Kişinin milliyetini genleri mi yoksa yaşantısı mı belirler?

lieys

Hectopat
Katılım
6 Temmuz 2022
Mesajlar
1.564
Makaleler
1
Çözümler
1
Selamlar,

Kişisel bir konu hakkında sizlerin de görüşünü almak için bu başlığı açıyorum. Konu, bir insanın kimliğini neyin belirlediğiyle ilgili. Durumu kendi hikayem üzerinden, olabildiğince net bir şekilde özetleyeceğim:

Ailemin tamamı, soy belgesiyle de sabit olduğu üzere, nesillerdir Diyarbakır/Dicle kökenli.
Annem, babam ve dedemler kendi aralarında Türkçe zazaca konuşuyorlar.
Ailemin kendi kimlik tanımı net: "biz Kürt değil, Zaza'yız" diyorlar.
Yani benim etnik kökenim, mirasım Zaza.

Ben 2004'te Antalya'da doğdum ve bütün hayatım burada geçti.
Tek anadilim Türkçe. Aksanım yok, Zazaca ise hiç bilmiyorum.
Bütün sosyal çevrem, okul hayatım ve kültürüm Antalyalı bir Türk genciyle aynı.
Bu bir "hissetme" meselesi değil, benim için yaşanmış bir gerçeklik. Kendimi bildim bileli Türk'üm.
Arkadaşlarım dahil hiç kimse bugüne kadar bana "Kürt'sün." veya "Zaza'ya benziyorsun." demedi, tam tersine böyle bir ihtimali şaşırtıcı buldular.
İdeolojik olarak da kendimi Turkiye Cumhuriyeti'ne bağlı, Atatürkçü ve Kemalist bir çizgide görüyorum.
Hiç "Ben Zazayım" ya da "Ben Kürt'üm." demedim. Türk kimliğimden, aidiyetimden ve bağlılığımdan hiçbir şekilde şüphe etmedim, sorgulamadım. Aklımdan hiç "Acaba Kürt müyüm?" ya da "Acaba Zaza mıyım?" gibi bir düşünce geçmedi.

Bu iki farklı tabloya baktığınızda, benim kimliğimi nasıl yorumlarsınız? Bir insanın kimliğini belirleyen asıl şey sizce nedir? Ailesinden gelen köken mi, yoksa içinde doğup büyüdüğü ve tamamen benimsediği hayat mı?

Yorumlarınız için şimdiden teşekkürler.
 
Selamlar,

Kişisel bir konu hakkında sizlerin de görüşünü almak için bu başlığı açıyorum. Konu, bir insanın kimliğini neyin belirlediğiyle ilgili. Durumu kendi hikayem üzerinden, olabildiğince net bir şekilde özetleyeceğim:

Ailemin tamamı, soy belgesiyle de sabit olduğu üzere, nesillerdir Diyarbakır/Dicle kökenli.
Annem, babam ve dedemler kendi aralarında Türkçe zazaca konuşuyorlar.
Ailemin kendi kimlik tanımı net: "biz Kürt değil, zaza'yız" diyorlar.
Yani benim etnik kökenim, mirasım zaza.

Ben 2004'te Antalya'da doğdum ve bütün hayatım burada geçti.
Tek anadilim Türkçe. Aksanım yok, zazaca ise hiç bilmiyorum.
Bütün sosyal çevrem, okul hayatım ve kültürüm antalyalı bir Türk genciyle aynı.
Bu bir "hissetme" meselesi değil, benim için yaşanmış bir gerçeklik. Kendimi bildim bileli Türk'üm.
Arkadaşlarım dahil hiç kimse bugüne kadar bana "Kürt'sün." veya "zaza'ya benziyorsun." demedi, tam tersine böyle bir ihtimali şaşırtıcı buldular.
İdeolojik olarak da kendimi Turkiye Cumhuriyeti'ne bağlı, atatürkçü ve Kemalist bir çizgide görüyorum.
Hiç "ben zazayım" ya da "ben Kürt'üm." demedim. Türk kimliğimden, aidiyetimden ve bağlılığımdan hiçbir şekilde şüphe etmedim, sorgulamadım. Aklımdan hiç "acaba Kürt müyüm?" ya da "acaba zaza mıyım?" gibi bir düşünce geçmedi.

Bu iki farklı tabloya baktığınızda, benim kimliğimi nasıl yorumlarsınız? Bir insanın kimliğini belirleyen asıl şey sizce nedir? Ailesinden gelen köken mi, yoksa içinde doğup büyüdüğü ve tamamen benimsediği hayat mı?

Yorumlarınız için şimdiden teşekkürler.

Tamamen Türk değilsin eğer tüm sülalede Zazalık varsa hiç değilsin ama bir kesim Türkse yarı Türk yarı Zaza olursun bu hissetmelik bir şey değil, bir ırkı hissederek olamazsın.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bence kesinlikle doğup büyüdüğün yer ve kendini nasıl şekillendirdiğin. Zaten şu dönemde karma olmayan ırk olduğunu düşünmüyorum.

Tamamen Türk değilsin eğer tüm sülalede Zazalık varsa hiç değilsin ama bir kesim Türkse yarı Türk yarı Zaza olursun bu hissetmelik bir şey değil, bir ırkı hissederek olamazsın.

Anadolu gibi bir coğrafyada tamamen Türk aramak imkansız gibi bir şey ama neyse.
 
Tamamen Türk değilsin eğer tüm sülalede Zazalık varsa hiç değilsin ama bir kesim Türkse yarı Türk yarı Zaza olursun bu hissetmelik bir şey değil, bir ırkı hissederek olamazsın.

Bu, kimliği sadece biyolojik bir miras ve "ırk" olarak gören bir yaklaşım. Benim savunduğum ve bizzat yaşadığım ise, kimliğin aynı zamanda sosyolojik bir gerçeklik olduğudur.

Bir insanın anadili, içinde büyüdüğü kültür, eğitim aldığı sistem ve sosyal çevresi, onun kimliğini en az soyu kadar, hatta daha fazla şekillendirir. Örneğin, Almanya'da doğup büyümüş, anadili Almanca olan ve Alman kültürüyle yetişmiş üçüncü nesil bir Türk gencine, sadece kökeni Türk diye "Sen Alman değilsin" demek, onun yaşadığı hayatı yok saymak olur.

Benim durumum da tam olarak bu. Ailemin kökeni Zaza, bu benim mirasım. Ama benim anadilim Türkçe, büyüdüğüm kültür Türk kültürü ve bütün yaşanmışlığım bu toplumun içinde geçti. Bu da benim kimliğim. Bu yüzden kimliğimi tanımlarken, kan bağından daha çok yaşadığım hayatı ve aidiyetimi esas alıyorum.

Bence kesinlikle doğup büyüdüğün yer ve kendiini nasıl şekillendirdiğin. Zaten şu dönemde karma olmayan ırk olduğunu düşünmüyorum.

Tam olarak benim de düşündüğüm ve anlatmaya çalıştığım şey bu. Kimliğin, kan bağından veya "ırk"tan çok daha fazlası olduğunu, bizzat yaşadığımız hayatın kendisi olduğunu çok güzel özetlemişsin.

Özellikle "karma olmayan ırk" konusundaki tespitin çok doğru. Bu yüzden günümüzde bir insanın geçmişindeki kökenlere takılıp kalmaktansa, yaşadığı ve benimsediği kimliğe odaklanması en sağlıklısı.
 
Selamlar,

Kişisel bir konu hakkında sizlerin de görüşünü almak için bu başlığı açıyorum. Konu, bir insanın kimliğini neyin belirlediğiyle ilgili. Durumu kendi hikayem üzerinden, olabildiğince net bir şekilde özetleyeceğim:

Ailemin tamamı, soy belgesiyle de sabit olduğu üzere, nesillerdir Diyarbakır/Dicle kökenli.
Annem, babam ve dedemler kendi aralarında Türkçe zazaca konuşuyorlar.
Ailemin kendi kimlik tanımı net: "biz Kürt değil, zaza'yız" diyorlar.
Yani benim etnik kökenim, mirasım zaza.

