilerine yardım ediyoruz, birilerinden bilgi alıyoruz ama sanki ayaküstü konuşuyormuşuz hissi yaratıyor. Konuştuğumuz yan karakterler Kena ile kurduğumuz o tatlı bağın yanından geçmiyor bile. Oyun boyunca toplamda 3-4 farklı yan karakter karşımıza çıkıyor. Fakat bu karakterler sadece hikaye ilerlesin, benim sıram geçsin ve sıradaki karakter gelsin gibi bir izlenim yaratıyor. Hepsinin bir görevi var ve o görev bitince bizim de onlarla işimiz bitiyor. Hiçbir bağ kuramıyorsunuz. Hikayeyi en çok yavan gösteren ve hiç hoşuma gitmeyen bir unsur bu. Hikaye kısmında daha detaylı anlatacağım fakat yan karakter konusunda çok yetersiz bir oyun olmuş diyebilirim.
Yan karakter mi yoksa oynanış dinamiği mi demeliyiz bilmiyorum ama en az Kena kadar tatlı yol arkadaşlarımız var oyunda. ROTS-ROT (Küfçük) isimli canlılar oyun boyunca bizim elimiz, ayağımız, arkadaşımız ve savaştaki sırtımızı dayayabileceğimiz küçük arkadaşlarımız diyebilirim.
Rotsların oyundaki varlığı çok önemli. Oyun başında az sayıda olan bu arkadaşlarımız gitgide çoğalıyor ve görüntüleri ile içinizi ısıtıyor. Bakmayın tatlı olduklarına, oyundaki görevleri ve hikayedeki yerleri kuvvetli. Hatta Kena ile beraber tüm oyun bu Rotslar üzerine desem abartmamış olurum.
Rotslardan hikaye ve savaş mekanikleri kısmında daha çok bahsedeceğim.
3. Gelelim Hikayemize. Bir Ruh Rehberi'nin Yolculuğu
En kısa şekilde Kena, babasından devraldığı misyon ile bir Ruh Rehberi ve hikaye boyunca da karşılaştığı acı çeken ruhları kurtarmaya çalışan bir karakter. Bir patlama sonucu kötülük ve acı ile dolan fantastik bir dünyada geçiyor oyunumuz. Bu dünyada da bizden yardım isteyen insanlar ve ruhlara yardım ediyoruz. Oyun ilk başlarda hikaye sunumunu çok güzel yapıyor, ilk karşılaştığınız yan karakterler sizde merak uyandırıyor ve içine çekiyor. Fakat oyunun orta ve son kısımlarında hikaye vasatlaşıyor. Aslında Kena'nın elinde oldukça klişe ama etkileyici bir hikaye var. Tek yapmaları gereken bunu sağlam yan karakterler ve biraz daha iyi bir sunumla güzel bir hale getirmekmiş. Giriş ve orta kısımda olanları pek anlayamayabiliyorsunuz fakat oyunun sonuna yaklaştıkça "aaaa demek bu yüzden böyle olmuş" dediğiniz birkaç nadir an oluyor. Ayrıca oyunun başlarında değinilen ama sonlara doğru aslında Kena için önemli olan "baba" konusunu da şahsen sevdim diyebilirim. Özetlemem gerekirse iyi düşünülmüş fakat iyi işlenememiş bir hikaye sunuyor bize oyun. Yetersiz yan karakterler, oyuncuyu içine çekemeyen hikaye sunumu ve giriş kısmı hariç aceleye getirilmiş olay örgüleri. Yine de bu kadar olumsuzluğa rağmen kendini oynattırıyor.
