Kur'an-ı Kerim'de ilginç bir çelişki var

E şimdi dostum matematiksel oran orantı olarak düşün 1 ayeti 5 dakikada yazmışım benzerini.Hepsini yazmam için bana biraz zaman versen 6 bin küsur ayetin benzerini yazarım sana. Hiç biride birbiriyle çelişmez içinde bir tane bile hata bulamazsın. Ama inanırlar mı benim yazdığım kitaba hayır ama senin benerini yazamazsın dediğin iddianı çürütmüş olurum.Yani niye bir benzeri yazılamasın onu anlayamıyorum kalem kağıt mantık ortada?
Berbat yazmışsın kanka. Samsung klavye önerisi gibi rastgele basmışsın tuşlara.

Nur 40: “Yahut engin bir denizdeki karanlıklar gibidir. Onun üstünü bir dalga bürümüştür, onun üstünde bir dalga onun üstünde de bir bulut vardır. Birbiri üstüne (yığılmış halde) karanlıklar. Elini çıkarsa neredeyse onu bile göremez. Allah kime nur vermemişse artık onun için nur yoktur.”

Şunu 20 senede bile yazamazsın.

Okyanus dalgaları hakkında tarihte bilinen en eski bahsediliş bu ChatGPT'ye de sorduğuma göre.

 
E şimdi dostum matematiksel oran orantı olarak düşün 1 ayeti 5 dakikada yazmışım benzerini.Hepsini yazmam için bana biraz zaman versen 6 bin küsur ayetin benzerini yazarım sana. Hiç biride birbiriyle çelişmez içinde bir tane bile hata bulamazsın. Ama inanırlar mı benim yazdığım kitaba hayır ama senin benerini yazamazsın dediğin iddianı çürütmüş olurum.Yani niye bir benzeri yazılamasın onu anlayamıyorum kalem kağıt mantık ortada?
Dostum sen Kuranı tam olarak açıklayabiliyor musun da benzerini yazabilirim tarzı söylemlere giriyorsun. İnsanoğlusun sen böbürlenme bu kadar ölüp gideceksin senden geriye hiç bir şey kalmayacak. Sen kendini kimle kıyaslıyorsun olum aklına yatıyor mu bu yazdıkların senin düşündüğünü kimse düşünmedi mi sence. Ulan bir de 1 ayeti 5 dakikada yazmışım diyor her ayetin derinliği aynı sanki
 
Dostum kuranı kerimde bebeklerin anne karnında 6 ay kaldığı yazıyor sen ne anlatıyorsun. Bugün biz bilim sayesinde biliyoruz ki bu bilgi yanlış 6 değil 9 ay bebekler anne karnında kalırlar.


Ayrıca birşeyi 1400 yıl önceden bilmek mucize değil.İlk filozoflar sümerliler ve antik yunan zamanında dünyanın döndüğü hatta boşlukta olduğu filan konuşuluyordu e şimdi onlara mı inanalım?
Ben hiçbir şeyi önceden bilmedi diyorum, adam bana gelmiş örneği atıyor. Çevirenlere göre de değişir, bilim ilerledikçe birçok ayette ona uyacak şekilde güncellendi zaten. Bu kafayla 1000 anlamı olan Arapça yerine düzgün bir anlatımla indirseymiş, Tanrı kendini açıklamayı beceremiyor bildiğimiz.

Dostum sen Kuranı tam olarak açıklayabiliyor musun da benzerini yazabilirim tarzı söylemlere giriyorsun. İnsanoğlusun sen böbürlenme bu kadar ölüp gideceksin senden geriye hiç bir şey kalmayacak. Sen kendini kimle kıyaslıyorsun olum aklına yatıyor mu bu yazdıkların senin düşündüğünü kimse düşünmedi mi sence. Ulan bir de 1 ayeti 5 dakikada yazmışım diyor her ayetin derinliği aynı sanki
Bence asıl inananlar çok böbürlü, inanmayan biri olarak kendimi herhangi bir hayvandan üstün veya aşağı görmüyorum. Her canlı aynı soydan geldiğine göre de böbürlenmek yersiz olacaktır. Geriye bir şey kalmayacağı konusu doğru, boşa yaşıyoruz boşa öleceğiz.
 