Ben 2004'te Antalya'da doğdum ve bütün hayatım burada geçti.
Tek anadilim Türkçe. Aksanım yok, zazaca ise hiç bilmiyorum.
Bütün sosyal çevrem, okul hayatım ve kültürüm antalyalı bir Türk genciyle aynı.
Bu bir "hissetme" meselesi değil, benim için yaşanmış bir gerçeklik. Kendimi bildim bileli Türk'üm.
Arkadaşlarım dahil hiç kimse bugüne kadar bana "Kürt'sün." veya "zaza'ya benziyorsun." demedi, tam tersine böyle bir ihtimali şaşırtıcı buldular.
İdeolojik olarak da kendimi Turkiye Cumhuriyeti'ne bağlı, atatürkçü ve Kemalist bir çizgide görüyorum.
Hiç "ben zazayım" ya da "ben Kürt'üm." demedim. Türk kimliğimden, aidiyetimden ve bağlılığımdan hiçbir şekilde şüphe etmedim, sorgulamadım. Aklımdan hiç "acaba Kürt müyüm?" ya da "acaba zaza mıyım?" gibi bir düşünce geçmedi.

Bu iki farklı tabloya baktığınızda, benim kimliğimi nasıl yorumlarsınız? Bir insanın kimliğini belirleyen asıl şey sizce nedir? Ailesinden gelen köken mi, yoksa içinde doğup büyüdüğü ve tamamen benimsediği hayat mı?

Yorumlarınız için şimdiden teşekkürler.

Kürt veya Türk ırkı veya zaza ırkı diye bir şeyden bahsetmek pek doğru olmaz hatta dünyada genel olarak izole sabit bir yaşam yasamış toplumlar yoktur.
Kürt birinde Kürt bölgesi genleri %60 civarı ise %10-20 Türk ve %10-20 civarı başka topluluklara ait genler barındırır. Zaza birinde bu oran daha da karışıktır.
Bahsettiğin konuya gelirsek bir insanın ırkı kültürel birlikteliğini beraberliğini temsil eder.
Kimliği ırka göre belirlemek yaşadığın yere göre belirlemek pek doğru olmaz. Gelenek örf adetlerin dışında yaşadığın yer ve ırkın seni temsil etmez. Veya sen ırkını temsil etmezsin.
Kimliğin senin kişiliğin, izlediğin yol, amaç ve hedeflerindir.
Türkiye'de yaşadığın için türksün genlerine göre sen Kürt veya zazasın.
Bunlar sadece birlik beraberlik örf adetlerine bağlılığındır.
Sen ırkından yaşadığın yerden sorumlu değilsin.
Yaptıklarından sorumlusun.
Kimse seni yaşadığın yere veya genlerine göre belli bir kalıba koyamaz. Seni tanımlayacaklar ise belirttiğim kimliğini belirleyen şeylerle seni bir kalıba koyabilir.

Kürt veya Türk ırkı veya zaza ırkı diye bir şeyden bahsetmek pek doğru olmaz hatta dünyada genel olarak izole sabit bir yaşam yasamış toplumlar yoktur.
Kürt birinde Kürt bölgesi genleri %60 civarı ise %10-20 Türk ve %10-20 civarı başka topluluklara ait genler barındırır. Zaza birinde bu oran daha da karışıktır.
Bahsettiğin konuya gelirsek bir insanın ırkı kültürel birlikteliğini beraberliğini temsil eder.
Kimliği ırka göre belirlemek yaşadığın yere göre belirlemek pek doğru olmaz. Gelenek örf adetlerin dışında yaşadığın yer ve ırkın seni temsil etmez. Veya sen ırkını temsil etmezsin.
Kimliğin senin kişiliğin, izlediğin yol, amaç ve hedeflerindir.
Türkiye'de yaşadığın için türksün genlerine göre sen Kürt veya zazasın.
Bunlar sadece birlik beraberlik örf adetlerine bağlılığındır.
Sen ırkından yaşadığın yerden sorumlu değilsin.
Yaptıklarından sorumlusun.
Kimse seni yaşadığın yere veya genlerine göre belli bir kalıba koyamaz. Seni tanımlayacaklar ise belirttiğim kimliğini belirleyen şeylerle seni bir kalıba koyabilir.