Rotlardan bahsetmiştik, nedir bu rotların hikayeye olan katkısı? Rotlar savaş mekaniklerinin temellerinden birini oluşturduğu gibi oyunun sonunda da gördüğümüz üzere hikayenin alt yapısında önemli bir yere sahip. Tabii oyun bunu size hemen söylemiyor, oyunun sonlarını beklemeniz gerekiyor. Oyun boyunca yanımızda bulunuyorlar ve Kena'ya yol arkadaşlığı yapıyorlar. Görünümleri itibari ile oldukça şirin ve Kena'dan eksik kalır yanları yok. Hikaye açısından her ne kadar önemli bir yere sahip olsalar da yine sunum açısından maalesef yetersiz kalmışlar. Oyunun bütün problemi dış hatlarının çok güzel olup detaylarda boğulması galiba.
4. Savaş Mekanikleri
Vuruş hissi, vuruş stilleri, diğer tüm aksiyon ve savaş mekanikleri konusunda sınırlı bir yapım. Oyun kendi çapına ve iddiasına göre gayet yeterli savaş mekanikleri içeriyor. Ne sizi onlarca skill arasında boğuyor ne de bir sürü item arasında seçim yapmanızı istiyor.
Yakın dövüş ve menzilli olarak 2'ye ayrılıyor savaş biçimimiz. Oyun temel olarak birkaç ayrı savaş mekaniği içeriyor. Rotlar, elimizdeki baston, yay ve kalkan mekaniği. Bakmayın bu kadar saydığıma, bunların 2'si (Rot ve Yay) elimizdeki bastona bağlı çalışıyor. Bu baston sayesinde basit ve güçlü ataklar yapabiliyoruz. Ayrıca Kena'nın gücü sayesinde bu bastonu yay olarak da kullanabiliyoruz. Bahsettiğim bu mekanikleri Rotlar sayesinde daha fazla hasar veren halleri ile kullanabiliyoruz. Yani en genel itibariyle tek saldırı silahımız değneğimiz. Tüm bunların dışında bir de kalkan yeteneğimiz var. Bu yetenek gelen saldırıları blokluyor ve karşı saldırı yapmamıza olanak sağlıyor. Her bir saldırı biçiminin ortalama 3-4 adet geliştirmesi bulunuyor ve bunlar çok basit yetenekler. Kombo mantığı vasat. Havaya zıpla güçlü saldırı yap, koşarken basit atak vur, basit veya güçlü saldırıya basılı tutup vur gibi çok temel geliştirmelerden ibaret. Fakat bu sizi yanıltmasın oyun boyunca sıkılmıyorsunuz bu durumdan. Özellikle Rotlar ile yaptığınız saldırılar oldukça eğlenceli. Rotlar demişken, bu canlılar savaşa girdiğiniz anda hemen sizin yanınızda katılmıyorlar. Düşman ile biraz çatıştıktan sonra kendilerine güven geliyor ve siz de bundan sonra komut verebiliyorsunuz. Düşmanlarınıza yapışıyorlar ve ataklarınızı kuvvetlendiriyorlar. Oyunun ilerleyen saatlerinde son olarak yine Kena'nın güçleri sayesinde "bomba" yeteneğimize kavuşuyoruz. Aynı şekilde bu yetenek de Rotlar ile kullanılabiliyor ve doğru kullanıldığı taktirde güzel işler çıkarıyor. Özel olarak Kena basit ama eğlenceli bir savaş sistemi sunuyor bize. Seçenekler arasında boğmaktansa basit ama zevkli birkaç geliştirme ile güzel bir deneyim yaşatıyor.
5. Oynanış Mekanikleri
Kena, içinde platform, bulmaca, aksiyon gibi ögeler barındıran bir aksiyon macera oyunu. Platform ögeleri oldukça geniş. İlk başlarda sadece koş ve zıpla gibi sekanslar varken oyun ortasında ve sonunda oldukça karışık ve eğlenceli platform ögeleri var. Belki de yaptığı en güzel şeylerden biri de bu platform kısımları olmuş. Oyunun başından sonuna kadar oldukça güzel yapılmış bu durum. Zıplama animasyonu bazen beni zora soksa da alışınca unuttum diyebilirim.
