Şunu bırakalım öncelikle.
İnsan en kolayına gelen eylem ne ise ona yönelir. Yediği bir yiyeceğin ambalajını ya da başka bir çöpü yere atmak, birkaç metre ötedeki çöp kutusuna atmaktan daha kolay gelir çoğu insana. İlkokuldaki öğretmenim ''çöp kutusu bulamazsanız, bulana kadar çöpü cebinizde tutun'' derdi. Doğayı kirletip kendini zehirlemektense üzerindeki kıyafetin bir kısmını, cep kısmını kirletmek daha iyidir. Öğretmenimin bu önerisi sayesinde cebimde kilometrelerce çöp taşımışlığım var ve bundan ötürü hiçbir zaman utanma ya da tiksinme gibi bir hisse kapılmadım.
Kıyafeti yeniden alabilirsin ama delinmiş bir ozon tabakasını yamayamazsın. Sadece o tabakadaki deliğin genişlemesini yavaşlatabilirsin. Yaşadığın doğa olaylarına bakarsan zaten dünyayı ne kadar mahvettiğini görebilirsin. Bu, insanın kendi kendini öldürmesidir. Zaten hep öyle olur. Bu yüzden de başka gezegenlerde yaşanılabilir alanlar yaratma uğraşındayız.
Otobüsteki yaşlı amcanın yaptığına benzer davranışları uygulayan kişileri -sözlü olarak da- uyarsan bi' ihtimal yaptığı yanlışı anlardı. Toplumda senin gibi düşünen az sayıda insan olduğu için biz hala bunları konuşuyoruz.
Bir de yere tüküren yaratıklar var. Cidden en tiksindiğim davranışlardan birisi. Mendilin de mi yok pislik herif? Bari git tenha bir yerde yap da diğer insanların midesi bulanmasın.
Tepki gösterelim göstermesine de bu toplumun diğer konularda olduğu gibi bu konuda da eskisi gibi devam edeceği ortada. Yine de elinden geldiğince doğa adına bir şeyler yapmaya çalış. Mesela TEMA Vakfı'na üye olabilirsin, fidan dikebilir ya da bağışta bulunabilirsin.