er2grul
Hectopat
- Katılım
- 21 Nisan 2021
- Mesajlar
- 3.981
- Makaleler
- 2
- Çözümler
- 10
Evet, yine merhaba ve yine ben.
Lisede yurtta kalmak, çok farklı bir deneyim. Aslında farklı olumsuz bir kelime benim için. Okul açıldığından beri yurttayım ve zor bir durum benim için. Neden mi? Yeni yazıma hoşgeldiniz.
Sabah saat 7 gibi uyanıyorum. Odada 8 ranza var. Aslında ranza kaldırıldı ama eski yurtlarda (örneğin bizim pansiyonumuz) hala ranza sisteminde. Uyanıyorum. İçeride oksijen tükenmiş. Havada iğrenç bir nefes + ayak + uyku kokusu var. Pencereyi açıyorum. Birkaç saniye temiz hava çekip odaya dönüyorum. Oda çok dar. Yaşam alanı çok az. Almanya'nın 2. Dünya Savaşı'nda toprak sevdasını daha iyi kavrıyorum. Arkadaşlarıma uyanmaları için hafif bir küfür ediyor, günaydın diyorum. Uyanmayanlara tekme atıyor ve zorla uyandırıyorum. Kapıdan çıkıyorum ve dar koridorda ilerliyorum. İğrenç kokan lavaboya giriyor ve yüzümü yıkıyorum. Koridorun duvarında asılı aynada yüzüme bakıyor ve bir gece daha hayatta kaldığım için şükrediyorum. Odaya dönüyor ve kapıyı kapatıyorum. Hâla uyanmayan arkadaşları sert bir küfür (!) ile uyandırıyor ve dolabımı açıyorum. Formamı buluyor ve giyiyorum. Birisi gece uyumadan önce kıyafetlerimi denemesin veya gecelik olarak kullanmasın diye askı kilit ile kitliyorum. Yavaş yavaş kendime geliyorum. Oda arkadaşım gece boyunca hiç sevemdiğim tarzda müzik dinlemiş ve hâlâ çalmakta. Telefonunu alıyor ve müziği kapatıyorum. Yavaş yavaş uyanan arkadaşlar da pencerede ciğerlerine takviye yapıyorlar.
Kahvaltıya iniyorum. 1 dilim ekmek alıyorum. Çay + sade bir ekmek yiyorum. Arkadaşım olmadığı için çayımı sessiz sessiz yudumluyor, odama dönüyorum. Çantamı alıyorum. Son kez uyanmayanlara sert hakaretler ediyor, odadan çıkıyorum.
Okula gidiyorum, akşam geri geliyorum. Ek: Okul-yurt arası 1 dakikadır.
Yemeğe kadar yapacak pek şey yoktur benim gibi yalnızlar için. Okuldan 3.40'da çıkıyoruz 7.30'da yemek başlıyor. Gitarımı çalıyorum kimi zaman. Bazen dışarı çıkıyorum.
Yemekten geliyorum ve yatağıma uzanıyorum. Etüt saatini bekliyorum. Etütler 3 tanedir ve 50 dakikadır (toplam 150 dakika).
Tuvaletlerin ve banyo kabinlerinin kilitleri yoktur. Bu durum insanı deli etmektedir. Ortalıkda bıraktığınız herhangi bir şey her an çalınabilir.
Çarşı izni hafta sonudur. Hafta içi yurttan çıkış yasaktır.
*Karantinada Yaşadıklarım:
Yurtta 2 pozitif vaka olduğunu öğrendik. Her gün defalarca ambulans geliyordu. Maskemizi çıkartmıyorduk. Pozitif vakaların oda arkadaşları test verdiler ve vaka sayısı 10-15 oldu. Birkaç gün içinde (bu sürede temaslı olarak karantinadayım) öksürük/baş ağrısı ve tat-koku kaybı başladı. Test verdim ve negatif çıktı. 2 gün sonra yine test verdim. Sonuç pozitifti. Artık 250 kişi içinde karantina dönemi benim için başamıştı.
Karantina odasına alındım. Yemekler odamıza geliyordu.
Kimse ile yüz yüze iletişim kuramıyorduk. Kimi zaman yanımıza uğrayan idareciler ve her gün arayan TSM dışında pek bir bağımız yoktu. İlk hafta rahat geçti. Lakin berbat bir durum vardı!
1 haftadır sadece mercimek çorbası, pirinç pilavı, yoğurt yiyorduk. Artık midem bulamaya başlamıştı ve psikolojik olarak zorlanmaya başlamıştım. Bir defasında unutulmuş ve yemek yiyememiştik. Sonuç olarak 2 hafta sonra o dar odadan kurtulduk. Allah bir daha yaşatmasın.
Not: Şu an okulda 2 pozitif vaka var ve ben aynı senaryoyu tekrar yaşamak istemiyorum.
Saygılar.
Lisede yurtta kalmak, çok farklı bir deneyim. Aslında farklı olumsuz bir kelime benim için. Okul açıldığından beri yurttayım ve zor bir durum benim için. Neden mi? Yeni yazıma hoşgeldiniz.
Sabah saat 7 gibi uyanıyorum. Odada 8 ranza var. Aslında ranza kaldırıldı ama eski yurtlarda (örneğin bizim pansiyonumuz) hala ranza sisteminde. Uyanıyorum. İçeride oksijen tükenmiş. Havada iğrenç bir nefes + ayak + uyku kokusu var. Pencereyi açıyorum. Birkaç saniye temiz hava çekip odaya dönüyorum. Oda çok dar. Yaşam alanı çok az. Almanya'nın 2. Dünya Savaşı'nda toprak sevdasını daha iyi kavrıyorum. Arkadaşlarıma uyanmaları için hafif bir küfür ediyor, günaydın diyorum. Uyanmayanlara tekme atıyor ve zorla uyandırıyorum. Kapıdan çıkıyorum ve dar koridorda ilerliyorum. İğrenç kokan lavaboya giriyor ve yüzümü yıkıyorum. Koridorun duvarında asılı aynada yüzüme bakıyor ve bir gece daha hayatta kaldığım için şükrediyorum. Odaya dönüyor ve kapıyı kapatıyorum. Hâla uyanmayan arkadaşları sert bir küfür (!) ile uyandırıyor ve dolabımı açıyorum. Formamı buluyor ve giyiyorum. Birisi gece uyumadan önce kıyafetlerimi denemesin veya gecelik olarak kullanmasın diye askı kilit ile kitliyorum. Yavaş yavaş kendime geliyorum. Oda arkadaşım gece boyunca hiç sevemdiğim tarzda müzik dinlemiş ve hâlâ çalmakta. Telefonunu alıyor ve müziği kapatıyorum. Yavaş yavaş uyanan arkadaşlar da pencerede ciğerlerine takviye yapıyorlar.
Kahvaltıya iniyorum. 1 dilim ekmek alıyorum. Çay + sade bir ekmek yiyorum. Arkadaşım olmadığı için çayımı sessiz sessiz yudumluyor, odama dönüyorum. Çantamı alıyorum. Son kez uyanmayanlara sert hakaretler ediyor, odadan çıkıyorum.
Okula gidiyorum, akşam geri geliyorum. Ek: Okul-yurt arası 1 dakikadır.
Yemeğe kadar yapacak pek şey yoktur benim gibi yalnızlar için. Okuldan 3.40'da çıkıyoruz 7.30'da yemek başlıyor. Gitarımı çalıyorum kimi zaman. Bazen dışarı çıkıyorum.
Yemekten geliyorum ve yatağıma uzanıyorum. Etüt saatini bekliyorum. Etütler 3 tanedir ve 50 dakikadır (toplam 150 dakika).
Tuvaletlerin ve banyo kabinlerinin kilitleri yoktur. Bu durum insanı deli etmektedir. Ortalıkda bıraktığınız herhangi bir şey her an çalınabilir.
Çarşı izni hafta sonudur. Hafta içi yurttan çıkış yasaktır.
*Karantinada Yaşadıklarım:
Yurtta 2 pozitif vaka olduğunu öğrendik. Her gün defalarca ambulans geliyordu. Maskemizi çıkartmıyorduk. Pozitif vakaların oda arkadaşları test verdiler ve vaka sayısı 10-15 oldu. Birkaç gün içinde (bu sürede temaslı olarak karantinadayım) öksürük/baş ağrısı ve tat-koku kaybı başladı. Test verdim ve negatif çıktı. 2 gün sonra yine test verdim. Sonuç pozitifti. Artık 250 kişi içinde karantina dönemi benim için başamıştı.
Karantina odasına alındım. Yemekler odamıza geliyordu.
Kimse ile yüz yüze iletişim kuramıyorduk. Kimi zaman yanımıza uğrayan idareciler ve her gün arayan TSM dışında pek bir bağımız yoktu. İlk hafta rahat geçti. Lakin berbat bir durum vardı!
1 haftadır sadece mercimek çorbası, pirinç pilavı, yoğurt yiyorduk. Artık midem bulamaya başlamıştı ve psikolojik olarak zorlanmaya başlamıştım. Bir defasında unutulmuş ve yemek yiyememiştik. Sonuç olarak 2 hafta sonra o dar odadan kurtulduk. Allah bir daha yaşatmasın.
Not: Şu an okulda 2 pozitif vaka var ve ben aynı senaryoyu tekrar yaşamak istemiyorum.
Saygılar.