Vallahi oyun mükemmel bir RPG. Hatta son zamanlarda oynadığım en iyi oyun. Eğer Orta Çağ teması seviyorsan ve güzel hikâyeli, Türkçe, özgürce birçok farklı mekanik barındıran bir RPG istiyorsan oyun sana göre.
Bir kere hikayesi çok keyifli. Sıkıntılı görevler var mı, evet var. Örneğin manastır görevleri -kimi çok sevse de- benim pestilimi çıkarmıştı. Ama hikayesi, intikam alma, köyünün yakılması, aşk, aldatma, kumar oynamak, tavernada içki içmek, ezik bir köylüyken yavaş yavaş gerçek bir şövalye olma yolunda ilerleme, arkadaşlık, avlanma... Orta Çağ'a dair ne ararsan var hikayede. Hem de bunu çok güzel tadında bir mizahla yapmışlar. Oyunda at sürmekten kendini değişik silahlarda geliştirmeye, hırsızlıktan gizlice insanlara suikast yapmaya, kadınlarla yatmaktan dövüş turnuvalarına katılmaya kadar bir sürü içerik var. Bu tarz içeriklerden zevk alacağını düşünüyorsan kaçırma derim.
Dövüş sistemini eleştirenler çok görüyorum ve katılmıyorum. Bir kere oyun fantastik bir yapıda değil, evet gidip 4-5 tane düşmanı vura kıra öldüreceğiniz bir oyun değil (gerçi oyunun sonlarında bu noktaya geliyorsunuz) çok daha gerçekçi ve zorlayıcı bir combat sistemi var. Bazen delirtse bile bu oyuna başka bir combat sistemi yakışmazdı. Oyunun başında pes edip bırakmak da mantıklı değil çünkü kılıç kullanmadaki beceriniz oyun ilerledikçe artıyor. Hem siz öğreniyorsunuz hem de yönettiğiniz karakter statları artarak daha güçlü hale geliyor.
Yani kısaca oyunlarda sevdiğin tarz skill efekleri göreyim fantastik olsun karakterim uçsun kaçsınsa sana göre değil. Orta Çağ severim tam bir RPG oyunu olsun gün gelsin gidip kumar oynayayım gün gelsin tavernada içip milletle kavga edeyim gün gelsin dövüş turnuvasına katılayım tarzındaysa bayılacağın bir oyun.
Çok çok yavaş bir oyun, türü seviyorsan al. İğrenç bir DLC'ye sahipti oyun ve bir kere girince o DLC'den çıkılamıyordu. Bitirmesi de saatler sürüyordu. O yüzden silmiştim.
Bahsettiğin DLC sanırım Henry'nin sevgilisi olan Yohanka'nın gözünden köyümüzün işgalini anlatan DLC (ismi yanlış yazmış olabilirim). Vallahi ben de yanlışlıkla tıkladım ve uzun sürdüğü konusunda katılıyorum. Ama ben çok büyük keyif almıştım. Henry'nin gözünden gördüğümüz köyünün yakılıp yıkılma hikayesini bu sefer bir başka karakterin gözünden oynamak hem de Henry'ye aşık Yohanka'nın oynamak, savaşın tüm yıkıcılığını bir kadın karakterin gözünden görmek çok tatmin ediciydi