Yani kısaca ırkından yaşadığın yerden kopma bağlı kal ancak seni belli bir kalıba da sokmasınlar veya sen belli bir kalıba girme.

Kürt veya Türk ırkı veya zaza ırkı diye bir şeyden bahsetmek pek doğru olmaz hatta dünyada genel olarak izole sabit bir yaşam yasamış toplumlar yoktur.
Kürt birinde Kürt bölgesi genleri %60 civarı ise %10-20 Türk ve %10-20 civarı başka topluluklara ait genler barındırır. Zaza birinde bu oran daha da karışıktır.
Bahsettiğin konuya gelirsek bir insanın ırkı kültürel birlikteliğini beraberliğini temsil eder.
Kimliği ırka göre belirlemek yaşadığın yere göre belirlemek pek doğru olmaz. Gelenek örf adetlerin dışında yaşadığın yer ve ırkın seni temsil etmez. Veya sen ırkını temsil etmezsin.
Kimliğin senin kişiliğin, izlediğin yol, amaç ve hedeflerindir.
Türkiye'de yaşadığın için türksün genlerine göre sen Kürt veya zazasın.
Bunlar sadece birlik beraberlik örf adetlerine bağlılığındır.
Sen ırkından yaşadığın yerden sorumlu değilsin.
Yaptıklarından sorumlusun.
Kimse seni yaşadığın yere veya genlerine göre belli bir kalıba koyamaz. Seni tanımlayacaklar ise belirttiğim kimliğini belirleyen şeylerle seni bir kalıba koyabilir.

Yani kısaca ırkından yaşadığın yerden kopma bağlı kal ancak seni belli bir kalıba da sokmasınlar veya sen belli bir kalıba girme.
 
Anadolu gibi bir coğrafyada tamamen Türk aramak imkansız gibi bir şey ama neyse.

Anadolu'da yörükler var onların tamamen Türk olduklarını söylüyorlar çünkü farklı bir ırktan asla evlilik yapmamışlar.

Bu, kimliği sadece biyolojik bir miras ve "ırk" olarak gören bir yaklaşım. Benim savunduğum ve bizzat yaşadığım ise, kimliğin aynı zamanda sosyolojik bir gerçeklik olduğudur.

Bir insanın anadili, içinde büyüdüğü kültür, eğitim aldığı sistem ve sosyal çevresi, onun kimliğini en az soyu kadar, hatta daha fazla şekillendirir. Örneğin, Almanya'da doğup büyümüş, anadili Almanca olan ve alman kültürüyle yetişmiş üçüncü nesil bir Türk gencine, sadece kökeni Türk diye "sen alman değilsin" demek, onun yaşadığı hayatı yok saymak olur.

Benim durumum da tam olarak bu. Ailemin kökeni zaza, bu benim mirasım. Ama benim anadilim Türkçe, büyüdüğüm kültür Türk kültürü ve bütün yaşanmışlığım bu toplumun içinde geçti. Bu da benim kimliğim. Bu yüzden kimliğimi tanımlarken, kan bağından daha çok yaşadığım hayatı ve aidiyetimi esas alıyorum.

Sen neyi dersen de bu kanaatlerin asla senin ırkını değiştiremez istediğin ırkın kültürüne benze sen özünde hangi ırktansan o sun. İyi sosyaller.
 
Anadolu'da yörükler var onların tamamen Türk olduklarını söylüyorlar çünkü farklı bir ırktan asla evlilik yapmamışlar.

Sen neyi dersen de bu kanaatlerin asla senin ırkını değiştiremez istediğin ırkın kültürüne benze sen özünde hangi ırktansan o sun. İyi sosyaller.

