Bir mimarlık öğrencisi olarak sana ilk tavsiyem 3d modelleme ve görselleştirme programlarını çok iyi öğrenmen. Mimarlığın %50'ı sorumluluk bilinci ve çalışkanlık, %30'u iyi görseller ve başarılı sunum ve %20'si başarılı tasarımdır. Öğretim hayatının ilk senesi yoğun tempodan ve uykusuzluktan homurdanarak, 2.yıl "tamam bırakıcam ben kesin" diye kendini ikna çabalarıyla, 3. yıl "girdik okuyoruz, bitirelim bari" düşüncesiyle ve son sene bitmesinin verdiği heyecanla geçecek. Jüriler ve teslimler en büyük stresin, en büyük sorunun uykusuzluk olacağı bir meslek. Seven için dünyadaki en güzel meslek ama geri kalanları için ızdırap. Jürilerde kendini ifade etmen ve sunum tekniğini geliştirmen en önemlisi. Diksiyon, etkili konuşma,autocad, 3d modelleme ve photoshop,illustrator programlarını bilmek mimarlığın en temel taşları, o konularda kendini geliştirirsen yaptığın ortalama bir proje bile iyi bir etki yaratır. Hocalarının senin projen hakkında yorumları birbiriyle örtüşmüyor olacak bazen ama sen bunu söylediğinde sana karşı birlik olup seni haksız gösterecekler. Ama hocalar her zaman kendine güveni olmayan ve onları etkileyemeyen projeleri hedef olarak alır ve onları acımasızca eleştirir. Sen kendinden emin olursan hocaların eksiklerini sadece belirtir,üzerine çok gelmez. Onlar kendine güvenli mimar adayı görmek istiyorlar karşılarında çünkü. İş garantisi birçok meslek gibi yok ama iş garantisini birebir ilişkilerinle sağlayabilirsin. 3 dönem yapacağın stajlarında çalıştığın yerleri iyi seçersen ve gayretli olursan oralarda iş imkanının büyük ihtimal garantilersin. Malesef laz müteahhitlerin ele geçirdiği ve mimarlığın inşaat sektörü olarak görüldüğü dönemde sivrilmek zor ama imkansız değil. İnternetten olabildiğince mimari sayfaları takip , mimarların tasarımlarını araştır her gün, onların fotoğraflarından oluşan kendine klasör oluştur ilerde ilham kaynağı olabilir. En önemlisini en sona sakladım, mimarlık vizyon işidir. Proje yapmak değildir sadece, herşeyi takip etmek, bazen doğadan ilham almak, entellektüel seviyeni arttırman ve koruman gereken bir meslektir. Aksi takdirde masa başında "çiz oğlum/kızım" denilen bir eleman olursun.
Yazdıklarımı şimdi yeniden okuyunca ben nasıl bir bölümde okuyomuşum diye korktum açıkçası ama senin aklından,yaratıcılığından, fikrinden oluşmuş birşeyin maket halini görmek bile insan için büyük gurur ve mutluluk kaynağı. Bunun ileride somut bir şekilde var olmasıda senin elinde oluşu bu mesleği cezbedici ve heyecan verici kılıyor her zaman. Umarım aklındaki soru işaretlerine ütopyalardan uzak, olabildiğince realist ama artısı eksisiyle önüne sunabilmişimdir.