Köprü Kazigi

Değil hocam, çünkü; senin benim paralarımız hem yabancı şirketlere gidiyor( TL değer kaybediyor), hem de teminat verildiği için, kullanılmadığı halde, 3 yılda 3 tane kendi paramızla yapılacak köprü parası, artı olarak dış şirketlere çıkıyor. Yani giden bizden, kazanan gevurlar oluyor. Diğer türlü aynı paraya bizim vergilerimizle 3 köprü yaptırtabiliyoruz, o köprüler bizim oluyor, dışarı sadece yapım parası çıkıyor, ama o yapım parası da zaten ücretli olacağı için oradan amorti edilebilecekken, bir müddet sonra artıya bile geçilecekken, biz tam kazığa oturuyoruz, en azından paramız içeride kalacaktı. Şimdi ise kat kat paramız dışarı çıkıyor, ve bilmem kaç yıllığına da dışarı çıkmaya devam edecek.

Yani basit olarak anlatacak olursam, şöyle; siz bir ev alacaksınız ve ev alacak paranız var, perşin para verip ev almak yerine, kredi çekip, kat kat faiz ile taksit taksit geri ödemeyi düşünüyorsunuz ama o ev teoride sizin ama, 10 yıl kredi ödediğiniz için, evin kirası, taksite gidiyor. Dahası, siz evde oturacak kişi bulamazsanız, kredi taksitlerini ödeyemiyorsunuz, ve geciktirdiğiniz için, sizden artı gecikme faizleri alınıyor her ay. Yani peşin para verip almak var, veya 10 yılda sizin olacak ev için, faizli kredi ile almak var. Hatta cezalı, hatta elin oğlu kiracı bulamadığı için sizden ceza kesmesi var. Nerede var bu dengesizlik ben anlamadım. Adamlar köprüyü yap ta, ne b.k yersen ye demişler, her şeye he, he demişler bu kadar basit.

Bir de yapılan köprünü konumuna bakın, hangi akla hizme o kadar teminat verilir anlam veremiyorum. Şu uzayan yolun kaç km olduğunu ölçün bi' Allah aşkına. Kim tercih eder orayı o fiyatlara. Afyon mu içiyorlar ne yapıyorlar anlamıyorum.
Adsız.jpg
 
Son düzenleme:
Konumu dediğin gibi çok saçma bir yerde. Benim düşüncem ilk başta oraya köprü yapılıp sırayla diğer ikisinin yeniden yapılacağı yönündeydi. Ama öyle bir düşünceleri de yokmuş maalesef.

Sizin yorumla biraz daha anlar gibi oldum. Durum gerçekten de vahimmiş.

Ama benim aklım hala Bilgisayar Kurdu'nun OGS'sindeki parada. Nasıl yani geçmediği halde parası mı gidiyor cihazdan şimdi? Benim kafa bir yandan da oraya takıldı.

Yani hem geçmeyen aracın cihazından para kesiliyor, hem de vergilere bindiriliyor yani. Şimdi ben böyle anladım.

Biri konuyu mala anlatır gibi anlatsa iyi olacak sanırım. :kararsız:
 
Konumu dediğin gibi çok saçma bir yerde. Benim düşüncem ilk başta oraya köprü yapılıp sırayla diğer ikisinin yeniden yapılacağı yönündeydi. Ama öyle bir düşünceleri de yokmuş maalesef.

Sizin yorumla biraz daha anlar gibi oldum. Durum gerçekten de vahimmiş.

Ama benim aklım hala Bilgisayar Kurdu'nun OGS'sindeki parada. Nasıl yani geçmediği halde parası mı gidiyor cihazdan şimdi? Benim kafa bir yandan da oraya takıldı.

Yani hem geçmeyen aracın cihazından para kesiliyor, hem de vergilere bindiriliyor yani. Şimdi ben böyle anladım.

Biri konuyu mala anlatır gibi anlatsa iyi olacak sanırım. :kararsız:

OGS - HGS gecmedigi halde para düsmüyor burasi yanlis.
Devlet köprüyü isleten sirkete günde 10 araba gececek sözü veriyor ve sirkete diyor 4 araba gecse bile 6 arabanin gecis parasini ben karsilayacagim. (4+6=10)
Yani köprüden günde 4 araba geciyor ve gecmeyen 6 arabanin ücretini devlet sizin vergilerinizden ödüyor. Ister diyarbakir'da arabasiz bir köylü ol, ister milyoner ol ödediginiz vergiden o gecmeyen 6 arabanin ücreti sirkete ödeniyor. Cümkü devletimiz sirkete bu kadar arabanin gececeginin sözünü vermis.

Daha basit anlatamadim kusura bakma. :)
 
Ağa kalbimi kırdın burada. :kararsız: O kadar da mala anlatır gibi demedik yani. :D

Yani köprüden günde 4 araba geçiyor ve geçmeyen 6 arabanın ücretini devlet sizin vergilerinizden ödüyor. İster Diyarbakir'da arabasız bir köylü ol, ister milyoner ol. Ödediğiniz vergiden o geçmeyen 6 arabanın ücreti şirkete ödeniyor. Çünkü devletimiz şirkete bu kadar arabanın geçeceğinin sözünü vermiş.
Tamam işte dediğin şekilde de vergilerimizden köprü yapılmış olmuyor mu yani? Bunun neresi saçma ki? Daha önceki köprüler sanki sadece İstanbullu'nun vergisi ile mi yapıldı? o_O

Hmm... Şimdi @Dr. Sheldon C.'un yazısını bir daha okudum. Sanırım devlet köprüyü direkt kendi parası ile yapmak yerine, adamlara şirketlerinin parası ile yaptırmış. Sonra birde taahhüt vermiş 10 araç diye. Ama devlet, bu şirkete hem 10 arabadan geçmeyen 6 arabanın parasını, hem de köprünün parasını ödüyor. Sıkıntı burada sanırım...

Bu sefer doğru mu? :rolleyes:
 
Son düzenleme:
Ülkenin bir yere gittiği yok. Şuan şu durumdayız; Komutanlar mangalara veya bölüğe emir verir ya "Bölük sağa dön! İleri, marş!" şeklinde, bir dönem gerçekten böyleydik. Sonra o komutan tuttu "Bölük yerinde say!" komutu verdi. Hala "İleri, marş!" komutu bekliyoruz.

Zaten bir ülkeye gelen arabanın bedeli şu şekilde belirleniyorsa; Araç bedeli+Satıcı karı (^ kaldırıldı ya yanlış olmasın :D)+KDV+ÖTV+KDV'nin ÖTV'si şeklinde bir takım ücretler alınıyor, hadi ilk 2'si tamam gerisi ne?

Aylık 1.5 TL her telefondan vergi kes (Bu arada Türkiye'de 3 büyük operatörün yaklaşık aktif müşteri sayısı 60 Milyon civarında(fazlası var eksiği yok)) artık siz hesap edin. Benzin, mazot saden külliyen sıkıntıda.

Bir de meyve sebze fiyatları konusunda memlekete göre değişiklik oluyor. Mesela ben Antalya'dayım burada kışın Portakal 2-3 lirayı geçmez, ama İstanbul'da maalesef haberlerde kilosunu 8 liraya görmüştüm. :(

Ülkede zaten adalet diye bir şey yok. Düşünün o kadar yok ki anlamını Google'a yazıp öyle buldum kelimeyi. Küçücük kızlara, erkeklere tecavüz et, ondan sonra hakim denen şahsiyetsiz adam gelsin iyi hal indirimi, seri sonu indirimi, Adliye Karta 5 taksit diye serbest bıraksın. Bu ne arkadaş? Ondan sonra "Çok böyük ülkeyiz.", "Avrupa bizi gısganıyor canım". Ne kıskanması? Kıskansa kıskansa doğal güzellikler var oraları kıskanır, o kadar. Ruslar kıskanıyor mesela, yazın Antalya mı Moskova mı? Belli değil.

Neyse artık yazmayacağım, sinirleniyorum yine. Kendinize dikkat edin. Eğer olur da tekrar gelemezsem Sosyale (bayrama kadar yani) şimdiden Bayramınız Mübarek olsun.:)
 
"Halkın alım gücü diye bir şey kalmadı" yazmam gerekiyordu pardon :) Öyle söylersem belki katılırsın.
Eski asgari ücret ile millet insani şartlarda olmasa da geçinebiliyordu, şuan hepten battı millet, sabah kahvaltısına sebze meyve alamıyor insanlar.

Bir sınava giriyorsun, sanırsın okul 5 yıldızlı otel ve biz oraya konaklamaya gidiyoruz. Köprü geçiş ücretlerinden bahsediliyor hali hazırda.
Bir fatura geliyor yarısından fazlası kullanmadığın hizmetin vergisi. Market alışverişi bile eskisine kıyasla 2 kat pahalılaştı.

