Hocam, etkiler fakat iyi veya kötü etkileyip etkilemeyeceği size kalmış. Ben bugüne kadar beş tane lise değiştirdim ve bir kere bile pişman olmadım.
Hocam her zaman kendi elinde olmuyor bazı şeyler. Ben ilçede oturduğumuz dönemde oranın en iyi ilkokuluna gidiyordum. Sınıfım ilçenin en iyi öğrencilerini barındırıyordu. Bir çok sınıf arkadaşımla aynı mahalledendik. Hocalar da çok iyi idi. O döneme göre öğrenci yığılması gibi bir şey de yoktu. Sıralarda 2şer kişi oturuyorduk ve eğitimi çok iyi idi.
Ama ben 3. sınıfı bitirdikten sonra ablam nedeniyle bağlı olduğumuz şehre taşınmak zorunda kaldık. O dönemde Anadolu lisesi sadece şehirde vardı. Annemler kiralık ev bulana kadar 1-2 ay yine aynı okulumda devam ettim ve sonra kiraladıkları eve yakın olan bir okula kaydoldum ve açıkçası her ne kadar sevdiğim arkadaşlarım olsa da okulun seviyesi ortalamanın oldukça altında idi.
5. sınıf sonunda Anadolu lisesi sınavlarına girdim ama kazanamadım. (sınav giriş belgem ne olduysa bana hiç ulaşmadığından, bu tür durumlar için ayrılmış bir okulda 3 hocanın önünde tek başıma sınava girmem de etkilidir.) Evin çok yakınında olan ortaokul hasarlı olduğundan o sene daha uzak bir yerde eğitim verdiğinden babamın çalıştığı yere yakın olan ortaokula (o dönemin en iyi okullarındandı) yazıldım. 1 sene okuduktan sonra evimizin yakınındaki okulun tadilatı bittiğinden oraya geçiş yaptım.
Böylece tekrardan tüm hocalarım değişmiş ve tekrardan tanımadığım bir ortama girmiştim. Yeni okulumda İngilizce hocamız vekil hocaydı ve yeterli değildi. Bu nedenle İngilizce konusunda özellikle lisede çok sorun yaşayacaktım. Hatta bu okulda bizim sınıfta da olmak kaydıyla bir çok sınıf tekrarı yapan öğrenci vardı. 1-2 sen de değil daha uzun süredir geçemeyenler de vardı. Bir keresinde bunlardan biri bir çok öğrenciyi hırpalayıp rahatsız ettiği için tüm öğrencilerle özel görüşüp disipline gönderip okuldan attılar.
Ortaokulu da orada bitirip Anadolu lisesi, fen lisesi ve öğretmen lisesi sınavına girdim ve bu kez öğretmen lisesini yedek listeden kazanarak oraya yazıldım. Bizim orada fen lisesi zaten yoktu. En iyi liseler Anadolu lisesi, Anadolu Öğretmen lisesi ve bu ikisinin ardından bir okulun açtığı süper lise kısmı geliyordu. Okulun kendi binası olmadığından başka bir okulun üst katını kullanıyordu ve bu nedenle çok öğrenci almıyordu. 36şar kişilik iki hazırlık sınıfı aldılar o sene. Hazırlık sınıfını İngilizceden dolayı telafi sınavında geçebildim. Lise 2. sınıfta kendi binamıza kavuştuk ve okulu neredeyse biz öğrenciler taşıdık.
En güzel yıllarım lisede idi. Çok sevdiğimiz bir kaç hocamız ve çok iyi şimdi bile devamlı irtibatta olduğumuz arkadaşlarımız var. Üniversite sınav sistemi biz lise 2'de iken değişti ve ÖYS tamamen kalkıp sadece ÖSS konularıyla soru tarzı biraz değişerek ve okul puanının çok önem kazandığı bir sistem geldi. Hazırlık ve 1. sınıfta okul puanı çok önemli olmadığından sınavlar çok önem vermemiştik ve 5 üzerinden 4 ve üstü olan pek fazla kişi yoktu o zamanlar ki benim 3,5 tan biraz yukarıdaydı. Sayısalda ne kadar iyi olsam da sözelde pek başarılı değildim ve özellikle en fazla kredisi olan İngilizcede çok sıkıntılıydım.
Notları yükseltme çalışmalarımız ise sınavda çıkmayacak olan ÖYS konularına hocaların fazla yoğunlaşması nedeniyle hüsrana uğradı. Lise sonda sınıftan sadece bir kişi kıl payıyla takdir alabilmişti. Yine de dershanede kendimizi oldukça geliştirip son senemizde il sırlamasında ilk ona atabilecek hale rahatça getirdik. Hatta ikinci dönem dershane denemelerinde genellikle ilk sırada yer alıp ÖSS öncesi Türkiye geneli en popüler deneme sınavıyla en önemli kıyaslamada da o zamana kadarki en yüksek netlerime ulaşıp il birincisi olmuştum. 180 dakikalık sınavda 176 soruyu 135 dakikada çözmüştüm. en iyi halimdeydim. Türkiye derecesi olmazdı evet ama güzel bir yere yerleşebilirdim.