Sanırım burada iki farklı kavramı birbiriyle karıştırıyoruz: Biri "etnik köken" (senin 'ırk' dediğin şey), diğeri ise "sosyolojik ve kültürel kimlik".

Senin bahsettiğin şey, benim de kabul ettiğim gibi, ailemden gelen zaza kökenidir. Bu, benim biyolojik mirasım ve değiştirilemez bir tarihi gerçektir.

Benim bahsettiğim ise, bir insanın içinde doğup büyüdüğü toplumda şekillenen kimliğidir. Bu kimliği belirleyen şey kan değil; dildir, kültürdür, eğitimdir ve en önemlisi 21 yıllık yaşanmışlıktır.

Sana durumu çok basit bir örnekle açıklayayım:

Almanya'da doğmuş, büyümüş, anadili Almanca olan, bütün eğitimini alman okullarında almış, alman arkadaşlarıyla sosyalleşmiş 3. nesil bir Türk genci düşünelim. Bu gencin kökeni Türk'tür, evet. Ama onun yaşadığı hayat, kültürü, anıları ve aidiyeti Alman'dır. Şimdi bu gence gidip, "senin kanaatlerin asla ırkını değiştiremez, sen özünde Türk'sün" demek, onun bütün hayatını ve gerçekliğini yok saymak olmaz mı?

İşte benim durumum da tam olarak bu.

Benim kökenim zaza, ama benim anadilim, kültürüm ve 21 yıllık yaşanmışlığım Türk. Bu yüzden benim kimliğim Türk'tür.

Biri benim geçmişimle ilgili bir bilgi, diğeri ise benim bugünkü varoluşumun ta kendisi. İkisi farklı ama birbiriyle çelişen şeyler değil.
 
Almanya'da doğmuş, büyümüş, anadili Almanca olan, bütün eğitimini alman okullarında almış, alman arkadaşlarıyla sosyalleşmiş 3. nesil bir Türk genci düşünelim. Bu gencin kökeni Türk'tür, evet. Ama onun yaşadığı hayat, kültürü, anıları ve aidiyeti Alman'dır. Şimdi bu gence gidip, "senin kanaatlerin asla ırkını değiştiremez, sen özünde Türk'sün" demek, onun bütün hayatını ve gerçekliğini yok saymak olmaz mı?
Olmaz, o adam Türktür.
 
Sanırım burada iki farklı kavramı birbiriyle karıştırıyoruz: Biri "etnik köken" (senin 'ırk' dediğin şey), diğeri ise "sosyolojik ve kültürel kimlik".

Senin bahsettiğin şey, benim de kabul ettiğim gibi, ailemden gelen zaza kökenidir. Bu, benim biyolojik mirasım ve değiştirilemez bir tarihi gerçektir.

Benim bahsettiğim ise, bir insanın içinde doğup büyüdüğü toplumda şekillenen kimliğidir. Bu kimliği belirleyen şey kan değil; dildir, kültürdür, eğitimdir ve en önemlisi 21 yıllık yaşanmışlıktır.

Sana durumu çok basit bir örnekle açıklayayım:

Almanya'da doğmuş, büyümüş, anadili Almanca olan, bütün eğitimini alman okullarında almış, alman arkadaşlarıyla sosyalleşmiş 3. nesil bir Türk genci düşünelim. Bu gencin kökeni Türk'tür, evet. Ama onun yaşadığı hayat, kültürü, anıları ve aidiyeti Alman'dır. Şimdi bu gence gidip, "senin kanaatlerin asla ırkını değiştiremez, sen özünde Türk'sün" demek, onun bütün hayatını ve gerçekliğini yok saymak olmaz mı?

İşte benim durumum da tam olarak bu.

Benim kökenim zaza, ama benim anadilim, kültürüm ve 21 yıllık yaşanmışlığım Türk. Bu yüzden benim kimliğim Türk'tür.

Biri benim geçmişimle ilgili bir bilgi, diğeri ise benim bugünkü varoluşumun ta kendisi. İkisi farklı ama birbiriyle çelişen şeyler değil.

