Mutluluğun formülü nedir?

Benim olaya bakış açım biraz değişik ama aslında herkes için çok da tanıdık. Mutluluğun bulaşıcı olduğuna inananlardanım ve buradan yola çıkarak: hayatta en kolay mutlu olma yolunun "mutlu etmek" olduğunu düşünüyorum. Birine iyilik yapıp onun mutluluğuna şahit olmak ve ardınca o kişinin mutluluğunun size bulaşmasını görmek... Anında etki : )

Bunun dışında doğru olduğuna inandığım ve değer verdiğim her şey için, başkaları sevmese de çabalamak benim için mutluluktur.

Genel olarak, beni değil de, tüm herkesi düşünürsek: Mutluluk "mutlu ettiğine inandığımız" şeylerde gizlidir. Ancak şunu da belirtmeden geçemem: Bencil ve/veya toplumun zararına olan mutluluk kaynakları (bunları seçen olursa) sadece geçici zevk verir. Nitekim karanlık, anlamı olmayan duygular eninde sonunda insanı dibe çeker; ardınca sonu da genellikle iyi olmaz.
Kimi mutlu etsek 2. 3. seçeneği olduk hocam. Artık ailemden başka kimseyi mutlu etmek için uğraşmam, ama dediğiniz bazıları için doğru olabilir. Birisi sevdiği birisinin mutluluğu ile mutlu olabilir, mesela gerçekten sevdiğim birisi bir şey başarırsa ben mutlu olurum. Bir de mutlu olmak için iyimser insanlarla takılmak gerekiyor diye düşünüyorum. Çevren neyse sen de osundur bence, arkadaşlarının hepsi somurtkan, yüzü asık tiplerse nasıl mutlu olabilirsin. Hadi 1 gün 2 gün mutlu oldun, ondan sonra sen de onlara benzemeye başlayacaksın.
 
Kimi mutlu etsek 2. 3. seçeneği olduk hocam. Artık ailemden başka kimseyi mutlu etmek için uğraşmam, ama dediğiniz bazıları için doğru olabilir. Birisi sevdiği birisinin mutluluğu ile mutlu olabilir, mesela gerçekten sevdiğim birisi bir şey başarırsa ben mutlu olurum. Bir de mutlu olmak için iyimser insanlarla takılmak gerekiyor diye düşünüyorum. Çevren neyse sen de osundur bence, arkadaşlarının hepsi somurtkan, yüzü asık tiplerse nasıl mutlu olabilirsin. Hadi 1 gün 2 gün mutlu oldun, ondan sonra sen de onlara benzemeye başlayacaksın.
Çevre konusunda haklısınız, "İnsan en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır." şeklinde bir söz vardı. Doğrusu ben de reelde kendim kadar pozitifini bulamadığım için, çoğunlukla pozitif kişisel gelişim sayfalarını takip ederek bu bahsedilen dengeyi koruyorum. Çevreme karşı çoğunlukla bu şekilde verici durumda olabiliyorum, alma işi ise bahsettiğim şekildeki kanallardan : )

Veya kitap okumayı sevenler için pozitif kitaplar da aynı yola çıkacaktır, nitekim kitap okumayı da "yazarı ile vakit geçirmek" şeklinde görüyorum.

Sonuç olarak durumu toparlayacak olsam, şunları söyleyebilirim: Her şey "kendi zihnimizde onları nasıl anlamlandırıyorsak" öyle oluyor. Bir şeye "bu gerekli" inancıyla yaklaştığımızda o şey bizim için gerekli hale geliyor. "Bu şey gereksiz" diyecek olsak da, bu kez zihin ona ihtiyaç duymaz hale geliyor. Zihin dünyasının bu özellikleri en önemli şey aslında: istersek kendi kendimize koyduğumuz engellerimizi önümüzden kaldırabileceğimiz gibi, dikkat etmezsek kendi kendimizi bloklayabiliyoruz da. "Reelde pozitif çevre şart" dersek ve bunu sağlayacak imkân da yoksa: kendi kendimizi elimizde olmayan bir sebepten ötürü kısıtlamışız demektir. "Kanallar veya kitaplar ne güne duruyor?" dediğimizde ise, zihnimiz bu fikri sevip yeni dayanağı yapıyor : )

Bu arada bir insan, kendi zihnini (duygu, düşünce ve davranışlarını) çok iyi yönetebilir hale geldiğinde, bu durum yakın çevresine de olumlu yönde yansımaya başlıyor. Kim bilir, belki o somurtuk insanların da güler yüzlü bir hale gelebilmesine vesile olabiliriz : ) Nasıl ki bizim gülmemiz için birilerinin pozitifliği iyi geliyorsa, bizim pozitifliğimiz de bu kişilere uzun vadede iyi gelebilir. Ancak kısa sürede hiçbir zaman olmaz, insanın kendisi de çok geç değişiyor nitekim, haliyle bu değişimin başkalarına yansıması da kısa sürede olmayacaktır.

Uzun soluklu bir yol kısaca, denemek isteyenlere çokça kolaylıklar dilerim : )
 
Çevre konusunda haklısınız, "insan en çok vakit geçirdiği 5 kişinin ortalamasıdır." şeklinde bir söz vardı. Doğrusu ben de reelde kendim kadar pozitifini bulamadığım için, çoğunlukla pozitif kişisel gelişim sayfalarını takip ederek bu bahsedilen dengeyi koruyorum. Çevreme karşı çoğunlukla bu şekilde verici durumda olabiliyorum, alma işi ise bahsettiğim şekildeki kanallardan: )

Veya kitap okumayı sevenler için pozitif kitaplar da aynı yola çıkacaktır, nitekim kitap okumayı da "yazarı ile vakit geçirmek" şeklinde görüyorum.