Ama bu sefer de sınava 1 ay kala Türkiye geneli deneme sonuçlarının açıklandığı gün aile içi saçma sapan işler nedeniyle moral motivasyonum zirveden en dibe hızlı bir çöküş yaşadı. sonraki denemelerde süreyi yetiştiremez haldeydim. Kısa sürede tekrar süreyi iyi kullanır hale gelmek zor oldu ama yeterli de olmadı. Zirvem olan 183 puana bir daha yaklaşamadım. Sınavda 174 yapabildim sadece ve okul puanı da yeterince iyi olmadığından istediğim yerlere gitmem imkansızdı. O zamanki rehberlik hocaları zaten sözde rehberlik yaptığından ne istediğim bölümlerin olduğu düşük puanlı okulları yazdım ne de bir sene daha mezuna kalıp tekrar sınava girmeyi seçtim. Tam tersi istemediğim bölümleri yazıp aralarından gelene gittim.
Sonrasında işler daha da sarpa sardı. İlk sene hazırlık okudum ama geçemedim. Zaten yazın ailemle görüşüp kayıt dondurdum ve tekrar sınava hazırlanmak için dershaneye yazıldım. Daha önceden gittiğim dershaneye hocaları da tanıdığımdan cüzi bir ücretle kaydoldum. Ama bir sene İngilizce dışında hiç bir şey görmediğimden önceki halimin gerisinde idim. Eskisine dönmek her seferinde daha zor oluyor. Yine de tüm bunlara rağmen öncekiyle aynı puan ama daha iyi sıralama ile bu sefer istediğim bölümün olduğu bazı yerleri yazdım ama yeterince düşük yerleri yazmamışım. En sona ailem için yazdığım bölüme girdim.
Yine ilk sene hazırlık okudum ve geçemedim. 2. senemde hala sınavı veremeyince sınavsız yatay geçiş hakkımı kullanarak aynı şehirdeki başka bir okula geçtim. Orada iken de 2. senemin sonunda hastalandım ve 8 aylık bir tedavi gördüm. (Devlet yurdu odalarında sigara içenler sağ olsun) Okula geri dönüş pek iyi olmadı ve KPSS ile neredeyse hiç alım da olmaması nedeniyle tekrardan sınava girmeye karar verdim. Bu sefer yüksekten de uçmadım. Orta üstü bir puanla orta üstü yerlere girebilecektim. Bu sefer de abam müdahil oldu ve tercihler yine isteğim dışına çıktı. Bu kez de uzaktan ilişki sıkıntılı imiş onun depresyonuyla uğraştım ve okulu yine bıraktım.
Bazı kurslara gittim ve sertifikalar aldım ama hiç işe yaradıkları da olmadı. En azından 2 yıllık bir bölüm bitirmek için YGS'ye girmeye karar verdim başvuruya bir hafta kala. Bunu duyan bir aile dostumuz da ilimizdeki üniversiteye yeni açılan bölümü önerdi. LYS'ye de girip orayı zorlamamı istedi. Evet yine aynı şey ve yine tamam dedim. YGS konuları artık birazcık soru çözmemle yeterli oluyordu bu nedenle ilk sınavda rahatça iyi puan aldım. LYS ise ayrı bir olay. Zaten düzgün bir hazırlık yapacak vakit de yoktu ben de sadece matematik ve geometriye yoğunlaştım ve yazacağım yer için gayet yetecek puanı aldım.
Kayıt zamanı gelince son okuldan kaydımı sildirirken bu sefer de askerlik çıkmasın mı? hemen tüm evrakları hazırlayıp kayıt yaptırıp dondurdum ve gidip birliğime teslim oldum. Daha önceden yaşadığım rahatsızlık nedeniyle de hastaneye sevk isteğinde bulundum. Önce il hastanesi ardından komşu ildeki askeri hastaneye sevk oldum ve orada da yatış verdiler. Yapılan tetkikler sonucu askerden muaf oldum. 1 ay askerlik yapıp eve döndüm ve hemen dondurulan kaydı açtırdım. Gecikmeli de olsa okula başladım.
Yaşanan o kadar şeyden sonra öğrencilik artık eskisi gibi değildi. Benden en az 12-13 yaş küçük sınıf arkadaşlarımla anlaşmakta sorun yoktu. Asıl mesele derslere çalışmak konuları anlamak ve sınavlara hazırlanmak. Artık kafa eskisi kadar alamıyor. İlk sene fena değil ama giderek dersleri veremez oldum. Devamsızlık yapmaya başladım. Başka şeyler de araya girdi ve yine ayrıldım. Bir yerde geçici çalışmaya başladım. Sonra daimi bir başka iş buldum. Açık öğretimden bir bölüme yazıldım ve şimdi de liseden arkadaşlarımın açtığı işin başında duruyorum.
Bu yaşadıklarımda benim bir çok hatam oldu ama tümünün sorumluluğunu da alamam. En büyük hatam ise başkalarının memnuniyetini kendi mutluluğumun önüne almak oldu. Daha dik başlı olabilseydim olaylar farklı olabilirdi. Ama bir yandan da bu kadar yaşadığım şeylerden bazılarını yok sayacak farklı seçenekleri seçmek ister miydim emin değilim.
Çok uzun yazdım kusura bakmayın. Tamamını okuyan olursa da sabrı için teşekkür ederim.