"Beni tanıyor yani" kelimesi hayatta söyleyebileceğiniz ziyadesiyle büyük bir yalandır. Kendinizi tam anlamıyla tanıyamıyorken, bilemiyorken birinin sizi tanıması imkânsızdır. Sevgililik konumuza geleyim. Birinin duygularına karşılık verebileceğiniz, hayatınızın geri kalanını onun eksiklerini ve onun sizin eksiklerinizi tamamlayabileceğinize inanıyorsanız ve kendinize muhakkak şekilde güveniyorsanız durmanızın ve korkmanızın hiçbir manası yok. Fakat bunlardan emin değilseniz insanların gerek fiziki gerek manevi olarak ne yormanın ne de kirletmenin manası yok. Tabir-i caizse sevgililik denilen ve günümüzde bayağı bir hâl almış olan bu duygu silsilesi içinde kaybolup 1-2 ay sonra "Sevgilimden ayrıldım, unutamıyorum, bla bla bla..." tarzı konular açmanızı pek istemem. Bu yüzden bir ilişki için kendinizi yukarıdaki kriterler ve daha fazlası için hazır hissediyorsanız (tabii ki aynı şey karşı taraf için de geçerli) durmayın ve hayatınızın geri kalanını elinden geldiğince onunla yaşamak istediğinizi teklif edin. Sevgililik, kafelerde iki mocha kahve içip el ele tutuşmaya; insanların arasında belirli seviyede yükselmenize sebebiyet veren bir duygu değil. Aksine sevgililik; insanların içindeyken insanlara ve diğer kişilere daha uygun ve üsturuplu bir gözle bakmanızı sağlar. Diğer türlü ve kati suretle tavsiye etmediğim ilişkiler için ne kendinizi ne de karşınızdakini yorun.