Benim gücüm yeter ama bu ülkede çok daha zor şartlarda yaşayan insanlar var. Ondan sonra hakkını arayan adama, devrimci görüşleri savunan insanlara terörist muamelesi yapıyorlar.
Özür dilerim devrimle alakası olmayan, sadece HAYIR oyu veren insanlara bile terörist muamelesi yapıyorlar :)

Yarın bir gün aç kaldığınızda katılırsınız umarım yorumumun o ufak kısmına. Yanlış anlama senin iyiliğin için bu şekilde konuşuyorum, halkı yani seni düşündüğüm için.

Sen başını öne eğip, kıt kanat geçiniyoruz çok şükür dediğin sürece o kanadı da alacaklar elinden, mangalda et yiyemeyenler tavuğu da bulamayacak yakında.

Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini belirleyen şey kaç tane köprü yapıldığı değildir. Kaldı ki onu da yapmıyoruz, yaptırıyoruz ve eşşek yüküyle para ödüyoruz yabancı firmalara. Bir ülkenin gelişmişlik düzeyini halkın refah seviyesi belirler. O ülke ABD de olsa insanlar refah içerisinde yaşayamadıktan sonra gelişmiş falan sayılmaz hiçbir şey.

Sizin benimsediğiniz şey "Devlet için Halk" yönetmeliği. Benim ise benimsetmeye çalıştığım "HALK İÇİN DEVLET".
Hocam katılmama sebebim insanlarımız tanesi 1 lira olan ekmeğe bile pahalı diyor ama herkesin ellerinde S8'ler İphone 7'ler var. Ben bu konudan dolayı bu halka sinirleniyorum. İnsanlarımız her yerde askeri maaş az alım gücü az diyor ama maşşalah herkesin elinde son model telefon.
 
Ee o zaman sıkıntı ne ki? Diğer köprüler sadaka ile mi yapıldı hacı? o_O

Onlar da hazine ile yapıldı sonuçta. Ben de durduk yere OGS/HGS'den vs. çekiliyor sanıyorum. Hazineye verdiğimiz vergiler ile kesiliyorsa, bu durum bence gayet normal.

Yoksa değil mi? o_O
Hazine ile filan yapılmadı. Japon sermayesi yaptı köprüyü.
 
Hocam katılmama sebebim insanlarımız tanesi 1 lira olan ekmeğe bile pahalı diyor ama herkesin ellerinde S8'ler İphone 7'ler var. Ben bu konudan dolayı bu halka sinirleniyorum. İnsanlarımız her yerde askeri maaş az alım gücü az diyor ama maşşalah herkesin elinde son model telefon.
Herkes nakit para ile almıyor çoğu hastalıklı ve kredi çekiyor. Çok gördüm arabasını satıp daha düşük modelini alıp yeni çıkan telefonu alan insan.. Tabi alım gücü düşük biz 5 kişilik bi aileyiz 3 kişi okuyoruz iki kardeşim il dışında ben yine üniversiteyi ailemin yanında okuyorum 2 tane asgari ücretle neyin geçimini sağlayacaksın herkesin elinde son model telefonlar olması peşin parayla aldığı anlamına gelmiyor elimde G4 var fakat peşin para ile mi aldım 24 ay taksit ile aldım yani zaten her şeyi normal karşılayarak ülke bu hale getirildi ya.
 
O zaman "Halkımız egolu" demelisin. "Halkın alım gücü yüksek" dersen çok farklı bir anlam çıkarırsın ortaya :) Çünkü o Iphone 6S ile hava atan genç akşam evde makarna yiyor, belkide ak partinin dağıttıklarından? Benim de etrafım böyle insanlarla dolu. Çocuk kirada oturuyor zor bela geçiniyor ailesi, ama çocuk sevgilisiyle tatillerde millete hava atma amaçlı paylaşımlar yapmakta, telefon desen Iphone'dan başkasına elini sürmez. Sorsan parası yok ama sigarası hiç eksik olmaz gömleğinin cebinden.

Senin bahsettiğin çok farklı bir konu ; Aç tavuğun kendini buğday ambarında zannetmesi durumu.
Bizim bahsettiğimiz şey ise aç tavuğun gerçekten de aç olduğu gerçeği :D

Yinede şu ; Olmayan lüks yaşantısını birilerine ispatlama çabasında olan insanlara ayar oluyorum aynı senin gibi. Ama dediğim gibi ikisi çok farklı şeyler, yanlış anlaşılıyor cümlelerin.
 
Uyarı! Bu konu 7 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Yeni konular

Geri
Yukarı