Dediğinize tamamıyla katılıyorum hocam Almanya örneği tam olarak konuyu özetliyor yıllarca Almanya'da yaşayıp orası ile içli dışlı büyümüş birinin kökeni Türk bile olsa almandır o adam.

Örneğin benim de kökenim Kürt'lere dayanıyor ama yetiştiğim ortam ailem büyüdüğüm çevre ile tamamen kimliğim Türk oluyor.

Bu yüzden kişinin milliyetini yaşantısınının belirlediğini düşünüyorum Amerikalı'lar da buna bir örnek aslında veya Fransız'larda.

(Tabii ki hepsi değil)
 
Olmaz, o adam türktür.

Bu bakış açısı, günümüz dünyasının ve insan gerçeğinin çok gerisinde kalıyor. Kimliği, değiştirilemez bir "kan" veya "soy" meselesi olarak görmek, bir insanın bizzat yaşadığı hayatın tamamını yok saymaktır.

Senin mantığına göre, Almanya'da doğmuş, anadili Almanca olan, bütün hayatını bir alman gibi yaşamış 3. nesil bir Türk gencine gidelim ve diyelim ki: "senin Almanca gördüğün rüyalar, Almanca kurduğun dostluklar, alman toplumu içinde yaşadığın onca yıl... Hepsi bir yanılsama. Senin gerçek kimliğin, hiç yaşamadığın bir coğrafyada, belki de hiç konuşmadığın bir dilde saklı."

Bu, o insanın yüzüne karşı "senin hayatın bir yalan" demekle aynı şey değil midir? Bu ne kadar insancıl ve mantıklı?

Benim kökenim zaza. Bu, benim ailemin hikayesi, benim mirasım. Bunu biliyor ve kabul ediyorum.

Ama benim kimliğim, yani beni ben yapan her şey, Antalya'da, Türkçe dili ve Türk kültürü içinde inşa edildi. Benim 21 yıllık hayatım, anadilim, anılarım, arkadaşlıklarım... Kısacası benim bütün gerçekliğim Türk.

Bir insanın kimliğini belirleyen şey, yüzlerce yıl önceki atalarından gelen bir soy bilgisi mi, yoksa o insanın bizzat yaşadığı, nefes aldığı, içinde güldüğü ve ağladığı hayatın ta kendisi mi?

Kimlik, atalarımızın hikayesi değildir; bizim kendi yazdığımız hikayedir. Ve benim hikayem Antalya'da, Türkçe yazıldı.

Dediğinize tamamıyla katılıyorum hocam Almanya örneği tam olarak konuyu özetliyor yıllarca Almanya'da yaşayıp orası ile içli dışlı büyümüş birinin kökeni Türk bile olsa almandır o adam.

Örneğin benim de kökenim Kürt'lere dayanıyor ama yetiştiğim ortam ailem büyüdüğüm çevre ile tamamen kimliğim Türk oluyor.

Bu yüzden kişinin milliyetini yaşantısınının belirlediğini düşünüyorum Amerikalı'lar da buna bir örnek aslında veya Fransız'larda.

(Tabii ki hepsi değil)

Yorumun için çok teşekkür ederim, konuyu o kadar güzel ve net bir şekilde özetlemişsin.

Kendi hayatından verdiğin "kökenim Kürt'lere dayanıyor ama kimliğim Türk oluyor" örneği, tam olarak benim de yaşadığım durumun bir yansıması. Bu, Türkiye'de ne kadar çok insanın benzer hikayelere sahip olduğunun en güzel kanıtı.

Amerikalı'lar ve Fransız'lar örneğini vermen de harika bir nokta. Bu ülkeler, farklı kökenlerden gelen milyonlarca insanın, aynı çatı altında ortak bir dil ve kültürle nasıl tek bir millet olabildiğinin yaşayan kanıtları. Bu da gösteriyor ki, modern dünyada kimliği belirleyen şey "kan" değil, "yaşanmışlık" ve "aidiyet"tir.

Değerli ve destekleyici yorumun için tekrar çok sağ ol.
 
Son düzenleme:

Technopat Haberler

Geri
Yukarı