2010 yılıydı, hem dünya kupasının olduğu yıl, hem de çocukluk denen yıllarımın tavan yaptığı dibine kadar hissettiğim bir yıldı. O yaz çoğu şeyin gönlüme göre olduğunu düşünürüm,dopdolu bir yazdı benim için.İnsanların bu kadar kendi dünyasına hapsolduğunu hatırlamıyorum ya da farkında değildim. Bundan önce de 2005-2006 yıllarıydı, daha güzeldi çarpık zihniyetli insanları yeni yeni gelişen sosyal medya yüzünden daha az fark ediyorduk. Sanki sevdiğiniz bir içeceğin şişe dibine gelmişim gibi hissediyorum, şimdi baktığımda.