Mutlu Noeller Technopat

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Tövbe estağfurullah tövbe yarabbim ! Ecdadımızın kemikleri sızlıyordur. Bu ülkeyi kafirlerden kurtarmak için şehid oldular. Torunları ise onların kültürlerini yaşıyor.
 
Beni güldürdüğünüz için çok teşekkür ediyorum. Bir de nasıl da diyor atalarımızın kemikleri sızlıyor diye, sen laik ve özgür bir ülke de yaşıyorsun. İnsanların dini seni ilgilendirmez. Ayrıca Müslüman diye Noel kutlanamaz mı?

Ek Bilgi:
Noel nedir? Noel, her yıl 25 Aralıkta, Hz. İsa’nın doğum gününü kutlamak ereğiyle yapılan Hristiyan bayramı, yortusu.

Biz Hz İsa'nin yaşadığına inanıyoruz. Olduğuna inanıyoruz. Peki, bir peygamberin doğum gününü kutlamak neden günah olsun ya da bunu yapmak caiz olmasın.
 
"Kim bu kavme benzemeye çalışırsa ondandır." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, Beyrut 1985, II/50)

Rasûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem buyurdular:

"Kim bir kavme (topluluğa) benzemeye çalışırsa o, onlardandır."

(Ebu Davud, libas 4)
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Belki adam Hristiyan, nerden biliyorsun? Hayır, sana mı kaldı adamın neye inanıp neye inanmayacağını söylemek? Sana mı kaldı neyi kutlayacağına karar vermek? Bu ülkeyi kurtarmak için çok fedakarlıklar yapan o adamların ve kadınların kemiklerini biz mi sızlatıyoruz? Bence onların kemiklerini insanları bölerek ve ayırarak itham eden sen ve sizler sızlatıyorsunuz.
 
@fivefivesix4com Noel gibi artık basitleşmiş ve Türkiye'de büyük bir kitle tarafından normal karşılanan bir kutlama ile atalarınızın kemiklerinin sızlaması arasına bir bağ kurmanızın anlamı yok. Boşuna çaba harcamayın. İsteyen istediği şekilde inancını ve kültürünü yaşar.
Bununla paralel olarak kutlu doğum haftasında Hristiyanların ya da başka semavi dinlere inananların bu hafta ile ilgili etkinlik ve kutlamalara karşı çıktığını veyahut bu konuda herhangi bir protestoda bulunduğunu gördünüz mü hiç? Biraz modern olun, büyük bir kısmı da Asya'da bulunan fakat köklerine bağlı ve de yobaz kaynayan ve aynı zamanda bir ayağı Avrupa'ya dönük olan bir ülkede yaşıyorsunuz . Azıcık modernlik çabası rica ediyoruz.
 
Ayrıca şöyle bir şey de var ki Hz. İsa (İncil'e göre) çobanlar gündüz ve gece koyunlarını otlatırlarken doğmuştur. 25 Aralık tarihinde bu mümkün değildir çünkü kışın koyunlar otlatılmaz. 25 Aralık aynı zamanda Mitra'nın doğum günüdür. Mitra Pers mitolojisinde güneş tanrısıdır. Bu nedenle eskiden pagan adetlerinde 25 Aralık güneş günü olarak kutlanırdı. Bu adet bundan sonraki zamanlarda Hristiyan adetine dönüştürüldü. Hristiyanlık'ta bolca pagan adeti vardır. Sadece Hristiyanlıkta değil dünyadaki her dinde bu tip adetler görürsünüz.
 
Ferdi ve sosyal planda ortaya çıkan, dinde benzeşmenin farklı türleri ve hükümleri vardır:

1. Tabiî benzeşme: İlim ve teknikte kullanılan metotlardaki benzeşme, yürüme, yemek yeme, bazı vasıtaları kullanma gibi batıl perestlere benzemenin kaçınılmaz olduğu tabiî durumlardaki benzeşmedir.

2. Mekruh olan benzeşme: Benzeşmenin sorumculuğu gerektiren en hafif şeklidir. Örneğin, putperestlere benzeme olduğundan, canlı resimleri içeren duvar halıları, yastıklar ve tablolarla evi donatma veya bu şekilde bezeli elbise giyme, genellikle fukaha tarafından mekruh sayılmıştır.

3. Haram olan benzeşme: Yahûdi, Hristiyan, Budist, Materyalist ve benzeri batıl dinlerin ve ideolojilerin mensuplarına özgü olup, İslâm'ın emirleri ve yasakları ile çatışan hususiyetlerinde onlara benzemek. Alkollü içki içmek, ikram etmek, imâl etmek ve ticaretini yapmak gibi.

Hz. Peygamber Efendimiz (asm), mümin olmayan toplumların bayramlarının ve kutsal günlerinin onlar gibi kutlanmasını yasaklamıştır. Zira bu, sosyal bütünlüğün korunması, cemaatin dağılmaması ve dejenere olmaması için gereklidir.

Toplumun değerlerine ters düşen yabancı ve zararlı etkilere açılma ve o toplumun kendi değerlerinin zayıflamasına, solmasına ve unutulmasına yol açabilir. Dıştan gelecek zararlı etkilere kendisini kapamayan fert ve toplum er geç çöker. Bundan dolayı olsa gerek ki, Peygamber Efendimiz (asm),

"Kim bu kavme benzemeye çalışırsa ondandır." (Ahmed b. Hanbel, Müsned, Beyrut 1985, II/50)

buyurmuştur. Binaenaleyh, inananlar için bir bütün halinde yaşanması gerekli olan İslâm dininin tatbik edilmesi istenen ana prensiplerinden biri de ferdî, ailevî ve sosyal hayatın her bir safhasında batıl din ve ideoloji mensuplarına benzemek (teşebbüh)den sakınmaktadır.

Müslümanın kendi inançlarına ters düşenlere benzemesi, dünyada şahsiyet zafiyetine, gittikçe kendisine ve değerlerine yabancılaşmaya ve karşıt güçlere uşak olmaya sevkedecek; ahirette ise azaba yol açacaktır. Bunun için Müslümanın İslâm'ı öğrenmesi, bid'atlerden kaçınması, haramlardan uzaklaşması, batılperestlerle içli-dışlı olmaktan uzak durması gerekmektedir.

Kaynak: sorularlaislamiyet
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı