Çevre konusunda haklısınız, "insan en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır." şeklinde bir söz vardı. Doğrusu ben de reelde kendim kadar pozitifini bulamadığım için, çoğunlukla pozitif kişisel gelişim sayfalarını takip ederek bu bahsedilen dengeyi koruyorum. Çevreme karşı çoğunlukla bu şekilde verici durumda olabiliyorum, alma işi ise bahsettiğim şekildeki kanallardan: )
Veya kitap okumayı sevenler için pozitif kitaplar da aynı yola çıkacaktır, nitekim kitap okumayı da "yazarı ile vakit geçirmek" şeklinde görüyorum.
Sonuç olarak durumu toparlayacak olsam, şunları söyleyebilirim: Her şey "kendi zihnimizde onları nasıl anlamlandırıyorsak" öyle oluyor. Bir şeye "bu gerekli" inancıyla yaklaştığımızda o şey bizim için gerekli hale geliyor. "bu şey gereksiz" diyecek olsak da, bu kez zihin ona ihtiyaç duymaz hale geliyor. Zihin dünyasının bu özellikleri en önemli şey aslında: İstersek kendi kendimize koyduğumuz engellerimizi önümüzden kaldırabileceğimiz gibi, dikkat etmezsek kendi kendimizi bloklayabiliyoruz da. "reelde pozitif çevre şart" dersek ve bunu sağlayacak imkân da yoksa: Kendi kendimizi elimizde olmayan bir sebepten ötürü kısıtlamışız demektir. "kanallar veya kitaplar ne güne duruyor?" dediğimizde ise, zihnimiz bu fikri sevip yeni dayanağı yapıyor: )
Bu arada bir insan, kendi zihnini (duygu, düşünce ve davranışlarını) çok iyi yönetebilir hale geldiğinde, bu durum yakın çevresine de olumlu yönde yansımaya başlıyor. Kim bilir, belki o somurtuk insanların da güler yüzlü bir hale gelebilmesine vesile olabiliriz: ) nasıl ki bizim gülmemiz için birilerinin pozitifliği iyi geliyorsa, bizim pozitifliğimiz de bu kişilere uzun vadede iyi gelebilir. Ancak kısa sürede hiçbir zaman olmaz, insanın kendisi de çok geç değişiyor nitekim, haliyle bu değişimin başkalarına yansıması da kısa sürede olmayacaktır.
Uzun soluklu bir yol kısaca, denemek isteyenlere çokça kolaylıklar dilerim: )