Ben hiçbir şeyi önceden bilmedi diyorum, adam bana gelmiş örneği atıyor. Çevirenlere göre de değişir, bilim ilerledikçe birçok ayette ona uyacak şekilde güncellendi zaten. Bu kafayla 1000 anlamı olan Arapça yerine düzgün bir anlatımla indirseymiş, Tanrı kendini açıklamayı beceremiyor bildiğimiz.


Bence asıl inananlar çok böbürlü, inanmayan biri olarak kendimi herhangi bir hayvandan üstün veya aşağı görmüyorum. Her canlı aynı soydan geldiğine göre de böbürlenmek yersiz olacaktır. Geriye bir şey kalmayacağı konusu doğru, boşa yaşıyoruz boşa öleceğiz.
İnananlar nasıl böbürlü hocam benden büyük Allah var derim ben her zaman böbürlendiğimi hissettiğim anlarda.
 
571 yılında okuma yazma bilmeyen, cahillik içerisinde yaşayan bir adamın çıkıp da;
zümer 6: “sizi annelerinizin karınlarında, üç karanlık içinde, bir yaratılıştan sonra (bir başka) yaratılışa (dönüştürüp) yaratmaktadır.”

Demesi ne kadar imkanlı?

"Özellikle 2014 ve sonrasında yapılan birçok bilimsel araştırma gösteriyor ki hamile kalmak isteyen kadınlar ve hamile kaldıktan sonra bebeklerinin sağlıklı gelişmesini isteyen kadınlar geç uyumamalılar ve geceleri ışıklı ortamda kalmamalılar. çünkü bebeğin oluşumu ve sağlığı karanlıkta salgılanan melatonin hormonuna bağlı.[1] teksas sağlık merkezinden profesör russel j. Reiter bunu şöyle açıklıyor: Geceleri ışığı her açışınızda melatoniniz düşer ve bu da gebe kalma ihtimalinizi azaltır. Gebe kalmak isteyen kadınlar en az sekiz saat ışıktan uzak karanlık bir ortamda uyumalılar. Yeterince karanlıkta kalmazsanız melatonin üretemezsiniz ve bebeğin beyin fonksiyonları yolunda gitmez. yeterince karanlık olmazsa bebekte dikkat eksikliği, hiperaktivite ve otizm gelişebilir. karanlık, biyolojik saatin düzenlenmesi için gerekli fakat karanlığın illa uyku ile olması gerekmiyor, uyku iyidir fakat karanlıkta kalmak uykusuz da olabilir” diye sözlerini bitiriyor.[1] 3 karanlık evrede yaratılış hakikati işte bu gerçeği müteşabih olarak yani bilimsel olarak açıklamaktadır."

"...Gelelim 3 karanlık evrede yaratılış ayetine. 3 karanlık evrede yaratılış ayeti bize diyordu ki bebeğin gelişimi ” üç karanlık içinde ” yaratılıştan yaratılışa sürmekte yani üç karanlık evrede gelişim oluşmaktadır. Yani dikkatlerimizi bebeğin gelişimi ve karanlığa olan gereksinimi üzerine çekiyor. Mucize bir şekilde bebeğin karanlığa olan ihtiyacını ve gelişimin üç karanlıkla birlikte geleceğini belirtiyor. İlgiçtir ki gebelikte de melatonin seviyesi sürekli aynı kalmaz ve üç dönem halinde keskin değişimler sergiler. ilk 24 Hafta'da önemli bir değişim olmaz, 24-36 haftalar arasında melatonin ihtiyacı ve kandaki seviyesi artar, 36. haftadan 40. haftaya kadar ise düşer.[18] görüldüğü gibi karanlık hormonu olan melatonin ihtiyacı bakımından bebeğin gelişimi de üç ana dönemde gerçekleşir.

