Lise anınızı anlatır mısınız?

  • Konuyu başlatan Unti
  • Başlangıç Tarihi
  • Mesaj 28
  • Görüntüleme 1B
12. sınıf okurken staj günümde işe gidiyordum. Her sabah hoşlandığım kadını düşünerek gittiğim için sağa sola bakar gözlerim imkansız olsa da onu arardı. Yine bir gün sağa sola bakarken gözlerim onu görür oldu. Soğuk soğuk terlerken yanına gittim ve muhabbet ettim. Arkadaşını aramak için telefonumu istedi. Telefonu hemen veremedim zira telefon şifremin onun doğum tarihi olduğunu bilmesini istemiyordum. O günden sonra her gün onun beklediği yere bakar oldum.
Orada o şifreyi öğrense belki bir ihtimal birlikteydiniz be kardeşim, gereksiz gurur mu diyeyim utangaçlık mı diyeyim ne bileyim :d
 
11. sınıfta meslek dersindeyiz bilgisayar atölyesinde yazıcılar vardı. Bir tanesini o zamanın parasıyla 9bin₺ olması lazım (2019 yılı) arkadaşla boğuşurken kırmıştım
 
Lisede bir gün servis bekliyordum gelmedi. Çok renkli bir lise hayatım varmış vay be duygulandım :D
 
Ben lise 2. sınıfta iken hocamız(kendi hocamız), lise 3. sınıf öğrencilerilerin kopyasına engel olmuştu. Olay hocamdan duyduğuma göre şöyle: Bir sınıfın, iki dersine aynı hoca(başka bir hoca ama aynı branş/zümreden) giriyor ve bu hoca o iki dersten birisinin yazılısını yapmış. Sizi bilmem ama genelde hocalarımız yazılı sonuçlarını açıkladığında bize sınav kağıtlarımızı gösterirdi ve bizde 9, 10 ve sınıfları karıştırarak aynı anda sınav yaparlardı. Bu hocamızda aynısını yaparken diğer yazılının da sınav kağıtlarını yanında getirmiş. Çingöz bir arkadaş bu durumu fark edip sınav kağıdını çalıyor sonrada WhatsApp üzerinden tüm 11. sınıflara paylaşıyor. Bizim hocamız teneffüs vakti koridorda dolaşırken hasbelkader bir arkadaşın WhatsApp'ından sınav sorularını fark ediyor. Sonra hiçbir şey demeden okulun bitmesini bekliyor ve sabaha kadar kazık soruların olduğu bir sınav hazılıyor. Ertesi gün biz sınava girdiğimizde 11. sınıfların "Sınav çok kolay olacak ya" gibi laflarını duyuyorduk. Sınav başlayalı 15/20 dakika oldu ve birden tüm 11. Sınıflar çıkmaya başladı. Gözetmen hocalar nedeni sorduklarında "Hocam sınav çok zor" diyerek çıkıyorlardı. Daha sonra, hocamız bu ünlü sınavın en yüksek notunu 45 olarak açıklamıştı.
 
1.
Bizim sınıflar çift pencere idi. Nasıl anlatayım. İç duvar hizasında iç pencere kanatları var. Duvar 30-40 cm kalın. Dış duvar hizasındaki, diğerine göre daha ufak, dış pencere kanatları var.
Bizim akıllılar, resim dersi naylonları vardır ya kocaman. Onları bantla bu pencere haznesi içine döşemişler. İçine de su ve akvaryum balığı koymuşlar. Meşhur coğrafya hocamız geldi derse. Baktı olaya.
- Yönetim sınıflara akvaryum mu koyuyor evladım?
Biz: Evet hocaaammm.
- İyi iyi güzel.
:D
2.
Klasik 1 Nisan şakası. Karatahtayı sabunlu su ile iyice siler bırakırdık. İnce tabaka sabunla kaplanmış gibi olurdu tahta. Tebeşir yazmazdı. Azar işitirdik. Off ne aptalmışız ya. :D
 
3.
Okulun ve hatta dönemin her son gün töreni kabustu bizde. Niye? Ya dışarıdan yumurta atardı içeri bizim büyük sınıflar - hani seyircisiz maçta Şükrü Saracoğlu Stadı içine dışarıdan maytap atılması misali. Ya da tören sonrası katliam. Önce kafanda un paketi parçalanır. Hortumla su sıkılır. Üstüne de yumurta kırılır. Leş. Leş ötesi. :D
 

Geri
Yukarı