Sonuç olarak durumu toparlayacak olsam, şunları söyleyebilirim: Her şey "kendi zihnimizde onları nasıl anlamlandırıyorsak" öyle oluyor. Bir şeye "bu gerekli" inancıyla yaklaştığımızda o şey bizim için gerekli hale geliyor. "bu şey gereksiz" diyecek olsak da, bu kez zihin ona ihtiyaç duymaz hale geliyor. Zihin dünyasının bu özellikleri en önemli şey aslında: İstersek kendi kendimize koyduğumuz engellerimizi önümüzden kaldırabileceğimiz gibi, dikkat etmezsek kendi kendimizi bloklayabiliyoruz da. "reelde pozitif çevre şart" dersek ve bunu sağlayacak imkân da yoksa: Kendi kendimizi elimizde olmayan bir sebepten ötürü kısıtlamışız demektir. "kanallar veya kitaplar ne güne duruyor?" dediğimizde ise, zihnimiz bu fikri sevip yeni dayanağı yapıyor: )

Bu arada bir insan, kendi zihnini (duygu, düşünce ve davranışlarını) çok iyi yönetebilir hale geldiğinde, bu durum yakın çevresine de olumlu yönde yansımaya başlıyor. Kim bilir, belki o somurtuk insanların da güler yüzlü bir hale gelebilmesine vesile olabiliriz: ) nasıl ki bizim gülmemiz için birilerinin pozitifliği iyi geliyorsa, bizim pozitifliğimiz de bu kişilere uzun vadede iyi gelebilir. Ancak kısa sürede hiçbir zaman olmaz, insanın kendisi de çok geç değişiyor nitekim, haliyle bu değişimin başkalarına yansıması da kısa sürede olmayacaktır.

Uzun soluklu bir yol kısaca, denemek isteyenlere çokça kolaylıklar dilerim: )

Aynen öyle hocam, herkes kendine hayatın gri renginden kaçmak için bir yol arıyor. Sizinki kitaplar olmuş, benim gibiler için müzik olur. Kimisi için oyunlar, kimisi için hobi edinmek. Fakat zihnimizi kontrol etmek o kadar kolay olmuyor maalesef. Biraz tecrübe ve çaba gerekiyor. Bizim pozitifliğimiz başkalarına iyi gelir kısmına katılmıyorum çünkü toplumda gülmek bile ayıp bir şeymiş gibi dikte ediliyor. Sürekli gülerek dolaşan birine deli derler genelde. Herkese iyi davranınca da çoğu tepene biniyor. Ya dengeyi tutturacaksın ya da hiç yüz vermeyeceksin. Dengeyi tutturmak da çok zor. 2 ucu şeyli değnek misali :).
 
Aynen öyle hocam, herkes kendine hayatın gri renginden kaçmak için bir yol arıyor. Sizinki kitaplar olmuş, benim gibiler için müzik olur. Kimisi için oyunlar, kimisi için hobi edinmek. Fakat zihnimizi kontrol etmek o kadar kolay olmuyor maalesef. Biraz tecrübe ve çaba gerekiyor. Bizim pozitifliğimiz başkalarına iyi gelir kısmına katılmıyorum çünkü toplumda gülmek bile ayıp bir şeymiş gibi dikte ediliyor. Sürekli gülerek dolaşan birine deli derler genelde. Herkese iyi davranınca da çoğu tepene biniyor. Ya dengeyi tutturacaksın ya da hiç yüz vermeyeceksin. Dengeyi tutturmak da çok zor. 2 ucu şeyli değnek misali :).
Aynen, zihnin kontrolü pratikte her sorunun anahtarı ancak "onu yönetmeyi öğrenme" işi birazcık zorluyor : ) "Birazcık" derken, esasen bir hayli zor da: küçük iş gibi düşünmek işi biraz daha kolaylaştırıyor, o bakımdan : )

Bahsettiğiniz denge kısmı da başarılması gerekenlerden birisi, ama o da başarılır illaki. Deneme-yanılmalar, biraz insan sarraflığı çalışması vs. derken orta yol tutturulur umarım : )
 
Bence mutluluğun şartları kişiden kişiye göre değişir. kimisinin tomar tomar parası olur, yine de daha iyisini arar ve ulaşana kadar mutsuz olur. kimisinin pek bir şeyi olmaz ama bakkaldan aldığı çikolatayla bile mutlu olur. Sizin mutluluk şartınız nedir? Şahsen benimki, sevdiğim insanları görmek ve hayal ettiğim şeylerin gerçekleşmesi diyebilirim.

Para, diğerleri var.
 
Bence mutluluğun şartları kişiden kişiye göre değişir. kimisinin tomar tomar parası olur, yine de daha iyisini arar ve ulaşana kadar mutsuz olur. kimisinin pek bir şeyi olmaz ama bakkaldan aldığı çikolatayla bile mutlu olur. Sizin mutluluk şartınız nedir? Şahsen benimki, sevdiğim insanları görmek ve hayal ettiğim şeylerin gerçekleşmesi diyebilirim.
kısaca para

Bence mutluluğun şartları kişiden kişiye göre değişir. kimisinin tomar tomar parası olur, yine de daha iyisini arar ve ulaşana kadar mutsuz olur. kimisinin pek bir şeyi olmaz ama bakkaldan aldığı çikolatayla bile mutlu olur. Sizin mutluluk şartınız nedir? Şahsen benimki, sevdiğim insanları görmek ve hayal ettiğim şeylerin gerçekleşmesi diyebilirim.
kısaca para
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı