Mitolojide Echo ve Narcissus'un Hikayesi

Katılım
26 Haziran 2017
Mesajlar
289
Makaleler
1
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Çok güzel bir peri kızı olan Echo, bir gün avlanan bir avcı görür. Narcissus adındaki bu avcı çok yakışıklıdır. Echo bu genç avcıya ilk görüşte âşık olur. Ancak Narcissus bu sevgiye karşılık vermeyerek, peri kızının yanından uzaklaşır. Echo bu durum karşısında günden güne eriyerek, kara sevda ile içine kapanarak ölür. Bütün vücudundan arta kalan kemikleri kayalara, sesi ise bu kayalarda 'eko' dediğimiz yankılara dönüşür.

Olimpos dağında yaşayan tanrılar bu duruma çok kızar ve Narcissus'u cezalandırmaya karar verirler. Günlerden bir gün av izindeki Narcissus susamış ve bitkin bir şekilde bir nehir kenarına gelir. Buradan su içmek için eğildiğinde, sudan yansıyan kendi yüzü ve vücudunun güzelliğini görür. O da daha önce fark edemediği bu güzellik karşısında adeta büyülenir. Yerinden kalkamaz, kendine âşık olmuştur. O ana dek kimseyi sevmediği kadar, sevmiştir kendi görüntüsünü . O şekilde orada ne su içebilir, ne de yemek yiyebilir, aynı Echo gibi Narcissus da günden güne erimeye başlar ve orada sadece kendini seyrederek ömrünü tüketir. Öldükten sonra da vücudu nergis, yani ingilizce Narcissus, çiçeklerine dönüşür.

1200px-Narcissus-Caravaggio_%281594-96%29_edited.jpg
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Maşallah... Bende Dumbus'un hazin hikayesini anlatayım sizlere.

Leechus vahşi bir kan emicidir. İnsanlara sinsi sinsi yaklaşır ve onların kanlarını ölene dek sömürür.

Leechus aynı zamanda güzel de bir kızdır. Onun bu güzelliğine kanan Dumbus adındaki yakışıklı bir delikanlı, Leechus'a aşkını itiraf etmek ister.

Ama delikanlıda ne para vardır, ne de aşkını itiraf edecek cesaret...

Dumbus buna bir çözüm yolu bulmak ister ve bir kahine gider.

Kahin bunun bir çözüm yolunun olduğunu ve nehrin kenarındaki elma ağacından elmaları koparmasını söyler.

Dumbus hemen heyecanla nehre koşar ve elma ağacını bulur. Dalından kopardığı her elmanın altına dönüştüğünü görür. Kendisine yetecek kadar elma koparıp hemen kasabaya iner.

Kendisini baştan aşağı yenileyerek Leechus'u bulmak üzere yola çıkar.

Leechus'u nehrin kenarındaki elma ağacın gölgesinde uyurken bulur. Dumbus bütün hayranlığıyla Leechus'a bakar ve hülyalara dalar.

Leechus hipnoz olmuş Dumbus'a sinsi sinsi yaklaşarak, genç delikanlı ölene kadar kanını emer ve cesedini de elma ağacının oraya bırakır.

Bunu gören tanrılar ise öfkelenir ve Leechus'u lanetler. Leechus, başına düşen bir altın elma ile sendeleyip nehre düşer ve erir.

Leechus eriyerek kan emici sülüklere dönüşmüştür.

Dumbus'un cesedi ise tanrılarında yardımıyla elma ağacının dibine çökmüştür.

Yerdeki altın elmayı bulan bir köylü ise daha fazla altın elma alabileceği ümidiyle ağaçtaki tüm elmaları toplar.

Hiçbir elmanın da altına dönüşmediğini gören köylü üzülür ve "Topladık o kadar, gidip satayım bari..." diyerek kasabaya gidip elmaları satar.

Rivayete göre Dumbus'un cesedinin gömülü olduğu ağaç da suçsuz yere tanrılar tarafından Dumbus'un aptallığıyla lanetlenir ve bu ağaçtaki elmadan yiyen herkese Dumbus'un saflığı ve aptallığı bulaşır...

Dünyadaki saflığın kaynağının da bu elma ağacı olduğu söylenir. :ıslık:
 
Son düzenleme:
Tam öyle değil aslında ama yine iyi.
Uzun versiyonu Echo'nun Hera tarafından lanetlenmesiyle başlıyor.
 
Uyarı! Bu konu 7 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Yeni konular

Geri
Yukarı