Bu yazıdan sonra ilham geldi bu durumu bayağı bayağı yazdım profilime.Etütten kastın ne hocam? Eğer okul değilse gitmeme şansın yok mu?
YKS'ye tekrardan hazırlanıyorum. Bunun için bir kütüphaneye yazıldım. Bunun nasıl bir şey olduğunu bilmeyenler için; kendinize ait çalışma masanız, soru çözümleri, rehberlik ve deneme içeren bir sistem kısaca. Açık olduğu saatlerde gidip işini görüyorsun. Yazılana kadar böyle bir sistemin varlığını bilmiyordum, belki benim gibiler vardır diye yazayım dedim bi'. Galiba buna etüt merkezi de deniyor bazı yerlerde. Neyse ne, çalışıyoruz işte.
Haftanın 6 günü 9-18 arası çalışıyorum. Hayatımda hiç bu kadar süre ve disiplinle çalışmamıştım daha önce. Ay başından beri böyle. Bir de akşam etütleri var. (9.40'a kadar, +2.5 etüt) Onlara kalmıyorum ben. Benim gibi kalmayan birkaç kişi ya var ya yok. Bu iki paragrafın amacı yukarıdakilere girizgah olmak.
Kendimde bazı şeylerin değiştiğini fark ettiğim için yazayım dedim bunu. Yorulduğumu ve basitleştiğimi hissediyorum. Sanki günü yaşamıyor da geçiriyorum. Eve geldiğimde bir şey yapmaya ne isteğim ne hâlim var. Sosyal medyada vakit öldürüyorum, kafa açmayan diziler izliyorum. Ülkenin neresine giderseniz gidin futbolla ilgili biri bulursunuz. Ben de yine yeni bir şehirde yeni bir yerdeyim. Milletle az biraz muhabbet konusu bulayım diye futbola sardım tekrar, onu takip ediyorum biraz. Özet falan o da. Bir de arada CS: GO'da birkaç el atıyorum. Hikâyeli oyunlarla uğraşmak, onların dünyasına girmeye çalışmak istemiyorum.
Milletin bak ne kadar da kültürlü, donanımlı dediği adamlardan biriydim ben. Bu yazı da boş geçirmemiştim. Yakın tarih diye oradan örnek vereyim. Ciddi şekilde sinemaya sarmıştım. Nuri Bilge Ceylan'dan Martin Scorsese'e kadar yönetmenlerin filmlerini izlerdim. The Wire gibi klasik, The Bear gibi yeni ve güzel dizilere bakardım. Gitarda kendimi geliştiriyordum. Bilim ve teknoloji dergilerini düzenli takip ediyordum. Hasan Ali Yücel Klasikleri'nden yağdırıyordum. Bir sürü farklı sanatçılar dinliyordum, gerçekten müzik dinliyordum. Video oyunlarını bir süredir oynamadığım için bir şey söylemem onun için.
Bir de şimdiki durumuma bakın. Tüm enerjimi derse harcadığım için bunların hiçbirini yapmaya hâlim kalmadı. Sadece vakit geçirip kafamı dağıtıyorum evde. Basitleştim, sıradanlaştım. Ülkenin yarısı gününü nasıl geçiriyorsa öyle geçiriyorum. Çünkü ülkenin yarısı tabiri caizse eşek gibi çalışıyor. Benden daha beter durumdalar. Şimdi bu adamlardan nasıl ilerleme, kendini geliştirme gibi şeyler bekleyebilirsiniz? Günde 12 saat çalışıp pestili çıkan adam bir de Albert Camus mu okuyacak evde? Yoksa biraz Instagram'da kaydırıp kendini mi uyuşturacak? Toplumun gelişimi önündeki en önemli engellerden biri; insanların, insan olduklarını hatırlayacak zamanlarının olmaması. Vaktiniz ve enerjiniz varsa sakın boşa harcamayın. Bu sözün değerini anlamaya da çalışmayın. Gerçekten anladığını zaman iş işten geçmiş olacak. Bu yazıdan gaza geldikten sonra bir gününüzü verimli geçirip diğer günleri boş geçirseniz bile, o bir gün kârınızadır.