Bulmaca kısmı ise hoşuma giden bir diğer taraf. Bulmacalar oyun boyunca çok kafa yormayan cinsten ama hemen buldum da diyemiyorsunuz. Oyunun başlarında basit tutulan bu bulmacalar ilerleyen zamanlarda tatlı bir zorlukla sizi karşılıyor. Toplamda 2 veya 3 kez duraksayıp bu bulmacalarda takıldığım oldu fakat genel olarak zorluk seviyesi ortalama ve yerinde olmuş. Tek eleştirim artık oyunun sonunda tüm içeriği deneyimlemiş olduğunuz için tekrara düşüyorsunuz ve ezbere hareket ettiğiniz yer çok oluyor. Genel olarak iyi ama basit bir oynanış sunmuş oyun bize.
6. En Can Alıcı Nokta. Grafikler!
Oyunun grafikleri tek kelime ile muazzam! Kullanmış olduğu renk skalası ve tasarımlar harika. Aslında hikaye ve oynanış olarak bu kadar basit ama zevkli olmasının nedeni de bir bakıma grafikler diyebilirim. Yumuşak dokular, renkleri, yeşil tonları, efektleri, parçacık efektleri, uzak mesafelerdeki görüntüler... Her şeyi ile hayran bırakıyor kendine. Oyunu ilk oynamaya başladığınız andan itibaren sizi içine çekiyor. Bu grafikler nedir böyle diyorsunuz oynarken. Yapabileceğim çok bir eleştiri yok. Son zamanlarda oynarken grafik bakımından beni en çok tatmin eden oyun oldu kendisi. Birkaç kare bırakayım, siz de bu şaheserden mahrum kalmayın.
7. Düşman ve Boss Çeşitliliği
Oyunda beklemediğim derecede düşman var. Ha bu demek değil ki oyunun sonuna kadar farklı düşmanlar ile karşılaşıyoruz. Sadece beklentimin üzerinde bir çeşitlilikten bahsediyorum. İlk kısımlarda karşılaştığınız düşmanlar sınırlıyken ilerledikçe farklı düşman çeşitleri ile savaşıyoruz. Bu düşmanları da alt etmenin yolları farklı. Bazılarının savunmasını kırmanız gerekiyor, bazılarını bomba ile etkisiz hale getirmeniz gerekiyor bazılarını ise yetenekleriniz ile alt etmeniz gerekiyor.
Boss savaşı konusunda güzel bir iş çıkartmışlar. Oyun sonuna kadar birçok farklı Boss ile karşılaşıyoruz ve bunların sayısı tatmin edici. Hepsini alt etmenin yolu farklı diyebilirim ve zorlukları da aynı değil. Özet olarak düşman ve boss çeşitliliği olarak oldukça tatmin edici bir deneyim sunuyor.
8. Oyundaki Dünya
Oyunun dünyası grafiklerin de etkisi ile çok güzel görünüyor. Özellikle içinde dolaştığımız ormanlar, yeşillik alanlar ve sular çok iştah açıcı duruyor. Çoğu zaman oynamayı bırakıp dur şurayı da çekeyim dur buranın manzarasına da bakayım derken buldum kendimi. Hikaye gereği karanlık alanlara girdiğimizde bile atmosfer büyüleyici. Mağaralar ve mağara içi tasarımları da hoş. Uzak mesafedeki dağ görüntüleri, yüksek ağaçlar, karlık alanlar ve daha nicesi. Kesinlikle tecrübe edilmesi gerek.
9. Yan Görevler ve Görev Tasarımları
Yan görevler olarak oldukça basit ve bir açık dünya oyununda bulunan komplike adımlar içermiyor Kena. Gerçi Kena için açık dünya bir oyun da diyemeyiz. Yarı açık dünyalı desek yeridir. Sınırlı bir harita ve içerik barındırıyor. Tabii bu durumun olumsuz veya olumlu olması tamamen sizin zevkiniz ile alakalı. Ben açıkçası saçma sapan uzunlukta ve nitelikteki yan görevler yerine Kena'daki gibi amacı belli olan ve yormayan görevleri sevdim. Git şuradan şuradaki ruh bağını ya da parçasını bul, sahibine teslim et ve ruhu huzura kavuştur gibi net yan görevleri var oyunun ve bence gayet de yeterli. Görev tasarımları konusunda ise aynısını söyleyemeyeceğim. Oyun boyunca yaptığımız şey aynı. Kötü ruhu bul, ruhun acısına tanık ol, ruhu izle, düşen eşyayı al ve ruhu alt et. Tüm oyunda ana görev olarak yaptığımız şey bundan ibaret. Oynanış süresi görece çok uzun olmadığı için sorun teşkil edeceğini zannetmem ama biraz sıkılan bir kişiliğiniz var ise katlanmanız da zor olabilir.
10. Müzikler ve Sesler
Oyundaki ses ve müzik tasarımlar da en az grafikler kadar hoşuma gitti. Özellikle ormanda dolaşırken hem manzaranın ve grafiklerin tadını çıkarıyorsunuz hem de arkada çalan o eşsiz müzikler ile huzur doluyorsunuz. O kadar güzel ve dingin müzikler var ki oyunda, oynarken kendinizi kaptırıp, güzel bir manzarada durup saatlerce orayı seyredesiniz geliyor. Ses konusunda ise yine genel olarak dediğim gibi kendi klasmanına göre yeterli.
11. Optimizasyon
Oyunu oynarken yüzümün asılmasına sebep olacak tek problem, OPTİMİZASYON. Oyunu en yüksek ayarda oynayabilecek ve tavsiye edilen sistem gereksinimlerine sahip bir sistemde oynadım. Fakat ne var ki özellikle belli başlı yerlerde FPS 10-20 arasına kadar düştü. Haritanın bazı bölgelerinde optimizasyon zaten yok. Fotoğraf modundan çıktığınızda 3-5 saniyeleri bulan kasmalar, parçacık efektlerinin olduğu sahnelerdeki droplar, FPS düşmeleri ve daha neler neler. Oyun çıkalı çok oldu ama nedense bu sorunlar halledilmemiş. Bu sorun sadece bazı yerlerde olur dedim ama maalesef oyun boyunca birçok yerde bu FPS düşmeleri ile karşılaştım. Sorun bende mi diye oynayan insanlara bir göz attım ve çoğu da bu sorundan muzdaripti. Maalesef bu durum yüzünden birçok kez oyundan çıkıp girmedim. Bu konuda takıntılı iseniz canınızın sıkılmasına hazırlıklı olun.
Sonuç olarak;
Büyük bir iddiası olmayan ama beni oldukça şaşırtan bir yapım oldu benim için. Son zamanlardaki "Açık Dünya" furyasından sıkılan ve amacı net olan bir oyun oynamak isteyenler için iyi bir seçenek. Uzun zamandır bu tür oyunlar oynamıyordum fakat Kena beni çocukluğumda oynadığım platform oyunlarına götürdü sanki. Arthur ve Minimoylar oynardım küçükken ve bu oyun bana onu hatırlattı. Ne istediği ve yaptığı net olan, verdiği deneyim zevkli ve tatlı bir oyun olmuş. Yapısı gereği basit ama eğlenceli ve fakat görselliği, müzikleri ve ana karakterimizin tatlılığı ile bu basitliği görmezden gelebileceğimiz bir oyun Kena. Oyunda birçok hata ve eksik taraf var ama son yılların birçok açıdan en eğlenceli oyunlarından biri oldu benim için.
Genel olarak artıları ve eksilerinden bahsedecek olursam;
+Ana karakter tasarımı
+Harika grafikler
+Harika müzikler
+Oyuncuyu genel olarak sıkmayan akışı
+Dünyası ve sunumu
-Optimizasyon
-Savaş mekaniğinin sığlığı (Görece değişebilir)
-Görev tasarımları
-Hikayenin güzel olmasına rağmen doğru işlenilememesi
Okuduğunuz için teşekkürler. Sorunuz varsa etiketleyip sorabilirsiniz, yardımcı olmaya çalışırım.