Ek açıklama olarak; bebek melatonine yani karanlığa bağlı gelişir dedik. Anne adayı aydınlığa da çıkıyor fakat bebeğin gelişimini sağlayan melatonin aydınlıkta değil karanlıkta oluşuyor. Şöyle bir örnek vereyim, “ilkokul çağındaki çocuklar yiyeceklerle büyür” dediğiniz zaman “bu çocuklar her zaman yiyecek yemiyor öğünlerde yemek yiyor” derseler bu doğru olur, fakat çocukların büyümek için yemek yememeye değil, tam tersine yemek yemeğe ihtiyaçları olduğu gerçeği değişmez. Melatonin de aynıdır. Bebekler gelişim için melatonine ihtiyaç duyarlar bunun gece salgılanması yeterlidir, tüm gün salgılanmasına gerek yok. Gündüz salgılanmaması, bebeğin melatoninle gelişimine devam ettiği gerçeğini değiştirmez..."

kaynak: 223# 3 karanlık evrede yaratılışın bilimsel açıklaması – Dr. Kurtuluş Berzan

Bu dediğin şey zaten hatta kurandaki çoğu "daha yeni keşfedildi ama kuranda yazıyor" dediğiniz her şey aslında yeni keşfedilmedi bilimsel olarak yeni kanıtlandı. Milattan önce veya 1500'lü yıllarda biyolojik olarak açıklayacak bir gözlem aletin olmadığı için kanıtlayamazdın. Ancak bilinen şeylerdi özellikle antik mısır gibi uygarlıklarda. Milattan önce 2500 yıllarında eski krallık döneminde mısır senin o dediğin olayı zaten çözmüştü. Tıbbi papiruslardan "gece karanlığında veya belirli zamanlarda yapılan ritüellerin gebelik veya sağlıkla ilişkili etkileri sembolik ya da gözlemsel olarak yorumlanırdı" diye bir söz çıkarabiliriz kurandaki neredeyse her şey antik uygarlıklar tarafından bilinip uygulanıyordu.
 
Dostum sen kuranı tam olarak açıklayabiliyor musun da benzerini yazabilirim tarzı söylemlere giriyorsun. İnsanoğlusun sen böbürlenme bu kadar ölüp gideceksin senden geriye hiçbir şey kalmayacak. Sen kendini kimle kıyaslıyorsun olum aklına yatıyor mu bu yazdıkların senin düşündüğünü kimse düşünmedi mi sence. Ulan bir de 1 ayeti 5 dakikada yazmışım diyor her ayetin derinliği aynı sanki.

Güzel kardeşim bana da 23 yıl ver bende aynı derinlikte hatta daha iyisini yazarım diyorum sana. He sen şimdi çıkıp dersen ki sen şu an bilgilisin eğitimin var teknolojin var o zaman bana kalkıpta demeyeceksin bugün bir benzerini yazamazsın diye. Gerekli süreyi verirsen içinde 1 tane bile çelişki bulamayacağın şekilde yazarım. Hatta öyle bir yazarım ki kimse acaba bu ayette anlatılmak isenen kasıt/maksat diye diye sayfalarca gereksiz tefsir yazmaya ihtiyac duymaz. Kuranda cok kutsal seyler var sanıyorsunuz ama alakası yok. Sürekli bir konudan başka bir konuya pat diye yarıda bırakıp geçiyor. Anlatım bütünlüğü yok. Aynı ayetler harfi harfine 10 kere tekrar tekrar yazılmış gereksiz yere,e bir sürü de çelişkiler var, biraz da savaş ve günlük olayları anlatmış bir kitap bu yani. Niye yazılamasın benzeri.
 

Technopat Haberler

Geri
Yukarı